Başbakan Erdoğan Mardin'de - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

Başbakan Erdoğan Mardin'de

Başbakan Erdoğan Mardin\'de
08.03.2012 18:59  Güncelleme: 14:07

Başbakan Erdoğan, Kürt kökenli anne ve babalara seslenerek, terör örgütüne seslerini yükseltmeleri gerektiğini söyledi.

BAşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mardin'de özellikle Kürt kökenli anne ve babalara seslenerek, Terör örgütüne özellikle seslerini yükseltmelerini istiyorum. Bugün artık Kürt kökenli annelerinde, kadınların da, erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyorum. Çekin elinizi artık çocuklarımızın üzerinden demelerini bekliyorum dedi. Diyarbakır'da 5 PKK'lı kadının mağarada örgüt tarafından infaz edildiğini hatırlatarak, Hadise bu şekilde ortaya çıkınca da terör örgütünün açıklaması çok manidar. Çocuklarının jeneratör gazından kaynaklanan zehirlenme sonucu öldüğünü söylüyorlar. Bunlar bir anne için bir baba için gerçekten katlanması çok zor şeyler. İşte onun için anneler bu meseleye el koymak zorundadır. Bu vahşice katliamlar nedeniyle, anneler çocuklarını terörün kıskacından almak zorundadır dedi.

KOBRALI KORUMA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine, kızı Sümeyye Erdoğan ile geldiği Mardin'de havaalanından kent merkezine kadar yoğun güvenlik önlemleri altında gitti. Erdoğan'ın uçağının indiği Kızıltepe İlçesi ile Mardin kent merkezi arasındaki 20 kilometrelik karayolunun sağ ve sol kesimlerine jandarma özel harekat timleri yerleştirildi, yüksek tepelere ise yüzlerce asker konuşlandırıldı. Jandarma alanına giren yerlerde askerler Başbakan'a yoğun koruma sağlarken, kent merkezinde ise polis özel harekat timleri adeta kuş uçurtmadı. Başbakan Erdoğan'ı Mardin kent merkezine kadar 2 Kobra helikopter konvoyunun üzerinde uçarak koruma sağladı. Kent merkezinde ise polis helikopterleri Başbakan'ın konuşma yapacağı alanların üzerinde sürekli uçuş yaparken, keskin nişancılar ise çatılarda görev yaptı, sinyal bozucu Jammer'li araçları Başbakanın konvoyunun yanından ayrılmadı.Başbakan Erdoğan, Artuklu Üniversitesi'ndeki etkinlik öncesi, otobüsünden inerken yanına yaklaşan 55 yaşındaki Müzeyyen Öztepe, oğlu Fırat'ın Sivas Cezaevi'nde bulunduğunu bu nedenle görüşe gitmekte zorlandığını ve Diyarbakır'a nakledilmesini istedi. Başbakan Erdoğan ise Müzeyyem Öztepe'ye, Meraklanma dedi.Başbakan Erdoğan, Artuklu Üniversitesi'nde 'ÇATOM'un 'Kendi öykülerini yazan kadınların el emeği sergisini' açtı ve eşi Emine Erdoğan ile sergiyi gezdi. gezdi. Burada Erdoğan ve eşine el emeği oya işlemeleri ve şap şepikten yapılan çanta hediye edildi.Kadın günü etkinliği müzik dinletisi ile başladı. Salonda Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin'den gelen kadınlar da yer aldı.

BAŞBAKAN GELMEDEN TALEP VE YARDIM MEKTUPLARI TOPLANDI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mardin'de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının düzenlediği, Büyüyen Türkiye Güçlenen Kadınlar' konulu etkinliğin yapıldığı Artuklu Üniversitesi'ne gelmeden önce korumaları kadın izleyicilerin Başbakan'a vereceği mektupları topladı. Korumlar salonu dolaşarak kadınların daha önce hazırladığı veya hemen yazdığı talep ve yardım içeren mektupları Başbakan'a iletmek üzere aldı.Etkinlikteki ilk konuşmayı aynı zamanda Türkiye'nin ilk kadın kaymakamı olan Kadın Statüsü Genel müdürü Özlem Bozkurt Gevrek yaptı. Gevrek'in konuşmasından sonra kum sanatı ile ilgili bir gösteri yapıldı.

ŞAHİN HEM KARİYER HEM ÇOCUK YAPABİLİRİZ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, taşın sanata dönüştüğü, her dilin, her inancın ve medeniyetin kardeşçe yaşadığı Mardin'de olmaktan onur duyduğunu söyledi. Şahin, şöyle dediHer devletin, toplumun ve milletin bir kaderi ve dönüm noktası vardır. Öyle bir dönüşüm noktasıdır ki geçmişten aldığı güç ile geleceğe yön çizer. Kadın meselesinde de mutların tükendiği ve dalların budandığı dönemde Ak Parti var olmuştur. AK Parti felsefesinde, kadın toplumun yarısıdır ve asla siyasetten dışlanamaz. Biz kadınlar olarak artık daha dik ayakta duruyoruz. Hukuken, zikren ve fikren daha güçlü duruyoruz. Nimette de külfette de fırsat eşitliği istedik. Her alanda büyük başarı istatistiklerini beraber yazdık. Şehrimin ilk kadın vekili ve bakanı oldum. Bu kadına verilen değerin büyük göstergesidir. Dün kadına yönelik şiddetle ilgili mücadelede parlamentoda önemli bir hukuki devrimin çalışmalarını başlattık. Biz her zaman tercihimizi ya bu ya o demedik. Hem o, hem bu dedik. Güçlü aile güçlü toplum dedik. Güçlü kadınlar vardır dedik. İş hayatında kadının artması ile ilgili önemli yasal düzenlemeler yaptık. Son iki yılda kadınların iş piyasasında gücünü yüzde 4 artırdık. Hem kariyer hem çocuk yapabiliriz, hem bakan hem anne olabiliriz. Muhafazakar kimliğimizle bunu koruyarak ve demokratik kimliğimizde toplumumuzun öncüsü oluyoruz, olmaya devam ediyoruz. Bugün bu salonda Süryani, Kürdü, Türkü, Çerkezi ile kız kardeşler olarak köprüler attık. Tarih ve medeniyet bize dostluğunu, kardeşliği, acısı ve kaderimizi birleştirmeye öğretti. Bu birliği beraberliği bozmak isteyenlere ön önemli cevap bu salondur. Bu oyuna kadınlar ve analar bozacaktır. Tek ihtiyacımız birlik ve beraber olacağız. Çok daha parlak yarınlar için mücadele edeceğiz.Her canlı ölümü tadacaktır. Herkesin nasıl hatırlanacağını önemlidir. Hatırlanmak için insan ve insanlık için bir eser bırakabilmektir

Başbakan Erdoğan, Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen 'Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar' programında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ülkemizdeki ve dünyadaki tüm kadınların günlerini kutladı.

Erdoğan, kadınlar gününü Mardinli hanımlarla kutlamalarının özel bir anlamı olduğunu belirterek. Evliya Celebi'nin Mardin için 'Mardin'i tarif etmekte lisan kısa, kalem kırıktır dediğini söyledi. Daha önce 8 kadınlar gününde Vanlı depremzede kadınların hatırlanmayı hak ettiklerini söylediğini belirten Erdoğan, şöyle dedi

'Uludere'de evlatlarını eşlerini kaybeden kadınlar hatırlanmayı hak ediyorlar' dedim. 'Kuzey Afrika'nın, Fas'ın, Tunus'un, Libya'nın ve Mısır'ın kadınları bu 8 Mart'ta hatırlanmayı fazlasıyla hak ediyorlar dedim. Şimdi temennim ve duam Suriye'deki kadınların hatırlanacağı anı yakalamak ve yaşamaktır.

Ne yazık ki onlarca yıldır 8 Mart'ı buruk karşılayan, isimleri anılmayan Somali'nin, Filistin'in, Afganistan'ın kadınları bu yılda aynısını yaşamaya devam ediyorlar. Bir kez daha tüm dünyayı ve tüm dünya kadınlarını, Suriye başta olmak üzere, kanayan coğrafyalardaki kadınlarla dayanışmaya, onları hatırlamaya davet ediyorum. Hiç kuşkusuz cinsiyet ayrımcılığı en az ırkçılık kadar kötüdür. En az ırkçılık kadar insanlık dışıdır. Dünyanın pek çok yerinde kadınlar, hem ırkçılıkla hem de cinsiyet ayrımcılığıyla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Fransa ne diyor Göçmenleri ülkemizden atacağız diyor. Hani Avrupa Birliği'nde böyle bir şey yoktu Hani Avrupa Birliği'nin başak ülkesiydin. İşte bunlar bu. Bunların sözüne güven olmaz. Bunlara inanılmaz. Bunlarda insanın değeri yok. Sıfatı göçmenmiş, ne olursa olsun. Ama bizde insandır, biz böyle bakarız. Büyük değişimlerin yaşandığı bu coğrafyadaki kardeşlerimizin demokrasiye hazır olup olmadıkları, hak edip etmedikleri tartışma konusu yapıldı. Bunların temelinde ırkçılık ayrımcılık ve kibir vardır. BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye'deki trajediyi görmezden geldiği açıktır. Nitekim geçmişte ve bugün Filistin'de yaşanan acı da görülmemiş hissedilmemiştir. Aynı şekilde Avrupa'nın ortasında, Bosna'da kadınların maruz kaldığı insanlık dışı olaylar karşısında bürünülen suskunluğu da biliyoruz. Bu manada kadınların hemcinslerini çok daha iyi anlayacaklarına inanıyoruz. Kadınlar kendi meselelerine sahip çıktığında, insaf vicdan inanç sahibi erkekleri daima yanlarında bulacaklarından hiç şüphe olmasın

'ANNELER BU MESELEYE EL KOYMAK ZORUNDADIR'

Başbakan Erdoğan, Türkiye'de yaşanan terörün sona erdirilmesinde kadınlara büyük görevler düşüyor. Burada çok trajik bir olayı paylaşmak istiyorum. Mardinli kadınların, annelerin dikkatlerini buraya özellikle çekmek istiyorum dedi.

Geçen Aralık ayında Şırnak'taki Cudi Dağı ve çevresinde büyük bir operasyon gerçekleştirildiğini ve mağaralarda saklanan teröristlerin etkisiz hale getirildiğini belirterek, bu operasyonun görüntülerinin paylaşıldığını anlattı. Erdoğan, Bir mağarada komutan saatler boyunca teröristleri ikna etmek için uğraşıyor. Mağarada sıkışan çocukları oradan çıkarmak için tehlikeyi de göze alarak saatlerce dil döküyor. Sizi anne babanıza götüreceğiz denildiğinde mağaradan 18 yaşında çocuklar çıkıyor.Komutan bir tanesine soruyor, 'Annen baban sağ mı' diyor. Verilen cevap, 'Ben ayrıldığımda sağ idiler', 'Ne zaman ayrıldın' diyor komutan, '5 yıl önce' diyor. Ben aslında o beş yılın da sağlıklı olduğuna inanamıyorum. Çünkü o mağarada kaldığından beri zaman durmuştur. Belki 6 yıl, belki 7. Daha 13 yaşında bir çocuğu annesinden babasından kopararak çalarak dağa çıkıyorlar. O sürede o çocuk ne annesinden ne babasından haber alamıyorum. Bakın şu an yerin 150 metre derinliğinde, oralarda hapsedilen, özel eğitimlere tabii tutulan çocuklar var dedi.

Erdoğan, Diyarbakır'da bir mağarada 5 kadın teröristin infaz edilmesinde debenzer olayın yaşandığını belirterek, kaçan 7 kadın PKK'lının yakalanıp bir mağarada günlerce işkence yapılarak öldürüldüğünü söyledi. Erdoğan, şöyle dediKadınlar kaçıyor ancak yakalanıyorlar. Bir mağarada kendilerine günlerce işkence yapılıyor ve sonunda öldürülüyor. Anasının, babasının fiske vurmaya kıyamadığı kıyamayacağı gençlerimize bunlar yapılıyor. 1 yıl boyunca ölümlere ilişkin ailelerine haber verilmiyor. İranlı bir terörist ailelerine arayıp evlatlarının örgüt tarafından öldürüldüğünü söylüyor. Hadise böyle ortaya çıkınca terör örgütü 1 yıl sakladığı cinayeti açıklamak zorunda kalıp jeneratör gazından öldüklerini açıkladı. 13 yaşındaki çocuğunu dağa kaptıran ve 5 yıl boyunca hiçbir haber alamayan annenin acısı dağlar kadardır. Anneler bu meseleye el koymalıdır. Çocuklarına sahip çıkmak ve terörün kıskacından çekip çıkarmak zorundadır. Bir kadını özellikle anmak ve ismini zikretmek istiyorum. Bingöl'de şehir merkezinde bir canlı bomba insanların bayram alışverişini çıktığı saatte bombayı patlattı. Hatice Belgin isimli hanım kardeşimiz 3 çocuğu ile bayram alışverişine çıkmıştı. Çocuklarıma zarar gelmemesi için canlı bombayı kendi bedenini siper etti. Çocukları kurtardı insanları kurtardı kendisi orada hakka yürüdü. Kendisini bir kez daha rahmetle yad ediyorum.O cesaret ve kahramanlık, annelik hissiyatı ile dolayı hürmetle yad ediyorum. Bunlarda aile diye bir kavramları yok, millet diye bir anlayışları da yoktur. Analığı yüze bir makam olarak değerlerimizden aldık. Cennet ide annelerin ayakları altında bulduk. Ayağın ayağı altında değil annelerin ayakları altında onun için annelerin ayaklarının altı öpülür. Ben hep annemin ayaklarının altına öptüm. Orada cennetin kokusu vardır. Bizi biz kılan güçlü kılan budur. Biz kadına aile içindeki rolü sebebiyle kadına ayrı bir değer veriyoruz. Yine Batman'da karnında doğmamış bebeği ile katledilen Mizgin Doru'yu, Siirt'te öldrürülen 4 genç kızı kızı rahmetle anıyor. Mekanları cennet olsun. İşte Bingöl'de Hatice çocuklarını korumak için nasıl çocuğun canlı bombanın üzerin anne hissiyatı ile atladıysa annelerin terör örgütüne seslerini yükseltmelerini istiyorum. Çocukları dağda olan annelerin. PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini ve çekin elinizi çocuklarımızın üzerinden demelerini istiyorum. Bu topraklarda örgüt silinip gitmek zorundadır. Bu topraklar anneliğin kutsal görüldüğü topraklardır. Bu topraklardan doğan medeniyet öldürmeye en büyük günah saymış topraklardır. Teröre karşı tek yürek halinde dur yiyeceğine inanıyorum

'KADINLARIN TERÖR ÖRGÜTÜNÜ SESLERİNİ YÜKSELTMELERİNİ İSTİYORUM'

Bingöl'de 29 Ekim 2011 günü PKK'lı canlı bombanın üzerindeki bombayı şehrin en kalabalık olduğu saatte patlattığını anlatan Erdoğan, O sırada Hatice Belgin isimli bir hanım kardeşimiz, yanında üç çocuğuyla bayram alışverişe çıkmıştı. Hatice Belgin çocuklarına bir zarar vermemesi için canlı bombaya kendi bedenini siper etti. Çocuklarını, oradaki insanları kurtardı. Ancak kendisi Hakka yürüdü dedi. Erdoğan, şunları söyledi

Yine bu 8 Mart'ta, bakan arkadaşım da anlattı. Kadına şiddetle ilgili şu hazırlık safhasında, bazılarından aileye yaklaşımı, hiç hoşlanmıyorlar. Anne, ana ifadesine ateş köpürüyorlar. Dayanamıyorlar. Biz anne dediğimiz zaman, biz anaya karşıyız diyor, kadın, kadın kadın. Yahu anne dediğimiz kim Kadın değil mi Biz sizi bir dişiyle bir erkekten yarattık, dişi kadındır, erkekte babadır. Biri annedir, biri babadır.

Bunların aile diye bir kavramı dünyada yok. Bu olmadığı gibi, bunların anlayışında yüreğinde millet diye de bir anlayışta yok. Ben de diyorum ki. Biz analığı yüceliği bir makam olarak değerlerimizden aldık. Anneye saygıyı bu değerlerimizde bulduk. Cenneti de annelerin ayakları altında bulduk. Bak babanın ayağı altında değil, annenin ayaklarının altında. Ben hep ayağının altını öptüm, Allah rahmet eylesin. Çünkü orada cennetin kokusu var. Orada başka bir dünya var. İşte bizi biz kılan, bizi güçlü kılan zaten bu değil mi Ama o mantık bizim anlayışımız değil. Ak Parti iktidarını ister beğenirsiniz, ister beğenmezsiniz. Biz kadına, aile içindeki önemli rolü nedeniyle ayrı bir değer veriyoruz

Başbakan Erdoğan, yeni bir uygulama başlatarak, eşi vefat eden ve intiyaç sahibi 150 bin kadın tespit ettiklerini belirterek, 16 Şubat'ta bakanlığımız bir genelge gönderdi. Şu an başvurular alınıyor. Eşi vefat etmiş kadınlara, 2 ayda bir ödenecek şekilde aylık 250 lira ödemeye başlıyoruz. Yani iki ayda 500 lira vereceğiz. Ödemeler iki ayda bir yapacağız dedi.

'KADINLAR İÇİN DEVRİM NİTELİĞİNDE KANUN'

Bu yılki 8 Mart'ın Türkiye için ayrı bir önemi olduğunu belirten Erdoğan, şöyle dedi

Hükümetimiz, TBMM, özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız kadınlara anlamlı bir hediye sunmak istediler. Ama gel gör ki bizde öyle bir acımasız muhalefet var ki size bu hediyeyi sunmamızı engellediler. Bugün biteceğine ben inanıyorum. Önümüzdeki hafta içinde de sayın Cumhurbaşkanımızın onayını alır ve yürürlüğe girer.

Bu kanunla şiddete uğrayan ya da tehlikesi bulunan kadın çocuk ve aileyi bireyleri erkekleri de kast ediyorum. Mağdurlara can güvenliğinin sağlanması yanında, ekonomik ve adli destek verecek. Barınma sağlanacak, evini iş adresini değiştirmesi sağlanacak. Koruyucu tedbir, kararlarının takibi, teknik araç ve yöntemlerle yapılacak. Nafakalar çok hızlı şekilde tahsil edilecek. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi kuruyoruz. Kadınlar için, şiddet mağdurları için son derece önemli devrim niteliğindeki bu kanunun da hayırlı olmasını diliyorum. Elbette sadece kanunda bunun önlenemeyeceğini biliyoruz. En başta zihinlerin değişmesi gerekiyor. Ülke olarak toplum olarak geçtiğimiz 9 yılda bu konuda epeyce bir yol aldığımıza inanıyorum dedi.

Konuşmadan sonra Başbakan Erdoğan, Mardin'de kiliselerin perdelerine baskı işi yapan kentteki tek kadın olan 84 yaşındaki Süryani kökenli Nasra Çilli'nin de aralarında bulunduğu 3 kadına plaket verdi.

KONUŞMASI CANLI YAYINLADI

Ramazan YAVUZ-Ferit ASLAN-Adnan AVUKA-Bayram BULUTMardin,(DHA)-

Mardin2BAŞBAKAN ERDOĞAN TOPLU AÇILIŞ TÖRENİNE KATILDI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Artuklu Üniversitesi'ndeki 8. Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğinden sonra Karayolları Meydanı'ndaki eğitim, sağlık, tarım, yol hizmetleriyle ilgili toplu açılış törenine katıldı ve alanda bulunan çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 5 bin kişiye seslendi.

Başbakan'dan önce konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kürtçe ve Arapça olarak "Hun hemu bi xer hatin ser sera ser çava hatin' (Hepiniz hoşgeldiniz başım üstüne geldiniz) diyerek yaptıkları yatırımları anlattı.

MECLİSTE 13 SAAT KONUŞAN CHP'LİYE EĞİTİM NEDİR SORSAN BİLMEZ

Başbakan Erdoğan ise, Kadınlar Günü'nü 2008'te Uşak, 2009'da Antalya, 2010'da Şanlıurfa, geçen yıl da Hatay'da kutladıklarını belirterek, bu yılda hoşgörü ve kardeşlik şehri Mardin'i seçtiklerini söyledi. Erdoğan, alandaki kadınlarında günlerini kutlayarak, eşi vefat etmiş ve ihtiyaç sahibi kadınlara Nisan ayından itibaren 250 lira ödeneceğini belirterek, Mardinli ihtiyaç sahibi hanımların Sosyal Yardımlaşma ve Dayanıma Vakfı'na müracaat etmelerini istedi. Erdoğan, "Analarının ak sütü gibi helal olsun, bu bir iane değildir. Bunları sizin hakkınız olarak görüyoruz ve inanıyorumki sizlerde bu noktada bu milletin evlatlarının vermiş olduğu vergilerden Sosyal Dayanışma Vakfımız vasıtasıyla sizlere ulaştıracağı ayda 250 lirayı gururla alacaksınız. İkinci müjdemiz ise, dün TBMM'de görüşülmeye başlanan kanun tasarısıdır. Tabii bu kanun tasarısı ne yazıkki muhalefetin her zamanki oyunlarıyla hep engellenmeye çalışılıyor. Gururlanıyor neymiş 4+4+4 için komisyonda 13 saat konuşmuş. CHP'nin bir milletvekili eğitim nedir diye sorsan haberi yok ama 12 saat konuşma yapmış ve bununla gururlanıyor. Yahu engelleyemeyeceksiniz"

4+4+4 HESAPLAŞMA DEĞİL ALINAN HAKLARIN GERİ İADE EDİLMESİDİR

Erdoğan, komisyonun bugün, yarın çalışacağını gerekirse gerekirse Cumartesi günü de çalışacağını belirterek, şöyle dedi:

"Gerekirse pazar gene çalışacak ve bu çıkacak. Niye? Çünkü bu millet yüzde 50 ile bir yetki verdi. Verdiği bu yetki işte bunları çözün diye. Bunlar çözülecek. Şimdi birileri çıkıyor diyor yüzde 50 istediğimi yaparım anlamına gelmez diyor doğru. Biz azınlıkların hukukunu da koruruz ama çoğunluğu da, azınlığa mahkum etmeyiz. Zira kusura bakmasınlarda yüzde 50'li biz kalkıp size mahkum edecek değiliz. Zira bu 4+4+4 bugünün işi değil yılların işi. Efendim 40 yıl öncesinin hesaplaşmasıdır. Biz hesaplaşmanın çabasında değiliz. Alınan hakların geri iade edilmesidir su. Bunu farklı yerlere çekmenin anlamı da yok. Geçen Salı günü meclistede söyledim. Tekrar üzerinde durmaya gerek yok. Bunun için ne anneler ağladı ne kızlarımız kapılardan geri döndürüldü. Şimdi işte bu haklar iade ediliyor. Yapılan budur. Bunu nerede konuşuyorum. Hoşgörünün, medeniyetin, kardeşliğin beşiğinde konuşuyorum. Ama Türkiye genelinde şu iyi bilinmelidir. Türkiye genelinde artık şiddete uğramış yada şiddete uğrama ihtimali bulunan hanım kardeşlerimizi, çocuklarımızı çok sıkı bir koruma altına alıyoruz. Şiddet mağduru olanların barınma ihtiyaçlarını, ekonomik ihiyaçlarını, sosyal güvencesi yok ise sağlık giderlerini devlet karşılayacak dedik karşılıyoruz. Bundan sonra çok daha farklı bir şekilde karşılamaya devam edeceğiz. Kadın sığıntımı da, sığıntı olacak bunun ismini değiştireceğiz dedik. Ne olacak Kadın Konuk evi olacak. Kadınımıza değer vermek ta bu levhalardan başlıyor. Buradan başlatacağız. Bu yeni düzenlemelerin aziz milletimize özelliklede hanım kardeşlerimize hayırlı olsun"

Erdoğan, kadınlar üzerinden değil kadınlar için siyaset ürettiklerini, kadınlar adına değil, kadınlarla birlikte özem ürettiklerini belirtti. Sim vermeden CHP'yi eleştiren Erdoğan, şöyle dedi:

"9 yıl boyunca bütün alanlarda her alanda önce kadın çocuk dedik. Çünkü kadınlar huzurlu olursa aile huzurlu olur dedik. Aile huzurlu olursa, toplum huzurlu olur, ülke huzurlu olur. Annelerin hayır duası makbuldur dedik. Biz kendi annelerimizin olduğu kadar Türkiye'nin, Trakya'nın, Anadolu'nun tüm analarının hayır dualarını almanın gayreti içinde olduk. Biz göstermelik düzenlemeler değil, kalıcı kapsayıcı çözümler ürettik. İşte bir kaç hafta önce bir siyasi partinin ilçe başkanlığında,o partinin üyesi olan o ilçe başkanlığının üyesi olan kadınlar tartaklandı, şiddete maruz kaldı. Gazetelerde okudunuz herhalde. TBMM'de bir kadın gazeteci o siyasi partinin gençlik kolları başkanı tarafından şiddete maruz bırakıldı. Seçimden öncesinde aynı şekilde seçim otobüslerinde kadınlara şiddet uygulandı. Ama bunlar asıl şiddeti üniversite kapılarındaki kız çocuklarına uyguladılar. Başörtülü kız çocuklarını üniversite kapılarından döndürdüler. Kurdukları ikna odalarında kız çocuklarına işkence uyguladılar. Nice kız çocuğumuzu üniversiteyi bırakmak eğitimi yarıda bırakmak yurt dışında çare aramak zorunda bıraktılar. İkna odalarının mucitlerini kendi partilerinden milletvekili yaptılar"

ANNELERİ TERÖRİST DEVRİŞMEK İÇİN ARAÇ GÖRÜRLER

Başbakan Erdoğan, BDP'yi kastederek, "Bir başka siyasi parti terör örgütünün gölgesinde siyaset" yapıyor" dede ve şöyle konuştu:

"Kadın hakları, insan haklarıyla ilgili süslü nutuk atarken, terör örgütünün cinayetleri karşısında tek kelime söz söyleyemedi. Bingöl'de 3 çocuğunu korumak için canlı bombanın üzerine kapanan merhum Hatice Belgin kardeşimiz için tek kelime kınama, tek kelime eleştiri yapmadılar, yapamadılar. Batman'da karnındaki bebekle birlikte şehit edilen Mizgin Doruk kardeşimiz için tek kelime edemediler. Siirt'te bir aracın içinde yüzlerce mermiyle öldürülen 4 tane hanım kardeşimiz için seslerini çıkaramadılar. İstanbul'da bir belediye otobüsünde molotofla yakılarak katledilen Serap kızımız için, Diyarbakır'da bir mağarada günlerce işkence görüp 4 kadın terörist için ağızlarını bile açamadılar. Çünkü bunlar sadece istismar siyaseti yaparlar, kadınları sadece oy deposu olarak görürler, anneleri sadece kendilerine terörist devrişmek için araç olarak görürler. Kadınların yoksulluğunu, gözyaşını, çaresizliğini bir istismar vesilesi olarak görür. İşte biz bu istismar siyasetine acılara son vermenin mücadelesi içindeyiz. Bu ülkenin her neresinde olursa olsun acıları, sızılarını dindirmenin mücadelesini veriyoruz. Dünde açıkladım. Bu uğurda ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bu ülkede terörün terörün yol açtığı istismar ettiği yine terörün yolaçtığı yoksulluğun ve acılarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Milli birlik ve kardeşlik projesini samimiyetle sürdüreceğiz"

ULUDERE'Yİ İSTİSMAR EDEN VAMPİRLERE İZİN VERMEYİZ

"Bizim aramızda Türklük, Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik, abazalık şu bu olmayacak" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz birbirimizi yaradılanı severiz yaradanda ötürü anlayışıla seveceğiz. Birbirimize böyle bakacağız. Kimseye yaradılıştan suçlu olarak doğamaz. Kimse hangi etnik unsura, hangi etnik yapıda doğacağını bilebilirmi? Bilemez. Kimisi Türk olur, Kürt olur, Alman olur, vesaire beyazdan siyahtan olur, her şey olabilir. Ama biz insanları ayıramayız. Dışlayamayız. Onun için bizim değerlerimizin içinde dışlama, ayrımcılık yok. Sadece insanı insan olarak saygıla karşılamak ve sevmek var. Biz buyuz. Salı günü eşim, kızım, Başbakan Yardımcımız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, Uludere'ye gittiler. Uludere'de acılı ailelerle kucaklaştılar, dertleştiler. Uludere'nin acısı baştan beri söyledim bizim acımızdır. Uludere'de kaybedilen canlar bizim canlarımızdır. Biz bu meseleyi askeri ve sivil yargı sonuna kadar takip ediyoruz. Bu meselenin istismar edilmesine, siyasi bir malzeme olarak istismar edilmesine, siyasi vampirler tarafından fırsat gibi görülmesine müsaade etmiyeceğiz. Biz ölenlerin üzerinden, ölenlerin etnik kimliğine yaptıkları işe mezheplerine bakmayız. Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim nazarımızda birdir, birinci sınıf vatandaştır. 75 milyonun bizim samimiyetimizden emin olmasını istiyorum. Mardinli kardeşlerimizin bizim samimiyeimizden emin olmasını diliyorum. Bizler birbirimize inanırsak güvenirsek bizim aşamayacağım hiç bir engel yok"

ÇOCUKLARINIZ DAĞA GİTMESİNE ENGEL OLUN

Erdoğan, 9 yılda çok önemli işler başardıklarını, önemli adım attıklarını belirterek, aynı kararlılıkla devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, şöyle dedi:

"Bölgenin sorunlarını, vatandaşlarımın sorunlarını ister Zaza, Türk, Kürt olsun hepsinin sorunlarını çözdük, çözüyoruz. Buradan Mardinli annelere babalara sesleniyorum. Ne olur artık çocuklarımıza sahip çıkalım. Artık çocukların 13 yaşında 14 yaşında dağa çıkarılmasına, istismar edilmesine, birer kardeş akili haline getirilmesine karşı çıkalım. İşte bakın şu Mardin'e biz bir Artuklu Üniversitesi kurduk. Mardin'in ilim medeniyet merkezi. Ama bunca zamandır Mardin'e bir ünversite bile kazandıramadılar. Biz geldik Mardin'e Artuklu Üniversitesini kurduk. Şu anda 3200 öğrencisi, 200 akademik kadrosuyla Artuklu Üniversitesi bölgenin yıldızı parlayan bir üniversitesi haline geldi. İslam Bilimleri ve Dünya Dilleri Bölümü olan fakülteyi Mardin'e kazandırdık. Yaşayan Diller Enstitüsünü kurduk. Mardin'in bereketli topraklarının verimin dahada arttıracak Ziraat yüksek okulunu kurduk. Bugün 20 öğrenci ile eğitime başlayan Kürt Dili ve Edebiyatı Akademsi'ni kurduk. Ayrıca bir Mimarlık Fakültesi kurduk. Çünkü Mardin'in taşçılığı çok önemliydi ve bu kayboluyordu. Onun için bu harika işçiliği kazanmamız yeni sanatkarlar yetiştirmemiz gerekiyordu. Annelere babalara sesleniyorum. Çocuklarınızın dağa gitmesine engel olun. Bu okulları bu üniversite yuvalarını çocuklarımız için bir fırsata dönüştürelim. Çocuklarımızın 13-14 yaşında dağda katledilmesine seyirci kalmayalım. Kardeşlerimiz meslek okullarını kuruyoruz. Ağırlığı daha çok meslek okullarına vereceğiz. Meselenin çözümü için ne gerekiyorsa yapacağız. Sizinde daha güçlü şekilde destek vermenizi istiyoruz. İnşallah artık meslek okullarının önündeki engelde kalktı ve oralardan mezun olan kardeşlerimiz istedikleri okullara gidebilecekler"

'Mardin'DE BÜYÜKŞEHİR OLUYOR'

Erdoğan, bugün Mardin'de toplam 143 trilyon bedelle yaptıkları 38 hizmeti toplu olarak açtıklarını belirterek, "Tüm bu yatırımların Mardinimize hayırlı olmasını diliyorum 750 bini nüfusu geçen şehirlerimizin büyükşehir statüsüne kavuştuğunu biliyordunuz ve 2011 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre Mardin 764 bin 33 kişilik nüfusuyla büyükşehir olma hakkını elde etti. Şimdi Mardin'in mülki sınırları büyükşehir sınırları oldu. 2014 yerel seçimlerine Mardin bu satatüyle girecek ve şimdiden büyükşehir hayırlı olsun diyorum. Önemli bir şey daha var, havaalanı pistini büyütme sözü vermiştik ve bu sözümüzü tuttuk 6 ay sonra Mardin Havaalanı artık havaalanı değil Havalimanı olacak ve uluslararası uçuşlara hazır hale gelecek. Bizden önce gelenlerin ne yaptıkları belli, bizim yaptıklarımız belli" dedi.

Başbakan ve beraberindekiler daha sonra toplu açılışları yapıp Valiliği'ne geçti.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Başbakan Erdoğan Mardin'de - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement