Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-6

Rize'de düşük kamulaştırma bedeli protestosuRİZE'de, alışveriş merkezinin bağlantı yollarının yapılacağı Müftü Mahallesi'nde kamulaştırılacak binalarda daireleri bulunanlara ödeneceği açıklanan bedeller tepkilere neden oldu.

01.04.2017 15:37

Rize'de düşük kamulaştırma bedeli protestosu

RİZE'de, alışveriş merkezinin bağlantı yollarının yapılacağı Müftü Mahallesi'nde kamulaştırılacak binalarda daireleri bulunanlara ödeneceği açıklanan bedeller tepkilere neden oldu.

Müftü Mahallesi'nde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, 'İnsanların ilk ihtiyacı yol değil barınmadır', 'AVM için Müftüyü yıkmayın', 'Evlerimizi yıkmayın, geleceğimizi karartmayın', 'Cumhurbaşkanım Rize'de ağlayan çok ilgilenen yok' yazılı dövizler açtı.

Müftü Mahallesi'nin eski muhtarı Ali İhsan Mandev, mahallede kamulaştırma mağduriyeti yaşandığını belirterek seslerini duyurmak istediklerini söyledi. Mandev, "Devletimiz o kadar güçlü ki TOKİ marifeti ile en olmadık yerlerde binalar yapılıyor. İsterse burada bütün daire sahiplerine birer daire yapar, bu işten TOKİ de kar eder. Bu şekilde bu insanlar da mağdur olmaz. 'Ben yaptım, ettim' demekle bu işler olmaz. Bir kişinin talimatıyla zenginlere alışveriş merkezi yaparak bu kadar insan mağdur edilmez. 400 senelik mahalleyi yok etmeye Cumhurbaşkanımız da razı gelmez. Yan tarafta başka boş araziler var. Biz bir çözüm istiyoruzö dedi.

Evi düşük bedelle kamulaştırılanlardan Lütfiye Okur da, "Yola ve çevre düzenine karşı değiliz. Mağdur olmak istemiyoruz. Başka alternatifler varken neden bizi mağdur ediyorlar? Evlerimizin paralarını da vermiyorlar. Belediyeye, Karayolları'na, Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına yazılar yazdık. Kimse cevap vermiyor. Sesimizi duysunlarö diye yakındı. Aydın Gökbayrak ise, "Burada yapılmak istenen yolun kamu yararı yok. Alışveriş merkezinde çevre güzelliği sağlamak için bu yapılıyorö dedi.

Rize'de önceki hafta da Dalyan Mahallesi'nde, Güney Çevre Yolu ve Salarha Tüneli kapsamında yapılacak yollar nedeniyle evleri düşük bedelle kamulaştırıldığını belirten vatandaşlar protestoda bulunmuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Toplanan kalabalık ve pankartlar

Eski muhtarın konuşması

Mağdurlerın açıklamaları

Detaylar

Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR RİZE-

================================================

310 bin liralık gasp olayını tasarlayarak yapmışlar

BURSA'da bir şirket çalışanı kadının bankadan çektiği 310 bin lira parayı gasp eden 3 şüpheliden Gürcistan uyruklu 39 yaşındaki Ramazı Jobao gasp edilen paralarla yakalandı. Kaçan yabancı uyruklu iki arkadaşı aranan Ramazi Jobao, "Biz üç kişiyiz. Birimiz bankada duruyor diğer iki kişi ise dışarda bekliyoruz. Fazla para çeken kişiyi arkadaşımız bize söylüyor. Bizde gasp ediyorduk. Daha önce farklı illerde iki gasp gerçekleştirdik. Bunda yakalandık" dedi.

Merkez Yıldırım ilçesi Davutdede Mahallesi'ndeki bir bankaya gelen reklam ajansı çalışanı Havva Korkmaz, şirketin ödemeleri için 310 bin lira çekerek çalıştığı işyerine gitmek üzere bankadan çıkınca, onu takip eden 3 kişi para dolu çantayı gasp etti ve otomobile binerek kaçtı. Havva Korkmaz haber vermesi sonucu önlem alan polis, her yerde aradığı gaspçıların izlerini kaybettirmek için kiraladıkları otomobili Kurtuluş Mahallesi İkinci Karaçeşme Sokak'ta ateşe verdiğini, Mobese kameralarından tesbit etti. Farklı yönlere kaçan gaspcılardan Gürcistan uyruklu Ramazı Jobao'nun, sürücü Ç.B.'nin 16 T 0396 plakalı taksine binerek Yalova yönüne hareket ettiğini gören polis, güzergahtaki Gemlik, Orhangazi ve Yalova'daki ekipleri uyardı.

Taksinin Orhangazi'ye yaklaştığı bilgisini alan Orhangazi Emniyet Müdürlüğü ekipleri Yeniköy Kavşağı(nda barikat kurdu. Barikatta taksiyi durduran polis Ramazı Jobao ve taksici Ç.B.'yi gözaltına aldı. Takside gasp edilen para dolu çanta, bıçak ve çakmak tabanca ele geçti. Para daha sonra şirkete teslim edilirken polis gasp olayına karışan ve ismini belirlediği iki şüpheliyi aramaya başladı.

Getirildiği Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulaması yapılan Ramazi Jobao suçunu kabul etti. Üç kişi olduklarını ifade eden Jobao, "Birimiz banka içersinde bekliyor. Fazla para çeken kişileri takip ediyor. Bize bilgi veriyor. Bizde dışarı çıkınca parayı gasp ediyoruz. Bursa dışında benzer iki olay gerçekleştirdik. Son işimizde yakalandı. Arkadaşlarımın nereye gittiğini bilmiyorum" dedi.

Sorgulaması tamamlanan Ramazi Jobao bugün "yağma suçundan" adliyeye çıkartılırken gözaltına alınan taksi sürücüsü ise serbest bırakıldı.

Bu arada gasp edilen parası bulunan şirket Bursa'da yerel yayın yapan gazetelere tam sayfa ilan verip paranın bulunmasında yardımcı olan polislere teşekkür etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Zanlının emniyetten çıkışı

Emniyetten detay

Görüntü dökümü:

(DÜN GEÇİLEN) ORHANGAZİ

Taksinin görüntüsü

Polis ekipleri

Zanlılar

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

(DÜN GEÇİLEN) BURSA

Bankanın görüntüsü

Polis ekipleri

Haber-Kamera: Edip TEKİN/Faruk KAHRAMAN - BURSA, –

============================================

Otomobil 7 metreden tarlaya uçtu: 1 ölü, 2 yaralı

SİVAS'ta sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil tel örgüleri aşarak tarlaya uçtu. Kazada 1 kişi öldü, 2 kişi ağır yaralandı.

Kaza saat 13.00 sıralarında Niksar Caddesi üzerinde meydana geldi. Paşabahçe Mesire Alanı'ndan Sivas merkez istikametine gelen Mehmet Can Ertürk (19) yönetimindeki 58 AF 657 plakalı otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarındaki tel örgüleri aşarak 7 metrelik istinat duvarından aşağıdaki tarlaya uçtu. Kaza üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kaza sonrası araçta bulunanlardan Serdar Kaya ağır yaralı olarak kaldırıldığı Medicana Hastanesi'nde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak öldü. Kazada sürücü Ertürk ve Yıldıray Alper (19) ise ağır yaralandı. Yaralılar kentteki hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı. Otomobilin hurdaya döndüğü kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

-Kaza yerinden görüntüler

-Aracın görüntüsü

-Ekiplerin incelemesi

-Kaza sonrası sıcak görüntüler (Amatör kamera)

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,

=======================================

Adalet Bakanı Bozdağ: FETÖ ile en etkin mücadeleyi Türk yargısı yürütüyor

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Kırşehir'de yaptığı konuşmada FETÖ Terör Örgütü'nün Türk yargısı içerisinde artık bir netice alacak gücü bulunmadığını belirterek, "Fethullahçı Terör Örgütü ile en etkin şekilde mücadeleyi yürüten de Türk yargısıdır" dedi.

Kırşehir'de önce Ahi Evran Üniversitesi öğrencileriyle bir araya gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ardından valilik ve belediyeyi ziyaret etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Akıncı Üssü soruşturmasıyla ilgili iddianemenin hazırlanıp mahkemeye gönderildiğini hatırlatan Bakan Bozdağ, "Basına yansıyan kadarıyla baktığımızda Akıncı üssü iddianamesi esasında bu darbe teşebbüsünün vahşet boyutunu göstermesi bakımından son derece önemli. Yargılama sürecinde bütün boyutlarıyla bu gerçekleri Türk halkı görecek ve dünya kamuoyu da bunu yakından izleyecektir" dedi.

FETÖ'nün medya yapılanmasında tahliye kararı verilen 13 kişi için tekrar gözaltı kararı verilmesine yönelik olarak da açıklamalarda bulunan Bozdağ, Türk yargısının Anayasa ve yasalara uygun şekilde bugüne kadar görevini yerine getirdiğini ve bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğini ifade etti. Bekir Bozdağ, şöyle konuştu: "Bu iddianame ile ilgili bir hususu özellikle ifade etmek isterim. Bugün bir gazete her zamanki gibi yalan manşetlerinden bir tanesine daha imza attı. Adalet Bakanlığı soruşturma yapmaz. Soruşturma yapanlara talimat vermez. İddianame hazırlanması Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre soruşturma yapma yetkisi Cumhuriyet Başsavcılıklarına aittir ve iddianameyi savcılar hazırlar. İlgili mahkemeye bunlar sunar. Tamamıyla asılsız bir konuyu manşetten vermek suretiyle Türk halkını yanlış bilgilendirmekte ve aslı olmayan bir şeyi gerçek gibi maalesef takdim etmektedirler. Türk yargısı vazifesini Anayasa'ya, kanunlara, hukuka ve vicdani kanaatlerine bağlı olarak yapacaktır" dedi.

YARGI DARBECİLERE BİAT ETMEDİ

"15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında darbecilerin daha işe yeni başladığı vakitlerde, darbenin başarılı olup olmayacağının kestirilemediği bir noktada, darbe teşebbüsüne kalkışanlarla ilgili gözaltı, yakalama kararları çıkaran Türk yargısıdır. İlk defa darbecilere biat etmeyen, darbecilere hukukla karşı koyan Türk yargısıdır ve o gece olup bitenleri herkes biliyor" diyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

FETÖ'NÜN TÜRK YARGISI İÇİNDE ARTIK GÜCÜ YOK

"Pek çok terör örgütü üyesi hakim ve savcı ile ilgili de gözaltı kararları veren yine Türk yargısı olmuştur. Fethullahçı Terör Örgütü ile en etkin şekilde mücadeleyi yürüten de Türk yargısıdır. Ama yargı bunu hukuk içinde, hukuka uygun biçimde yapmaktadır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yaklaşık 4 bin civarında hakim ve savcıyı tarafsız ve bağımsız görev yapma vasfını yitirmiş olmaları ve FETÖ terör örgütü ile irtibatları nedeniyle görevden uzaklaştırma kararı aldı. Bu da son derece önemli. Hakim ve savcı sayımızın 15 binlerde olduğu hesap edilirse bu önemli bir rakamdır. Türk yargısı Fetullahçı Terör Örgütü, FETÖ/PDY, PKK, DHKP-C, DEAŞ dahil bilumum terör örgütlerine karşı Anayasa ve yasalarımızın kendilerine yüklediği sorumluluklarının gereğini yasalara uygun bir şekilde nasıl bugüne kadar yerine getirdiyse, bundan sonra da öyle yerine getirecektir. Ancak Fetullahçı Terör Örgütü, dünkü tahliyeler üzerinden bir algı operasyonuna girmiştir. Dört bir yandan, sosyal medya üzerinden sanki farklı bir şey oluyormuş gibi bir algıya da girmiştir. Bunu da buradan ifade etmek isterim. FETÖ Terör Örgütü'nün Türk yargısı içerisinde bundan sonra bir netice alacak, adım atabilecek, karar aldırabilecek bir gücü yoktur. Olması da mümkün değildir."

PARLAMENTER SİSTEM GEÇİCİ İSTİKRARDIR

Ardından Cacabey Meydanı'nda halka hitap eden Bakan Bozdağ, Türkiye'de güçlü iktidarın tesis edilmesi için yeni bir sisteme ihtiyaç ı olduğunu ifade etti. Bozdağ, "Şu andaki siyasi istikrar, lidere bağlı bir istikrardır. Parlamenter sistemin doğası gereği olan bir istikrar değil, geçici bir istikrardır. Anayasanın hükümleri çok açık, cumhurbaşkanını halk sandıkta seçecek. Kabineyi de cumhurbaşkanı kendi oluşturacak. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlardan oluşacak. Bunlar cumhurbaşkanı kararnamesiyle belirlenecek" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------

-Bakan Bozdoğ'ın açıkmaka

Haber-Kamera: Salih GÜNER/ KIRŞEHİR -

============================================

Bakan Özhaseki: Şiddetin yaşandığı 7 bölgede yaklaşık 70 bin konut hasarlıydı

ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, hendek-barikat operasyonlarının yapıldığı 7 bölgede yaklaşık 70 bin konutun hasarlı olduğunu belirtirek, "Bunların yarıya yakını ağır hasarlı, biraz daha fazlası az hasarlıydı. 30 bin liraya kadar olanları az hasarlı olarak gördük. Onların tamamının bedelini ödedik. Oturulamayacak durumda olan evlerle ilgili de vatandaşlara ev vereceğimizi taahhüt ettik. Bu 7 bölgede toplamda bizim yapacağımız yatırımların bedeli 10 milyar lirayı buluyor"dedi.

Diyarbakır'da basın mensupları ile kahvaltıda bir araya gelen ve daha sonra Sur'da çalışmaların yapıldığı alanları ziyaret eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, hendek-barikat operasyonlarının yaşandığı yerleşim birimlerinde bakanlık olarak yaptıkları ve yapacakları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Valiu Hüseyin Aksoy ile Belediyeye kayyum olarak atanan Cumali Atilla'nında eşlik ettiği Bakan Özhaseki, "7 Haziran'da gerçekleştirilen seçim öncesinde büyük bir plan yapıldı. Bu plana göre, HDP bağımsız bir parti olarak seçime girecek, AK Parti iktidardan düşecek ve ülke koalisyonlara mahkum edilecekti. Bu dönemde şiddet sarmalı iyice artacak, insanlar şiddetten iyice yorulacaklar, sonra da çukurlar kazılıp öz yönetimler ilan edilerek, bölücülüğe giden yolda ilk adım atılmış olacaktı. Bütün bu hesaplar yapıldı. Ama Allah'a şükür tutmadı. Bölemediler, parçalayamadılar. Kararlılıkla bu işin üzerine gittik, bütün şehirleri teröristlerden temizledik. Önemli olan bu terörün bitmesinden sonra mağdur vatandaşların yaralarının sarılması, zararlarının tazmin edilmesi, o günün dünyasında oluşan kötülüklerin sıkıntıların son bulmasıdır"diye konuştu.

Bakan Mehmet Özhaseki, hendek-barikat operasyonlarının yapıldığı 7 bölgede yaklaşık 70 bin konuttun hasarlı olduğunu da ifade ederek, "Bunların yarıya yakını ağır hasarlı, biraz daha fazlası az hasarlıydı. 30 bin liraya kadar olanları az hasarlı olarak gördük. Onların tamamının bedelini ödedik. Yani vatandaşın camları, kapıları kırılmış, duvarları yıkılmış, ev de oturabilir durumda ise vatandaşın hasar bedelini ödedik. Bunun üzerinde olan yerlerde oturulamayacak durumda olan evlerle ilgili de vatandaşlara ev vereceğimizi taahhüt ettik. Bu 7 bölgede toplamda bizim yapacağımız yatırımların bedeli 10 milyar lirayı buluyor. Birçok yerde işlerimiz çok hızlı bir şekilde devam ediyor"dedi. Diyarbakır merkez Sur ilçesinde yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Çevre ve Şehircilik Bakanı mehmet Özhaseki şunları söyledi: "Sur'da da 3 bin 700 kadar hasarlı yapı tespik etti. Bunlar oturulamayacak durumda olduğu için bunların yıkımı yapıldı. Zarar tespitleri yaparak, enkaz çalışmalarına başlayarak, bunları temizledik. Belki de en zorlandığımız yerler tarihi binalara bitişik olarak yapılmış yerlerdi. Tarihi binalara zarar gelsin istemiyoruz. Çünkü, burası çok önemli bir yer. Bitişik olan yapıların tarihi yapılara zarar vermesi için titizlik gösterdik. Bu nedenle yıkım çalışmaları uzun sürdü. Koruma Amaçlı İmar Planı vardı. O adeta bizim anayasamızdı." diyen Özhaseki, onun dışında bir şey yapmayacaklarını her yerde ilan ettiklerini vurguladı. İnşallah bir daha olmaz diye hep dua edelim ama bu yaşanmışlardan sonra da ne yapacağımız konusunda da bu ortamı doğru işler yaparak bir fırsata dönüştürelim diye bir kararımız vardı. Burada yapılacak iş Koruma Amaçlı İmar Planına göre hareket edip Sur'u asli kimliğine döndürmek. O amaçla çalışıyoruz. Vatandaşlarla tek tek görüşerek, haklarının ne olduğunu anlatmaya devam ettik. Şu ana kadar bin 200 kadar vatandaş ile mutabakat zaptı imzalandı. Hz. Süleyman Camisi'nin çevresinde çalışma yapıldı, öncesinde çok çirkin yapılar ve gecekondularla dolu, yıkık harabe, içine girilemez bir alandı burası. Toplam alan 115 dönümdü. Yatırların yer aldığı, insanların özel olarak ziyaret ettiği alanda istimlak edilecek yerleri bedellerini ödeyerek, istimlaklarını gerçekleştirdik."

Bakan Özhaseki, Sur içerisinde TOKİ'nin konut yapmayacağını, Diyarbakır'ın çevre mahallelerinde konut yapımına başladıklarını söyleyerek, "Konut ihtiyacına binaen TOKİ 5 bin 637 konutun yapımına başladı, şu anda bin 400 kadar konut hazır hale getirildi. Konut isteyen vatandaşlara bu konutları veriyoruz. Vatandaşın 100 metrekarelik evine karşılık 100 metrekarelik evi bedelsiz olarak teslim ettik. Onun evi eskiydi, 20-30 yıllıktı' demiyoruz. Yıkılmış evine karşılık olarak metrekaresine metrekarelik verilerek zararı karşılanmış oluyor. Evini terk ettiği günden itibaren kira yardımı yapıyoruz. Kira yardımı 745 lira. Vatandaşların mağduriyeti gidermek için ne kadar oturursa yardım ödenmeye devam edecek. Yıkılan evdeki eşya bedelini de kendilerine veriyoruz. Ona ölçü olarak da binanın hasar bedelinin yüzde 12'sini alıyoruz. 100 bin liralık bir ev yıkılmışsa 12 bin lira da eşya bedeli ödüyoruz. Sur'da evi yıkılan vatandaşlardan isteyenler TOKİ'nin konutlarından alabilirler. Sokak sağlıklaştırma çalışması Gazi Caddesi'nde yapıldı, çalışma ile dükkanlar düzenlendi. Çalışmalarda Diyarbakır'ın bazalt taşı ve ahşap kullanıldı"dedi.

Sur'daki tarihi eserlerin tümüne sahip çıktıklarını, Sur'un binlerce yıldır yaşayan kavimlerin olduğu bir yer olduğunu ifade eden Bakan Mehmet Özhaseki, bin 200'den fazla tescilli eserin bulunduğunu, bunun yaklaşık yarısının kamu binası, yarısının da sivil mimari örnekleriyle dolu olduğunu söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki konuşmasına şöyle devam etti: "Elimizde ne kadar tarihi eser varsa aslına uygun olarak restore ediyoruz. Yaptığımız en güzel faaliyetlerin de biri de ilçede artık betonarme, briketten çirkin yapılaşma yok, yapılmayacak. Sur ilçesinde yapılacak olan bütün evler bizim bildiğimiz geleneksel Diyarbakır evleri gibi inşa ediliyor. Taş yapı, avlulu. Bu biraz zor, biraz zaman da alıyor. Çünkü boşalan mahallelerin projelerinin yapılması, kurullardan geçilmesi sonra aslına uygun olarak inşa edilmesi baya bir süreç. Ama başladık. 44 evin inşaatına başladık. Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde 135 dönümlük bir alan var. Şu an boşaltılıyor. Bu alanda geleneksel Diyarbakır evlerinin onlarcası yapılıyor. Kurullardan geçmek üzere. Dicle Vadisi Projesi kapsamında 320 dönüm üzerinde Dicle'nin sulak arazisinde Surların yanında büyük rekreasyon alanına başladık. Burada daha önce birtakım gecekondular ve yıkık dökük harabe şeklinde görüntüler vardı. Şimdi burada Surların dibinde çok güzel cennet bahçesi gibi bahçeler yapıyoruz, inşaatlarına başladıklarını, çalışmalar hızla devam ediyor.

Bütün yapacağımız işler aslında 3-5 ay içerisinde bitirebiliriz. Fakat klasik o Diyarbakır evlerinin yapımı konusu hem projelerin yapılması sonra mülkiyet sorunların çözülmesi, arkasında projelerin kurullardan geçirilmesi o taş evlerin tek tek ince ince nakış nakış yapılması uzun süreceğinden sadece o konuda bir süre veremiyorum. Biraz zamana muhtaç. Ama sabırla yapılacak bir iş. Onun dışındaki bütün işleri bu senenin sonu gelmeden bitiririz. Sadece Diyarbakır evleri biraz zaman alacak gibi görünüyor. Bittiği zaman burası turizm açısından çok önemli bir destinasyon merkezi olacak. Herkes burayı görmeye gelecek. Bin 200 tarihi eser var. Klasik olarak burada evler var, yaşam devam ediyor. İnsanlar tarihi eserleri görmeye gelecek, inanç turizmi artacak, Elbetteki Diyarbakır'ın lezzetlerini tatmak isteyecekler. Sur yeniden ihya edilecek. Bütçe olarak burada yaklaşık 2 milyar lira ön gördük. Sur için harcayacağımız para 2 milyar lira."

Görüntü Dökümü:

-Bakan'ın konuşması

-Bakan ve beraberindekilerin Sur çevresinde dolaşması

-Sur'da yapılan çalışmalardan görüntüler

-Bakan'ın esnafları doluşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,-

=================================

BBP'li Yanar: Büyük Birlik Partisi ikbal hesabı yapmadı

BÜYÜK Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Haşim Yanar, partisinin ikbal hesabı içerisinde olmadığını söyledi.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Haşim Yanar, 16 Nisan'da yapılacak olan referanduma yönelik partisinin Gaziantep il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Haşim Yanar, partisine referandum sürecinde iftiralar atıldığını kaydederek, BBP'nin ikbal hesabı içerisinde olmadığını söyledi. Pazarlık yapmadan karar aldıklarını belirten Yanar, şunları dedi: "Büyük Birlik Partisi bilindiği 24 yıllık siyasi bir partidir ve bu 24 yıllık siyaset yapma serüveni içerisinde hiçbir zaman hiçbir ikbal kaygısına ya da ikbal hesabı cazibesine kapılmamıştır. Hiçbir zaman bir ikbal hesabı üzerinden bir duruş ortaya koymamıştır bugüne kadar. Bu yönüyle markalaşmış olan Büyük Birlik Partisi'nin özellikle bu referandum sürecinde birtakım hesaplaşmalar, görüşmeler, pazarlıklar sonucunda böyle bir karar aldığını ifade etmek yapılabilecek en büyük ayıptır. Sayın Genel Başkanımızın Sayın Cumhurbaşkanı ile yapmış olduğu görüşmede birtakım pazarlıklar yaptığı, sözler aldığı şeklinde karşımıza çıkan birtakım iftiralar esasında iftira yapanın kendi çirkinliğini çok net gösterisidir, başka hiçbir şey değildir. Büyük Birlik Partililer eğer şahsi ikbal üzerine siyaset yapmış olsalardı bundan önceki dönemlerde çok fırsatlar karşımıza çıkmıştı. Sayın Genel Başkanımıza vaktiyle yapılan birtakım tekliflerin şahidi benim. Bundan önceki siyasi parti liderlerine, partilerini kapatmak suretiyle teklif edilenlerin aynısı Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'ye de teklif edildiğinde Destici, 'Ben başında durduğum Büyük Birlik Partisi'ni kapatmam, kapattı dedirtmem ve hiçbir yere ilhak ettirmem' demişti. O yüzden Büyük Birlik Partisi'nin siyasetteki mevcudiyeti herkese lazım. Büyük Birlik Partisi hiçbir çıkar oyunu içerisine girmeksizin duruşunu ve mevcudiyetini muhafaza eden Büyük Birlik Partisi'nin varlığı Kürt'e de lazımdır, Türkmen'e e lazımdır, Alevi'ye, Sünni'ye de lazımdır. Diğer tüm siyasi partilere de lazımdır."

Referandumun sıkıntısız sonuçlanmasını isteyen Yanar, "İnşallah yapılan referandum sıkıntısız, kazasız, belasız sonuçlanır, milletimizin hayrına sonuçlar verir. Burada asıl olan velev ki bir anayasa değişikliği yapıldı ve bir sistem değişikliğine gidildi, velev ki istismar edildi bu millet her türlü istismara olduğu gibi bu konuda da gelişebilecek istismara karşı koyabilecek tarihsel birikime sahip bir millettir" dedi.

Yanar, konuşmasının ardından referandum sürecine yönelik partililerle sohbet etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Toplantıya katılanlar

Haşim Yanar'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Metin Faruk TAMER -GAZİANTEP-DHA)

==========================================

BBP'li Çayır: Erdoğan, Yazıcıoğlu'na birlikte yürümeyi teklif etmişti

BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın patiyi kurarken ve sonrasında da BBP'nin Kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'na siyasetin zor olduğunu söyleyip aynı yolda birlikte siyaset yapmayı teklif ettiğini söyledi.

Remzi Çayır, beraberinde Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haşim Yanar ile il başkanlığına yeni atanan Bilal Odunkıran ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Herhangi bir partinin aldığı kararla ilgili 'O kararı ben tanımıyorum' şeklinde bir açıklama yapan il başkanı ya da parti yönetiminin herhangi bir kanadında görev yapan kişiyle aynı yolda yürünmeyeceğini ifade eden Çayır, insanların üsluplarına dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

Referandumla ilgili olarak partinin tüm organlarıyla yapılan görüşme ve istişarelerin merkez karar yönetim kurulunda toplandığını ve kuruldan da 'Evet' kararının çıktığını ifade eden Remzi çayır, Muhsin Yazıcıoğlu'nun siyasete bir ahlak getirdiğini söyledi. Çayır, " Numan Kurtulmuş'a 'Gel artık siyaseti bırak' diyen Sayın Cumhurbaşkanı zamanında, partiyi kurarak ve sonrasında rahmetlik genel başkana da söyledi 'Gel beraber olalım' diye. Sonrasında, arkadaşlar benim yanımda da söyledi mevcut genel başkana 'Siyaset zordur, bunu yürütmek çok zordur gelin beraber olalım' dedi. Burası bir pınar. 2011'de aday olduğumda da söyledim Gerçekten tertemiz akan bir pınara benzetiyorum eksikliklerimiz ve fazlalıklarımıza rağmen. Bu pınarın Türkiye için akması lazım. Bu elzemdir, dolayısıyla da BBP'ye Türkiye'nin ve dünyanın ihtiyacı var" diye konuştu.

15 TEMMUZ'DAN DAHA BÜYÜK BİR TEHLİKE VAR

ABD ve Rusya'nın kendi menfaatleri için Suriye'de PKK ile işbirliği yatığını ve bu nedenle de her iki ülkenin de Türkiye'nin komşusu olduğunu kaydeden Çayır, şunları söyledi: "Terörden, 15 Temmuz belasından daha büyük tehlike var. O da Türkiye'nin içeriye doğru büzüştürülmeye çalışılması. Bu, bizim için daha büyük felaketlere yol açar. Türkiye hiçbir komplekse kapılmadan dışarıdan ve içeriden gelen bir takım ayak oyunlarını dikkate alarak kendisinin daha özgür ve geniş açarak dünyaya doğru yürümelidir. Kendisini içeriden ve dışarıdan gelen tepkilere göre içeriye doğru büzüştürür ve içeriye doğru dönerse bu Türkiye için, gelecek anlamında söylüyorum kötülük barındırır. Onun için mutlaka ve mutlaka Türkiye bir tarafta içeride bir takım birey hak ve özgürlüklerini, açık toplumu, bu bizim için olmazsa olmazımızdır. Şartlar her ne olursa olsun, ister olağanüstü olsun ister olağan dışı olsun eğer bireyin hak ve özgürlüğünü, inancını, açık toplumu, adaleti ayakta tutmazsanız getireceğiniz sistemin adı ne olursa olsun hüsran sizi bekler. Bir yerde adalet yoksa, bir yerde insanlar kendilerini emin hissetmiyorlarsa, bir yerde mal ve can güvenliği yoksa, bir yerde yarınınıza ait korku ve endişelerinizle beraber yaşıyorsanız orada siz huzuru ve mutluluğu yaşayamazsınız. Onun için bu referandum buna vesile teşkil etsin."

Yıllardır Türkiye'nin darbe anayasasıyla yönetilmesinin yanlış ve sistemin de değişmesi gerektiğini savunan bir parti oldukları için 'Evet' dediklerini ifade eden Remzi Çayır, "Rahmetli Genel Başkan MÇP'den ayrılıp ilk yola çıktığımızda gittiği her kapalı ve açık hava toplantılarında diyordu ki, 'Bu elbise bu millete dar geliyor. Bu elbise milletin üzerinden atılmalıdır, bize yeni elbise lazım.' Yeni elbiseden kasıt neydi biliyor musunuz? Milletin değerlerine uygun, insanın kutsallığını önceleyen, insanın hak ve hürriyetinin kutsal bir varlık olduğunu önceleyen bir sistem. Elbise buydu. Ama şu anda temsildeki adalet ayağı eksik. Konuştuğumuz Sayın Başbakanın ifade ettiği neydi, 'Evet yönetimde istikrarı sağlarken yan bir takım yasalarla da, seçim ve siyasi partiler yasasıyla da bunu inşallah yarın bir gün entegre edeceğiz' denildi. Eğer böyle yapılırsa Türkiye büyür" dedi.

Haşim Yanar da her zaman sivil bir anayasadan yana olduklarını kaydederek, şunları söyledi: "Aslında her ne kadar tartışılsa da bugünkü başkanlık sistemini tüm siyasi patilerin aktif katılımıyla sağladıkları ilk defa halk oylamasıyla yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 52 oy almasıyla gelişen fiili durumun tabi sonucudur. Dolayısıyla 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan değil de bir başkası da olsa halkın yarıdan fazlasının oyuyla seçilmiş olmanın verdiği özgüven ve sorumluluk yüzünden bugünkünden farklı bir durum olmayacak bir fiili durumla karşı karşıya kalacaktık. O yüzden 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iradesi olan, Cumhurbaşkanı adayı çıkaran ve seçime aktif katlım sağlayan siyasi partiler ve bu seçimde oy vermek suretiyle tercih belirleyen milletimiz bu sorumluluktan kaçamaz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------

Toplantıya katılanlar

Çayır'ın konuşması

Yanar'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

======================================

Fıtık ameliyatı için Çin'den geldi

ÇİN'de yaşayan iş adamı 47 yaşındaki Mehmet Arif Fırat, 3 yıl içinde iki kez karın fıtığı teşhisi nedeniyle Antalya'ya gelerek ameliyat oldu. Laparoskopi yöntemiyle yapılan operasyonların ardından birer gün hastanede yatan Fırat, ertesi gün işine döndü.

Elektrik elektronik mühendisi Mehmet Arif Fırat, 10 yıldır Çin'de çalışıyor. 3 yıl önce rahatsızlanan Fırat, tedavisi için Antalya Atatürk Devlet Hastanesi'ne geldi. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Dinç tarafından muayene edilen Mehmet Arif Fırat'a, karın fıtığı teşhisi konuldu. Doç. Dr. Bülent Dinç, Fırat'ı laparoskopik (kapalı) cerrahi yöntemiyle ameliyat ettikten sonra ertesi gün taburcu etti.

İş adamı Mehmet Arif Fırat, geçen yıl benzer şikayetlerle Çin'deki bir hastaneye başvurduğunu söyleyerek, "Bu kez karnımın sol tarafında büyük bir fıtık tespit edildi. Çin'deki doktorlar fıtık büyük olduğu için ameliyatın laparoskopik değil açık yapılabileceğini söyledi. Ben de daha önce Antalya'da kapalı ameliyat olduğum için tekrar 20 saatlik yolu kat ederek Antalya'ya geldim. Ameliyat oldum. Bir gün hastane kaldım. Çin'de yapılamaz denilen ameliyatı Antalya'da oldum. Yeniden işime dönmek için Çin'e gideceğim" dedi.

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Dinç ise kapalı ameliyatın faydalarından söz ederek, "Ağrı daha az olur. Hasta işe en kısa sürede döner. Açık ameliyatlarda hasta en az 3- 4 gün hastanede kalır. Ancak, kapalı ameliyatlarda hasta ertesi gün taburcu olur" diye konuştu.

Mehmet Arif Fırat'ın Çinli eşi Bing Fu ise Türk doktorlara güvendiğini belirterek, "Eşimi Bülent beye büyük bir huzurla teslim ettim. 20-25 saatlik yol geldik ama buna değdi" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Doktor hastayı muayene ederken

Doktor Bülent Dinç röp

Doktor hastayı yine muayene ederken

Doktor Bülent Dinç röp 2

Doktor hasta Mehmet Arif Fırat'ın yüzü görünecek şekilde muayene ederken

Hasta Mehmet Arif Fırat röp

Hastane dış plan tabelası görüntüsü

Hasta Mehmet Arif Fırat röp 2

Hastane genel görüntü

Hastanın Çinli eşi eşinin başında iken görüntü

Çinli eş Bing Fu ile röp

Hastane dış plan

Haber-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA,

==============================================

Kamyon kasasında esrara gözaltı

ŞANLIURFA'da, polisin şüphe üzerine durdurduğu kamyonun kasasında 249 kilo kubar ve 7 kilo 500 gram toz esrar ele geçirildi, sürücü gözaltına alındı.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, kent girişinde durumundan şüphelendiği Ufuk Y. yönetimindeki 45 EE 512 plakalı kamyonu durdurdu. Eğitimli narkotik köpeği 'Hera' kullanılarak arama yapılan kamyonun kasasındaki demir profiller arasına gizlenmiş poşetlerde 249 kilo kubar ve 7 kilo 500 gram toz esrar ele geçirildi. Esrara el koyan polis tarafından gözaltına alınan sürücü Ufuk Y.'nin sorgulanmasına başlandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------------

Kamyonda eğitimli köpekle arama yapılması

Demir profiller kesilmesi

Ele geçirilen esrar maddesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)

===========================================

'Erişiyorsam Varım' sergisi Eskişehir'de

FARKLI yaş ve engel grubundan Türkiye'den 8, İsveç'ten de 14 engellinin yaşam hikayesinin ele alındığı 'Erişiyorsam Varım' adlı fotoğraf sergisi Eskişehir'de açıldı.

Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı'ndaki sergi açılışına Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, İsveç Ankara Büyükelçisi Lars Wahlund ile çok sayıda davetli katıldı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, İsveç Büyükelçiliği, İsveç Enstitüsü, Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi ve Engelli Kadın Derneği ile işbirliğiyle düzenlenen serginin açılış konuşmasını Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Yılmaz Büyükerşen yaptı. Büyükerşen şunları söyledi: "Sergide İsveç ve Türk engelli yurttaşların fotoğrafları var. Bu projenin adı erişebilirlik projesi. Erişebilirlik ne demek? Ulaşmak demek. Şehirlerde bizlerle beraber bir arada yaşayan engelli insanların eğitimde olsun, iş hayatında olsun kültürel ve sosyal alanlarda olsun bizler gibi bütün imkanlara erişebilmeleri konusunda belediyelerin, devletin görevleri ve neler yapmaları gerektiği konusunda bilgi veren, onları kucaklamamıza fırsat veren bir proje."

İsveç Büyükelçisi Lars Wahlund da, "Ta İsveç'ten bile Eskişehir oldukça modern bir şehir olarak biliniyor ve tanınıyor. Bu bakımdan bu sergiyi burada açmak çok önemli. İsveç'te biz şuna inanırız. Hepimiz eşit fırsatlara sahip olmalıyız, insan onuruna yakışır bir biçimde yaşamalıyız. ve bu eşit fırsatları engelliler için de sunmak durumundayız. Sergide engellerine rağmen başarabilen ve oldukça mutlu bir yaşam sürdürebilenlerin hikayelerini anlatıyor" diye konuştu.

Sergide hikayesi anlatılan ve İsveç'ten gelen down sendromlu Nora Ahström da konuşmasında bireylerin istediklerinde tüm engelleri kaldırabileceklerini söyledi. Konuşmaların ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Büyükelçi Lars Wahlund ile davetliler sergiyi gezdi. Sergi, 22 Nisan'a kadar izleyicilere açık tutulacak.

Görüntü dökümü:

-Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in konuşması,

-İsveç Büyükelçisi Lars Wahlun'un konuşması,

-Down sendromlu Nora Ahstöm'un konuşması,

-Serginin gezilmesinden çekilen görüntüler buluyor.)

Haber-Kamera: ESKİŞEHİR,

========================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement