İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda ilk defa kaplan doğdu
İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda ilk defa kaplan doğdu
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı ailesine yeni bir üye daha eklendi. Bir ay önce dünyaya gelen dişi kaplan, İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda doğan ilk kaplan olma özelliği taşıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı'ndaki hayvan sayısı ve tür çeşitliliği her geçen gün artıyor. 138 tür ve 2680 hayvana ev sahipliği yapan İzmir Doğal Yaşam Parkı'na yeni bir üye daha eklendi. 6 Aralık tarihinde İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda bulunan dokuz yaşındaki Kartal ve altı yaşındaki Nazlı'nın yavrusu olarak dünyaya gelen dişi kaplan, parkta doğan ilk kaplan olma özelliğini taşıyor.Anne kedigillerin hamilelik döneminden itibaren çevreden kopuk bir şekilde, güven içerisinde yavruyu büyütmesini sağlayan dambox uygulaması, İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda yavru kaplan ve annesi Nazlı için uygulanıyor. Bu uygulama sayesinde yavrusunu güven içerisinde besleyen anne ve yavru, kameralar aracılığıyla 24 saat boyunca kesintisiz gözetim altında tutuluyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Yavru kaplanla annesinin izleme kamerası görüntüsüEmzirirken görüntüYavru kaplanının normal kamerayla çekilmiş görüntüsü İZMİR,
=================================
Karnelerini aldıktan sonra kaybolan kardeşler bulundu
MEDİNE VE BÜNYAMİN EVLERİNE GELDİ Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde dün sabah karnelerini almak için evden çıktıktan sonra kendilerinden haber alınamayan ve bu akşam saatlerinde Şanlıurfa kent merkezinde bulunan ortaokul öğrencileri Medine ve Bünyamin Baturalp kardeşler, ailesine teslim edildi. Şanlıurfa'da işlemlerinin tamamlanmasının ardından babası İbrahim Baturalp ve yakınlarının teslim aldığı iki kardeş, saat 23.30 sıralarında Siverek'e geldi. Yakınları tarafından karşılanan iki çocuğu otomobilden inişleri sırasında anne Mülkiye Baturalp gözyaşları içerisinde karşılayarak uzun süre kucakladı. Çocuklarına sokakta sarıldıktan sonra eve giren anne Mülkiye Baturalp, burada da öpüp, kokladığı çocukları Medine ve Bünyamin için gözyaşı dökmeyi sürdürdü.Dün sabah çıktıkları evlerine bu gece geç saatlerde sağlıklı şekilde yeniden dönmeleriyle yakınlarını sevince boğan Medine ve Bünyamin Baturalp kardeşlerin yorgun ve bitkin görüntüsü dikkat çekti.Çocuklarına kavuşmanın sevinciyle mutluluk gözyaşı döken anne Mülkiye Baturalp, çok mutlu olduğunu belirterek, Çok şükür kavuştum çok mutluyum. Çok endişelendim ve ağladım. Herkes farklı bir şey söylüyordu ve endişeleniyordum. Çocuklarıma kavuştuğum için çok mutluyum. Kendimi dünyaya yeniden gelmiş gibi hissadiyorum dedi.Medine Baturalp ise ailesini üzdüğü için üzgün olduğunu ifade ederek, 'Yanlış yaptım ve çok üzgünüm. Şanlıurfa'da polisler bizi bulunca eve döneceğimizi hissederek çok mutlu oldum. Şanlıurfa'da polisler bizi bulduktan sonra babamı görünce duygulandık, kendimi çok iyi hissettim' diye konuştu.Yorgun olduğu görülen Bünyamin Baturalp ise gazetecilerin sorularını yanıtsız bırakarak annesine sarıldı.Dün sabah saatlerinden itibaren gözyaşlarıyla aradığı çocuklarının bulunmasıyla mutlu olan baba İbrahim Baturalp ise polislere teşekkür etti. Çocuklarıyla yeniden eve dönmenin mutluluğunu yaşayan İbrahim Baturalp, Çocukları gördük çok mutluyuz. Polislere çocuklarımı bulmalarından dolayı çok teşekkür ediyoruz. Siverek'te çocukların izini bulup, güvenlik kamerası kayıtlarını takip ederek Şanlıurfa'ya kadar gittik ve orada polisler çocuklarımızı buldu. Çok mutluyuz? dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Kapıda bekleyen yakınlarıAnne Mülkiye'nin çocukları ile buluşmasıÇocuklar ve annenin sarılmasıAnne Mülkiye'nin gözyaşlarıÇocuklarına kavuşan anne ve babaAnne Müliye Baturalp ile Röp.Çocuklar ile Röp.Baba İbrahim ile Röp.Hasan Kırmızıtaş anonsGenel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ - Mehmet SEZGİN/ SİVEREK(Şanlıurfa),
==============================Alkol bağımlılarını tedavi ederken alkolik oldu; Antalya'da 2 ayda sağlığına kavuştu
Alkol bağımlılığı danışmanı olduğu sırada açtığı restoranın iflas etmesi üzerine alkole başlayan ve günde 3 litre şarap içen İngiliz Mark Philip Mills (60), 25 yıl boyunca bağımlı bir hayat sürdü. Bağımlılıktan kurtulmak için her yolu deneyen ancak başaramayan Mills, Antalya'da 2 ayda sağlığına kavuştu.
İngiltere'de oturan alkol bağımlılığı danışmanı Mark Philip Mills, 1990'lı yıllarda bir taraftan danışmanlık yaparken, bir taraftan da restoran işletmeye başladı. Geçen süre içinde işlerinin kötüye gitmesiyle alkole başlayan Mills, kısa sürede restoranı kapatmak zorunda kaldı. Ekonomik kriz nedeniyle boşluğa düşen Mills, çareyi alkolde aradı. 25 yıl boyunca alkol alan ve günde 3 litre şarap içecek kadar bağımlı olan Mills, bağımlılık danışmanlığını da yapamaz hale geldi.
Defalarca alkolü bırakmak istese de kısa sürede tekrar başlayan Mills, son çare 2,5 ay önce geldiği Antalya'daki Rehalife Bağımlılık Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde tedaviye başladı. Tesiste kendi gibi alkol ve uyuşturucu madde bağımlısı olanlarla vakit geçirip aynı zamanda tedavisi de olan Mills, 2 ayda tamamen alkolden uzaklaştı. Rehabilitasyon merkezinde hem güzel vakit geçirip, hem de sağlığına kavuşan Mark Philip Mills, artık daha sağlıklı bir yaşam sürmek istediğini söyledi.
'ŞU ANDA HİÇ ALKOL TÜKETMEK İSTEMİYORUM'Stres nedeniyle alkole başladığını, evini işini kaybettiği kara bir dönem geçirdiğini anlatan Mills, "Tıbbi ilaçlar kullandım alkolden kurtulmak için ancak olmadı. Günde 3 litre şarap içiyordum. Çok ciddi kilo kaybı yaşadım, mide krampları yaşadım. Bu durum alkolü bırakmam için yeterli sebepti. Şu anda hiç alkol tüketmek istemiyorum" dedi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Tahsin Etli, Mills'in sağlığına kavuşması için her türlü desteği kendisine verdiklerini söyledi. Dr. Etli, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılarının hayatının merkezine aldıkları bağımlılıkları ortadan kaldırdıklarında, boşluğa düşmemeleri için hayattan zevk alma aktivitelerini hayata dahil ettiklerini söyledi. Uzman ekiple birlikte, bağımlıların yanı sıra fizik tedaviye ihtiyaç duyanlara da hizmet verdiklerini ifade eden Mills, "Geçen yıla oranla bizi tercih edenlerin sayısı 1,5 kat arttı. Hastalarımız bizim gönüllü tanıtımımızı yapıyor. Çok güzel dönüşler alıyoruz. Bizi tavsiye ediyorlar" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ---------------Merkezin dış plan görüntüsüTedavi gören bağımlı ile doktorun bahçede yürürken görüntüsüBirlikte poz vermeleriRÖP 1: Mark Philip MillsRÖP 2: Psikiyatri Uzm. Dr. Tahsin EtliHABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, Haber Kodu : 200119025===============================
Dünyanın en tehlikeli yolunu geçip, 3 kişinin yaşadığı köydeki arızayı giderdiler Bayburt'ta Bayraktar ailesinden 3 kişinin yaşadığı Günbuldu köyünde meydana gelen elektrik arızasını Aras Elektrik ekipleri, dünyanın en tehlikeli yolunu geçerek giderdi. Karla mücadele ekiplerinin desteğiyle 12,5 saatte köye ulaşan ekipler, ailenin yeniden elektriğe kavuşmasını sağladı.
Bayburt'a 26 kilometre mesafedeki 50 haneli Günbuldu köyünde yaşayanlar zorlu kış mevsimi öncesi ya kent merkezine ya da batıdaki illere göç etti. Fahrettin Bayraktar (57), eşi Havva (47) ile 5 yaşındaki kızları Elif Su'nun yaşadığı köyün, kar ve fırtına sebebiyle elektriği kesildi. 15 Ocak günü karanlıkta kalan Bayraktar ailesi arızanın giderilmesi için Bayburt Aras Elektrik Koordinatörlüğü'ne ulaştı. Günbuldu köyündeki arıza kaydını alan Aras Elektrik ekipleri, harekete geçti. Bayburt ile Trabzon arasındaki ve 29 keskin virajıyla dünyanın en tehlikeli yolu olarak bilinen D-915 karayolu kenarında 2162 rakımda kurulu bulunan köydeki arızayı gidermek için yola çıkan ekipler, kar engeliyle karşılaştı. Bayburt tarafından köye ulaşamayan ekipler, Trabzon üzerinden gitmeye çalıştı. Çaykara Belediyesi'nin karla mücadele ekiplerinin destek verdiği ekipler, çığ riski olan bölgede dikkatle yolu açmaya çalıştı. Kardan kapalı 17 kilometrelik yolun açılması için ekipler yoğun mücadele sarfetti.
Tehlikeli yolun bulunduğu Soğanlı Dağı'nda karla mücadele ekipleri ile Aras EDAŞ personeli, zaman zaman çıkan fırtınada beklemek zorunda kaldı. Bayburt ile Trabzon'u birbirine bağlayan dağın zirvesinde uçsuz bucaksız uçurumların bulunduğu yolda yer yer 2 metreye ulaşan karı temizleyen ekipler, 17 kilometrelik yolu yaklaşık 8 saatte açabildi. Sabah erken satlerde yola çıkan Aras Elektrik ekipleri ise zorlu mücadelenin ardından ancak 12,5 saatte köye varabildi. Gün kararırken köye ulaşan ekipler kısa sürede elektrik arızasını gidererek Bayraktar ailesinin yüzünü güldürdü.
BAŞKA GİDECEK YERİM YOKKöyde hayvancılık yaparak ailesini geçindirdiğini söyleyen Fahrettin Bayraktar, "3 oğlum üniversitede okuyor. Ben burada hayvancılık yapıyorum. Bu köyden başka gidecek yerim yok. Yardıma ihtiyacım olduğunda 2 kilometre yürüyüp telefonun çekeceği yere ulaşıyorum. Tek sorunum kar ve fırtına nedeni ile oluşan elektrik arızaları. Sağ olsunlar Aras EDAŞ ekipleri adam boyu kara rağmen köye ulaşarak sıkıntımı giderdi. Köyümüzün yolu çok tehlikeli, her yıl bir iki kişi düşüp hayatını kaybediyor. Bu nedenle kışın kolay kolay bu yolu kimse açmak istemiyor" diye konuştu.
BU YOL YAZIN DA TEHLİKELİAras EDAŞ Bayburt İl Koordinatörü Kubilay Atan, kış aylarında arızaya giden ekiplerin ciddi tehlikeler atlattığını söyledi. Soğanlı Dağı bölgesinin sadece kışın değil yaz aylarında da tehlikeli olduğunu belirten Atan, "Bizim işimiz vatandaşı enerjiye kavuşturmak, o köyde kaç kişinin yaşadığının önemi yok. Gelen ihbarları değerlendirmek bizim görevimiz. 50 hanelik köyde kış aylarında yalnızca bir aile kalıyor. Devletimiz bir ailede olsa tüm imkanlarını seferber ediyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Ekiplerin Trabzon Çaykara tarafından yola çıkmaları-Karla mücadele çalışmalarından detaylar-Karla kaplı uçurumlarda çalışan kepçe operatörü-Aras EDAŞ ekiplerinden detaylar ve röportajlar-Akşamüzeri köye ulaşılması ve köyden detaylar-Köyde arızanın giderilmesi-Aras EDAŞ Bayburt İl Koordinatörü Kubilay Atan ile röp-Köyde yaşayan Fahrettin Bayraktar ile röp-Bakım onarım ekipleri ile röportaj -Havva Bayraktar ile röportajHaber-Kamera: BAYBURT Haber Kodu : 200119051
===============================
İtfaiye erlerine komando eğitimi Muğla'da itfaiye erleri, göreve komando eğitimleriyle hazırlanıyor. Ekiplerin güç kondisyon eğitiminde boks, ip atlama, mekik, barfiks, şınav, karın kaslarının güçlendirilmesi, balyozla lastiklere vurarak kol kaslarının güçlendirilmesi gibi hareketler yer alıyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri; ev, araç, baca, anız ile orman yangınlarının yanı sıra sıkışmalı kazalarda mahsur kalan canlıların kurtarılması ve su baskınları gibi çok sayıda olaya müdahale ediyor. İl genelindeki 38 noktada, 140 araç ve 540 kişilik personelle hizmet veren itfaiye erleri, göreve komando eğitimleriyle hazırlanıyor. Eğitime koşuyla başlayan ekipler, ısınma turlarının ardından güç-kondisyon eğitimi yaparak, olası yangın ve kurtarma çalışmalarına hazır hale gelmeyi hedefliyor. Ekiplerin güç kondisyon eğitiminde boks, ip atlama, mekik, barfiks, şınav, karın kaslarının güçlendirilmesi, balyozla lastiklere vurarak kol kaslarının güçlendirilmesi gibi komandoların eğitiminde yapılan hareketler yer alıyor. İtfaiye ekiplerinin ateşle çevrili çember içinde, iki ucu ateşe verilmiş demirden ağırlık setiyle yaptığı eğitimi ise dikkat çekiyor. Yanan çemberin içinde ağırlık setini kollarını güçlendirmek için hareket ettiren ekipler, uçları ateşe verilmiş seti birbirine atarak, eğitimlerini sürdürüyor. Kurtarma çalışmalarıyla ekipler, olası sıkışmalı kazalara da hazırlanıyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) Önleme Şube Müdürü Mahmut Kaya, il genelinin yüzde 68'inin ormanlarla kaplı olduğunu ve birbirinden eşsiz güzelliğe sahip 13 ilçesi bulunduğunu söyledi. Müdür Kaya, "13 grup amirliğimiz ve bunlara bağlı 25 istasyon olmak üzere 38 noktadan hizmet veriyoruz. 540 personelle 140 aracımız bulunuyor. Muğla'nın 2014 yılında büyükşehir statüsü kazanmasının ardından 21 bin, geçen yıl ise 3 bin 800 olaya müdahale ettik. Başkanımız Osman Gürün'ün direktifleri doğrultusunda komşu illerin yardım taleplerine duyarsız kalmadık. 6 yılda 190 bin vatandaşımıza yangın ve afetler konusunda eğitim verdik. İlimizin nüfusunu 950 bin olarak düşünürsek, her 5 kişiden birine eğitim verilmiş anlamına geliyor. Halkımız bilinçlendikçe bizlere ihtiyacı daha az olacak. Kendimizde eğitimlerimizi aksatmıyoruz. Günlük, haftalık ve aylık olarak düzenlenmiş programlara göre sportif faaliyetlerimizi yerine getiriyoruz. Sürekli olarak tatbikatlar düzenliyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: İtfaiye erlerinin ısınma koşusu Güç-kondisyon eğitimi Kurtarma çalışması Eğitimlerin drone görüntüsüMuğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı AKOM Önleme Şube Müdürü Mahmut Kaya ile röp. Haber: Cavit AKGÜN- Kamera: Aykut KURT/ MUĞLA, (DHAHaber Kodu : 200119033
================================
Hastanede doktorun burnunun kırıldığı saldırının görüntüsü çıktı OSMANİYE'de, M.B.'nin, kanaması olan hamile eşini getirdiği hastanede tartıştığı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Gökhan Gönen'e saldırıp, burnunu kırdığı anların görüntüleri ortaya çıktı. Olay sırasında yaşanan panik, görüntülere yansıdı.Olay, 13 Ocak'ta saat 20.30 sıralarında, Osmaniye Devlet Hastanesi'nde meydana geldi. M.B., kanaması olan hamile eşini doğum servisine götürdü. Opr. Dr. Gökhan Gönen'den eşini muayene etmesini istedi. Bu sırada durumu acil olan bir hastanın sezaryen ameliyatına girecek olan Dr. Gönen, M.B.'ye kayıt yaptırmalarının ardından eşini muayene edebileceğini söyledi. Kayıt yaptırmayı reddeden M.B., muayene sırasında da eşinin yanında olmak istedi. Diğer hastaların mahremiyeti açısından talebi uygun görülmeyen M.B., çıkan tartışmada Gönen'e saldırdı. Masa üzerindeki bilgisayar monitörü ile zımba ve delgeç gibi malzemeleri yere fırlattı.KIRIK BURUNLA MUAYENE ETTİTüm yaşananlara rağmen, doktor, M.B.'nin eşini muayene edip, önerilerde bulundu. Durumu acil olan kadının da sezaryen ameliyatıyla doğumunu gerçekleştirdi.Ardından acil polikliniğine giderek, muayene oldu. Burnunda kırık tespit edilen Gönen, KBB doktoru tarafından hastaneye yatırıldı. Polis tarafından gözaltına alınan M.B. ise sevk edildiği adliyede, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTISaldırı anı, hastanedeki güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Görüntülerde, M.B., eşi ve bir erkek yakınıyla birlikte doğumhaneye giriyor. Adı öğrenilemeyen erkek, doğumhaneden çıkarak, kapı önündeki tekerlekli sandalyeye oturuyor. Bir süre sonra da doğumhaneden M.B.'nin sesi geliyor. Sesi duyan bu kişi doğumhane kapısını açıp, içeri giriyor. Görüntülerde, olay anında diğer hasta yakınları ve sağlık personelinin yaşadığı korku dolu anlar da yer alıyor.
Görüntü Dökümü-----------------------Doktora saldırı güvenlik kamerası kayıtları-Doktorunm fotoğrafları
Haber: İbrahim EMUL-Kamera: OSMANİYE,
==============================
Kanser tedavisinde 'uzay neşteri'
SAMSUN Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Ünitesi'nde bulunan 'CyberKnife' sistemi ile hastalar, ameliyatsız kanser tedavisi olabiliyor. Halk arasında 'Uzay Neşteri' olarak da bilinen radyocerrahi robotik sistemle, kanserli hücreye nokta atışı yapılıyor. Hastane Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Şen, sistemin sağlık turizmi açısından önemli olduğunu belirterek, "Hastalarımızın, 'bu tedavi farklı bir tedavi' diyerek korkmasına gerek yok" dedi. Tümörlere kesme işlemi ve anestezi olmadan çok büyük doğrulukla müdahale imkanı tanıyan 'CyberKnife' sistemi, hastalığı çevreleyen sağlam doku ve organları da koruyarak hastalara, ışın tedavisi imkanı sunuyor. Milimetreden daha hassas doğrulukla tümör tedavisi yapan robotik ışın tedavisi sistemi 'CyberKnife'; Türkiye'de sadece 5 kamu hastanesinde bulunuyor. Sistemin yer aldığı hastanelerden biri olan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Ünitesi'nde de 'CyberKnife' radyocerrahi robotik sistemle, yılda 400 hasta, tedavi ediliyor. Halk arasında 'Uzay Neşteri' olarak bilinen cihaz sayesinde, hastalar, ameliyatsız kanser tedavisi oluyor. Sistemle, hastanın kanserli hücresine de nokta atışı yapılıyor. Bulunduğu yerden dolayı cerrahi müdahale imkanı olmayan özellikle beyin tümörlerinde, 'CyberKnife' ile kanserli hücre tamamen yok edilirken, sağlam dokular ise hasar görmüyor.
'DEVLET GÜVENCESİ ALTINDA BİR HİZMET'Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak geniş bir yelpazeye hizmet verdiklerini anlatan Başhekim Doç. Dr. Ahmet Şen, "Onkoloji Hastanesi'nde bulunan 'CyberKnife' sistemi, Türkiye'de 5 kamu hastanesinde bulunuyor. Bu durum hastanemizin niteliğini de artırıyor. Hasta portföyümüz oldukça geniş. Sadece Samsun değil Karadeniz Bölgesi'ne hizmet veriyoruz. Alanında tecrübeli bir ekibimiz var. Bölge hastanesi olduğumuz için uzaktan gelen hastalarımızın, yatarak tedavi olma imkanı da var. 64 yatakla bu hastalarımıza hizmet vermeye çalışıyoruz. 2013 yılından beri bu cihaz hizmet veriyor, yıllık ortalama 400 hasta bu cihazla tedavi oluyor. Hastalarımızın, 'bu tedavi farklı bir tedavi' diyerek korkmasına gerek yok. Normal bir emar veya tomografi çekinir gibi bir işlem yapılıyor. Bu sırada herhangi bir iğne veya farklı acı hissetme söz konusu değil. Bu konuda hastalarımızın rahat olması gerekiyor. Hastanemize bu cihaz için müracaat eden hastalarımızdan herhangi bir ek ücret talep edilmiyor. Devlet güvencesi altında bir hizmettir. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak sağlık turizmi noktasında da yetkiliyiz, bu tedavi de sağlık turizmi açısından oldukça önemli bir yer tutuyorö dedi.
'KEMOTERAPİ ALAN HASTALAR İÇİN DE UYGUN'Bu cihazın Karadeniz Bölgesi'nde tek olduğuna dikkat çeken Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı ve İdari Sorumlu Hekim Uzm. Dr. Nilgün Şahin de, sisteminin radyo cerrahi bir cihaz olduğunu belirtti. Şahin, "Halk dilince 'Uzay Neşteri' olarak biliniyor. Beyin metastazları, ikinci seri kafa içi tümörleri, iyi huylu tümörler, prostatta kısa süreli tedavilerde çok efektif bir tedavi yöntemidir. Yıllık 400 hastaya hizmet veriyoruz. Çok yüklü bir ışını bir anda ve kısa süre içinde tümörlü alana gönderiyoruz. Tedavi 1 ile 5 gün arasında değişiyor. Bu cihazla özellikle prostat tümörleri olan yüksek riskli hastalarımıza robotik emarti yapıyoruz. Bu işlemi de Türkiye'de sadece biz yapıyoruz. Başarı oranımız çok iyi seviyelerde ancak bunu yüzde olarak vermek mümkün değil. Kemoterapi alan hastalarımız için de uygun bir tedavidir. Sadece çocuk hastalara hizmet veremiyoruzö diye konuştu.
İŞLEM YAKLAŞIK 20 DAKİKA SÜRÜYORTedavinin işleyişi hakkında bilgi de paylaşan Şahin, "Hasta buraya geliyor, dosyasını hazırlıyoruz ve eğer endikasyon koyduysak hemen bir planlama yapıyoruz. Bu cihaza uygun emar fizyon da yapıyoruz. Yaptığımız fizyon ile beyin emarını, çektiğimiz planlamanın üstüne koyuyoruz. Daha sonra bölgedeki kitleyi çiziyoruz, ardından hastayı tedaviye alıyoruz. Hastamızı tedavi masasına yatırıyoruz, gerekli koordinatları belirliyoruz. Bir robotik kafamız var, bu kafa aynı alana 100 kez ışın veriyor. İşlem yaklaşık 20 dakika sürüyor, daha sonra hastamızı kaldırıyoruz. Bu cihaz kanserli hücreye nokta atışı yapıyor. Diğer cihazlardan farkı ise bir tümöre, bir anda çok fazla ışını vermesiö ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü: -------------Cyber Knife cihazından detaylarHekim Uzm. Dr. Nilgün Şahin'in tedavi öncesi çalışmaları anlatmasıDetaylarBaşhekim Doç. Dr. Ahmet Şen röportajıHekim Uzm. Dr. Nilgün Şahin röportajıHaber-Kamera: Zeynep Irmak ÖCAL, Tayfur KARA/SAMSUN,
=====================
Kış uykusuna yatmayan ayılar için özel beslenme programı
Türkiye'nin ilk ve tek ayı barınağı olan Bursa'daki Ova Korusu Ayı Barınağı'nda kış uykusuna yatmayan ayılar için özel beslenme programı uygulanıyor. Barınak yetkilileri, kış uykusuna yatmayan ve metabolizması yavaşlayan ayılara enerji deposu olan gıdalarla besleyip, özenle bakımlarını gerçekleştiriyor. Karacabey ilçesindeki Ova Korusu Ayı Barınağı'ndaki ayılar hava sıcaklıklarının düşmesinden kaynaklı metabolizmalarının yavaşlaması sebebiyle özel beslenme programı uygulanıyor. 65 ayıya yaşam alanı sunan barınakta, görevliler kış uykusuna yatmayan ayıları havuç, turp, ekmek ve özel mamalarla besliyor.
"BESLENME PROGRAMLARI METABOLİZMALARINA GÖRE AYARLANIYORöAyıların kış aylarında beslenmesiyle ilgili bilgiler veren Ovakorusu Ayı Barınağı Şefi Azizcan Sezer, "Kış aylarında bulunmamız sebebiyle hayvanların metabolizmaları oldukça yavaşladı. Yavaşlayan metabolizmalarına karşılık kış uykusuna yatmayan ayıların beslenme programlarını metabolizmalarının ihtiyaçlarına göre düzenledik. Şuan kış uykusuna yatmayan ayılara özel bir besin programı oluşturarak beslenmelerini gerçekleştiriyoruz. Metabolizmaları yavaş olduğu için hayvanlar oldukça yavaş hareket ediyorö dedi.
"AYILARI HAYATLARININ SONUNA KADAR GÜZELCE YAŞAMASINI SAĞLIYORUZöOvakorusu Ayı Barınağı'nda 65 ayının olduğunu belirten Sezer, öBarınağımızda Türkiye'nin muhtelif bölgelerinde doğada zarar görmüş, yaralanmış, tekrardan doğaya dönemeyecek durumda olan ayıların bütün yaşamsal temel ihtiyaçlarını karşılayıp, ayılarımızı burada hayatlarının sonuna kadar güzel bir şekilde yaşatma imkanlarının hepsini sağlıyoruzö diye konuştu.
Görüntü Dökümü-----------------------Ayılardan detaylar-Besinlerden-Drone görüntüleri-Ayı Barınağı Şefi Azizcan Sezer röportajı-Genel detaylar
Haber: Muammer İRTEM - Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA,
==================================
Kediler hastane koridorunda
İZMİR Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nde hastaların bekleme salonlarında sokak kedileri görüntülendi. Hastaların oturdukları koltuklarda uyuyan kedileri kimse rahatsız etmedi. Soğuk hava nedeniyle Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi koridorlarına ve hastaların bekleme salonlarına sığınan çok sayıdaki sokak kedisi hasta gibi koltuklara oturdu. Bazı kediler koltuklarda uyurken bazıları salonda dolaştı. Hastalar, koltukta oturan kedileri kendi yedikleri simitle besledi. Bazı hastalar kedileri rahatsız etmeden yanlarındaki koltuğu otururken kimileri çocuklarının enfeksiyon kapmasından endişelenerek, uzak durdu. Öte yandan hastanenin farklı bölgelerinde de koltukların altlarında uyuyan kediler görüntülendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Hastane koridorlarındaki kedilerden genel detay görüntü
Haber: Hande NAYMAN Kamera: Ahmet Turhan ALTAY/ İZMİR,
==================================
Otomobildeki görüntüsüyle şaşırtan 'Ayşe' adlı buzağı sağlığına kavuştu MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde, otomobildeki görüntüsüyle görenleri şaşkına çeviren buzağı 'Ayşe', tedavi sonrası sağlığına kavuştu. Kırsal Kayrak Mahallesi'nde yaşayan Metin Kırbaş (41) ve Meryem Kırbaş (38) çiftinin hayvanlarından 1.5 aylık 'Ayşe' isimli buzağı, geçen günlerde rahatsızlandı. Bölgedeki yağış nedeniyle veteriner gelmeyince, Kırbaş ailesinin komşusu Akif Zeybek (35) yardımcı oldu. Zeybek, buzağıyı 15 kilometre mesafedeki ilçe merkezinde yer alan bir veterinere götürmek üzere yola çıktı. Zeybek'in aracında taşıdığı buzağıyı görenler şaşkınlığını gizleyemedi. Sürücülerden biri, o anları cep telefonuyla görüntüledi. Buzağı Ayşe'nin sağlığına kavuşmasından dolayı mutlu olduklarını belirten Metin Kırbaş, "Geçtiğimiz günlerde mahallemize yağan kardan dolayı buzağımız hastalanmıştı. Veteriner hekimi aradık. 'Hemen gelemem. Yollar karlı' dedi. Komşum Akif Zeybek'ten yardım isteyerek buzağımızı merkezde bulunan veterinere götürmesini istedim. Otomobilin bagajına koyarak, buzağımızı veterinere götürerek tedavi ettirdik. Şimdi sağlık durumu çok iyi" dedi. Buzağı sahibinin eşi Meryem Kırbaş, "Buzağı da can. Buzağım hayat buldu. O benim çocuğum gibi" dedi.Aracıyla buzağıyı veterinere götüren Akif Zeybek, "Bizim buralarda genelde bu şekilde taşınır. Komşum yardım istedi. Bizde mutlaka yardımlaşma olur. Hayvanlarımızın sağlık durumu ciddiyse otomobille veterinere götürürüz" diye konuştu. GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------Hayvan sahibi Metin Kırbaş ile röp.Otomobil sahibi Akif Zeybek ile röp.Buzağının otomobile konularak götürülmesiBuzağının hayvan damına giriş ve çıkışı
Haber- Kamera: Doğan ÇİZMECİ/ TURGUTLU(Manisa),
=====================================
10 yılda 42 santimetre uzayan sakalını 10 bin liraya satılığa çıkardı
MALATYA'da, yaşayan Abdullah Özkaya (28), 2010 yılından buyana kesmediği ve 42 santimetre uzayan sakallarını 10 bin lira karşılığında satılığa çıkardı. Sakalını alana 60 santimetre uzunluğunda olan saçlarında da hediye edeceğini söyleyen Özkaya, alıcı çıkmaması halinde sakal ve saçlarını Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı'na (LÖSEV) bağışlayacağını söyledi. İstanbul ve Malatya'da sinema ile tiyatroda oyunculuk yapıp, kamera arkasında yer alan Abdullah Özkaya, 2010 yılından 2020 yılına kadar sakallarını kesmedi. Badem ve argan yağlarıyla keratin bakımı yapan Özkaya'nın sakalları 42 santimetreye ulaştı. Askere gitmeden önce uzattığı sakallarının boşa kesilmemesi için internet üzerinden satılığa çıkartan Özkaya, 10 bin liraya satışını gerçekleştirmek istediği sakallarından elde edeceği parayı ise askerlik masraflarını gidermek ve evlenmek üzere olan tiyatrocu bir arkadaşına bağışlamayı düşünüyor. Görenlerin İlgisini çeken Özkaya'nın sakallarını alana da, 60 santimetre uzattığı saçlarını hediye edecek. Özkaya, 4 ay içerisinde askere gidene kadar uzattığı saç ve sakallarına alıcı bulamadığı takdirde Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı'na bağışlamayı düşünüyor.
'TÜRKİYE'NİN EN UZUN SAKALI OLARAK GEÇİYOR'Özkaya, saç ve sakallarını 10 yıldır uzattığını kaydederek, şunları söyledi: "Türkiye'nin tam olarak en uzun sakalı olarak geçiyor, tahminlerim ve araştırmalarıma göre. Ölçtüğümüzde 40 ile 42 santim arasında değişen boya ulaşan bu sakalımla toplumda bayağı bir ilgi çekiyorum, bayağı bir dikkat çekiyorum. Özellikle Malatya'da daha farklı dikkat çekiyor sakallarım. Malatya'da da tek olduğumu düşünüyorum bu konuda. Şuan askere gitme durumum olduğundan dolayı, 6 aylık bir askerlik yapacağımdan dolayı sakalımı keseceğim ve bu kadar emeğimin boşa gitmemesi için satılığa çıkarmayı düşünüyorum sakallarımı. Tahmini olarak şuanda 5 ile 10 bin lira arasında satışını arttırmayı düşünüyorum. Bu arada sakalımı alana saçımı da hediye etmeyi düşünüyorum. Satma planı şöyle geldi aklıma; birkaç kişi soruyordu bana 'satmayı düşünüyor musun' diye Bende sakalımı satacağım. Sakalımdan elde edeceğim geliri de tiyatro oyuncusu bir arkadaşım var evlenmek üzere olan, ona destek olmak istiyorum aldığım parayla. 10 yıldır sakallarımın bakımlarını argan (Ağaç), badem yağları ve keratin (bitkisel protein) ile yapıyorum. Sakal uzatanlara da önerim; sabırlı olmalarını istiyorum. Eğer gerçekten sakalını seven insanlar varsa bunun bakımını düzenli olarak yapsınlar. Her gün yemelerine ve içmelerine nasıl dikkat ediyorlarsa o şekilde de sakallarına karşı dikkat etmelerini öneriyorum."
'OSMANLI TORUNU MODASI'Abdullah Özkaya'nın kuaförü Şener Eroğlu ise Özkaya'nın 17 yıldır müşterisi olduğunu belirterek, "Kendisinin sakallarını kesmediğini biliyorum. Şuanda bakım yağlarıyla birlikte daha güzel görünüm sağlaması adına sakallarını uzatarak ecdadımız olan Osmanlı torunu olduğumuzu bir nebzede ifade eden sakalımız artık moda haline geldi. Şuanda gençlerimizin büyük bir kısmı sakal modasına uymuştur. Sakal modası hiç bitmeyen, tükenmeyen stilist olarak devam etmekte. Abdullah kardeşimiz de bu şekilde sakallarını uzatarak Türkiye'nin en uzun sakallıları arasında birinci olduğunu düşünüyorum" dedi.Abdullah Özkaya'nın 10 yılda uzatarak boyunun 42 santimetreye ulaşan sakallarını gören vatandaşlar ise ilginç bulduklarını, böyle bir sakal hayatları boyunca görmediklerini, kendilerinin de sakallarını uzatarak satışa çıkaracaklarını söyledi. Bazı vatandaşlar ise gereksiz bularak, alıcıya da satıcıya da hayırlı olmasını diledi. Uzun sakallı Özkaya'yı gören sokak sanatçıları da 'Şimdi Bana Söyler misin Kim O Sakallı Adam' şarkısını seslendirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -------------------------------Sakallardan görüntüAbdullah Özkaya'nın sakallarıyla oynamasıAbdullah Özkaya röp.Özkaya'dan detaylarKuaföründe bakım yaptırmasıKuaför Şener Eroğlu röp.Kuaföre gelen vatandaş röp.Eroğlu'nun sakalı ölçmesiVatandaşlar röp.Sokak sanatçılarının Özkaya'ya şarkı söylemesiGenel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA
=================================
Aç kalan kurtlar köpekleri parçaladı
ERZURUM'da aç kalan kurtlar, indikleri mahalledeki köpekleri tuzağa çekerek parçaladı. Sürü halinde dolaşan 4 kurtun saldırısı güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.Yoğun kış şartlarının yaşandığı Erzurum'da karla kaplı arazide yiyecek bulamayan kurtlar yerleşim birimlerine inmeye başladı. Merkez Palandöken İlçesine bağlı Tekederesi Mahallesi'ne inen 4 kurtun saldırısı 28 Aralık 2019 gecesi yaşandı. Güvenlik kameralarına da yansıyan olayda birlikte gelen kurtlar daha sonra 4 ayrı noktadan arayışlarına başladı. Mahallede biraz dolaşan kurtlardan biri bir süre sonra gözlerine kestirdikleri 2 köpeğe saldırıya geçti. Köpeklerin karşılık vermesi üzerine kurt geri çekilir gibi yaparak boş bir araziye gitti. Köpeklerin kurdu takip etmesi üzerine çevrede bekleyen diğer 3 kurt saldırıya geçti. Bir köpeğe dokunmayan kurtlar, diğer köpeği aralarına alarak bir süre boğuştu. Kameralara yansıyan boğuşma anından sonra 4 kurt boğdukları köpeği sürükleyerek başka bir yere götürdü.
KÖPEKLERİ AHIRLARA ALMAYA BAŞLADIKTekederesi'nde 28 Aralık'ta yaşanan kurt dehşeti, geçtiğimiz gece vatandaşların zamanında müdahalesiyle önlendi. Gece mahalleye gelen kurt sürüsü, mahalledeki 3 köpeği tuzaklarına çekti. Saldırıya uğrayan köpeklerin havlamasıyla uyanan vatandaşlar, silahlarla kurtları uzaklaştırdı. Saldırıda köpeğin biri gözünü kaybetti. Tekedere Mahallesi'nde yaşayan Ali Osman Çınar (20), zağar cinsi 3 köpeğini kurt sürüsünden mahalledeki köpeklerin yardımıyla kurtardığını söyledi. Şehir çöplüğünün yakın olması sebebiyle yiyecek arayan kurtların mahalleye kadar geldiğini ifade eden Çınar, "Geçen yıl mahalleye gelen kurtlar 3 köpeği parçaladı. Biz bu sene küçük köpekleri ahırlara alıyoruz, büyük köpekleri de güvenli yerlere bağlıyoruz. Kar sebebiyle aç kalan kurtlar buralara kadar iniyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------------Kurtların köpeğe saldırı anı güvenlik kamerası görüntüleri-Olay yerinden detaylar-Teke deresi mahallesinden detay -Ali Osman Çınar ile röp-Ali Osman Çınar'ın köpeklerinden detay -Kurtları saldırısı sonucu yaralanan köpek
Haber: Salih TEKİN - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
==============================
Flamingolar Gala Gölüne gelmeye başladı
EDİRNE'nin Enez ilçesi Gala Gölü Milli Parklar'a flamingolar gelmeye başladı. Kuzeyden gelerek 6 ay gibi uzun süre Gala Gölü'nde kalan yaklaşık 10 bin flamingo, bu rakamla gölün en kalabalık göçmen kuşu olma özelliğini taşıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda kuzey ülkelerinden kanat açan binlerce Flamingo, Edirne Milli Park Alanı olan Enez İlçesi'ne bağlı Gala Gölü'ne konmaya başladı. Gala gölünde yaklaşık 6 ay kalan kırmızı tüylü yetişkin flamingolar su üzerinde ilerlemeleri ve havada süzülerek uçmaları ortaya renkli görüntüler çıkmasını oluştururken, 10 bin adet oluşuyla bölgenin en kalabalık göçmen kuşu olma özelliğini taşıyor. Çok sayıda fotoğraf meraklısınında peşinde sürükleyen flamingolar buradan Rusya tarafına göç ediyorlar. Trakya Üniversitesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kaya, "Gala Gölü Milli Park Türkiye'nin Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında kuş göç yolları üzerinde köprü görevi yapmaktadır. Bu alanda yaklaşık 217 kuş türü bulunmaktadır. Bunların en kalabalık olanlarından biri flamingolar. Meriç Deltası'nda çeltik tarlalarının su kuşlarının önemli beslenme alanlarından biri olduğunu söyleye biliriz. Flamingolarda burada yaklaşık 6 ay kaldıktan sonra havaların ısınmasıyla göç ediyorlar. Ama burada da yaklaşık bin adet grı renkli genç flamingo kuşunun kaldığını söyleye biliriz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------Drone ile yukardanDetay görüntüFlamingolardan detayUçmalarıFarklı açılardan detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,
Son Dakika › Güncel › İNTERNETTE VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?