Dha Yurt Bülteni-12 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-12

121)KILIÇDAROĞLU'NDAN RIZA SARRAF YORUMU: BUGÜNDEN ÖZEL BİR YORUM YAPMAK DOĞRU DEĞİLCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da muhtarla bir araya geldi.

25.11.2017 16:35

DHA YURT BÜLTENİ-12

1)KILIÇDAROĞLU'NDAN RIZA SARRAF YORUMU: BUGÜNDEN ÖZEL BİR YORUM YAPMAK DOĞRU DEĞİL

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da muhtarla bir araya geldi. Bir muhtarın ABD'de tutuklanan İran asıllı Türk işadamı Rıza Sarraf'ın son durumuna ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Siyaset bir anlamda topluma adanmışlıktır. Muhtar seçildiğiniz zaman mahallelinin sorunlarıyla ilgileniyorsunuz. Her kapıyı çalıyorsunuz, bu seçildiğiniz bölgeye hizmet için. Siyaset de böyledir. Eğer siyaseti bireysel çıkara getirirseniz, yani cebinizi düşünürseniz, onun adı siyaset değil, başka bir şeydir. Rıza Sarraf olayı da böyle bir olaydır" dedi.

"İKİ TARAFTA RÜŞVET ALANLAR, KÖŞEYİ DÖNENLER VAR"

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a ambargo uyguladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu ambargo en çok bizim işime yaradı. Diyorlar ki doğalgaz alabilirsin, petrol alabilirsin, parayı Türkiye'de tutacaksın, ama eğer İran isterse yiyecek, içecek, giyecek bunları gönderebilirsin, bunları satabilirsin. Onun dışında hiçbir şey satamazsın. Demek ki İran'a gerçek ambargo uygularsan Türkiye kazanıyor, hem parası burada kalacaktı hem de yiyecek isterse satabilecektik, satabilirdik. Ama olay böyle olmadı. Olay, Türkiye- İran ekseninde gelişen bir olay. İki tarafta da rüşvet alanlar var, ceplerini dolduranlar var, köşeyi dönenler var."

"BUGÜNDEN ÖZEL BİR YORUM YAPMAK DOĞRU DEĞİL"

ABD'nin 2007 yılından beri süreci takip ettiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şunları dedi:

"ABD dinliyor. Efendim ABD bizi nasıl dinler? ABD'nin dinlemediği ülke yok ki. Almanya'da Merkel'i de dinledi, diğerlerini de dinledi. Siz dinlenecek olan makineyi başka devletten alıyorsanız o devlet sizi dinler. Ama makineyi kendiniz yaparsanız kimse sizi dinleyemez. Demek ki siz dinleyecek olan makineyi onlardan alıyorsunuz, onlar da sizi dinliyor. Bu çok bilinmeyen olay değil. Bütün mesele olayın içinde rüşvet var mı yok mu? Bunlar görülecek, bugünden özel bir yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Oturup bakılacak, bakalım mahkemede Rıza Sarraf ne diyecek? Bu Türkiye açısından yeni bir sorun teşkil edecek. Bu elbette siyasi bir olaydır. Suçlanan kim, siyasiler. Ne kadar suçlanacak, ne ile suçlanacak, onu 1-1,5 ay içinde göreceğiz."

ANTALYA/DHA

=============================================================

2)BOZDAĞ; MESCİT CAMİLERE DÜŞMANLIK EDENLER, ALLAH'A DÜŞMANLIK EDENLERDİR

BAŞBAKAN Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Mısır'da camiye düzenlenen bombalı terör saldırısını tepki göstererek, "Mescitlere, camilere düşmanlık edenler esasında Allah'a, dine, peygambere düşmanlık edenlerdir. Mescitlere, camilere saldıranlar sadece mescide, camiye değil, Allah'a, peygambere, İslam dinine saldırmış olurlar." dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yeni aldığı kararı da açıklayan Bozdağ, "2018 yılından itibaren de Hicri Takvim'e göre Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirdiği hafta, 'Mevlidi Nebi Haftası' adıyla kutlanmaya başlayacaktır" diye konuştu.

Konya'da Necmettin Erbakan Üniversitesi Köyceğiz Kampusu içerisindeki Zeliha Akpınar Camii'nin temel atma törenine katılan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, yaptığı konuşmada Mısır'da cemiye yönelik düzenlenen bombalı terör saldırısına tepki gösterdi. Bu saldırı gerçekleştirenlerin Allah'ın düşmanı olduğunu belirten Bozdağ, "Mescitlere, camilere düşmanlık edenler esasında Allah'a düşmanlık edenlerdir. Dine, peygambere düşmanlık edenlerdir. Mescitlere, camilere saldıranlar sadece mescide, camiye değil, Allah'a saldırmış olurlar. Peygambere saldırmış olurlar. İslam dinine saldırmış olurlar." dedi.

"MABETLER DOKUNULMAZDIR"

Tüm dünyada mabetlerin dokunulmaz olduğuna dikkat çeken Bozdağ, bu saldırıyı  gerçekleştirenleri 'Allah'ın, İslam, din, Kuran, Hz. Muhammed ve insanlığın düşmanı' olarak nitelendirdi. Bozdağ, "Tüm dünyada mabetler dokunulmazdır. Bizim dinimizde de mabetlerimizde dokunulmazdır. Ama maalesef İslam'ı istismar eden bazı terör örgütleri hem de İslam adını kullanmak suretiyle Allah'a, Resulüne, Allah'ın yeryüzündeki evlerine düşmanlık ve karşı saldırı içindedir. Bunları şiddetle nefretle bir kez daha kınıyoruz. Buradan Mısır'da meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara Allah'tan şifa diliyorum." diye konuştu.

TERÖRE KARŞI BİRLİK MESAJI

Teröre karşı birlik ve beraberlik içerisinde mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:

"Türkiye terörle mücadele konusunda nerede olursa olsun, kime karşı olursa olsun, terör örgütlerinin ideolojisi ne olursa olsun, her türlü terör örgütüyle, teröristlerle, terörizme amansız mücadeleye her zaman vardır. Biz bugün dünyanın neresinde olursa olsun terör örgütleriyle amasız ve amansız bir mücadeleyi yapalım diye çağrı yapan dünya belki de tek ülkeyiz. Maalesef bu çağırımıza samimi bir dayanışma ve işbirliği desteği bulduk mu? Bulamadık. Bazı ülkeler terör örgütlerine hedeflerine göre ideolojilerine göre maalesef bilerek ve isteyerek destek vermektedir. Şunu çok net söylüyoruz. Terör terördür. Terör örgütü terör örgütüdür. Terörist de teröristtir. Bunlardan iyilik beklemek, bunlardan ülkelerinin kendi lehlerine çıkar, menfaat devşirme hesabı yapmaları asla kabul edilemez. İşte Mısır'da gördük. Başka yerlerde de gördük. Yapmamız gereken şey bellidir. Birlik olmak, beraber olmak, samimi işbirliği yapmak. Nerde kime karşı nasıl olursa olsun bütün terör örgütlerine karşı amasız, amansız bir mücadeleye birlikte yapmaktır. Türkiye bu olay vesileyle Mısır halkının, Mısır devletinin yanındadır."

"İSLAM'IN ILIMLISI- ILIMSIZI OLMAZ"

Son dönemde 'Ilımlı' ve 'ılımsız İslam' tartışmaları yapıldığına dikkat çeken Bozdağ, şunları söyledi:

"Bir yandan mezhep mezhep, bir yandan başka meşrep meşrep İslam toplumunu ayırmak için uğraşırken, yeni bir siyasal mühendislik bugünlerde yeniden gündeme geldi. Benim bildiğim kadarıyla İslam tektir. Yorumları farklı olabilir. Ama İslam tektir. Kitabi kuran, peygamberi Hazreti Muhammet'tir.  Ilımlı Müslüman, ılımsız  Müslüman diye Müslümanları birbirinden ayırmak İslam anlayışını birbirinden ayırmak asla kabul edilemez. Bu Müslümanlara ve İslam'a dönük yeni bir uluslararası projedir. Buna yatkınlık gösterenler bu projeye taşeronluk yapanlardır. İslam düşmanlarının Müslümanlar üzerine terör örgütleriyle kurdukları tuzakların yeni dönemde farklı formatta İslam dünyasına içerisinde yer alacağını göstermektedir o nedenle bunun karşısında hep birlikte durmamız ve bu tür anlayışlara yer açılmasına izin vermemeliyiz."

"İZİN VERMEYECEĞİZ"

İslam üzerindeki bu yeni mühendislik faaliyetinin karşısında hep birlikte durulması gerektiğini belirten Bozdağ, "Hükümet olarak  bu tür anlayışlar karşısında olduğumuzu Cumhurbaşkanımızın da, Başbakanımızın da açıklamalarıyla ortaya koyduk. İslam dünyasının yeni mühendislikler, yeni taşeronlarla, yeni FETÖ'ler, yeni DEAŞ'larla, yeni terör örgütleriyle şekillendirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Onları deşifre etmeye, onların tuzaklarını bir bir çökertmeye kararlıyız Bu noktada mücadelemiz kararlı bir şekilde sürecektir." diye konuştu.

"MEVLİDİ NEBİ HAFTASI"

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yeni aldığı kararı da açıklayan Bozdağ, şöyle dedi:

"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aldığı yeni bir kararla, Peygamber Efendimizin doğduğu, dünyamızı ve alemleri şereflendirdiği günün içinde yer aldığı hafta, 'Mevlidi Nebi Haftası' adıyla Miladi Takvim'e göre değil. Hicri Takvim'e göre kutlanacaktır. Önümüzdeki hafta bu konudaki yönetmelik değişikliği yayınlanacak ve 2018'den itibaren de Hicri Takvim'e göre Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirdiği hafta, Mevlidi Nebi Haftası adıyla kutlanmaya başlayacaktır."?

'DİN EĞİTİMİ DEĞİL, DİN ÖĞRETİMİ YAPILIYOR'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi'n de temel atma törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada bazı mahkemelerin din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi ile ilgili derslerin aleyhine kararlar verdiğine dikkat çekti. İlk ve orta dereceli okullarda din öğretimi yapıldığını ifade eden Bozdağ, şöyle dedi:

" İstanbul'da bir idare mahkemesi hem de oy birliğiyle din eğitimi dersine insanlar mecbur edilemez diyor. Buradan söylüyorum mahkemenin belli ki hakimleri din eğitimi ve din öğretimi arasındaki farkı bilmiyorlar. Belli ki kullandıkları bilirkişilerde bu konudaki farkı bilmiyorlar. Türkiye'de ilk ve orta öğretim kurumlarında verilen derslerin hiçbiri din eğitimi dersi değildir. Din ve ahlak kültürüne dair bilgiler verilmektedir. Yapılan bir öğretimdir, eğitim değildir. Maalesef mahkemelerde bazı hakimler bu öğretimi eğitim yerine ikame etmeyi hem de mahkeme kararıyla başarmışlardır. Ama bu kabul edilemez bir durumdur."

'KİMİN ÖĞRETMEN OLACAĞINA DANIŞTAY KARAR VEREMEZ'

Kimin öğretmen olacağına Danıştay'ın karar veremeyeceğini de belirten Bozdağ, "Danıştay'da İdari Dava Daireler Kurulu, İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmen olmasını engelleyen bir karar verdi. Mahkemenin işimi bu. Kimin öğretmen olacağına Danıştay karar veremez, idare mahkemeleri karar veremez. Yasayla düzenlenebilir. ya da idari takdir hakkı yasanın verdiği yetkilerle idare bunu düzenleyebilir. Eğer bir ülkede kimin ne olacağına mahkemeler karar vermeye kalkarsa orada hukuk devletinden bahsedemeyiz. Maalesef Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu yerindelik denetimi yapmış, yetkisini aşarak müdahale etmemesi gereken bir alana hukuka aykırı bir şekilde müdahale etmiştir." dedi.

'BU HAKSIZLIĞI ORTADAN KALDIRACAĞIZ'

İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmenlik hakkının elinden alınmasına izin vermeyeceklerini de belirten Bozdağ, "Kimlerin nerede öğretmen olacağı kararını Milli Eğitim Bakanlığı verir ya da yasalar bunu saymışsa yasaların kurallarına göre yapılır. Danıştay yerindelik denetimi yapmıştır. Anayasa göre yerindelik denetimi yapamaz. Onun için İlahiyat Fakülteleri'nin mezun ve öğrencilerine şunu ifade etmek isterim. Biz bu konuda ilahiyat mezunlarının öğretmenlik hakkının elinden alınmasına izin vermeyiz. Bu konudaki değişiklik neyse bunu yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızla bu konu Başbakanımızla Milli Eğitim Bakanımızla istişare edilmiştir. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir yasal düzenlemeyi yapacağız. Bu haksızlığı ortadan kaldıracağız."

'DİYANET İŞLERİ'NDE KADINLARIN SAYISINI ARTTIRACAĞIZ'

Toplumun yarısının kadın olduğunu ve kadınlara dini konuların aktarılmasının önemli olduğunu belirten Bozdağ şöyle devam etti:

"İlahiyat Fakültelerimizde, hayatının pek çok alanında kadının etkinliğinin artması ülkemizin bugünü gibi geleceğimizin daha iyi olmasına katkı sağlayacaktır. Bildiğiniz gibi Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof Rr. sayın Fulya Martı Diyanet İşleri Başkanı Yardımcılığı görevine atanmıştır. Türkiye'de bir ilk. Bunu biz önemsiyoruz. Bundan sonra süreçte de Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde vaizlerin, kadın vaizlerin, kadın kursu öğreticilerinin, kadın müfettişlerin sayılarını artıracağız. Türkiye'nin şuanda bazı büyükşehirlerimde var ama bütün illerimizde yok. 81 ilimizin 81"nde de müftü yardımcılarından en az biri kadın olacak. Büyükşehirlerde bunun sayısı daha da artacaktır.Biz bunu niçin yapıyoruz. Diyanetin hizmetleri sadece erkeklere dönük hizmetler değil. Aynı zamanda da kadınlara dönük hizmetlerdir. Bu nedenle de kadınlarımızın daha fazla Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde istihdamı konusunda adımlar atıyoruz. Bundan sonrada bu adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz."

Görüntü Dökümü:

----------------------------

-Bozdağ'ın açıklamaları

-Temel atma törenlerinden detay

Haber:  Tolga YANIK Kamera:  Hasan DÖNMEZ/KONYA, DHA))

======================================================

3)MERVE ÖĞRETMEN BEYAZ ÖNLÜĞÜ VE KIRMIZI KARANFİLLERLE UĞURLANDI

SAMSUN'da otomobilin çarpmasıyla ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden İngilizce öğretmeni Merve Mercan Çelik (27), memleketi Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı Beyendik Beldesi'nde tabutuna konulan beyaz önlüğü ve kırmızı karanfillerle son yolculuğuna uğurlandı. Çarşamba 75'inci Yıl Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde görev yapan Samsun'da bir otomobilin çarpması sonucu ağır yaralanan ve 5 günlük yaşam mücadelesini kaybeden  İngilizce öğretmeni Merve Mercan Çelik'in cenazesi, karayoluyla memleketi Keşan'a bağlı Beyendik Beldesi'ndeki evine getirildi. Evinin bahçesine konulan Merve öğretmenin tabutunun üzerine beyaz önlüğü ve kırmızı karanfiller bırakıldı. Genç öğretmenin polis memuru eşi Erhan Çelik, annesi Mürvet ve babası İrfan Mercan taziyeleri kabul etti. Merve öğretmenin 9 aylık kızı Zeynep Mercan ise cenazeye getirilmedi.

Cenazeye, genç öğretmenin yakınlarının yanı sıra Keşan Kaymakamı Nuri Özder, Keşan İlçe Emniyet Müdürü Zafer Akcan, İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhan Saz, eğitimciler ve çok sayıda vatandaşlar katıldı. Duaların okunması ve helallik alınmasının ardından Merve Mercan Çelik'in cenazesi belde mezarlığında götürüldü. Genç öğretmenin cenazesi, Keşan İlçe Müftüsü Mehmet Yiğit tarafından öğle vakti kıldırılan cenaze namazının ardından gözyaşları arasında toprağa verildi.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Cenaze evi bahöesi genel gör.

-Tabuta beyaz önlük ve kırmızı karanfil koyulması

-Tabutu başında ağlayanlar

-Helallik alınması ve dua edilmesi

-Tabutun cenaze aracına konulması

-Detaylar

Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-

(SÜRE: 06.19 - BOYUT: 385 MB)

==================================================

4)OĞLUNA ŞİDDET UYGULADIĞI İDDİASIYLA ÖĞRETMENİ DÖVEN BABANIN TUTUKLANMASINA TEPKİ

GAZİANTEP'te, oğluna şiddet uyguladığı iddiasıyla sınıf öğretmeni Hasan K.'yı dövdüğü için tutuklanan Önder R.B.'nin yakınları karara tepki gösterdi. Okulun önünde şiddete maruz kaldığı öne sürülen öğrenci ile toplanan Bulut ailesinin fertleri, yetkililerden yardım istedi ve öğretmenden şikayetçi olacaklarını söyledi.

Atakent Mahallesi'nde oturan Dilber B., Solmaz Güzel İlkokulu birinci sınıf öğrencisi oğlu M. B.'nin eve döndüğünde yüzünün kızardığını gördü. Annesinin yüzüne ne olduğunu sorduğu çocuk, okulda düştüğünü söyledi. İddiaya göre, Dilber B. çocuğunun bu durumunu görünce telefonla aradığı eşi Önder R.B.'yi eve çağırdı. Eve gelen baba, çocuğunun yüzünü görünce ne olduğunu sordu. İlk etapta düştüğünü söyleyen öğrenci, daha sonra öğretmeninin iyi okuyamadığı için yanaklarını sıktığını söyledi. Bu duruma öfkelenen baba, telefonla aradığı çocuğunun öğretmeni 14 yıllık öğretmen Hasan K. ile görüşmek istedi. Telefonun ardından Hasan K. kendisi gibi öğretmen olan eşiyle birlikte babanın iş yerine gitti. Burada çıkan tartışmada Önder R.B. ile yanındaki akrabaları öğretmen Hasan K.'yı dövdü. Çağrılan ambulansla hastaneye götürülen ve boyun kemiğinin kırıldığı belirlenen öğretmen, hayati tehlikesi nedeniyle yoğun bakım ünitesine alındı. Olayın ardından gözaltına alınan öğrencinin babası ile yakınları ise ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Ancak, daha sonra savcılık talimatıyla yeniden gözaltına alınan öğrencinin babası Önder R.B., nöbetçi mahkemece

tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Kararın ardından birinci sınıf öğrencisi Miraç B., annesi Dilber B. ve yakınları bugün öğle saatlerinde Solmaz Güzel İlkokulu önünde toplandı. Burada gazetecilere açıklama yapan Dilber B., eşinin tutuklanmasına tepki gösterdi. Öğretmenin çocuğuna şiddet uyguladığını ve konuşma sırasında eşini tahrik ettiğini öne süren Dilber B., "Kocamın serbest bırakılmasını istiyorum" dedi.

Oğlunun okuldan geldiğinde yüzündeki kızarıklık ve morlukları görünce ne olduğunu sorduğunu anlatan Dilber B., "Bana önce düştüğünü söyledi. Fakat düşmeye benzer bir durum olmadığını fark edince eşimi aradım" dedi.

Eşinin eve gelmesinin ardından çocuklarının şiddete maruz kaldığını öğrendiklerini anlatan Dilber B. şöyle dedi:

"Çocuğumu o halde görünce çok tedirgin oldum ve eşimi arayarak durumu anlattım. Bizim aklımıza çocuğu, öğretmeninin o hale getirdiği hiç gelmedi. Eşim eve gelip ne olduğunu sorunca ve ben de sinirden ağlayınca oğlum kendisinin okuyamadığını ve öğretmeninin yanağını sıktığını söyledi. Biz, polise öğretmen hakkında şikayetçi olmaya gidecektik. Bu sırada öğretmen arayıp gelip 'görüşelim' dedi. Eşim, 'oğlum ağlıyor ve sizi görmek istemiyor' diyerek, öğretmeni konuşmak üzere işyerine çağırdı. Oğlumun öğretmeni ve eşi geldiği iş yerinde eşimi, 'Biz öğretmeniz; hem sever, hem döveriz' diyerek tahrik etmiş. Bu sırada eşimi de itmeye çalışmış. Eşim de sinirlenerek vurunca öğretmen düşerek kafasını kaldırıma vuruyor. Eşim ifadesi alınıp serbest bırakıldı ama daha sonra tekrar gözaltına alınıp tutuklandı. Oğlumun yanağı ortada, mosmor. Darp raporu aldık ve öğretmen hakkında şikayetçi olduk. Yetkililerin bu konuda duyarlı olmasını ve bir an önce eşimin serbest kalmalarını sağlamalarını istiyorum."

Babası tutuklanan, öğretmeni ise yoğun bakım ünitesinde tedavi gören birinci sınıf öğrencisi M. B. ise "Ben okuyamadım diye öğretmenim, 'Annen, baban seni hiç okutmuyor mu?' diyerek yanağımı sıktı. Yüzüm kızarınca da anne ve babama bahçede düştüğümü söylememi istedi" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Okul önünde toplananlar

Dilber Bulut'un konuşması

Yüzü kızaran öğrencinin konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber -Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 389 MB

=============================================================

5)VALİ DEMİRTAŞ: 15 TEMMUZ'DA, İNCİRLİK ÜSSÜ'NÜN ELEKTRİKLERİNİ KESİP, 'VUR' EMRİ VERDİM

ADANA Valisi Mahmut Demirtaş, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında İncirlik Üssü'nün elektriklerini kesip, üsse giriş-çıkışları engellemek için polise 'Vur' emri verdiğini söyledi. Vali Mahmut Demirtaş, Çukurova Üniversitesi Ramazanoğlu Konağı Kültür Merkezi'nde '15 Temmuz Darbe Girişimi ve Adana' konulu konferansa katıldı. Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ramazan Akyürek, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar ile çok sayıda kişinin ilgi gösterdiği konferansta, Vali Demirtaş, darbe girişimi sırasında ve sonrasında yaşanan süreci değerlendirdi.

İNCİRLİK'İ ANLATTI

Darbe girişimi gecesine ilişkin gelişmeleri kendi gözlemiyle aktaran Vali Demirtaş, şunları kaydetti:  "Darbe girişimini televizyonda gördük. Gerekli emirleri verip kentte tedbir aldık. Kesinlikle yanlış hareket içinde olanlara karşı 'vur' emri verildi. Özellikle İncirlik Üssü'ndeki 10'uncu Tanker Üs Komutanlığı'nın giriş çıkışlara kapatılması, üs çevresinin sarılması, önünün büyük ve zırhlı araçlarla kapatılması, elektriğinin kesilmesi talimatını verdim. Giriş-çıkış yapmak isteyenlerin engellenip vurulması talimatını verdim. Askeri birliklerde silah depolarının kontrolünü sağladık. Vatandaşlarımızla birlikte bu hain darbe girişimine karşı mücadele ettik. Birlik ve beraberlik içinde bu millet her türlü zorluğun üstünden gelecek Allah'ın izniyle. O gece yaralanan gazilerimiz oldu. Şehitlerimizi de rahmet ve minnetle anıyorum."

Görüntü Dökümü

------------------------

Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ın salondan görüntüleri

Salondan genel görüntüler

Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ın kürsüde konuşma yapması

SÜRE: 03'36"    BOYUT: 220MB

Haber-Kamera: Yusuf BAŞTUĞ/ADANA,

========================================================

6)KULAKLIKLA MÜZİK DİNLERKEN TREN ÇARPTI

ADANA'DA kulaklıkla müzik dinlerken hemzemin geçitten karşıya geçmeye çalışan 19 yaşındaki Abdullah Sezer, trenin altında kalıp yaşamını yitirdi.

Merkez Seyhan İlçesi'ndeki Zeytinli Mahallesi'nde telefonuna bağladığı kulaklıkla müzik dinleyen Abdullah Sezer, evine gitmek için yürümeye başladı. Hemzemin geçite yaklaştığında çevredekilerin uyarılarına karşın Mersin-Adana seferini yapan yolcu trenini fark edemeyen Sezer, trenin altında kalarak feci şekilde yaşamını yitirdi. Çevredeki güvenlik kameralarına da yansıyan kaza sonrası gözaltına alınan makinist Zafer Can, yavaşlamaya çalıştığını ancak treni durduramadığını söyledi.  Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

**Güvenlik Kamerası**

Ölen gencin tren hattına yürüken görüntüleri

Trenin geçişi

**

Ölen gencin cesedinin detay görüntüleri

Ölen gençten kalan eşyaların görüntüsü

Çarpan treninin genel görüntüsü

Tren makasından görüntü

Polislerin olay hakkında inceleme yapması

Ölen gencin çalıştığı yerdeki işyeri sahibinin karısının ağlarken

SÜRE: 03'09"            BOYUT: 192MB

HABER - KAMERA: YUSUF BAŞTUĞ/ ADANA,

=====================================================

7)AYDIN'DA KADINA ŞİDDETE TİYATRAL GÖSTERİYLE 'DUR' DENİLDİ

AYDIN Büyükşehir Belediyesi tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle 'Kadına Şiddete Dur' programı gerçekleştirildi.

Kadına şiddet konusunda toplum bilinci oluşturmak amacıyla Aydın Atatürk Kent Meydanı havuz önünde gerçekleştirilen etkinlikte tiyatral gösterim yapılarak kadına yönelik şiddet canlandırıldı. Canlandırma gereği kadınların yüzüne makyaj yapılarak zincirlerle birbirlerine bağlandı. Dansçıların ağıtlar eşliğinde yaptığı lirik dans ile bulunulan durumdan kurtuluş ve zincirlerin kırılarak atılması temsil edildi. Gösterimde ayrıca katılımcılar cadde üzerinde ellerindeki pankart ve dövizlerle yürüyüş yaptı. Kadınların maruz kaldığı şiddet olaylarının önüne geçmek ve bu konuda farkındalık, duyarlılık oluşturmak amacıyla Büyükşehir Belediyesi olarak tiyatral gösterim gerçekleştirdiklerini belirten CHP'li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, son 15 yılda yaklaşık 7 bin kadının öldürüldüğünü belirtti. Çerçioğlu, toplumun yarısını oluşturan kadınların, erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu ve bu hakları kullanmakta özgür olduklarını belirterek, "Biz de bu fikirden yola çıkarak büyükşehir belediyesi olarak Aydın'da kadınlarımızın ekonomik özgürlüklerine kavuşabilmeleri için birçok projeyi uygulamaya devam ediyoruz. Kadınlarımız hayata karşı kendi ayakları üzerinde durmalılar ve her daim dayanışma içerisinde olmalılar" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Oyundan görüntü

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,

===================================================

8)AVUKATLARDAN KADIN HAKLARI AÇIKLAMASI

ANTALYA'nın Alanya ilçesinde görev yapan avukatlar 25 Kasım 'Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü' kapsamında açıklama yaptı.

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü'nde Antalya Barosu Alanya Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyesi avukatlar Alanya Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Üzerlerinde cüppeleriyle adliye önünde toplanan avukatlar adına konuşan kurul sözcüsü Müge Gezginci, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin son yıllarda çarpıcı bir şekilde arttığını söyledi. Kadına şiddetle mücadelede tüm şiddet unsurlarının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini belirten Gezginci, "Mücadele yöntemlerini tartışırken hayatın diğer alanlarında yaşanan şiddetten bağımsız olarak ele alınması gerektiğini durumunda mücadelenin etkisiz kalmasına yol açacağı gerçeğini de dikkate almamız gerekmektedir. Şiddet kimden, nereden gelirse gelsin; kime karşı yapılırsa yapılsın; şiddet uygulayanın/şiddet uygulananın kim olduğuna, neden uygulandığına bakılmaksızın ortak bir bilinçle şiddete karşı duruş sergilenmelidir" dedi.

"ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜ SAĞLANMALI"

Kadına yönelik şiddetle mücadele için ulusal eylem planları yapılmasına rağmen halen arttığını aktaran Gezginci, "Kadınlarımız, kız çocuklarımız her alanda, eğitim, yaş, sosyo- ekonomik durum ayırt etmeksizin şiddet görmekte, tacize, tecavüze uğramakta, sakat kalmakta ve öldürülmektedir. Yasalarımızda yapılan değişikliklerin kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği; hatta en önemli insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal eden öldürme filinin çok arttığı bir gerçektir. Bu artışın önemli bir nedeni de ülkemizde mevzuatın uygulamasındaki yetersizliktir. Mücadelede sonuca varılmak isteniyorsa devletin bu soruna odaklanması gerekmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesinin yanında bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak ve kararlı şekilde yürütülmesi, her şeyden önce kadının birey olduğunun kabulünü sağlayacak toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanması zorunludur" diye konuştu.

YETKİLİLERE ÇAĞRI

Devlet ve siyasi makamların kadına bakış açılarını, kadın sorununu çözecek yönde dönüştürmeleri gerektiğini anlatan Gezginci, şöyle dedi:

"Yasaları değiştirirken kullanılan dilin siyasi amaçlı olarak kadın haklarına aykırı yönde kullanılması, toplumsal zihniyet değişikliğinin önündeki en önemli engeldir. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte kazandığımız kadın haklarımızın ortadan kaldırılmasına yol açacak yasal değişikliklerin yapılması, laik eğitimden uzaklaşılması, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı kurumlarda kullanılan dilin ve açıklamaların kadın haklarına aykırı olması, kadının her şeyden önce birey olduğunun kabul edilmemesi yönündeki beyan ve tutumlar, kadının insan haklarının ihlalinin artmasına yol açmakta ve yapılan mücadeleyi engellemektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetle mücadele alanında karar alma sürecinin kapsayıcı bir süreç olmasının ve tüm paydaşların rol oynamasının sağlanması gerekmektedir. Kadın alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin karar alma sürecine katılımı mutlaka sağlanmalı, kadın örgütlerine danışılmalı, kadın örgütleri dinlenmeli ve kadın örgütlerine destek olunmalıdır.

Görüntü Dökümü

--------------

Adliyeden genel görüntü

Avukatlardan görüntü

Müge Gezginci konuşması

HABER- KAMERA: Engin ANAK/ALANYA,

===================================================

9)EKMEK ALIP ARACINA DÖNERKEN KAZADA ÖLDÜ

SAKARYA'nın Arifiye ilçesinde, TIR'ı yol kenarına park edip fırından ekmek alarak aracına dönmek için yolun karşısına geçmeye çalışan Serdar Çölkesen, otobüsün çarpması sonucu yaşamını yitirdi.

Kaza öğle saatlerinde, D-650 Karayolu'nun Arifiye Aşağıkirazca Mahallesi mevkiinde meydana geldi. 34 LR 8851 plakalı TIR'ın sürücüsü Serdar Çölkesen ekmek almak için aracını yol kenarına park etti. Yolun karşısında bulunan fırına gidip ekmek alan Serdar Çölkesen'e aracına geri dönmek için yolun karşısına geçmeye çalışırken E.Ç idaresindeki 54 S 0063 plakalı servis otobüsü çarptı. Serdar Çölkesen çarpışmanın etkisiyle metrelerce sürüklenirken, kazayı görenler 112 Acil ve polise haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekibi sürücünün yaşamını yitirdiğini belirledi. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü

--------------

Olay yerinden görüntüler

Ekiplerden görüntü

Aziz GÜVENER/ARİFİYE(Sakarya), -

====================================================

10)KIRIKKALE'DE KADINA YÖNELİK ŞİDDET KINANDI

KIRIKKALE'de '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' dolayısıyla, Kadın Platformu üyeleri kadına yapılan şiddeti ellerindeki pankartlarla kınadılar.

Kırıkkale Kadın Platformu tarafından Cumhuriyet Meydanında düzenlenen 'Şiddete hayır'  programına, Kırıkkale CHP Kadın Kolları Başkanı Güllü Aykut, Tüm Emekli –Sen Kadın Komisyonu Başkanı Şengül Özkanat, Alevi Kültür Derneği Kadın Komisyonu Başkanı Şafak Güney ve çok sayıda kadın destek verdi.

Burada Kırıkkale Kadın Platformu adına konuşan Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Dilefruz Demir Şimşek, 25 Kasım'ın erkek egemen şiddetine karşı direnen kadınların isyanı olduğunu söyleyerek, "Kadınları katledenlere iyi hal, haksız tahrik gibi cezai indirimler uygulanmaya devam ediyor. Eril yargının uyguladığı cezasızlık politikası taciz ve tecavüzün artmasına neden oluyor. Bizzat siyasal iktidar tarafından üretilen ve pompalanan cinsiyetçi söylemler; kadınların sokakta, otobüste, metroda erkeler tarafından kıyafetleri bahane edilerek fiziksel şiddete maruz kalmalarına dayanak oluyor. Kadınları söz, yetki ve karar mekanizmalarından dışlayan, toplumdan soyutlayan uygulamalara karşı biz kadınlar tüm renklerimizle, bulunduğumuz her yerde sesimizi yükseltmeye, isyanımızı büyütmeye, buyurduğunuz itaati reddetmeye ve düşlerini kurduğumuz eşit ve özgür yaşamın gerçekleşmesi için mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz" dedi. Grup yapılan açıklamanın ardından slogan atarak, olaysız bir şekilde dağıldı.

Görüntü dökümü:

---------------------------

-Eylemden görüntüler

-Dilefruz Demir Şimşek in konuşması

-Kadınların slogan atması

-Detay

Erhan GÖĞEM/KIRIKKALE, -

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement