Bakan Kurum, 11. Büyükelçiler Konferansına katıldı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum:
" (Salda Gölü Projesi) Vatandaşların günlük ihtiyaçlarını giderecekleri alanların dışında hiçbir yapılaşmaya, betonlaşmaya, asfaltlaşmaya izin vermeden projeyi tamamlayacağız"
"Sıfır Atık Projemizle, çöpleri kaynağında ayrıştırıyor, ayrıştırdığımız atıkları geri dönüştürüyoruz"
ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 11. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "Salda Gölü'nün kıyı kenar çizgisinin arkasında kalan alanlarda vatandaşların günlük ihtiyaçlarını giderecekleri alanların dışında hiçbir yapılaşmaya, betonlaşmaya, asfaltlaşmaya izin vermeden projeyi tamamlayacağız" dedi.
Ankara'da bir otelde düzenlenen 11. Büyükelçiler Konferansına katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Büyükelçiler Konferansı'nda büyükelçilerin istişare yaptığını ve ortak akılla Türk diplomasisinin genel resmini çizdiklerini söyleyerek katılımcılara bakanlık olarak yaptıkları çalışmaları aktardı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini 1 yıl önce, milletin desteğiyle hayata geçirdiklerini aktaran Bakan Kurum, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle, 'Sistem ne kadar mükemmel olursa olsun, başarısını ya da başarısızlığını belirleyecek olan temel faktör insandır' yeni yönetim sistemimizin de başarı çıtasını hiç şüphesiz ki insan belirleyecektir, yani milletimiz belirleyecek, bakanımız, milletvekilimiz, bürokratımız, büyükelçimiz belirleyecektir. Biz de bakanlık olarak sistemin ruhuna uygun bir şekilde; hızımızı, yerinde karar alma kabiliyetlerimizi arttırdık" diye konuştu.
"Şehirlerimizin gelecek 50 yılını, 100 yılını, sahada, valilerimizle, belediye başkanlarımızla, vatandaşlarımızla birlikte planlıyoruz"
Şehrin tüm temsilcileriyle ortak kararlar alarak projelerini hayata geçirdiklerini anlatan Bakan Kurum, "Şehirlerimizin gelecek 50 yılını, 100 yılını, sahada, valilerimizle, belediye başkanlarımızla, vatandaşlarımızla birlikte planlıyoruz. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda, çevre ve şehircilik alanında uluslararası arenada da atılacak tüm adımları kararlılıkla ve vizyoner bir bakış açısıyla gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz yıl, Antalya'da gerçekleştirdiğimiz '2023'e Doğru Türkiye'de Çevre ve Şehirciliğin Geleceği İstişare Toplantısı'nda tüm çalışma arkadaşlarımızla birlikte, hedeflerimizi belirledik. ve bunu da bir sonuç bildirgesiyle açıkladık. 2023 yolunda, sıfır atık projesinden millet bahçelerine, plastik poşetlerin azaltılmasından bisiklet ve yürüyüş yollarına, korunan alanlarımızın arttırılmasından iklim değişikliğiyle mücadeleye, mekansal stratejik planlamadan kentsel dönüşüm seferberliğine kadar çok çeşitli alanlarda son derece önemli hedefler koyduk" şeklinde konuştu.
"Bakanlık olarak, iklim değişikliği ile ilgili kararların alındığı uluslararası süreçlere en etkin, en aktif şekilde katılıyoruz"
İklim değişikliği konusuna değinen Bakan Kurum, şunları kaydetti:
"Bizler burada, sizler de yaşadığınız, görev yaptığınız ülkelerde iklim değişikliğinin etkilerini yakından hissediyoruz. Bakanlık olarak, iklim değişikliği ile ilgili kararların alındığı uluslararası süreçlere en etkin, en aktif şekilde katılıyoruz. Ülkemizin konuya dair fikrini, düşüncesini, projelerini ve eylemlerini tüm platformlarda en yüksek sesle ortaya koyuyoruz. Bu anlamda, bu yıl, Aralık ayında, Şili'de düzenlenecek olan '25. Taraflar Konferansı' çok önemli. Bizim için konferansın en önemli gündem maddesi, Türkiye'nin kendine özgü pozisyonun artık açıklığa kavuşması olacaktır. Bu nedenle ilgili kurumlarımızla yaptığımız istişareler sonucunda Türkiye'nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin Ek-1 listesinden çıkarılma talebimizi sekreteryaya ilettik. Bu konuda siz değerli büyükelçilerimizin görev yaptığınız yerlerde, ilgili muhataplarınızla yapacağınız görüşmeler son derece mühim. Sizler bu konunun ülkemiz adına takipçisi olacaksınız. Türkiye, iklim değişikliği konusunda ciddi tehdit altında. Çünkü, ülkemiz iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında olan Akdeniz Havzası'nda yer alıyor. Son yıllarda bu iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını hep birlikte yaşamaya başladık. Deniz seviyesi artıyor, deniz suyu sıcaklığımız artıyor, bu artışa bağlı olarak şiddetli ve sık yağışlar meydana geliyor. Ülkemizde hiç görülmeyen hortumları yaşıyoruz, dolu yağışları sıklaşıyor, ormanlarımızda yangın riski artıyor, kuraklık artıyor. En yakın örneklerini Rize'de, Trabzon'da, Düzce'de, Sakarya ve Artvin'de gördüğümüz seller, evlerimizi, okullarımızı, tarım alanlarımızı tehdit ediyor, canlarımızı kaybetmemize sebep oluyor. Kısacası iklim değişikliği herkesi ve her yeri etkiliyor, etkilemeye de devam edecek. Ek 1 listesinde olmayan ülkeler finans ve teknoloji desteklerinden faydalanabiliyorlar, fon alabiliyorlar. Biz alamıyoruz. Buna rağmen, iklim değişikliğinin etkilerine maruz kalan bir ülke olarak mücadelemizi tüm kararlılığımızla sürdürüyoruz."
" Karadeniz'de başlattığımız iklim değişikliği eylem planlarımızı, 7 bölge için önümüzdeki 6 ay içerisinde tamamlamış olacağız"
Geçtiğimiz aylarda açıklanan 15 maddelik Karadeniz İklim Değişikliği Planı'ndan bahseden Bakan Kurum, "15 maddelik Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planıyla; bu mücadele hususunda kararlılığımızı ortaya koyduk. İlk olarak Karadeniz'de başlattığımız iklim değişikliği eylem planlarımızı, 7 bölge için önümüzdeki 6 ay içerisinde tamamlamış olacağız. Bu noktada, en son Karadeniz'de yaşadığımız sel felaketinden sonra çok hızlı bir şekilde, derelerin ve o dere yataklarında bulunan binaların yıkılması ve taşınması sürecini başlattık. Bakanlık olarak Uluslararası boyutta da İklim Değişikliğiyle mücadele noktasında gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bu anlamda, aynı zamanda Başmüzakerecimiz olan Bakan Yardımcımız Mehmet Emin Birpınar'ın başkanlığında, ilgili bakanlık temsilcilerimizden oluşan güçlü bir müzakere ekibine sahibiz. Dünyanın bu ortak sorununa karşı her platformda mücadele ediyoruz. Bu bağlamda Türkiye olarak; sera gazı emisyonlarını 2030 yılında yüzde 21'e kadar artıştan azaltma yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" ifadelerini kaydetti.
"Yürüttüğümüz çalışmanın sonuçlarını, İklim Zirvesi'nde dünyayla paylaşacağız"
Düzenlenecek iklim zirvelerine dikkat çeken Bakan Kurum, "Yine COP 26 adaylığımız devam ediyor ve konu BM nezdinde New York Daimi Temsilciliğimiz tarafından takip ediliyor. Bunun yanında, 2019 yılı Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi 23 Eylül tarihinde New York'ta düzenlenecek. İklim zirvesine yönelik belirlenmiş olan 9 tematik alandan biri olan, 'Altyapı, Şehirler ve Yerel Eylem' temasını, Kenya ile birlikte eş-öncü ülkeler olarak yürütüyoruz. Yürüttüğümüz çalışmanın sonuçlarını, İklim Zirvesi'nde dünyayla paylaşacağız" dedi.
"Sıfır Atık Projemizle, çöpleri kaynağında ayrıştırıyor, ayrıştırdığımız atıkları geri dönüştürüyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan "Sıfır Atık Projesi" çalışmalarınıda aktaran Bakan Kurum, şöyle konuştu:
"Sıfır Atık Projemizle, çöpleri kaynağında ayrıştırıyor, ayrıştırdığımız atıkları geri dönüştürüyoruz. Yine organik atıklarımızı, kompost tesislerinde geri dönüşüme tabii tutmak suretiyle, peyzaj alanlarımızda, millet bahçelerimizde, parklarımızda, bitkilerimizin yetiştirilmesinde kullanıyoruz. Metan gazını engelliyor ve daha da önemlisi israfın önüne geçiyoruz. Bu anlamda proje; ülkemizin en büyük çevre hareketidir. Sıfır atık yönetmeliğimizi yayımladık. Sıfır Atık Yönetmeliği ile 2023 yılına geldiğimizde tüm illerimizde, ilçelerimizde Sıfır Atık Projesi uygulanmış olacak. Bu anlamda dünyaya örnek olacak bir adımı atmış olduk. Proje kapsamında, bugüne dek 18 bin 750 kamu kurum ve kuruluşunda uygulamaya geçildi. İlk olarak kamu kurum ve kuruluşlarında 1 Haziran 2020'de, 31 Aralık 2020 itibariyle ise 24 Büyükşehirde 88 İlçe Belediyesinde Sıfır Atık Yönetim sistemine geçişi tamamlayacağız. Bu sayede yaklaşık 37 milyon vatandaşımız sıfır atık yönetim sisteminden faydalanacak. Sıfır Atık Projesi'nin başka bir fazını da Sıfır Atık Mavi Hareketi oluşturmaktadır. Sıfır Atık Mavi hareketiyle denizlerimizi, akarsularımızı, göllerimizi, hem yüzeylerini hem de kıyılarını temizlemek üzere bir eylem planı hazırladık. 2019'un sonuna kadar, kaynakta önleme, temizlik ve bilinçlendirme çalışmalarını içeren Deniz Çöpleri Eylem Planlarımızı, denize kıyısı bulunan tüm illerimiz için hazırlanmış olacağız. Deniz çöplerine sınır koyamıyor, zararlı sıvı atıklara pasaport soramıyorsunuz. Bir sahilde bulunan çöp veya kirlilik, çevre kıyılarda bulunan tüm ülkeleri tehdit etmektedir. Dolayısıyla bu konuda yapacağımız mücadelede tek başına başarılı olamayız, topyekün bütün ülkelerin ortaklaşa hareketiyle sonuç alabiliriz."
"Sıfır Atık Projesinin ülkemizde tam anlamıyla uygulanması ile birlikte yıllık 20 milyar liralık bir ekonomik kazancı hedefliyoruz"
"Sıfır Atık Projesi"nin ekonomik boyutunu anlatan Bakan Kurum, "Sıfır Atık Projesi, sadece çevre boyutunda bir proje değil ekonomik tarafı da çok büyük. Bu noktada projenin ülkemizde tam anlamıyla uygulanması ile birlikte yıllık 20 milyar liralık bir ekonomik kazancı hedefliyoruz. Ayrıca, 2023 yılına kadar, bu alanda 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayabileceğimizi öngörüyoruz. Tabi ben sıfır atık projemizin bütün büyükelçiliklerimizde de uygulanmasını temenni ediyorum. Siz uygulamaya geçmeye karar verdiğiniz anda, biz de gerekli ekipmanı sağlayacağız ve görev yaptığınız ülkelere göndereceğiz. Tabi bazı büyükelçiliklerimiz de Sıfır Atık uygulamasına geçti. Belgrad büyükelçiliğimiz bunlardan birisi. İnşallah bu toplantıdan sonra sizler ülkelerinize döndüğünüzde Dışişleri Bakanımızın da desteğiyle bu uygulamaya her bir büyükelçiliğimiz kısa sürede geçecektir" diye konuştu.
"81 ilde millet bahçesi çalışmalarımıza devam ediyoruz"
Başta Sıfır Atık Projesi olmak üzere, deniz çöpleriyle mücadele için başlatılan Sıfır Atık Mavi Hareketi, Millet Bahçeleri, Bisiklet Yolları, yürüyüş yolları, gürültü bariyeri, korunan alanların arttırılması gibi pek çok çevreci proje ve çalışmaya imza attıklarını belirten Bakan Kurum, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla başlattığımız, 81 ilde millet bahçesi çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yani yurt dışında örneklerini gördüğümüz parkların bir benzerini ülkemizin her ilinde, pek çok ilçesinde hayata geçiriyoruz. Bu anlamda şehirlerimize nefes aldıran bu projelerle çevre konusunda önemli bir hareketi ve duyarlılığı da ortaya koymuş oluyoruz. Millet Bahçelerimizle spor, eğitim, sosyal ve kültürel alanların bir arada olduğu yeşil alanlar üretiyoruz. Yüzme havuzları, kafeteryaları, futbol ve basketbol sahaları, tenis ve voleybol sahaları, koşu ve bisiklet parkurları ve piknik alanlarıyla ülkemizin her noktasında güzel yaşam mekanları oluşturuyoruz" ifadelerini aktardı.
"Hiçbir yapılaşmaya, betonlaşmaya, asfaltlaşmaya izin vermeden projeyi tamamlayacağız"
Millet bahçeleri yaparak ulaşmayı istedikleri hedeflerden bahseden Bakan Kurum, 8 metrekare olan kişi başı yeşil alan miktarını, 2023 yılına kadar 15 metrekareye çıkarmak istediklerini aktardı. Özellikle tabiat harikası doğal alanları korumak için önemli projelere imza attıklarını bildiren Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla Salda Gölünü ve çevresini, Özel Çevre Koruma Alanı ilan ettiklerini ve burayla alakalı Millet Bahçesi projesinin en kısa zamanda hayata geçirileceğini kaydetti. Ayrıca Bakan Kurum, Salda Gölü'nün kıyı kenar çizgisinin arkasında kalan alanlarda vatandaşların günlük ihtiyaçlarını giderecekleri alanların dışında hiçbir yapılaşmaya, betonlaşmaya, asfaltlaşmaya izin vermeden söz konusu projeyi tamamlayacaklarının altını çizdi.
"78 bin kilometrekare olan doğal korunan alanlarımızın yüz ölçümünü 133 bin kilometrekareye çıkartıyoruz"
Her projede çevreyi ve doğayı koruyarak hareket ettiklerini anımsatan ve önceliklerinin her zaman tarihi ve doğal güzellikleri korumak, gelecek nesillere aktarmak olacağını bildiren Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu temel ilkenin dışına çıkılmasına asla müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Bizim doğamıza, çevremize dair bir hedefimiz var. Bakın, bugün 78 bin kilometrekare olan doğal korunan alanlarımızın yüz ölçümünü 133 bin kilometrekareye çıkartıyoruz. OECD'nin yeni açıkladığı 10 Yıllık Değerlendirme Raporu'nda ülkemizin çevre performansından övgüyle bahsediliyor. Raporun ortaya koyduğu gerçek şu. Atık yönetiminden ağaçlandırmaya ve biyoçeşitliliğin korunmasına kadar pek çok konuda dünyaya örnek bir ülkeyiz. OECD'nin korunan alanların büyüklüğü noktasında da bir kriteri var ve bu yüzde 17. Biz inşallah, önümüzdeki 5 yıl içerisinde, OECD verilerinin de üzerine çıkarak, ülkemiz yüz ölçümünün yüzde 20'sini korunan alan haline getireceğiz. Bu yöndeki çalışmalara katkı sağlamak üzere; Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti başta olmak üzere, önemli korunan alanlarımızın UNESCO Dünya Doğal Miras Listesine alınması yönünde çalışmalarımız ise devam ediyor. Bu bölgelerin dünyaya tanıtımı ve dünya doğal miras listesine alınması noktasında, siz değerli büyükelçilerimizden çok büyük destek bekliyoruz."
"Yerel yönetimlerde başlatılan sosyal belediyecilik anlayışı, yine bu dönemde yapılan yüzbinlerce sosyal konut hamleleriyle taçlandırıldı"
Bakanlık olarak, kimlikli, çevreye saygılı, değer üreten, kadim medeniyet değerlerini yaşatan, sağlıklı ve güvenli şehirler için çalıştıklarını kaydeden Bakan Kurum, "Cumhurbaşkanımızın 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi açıkladığı çevre ve şehircilik ilkeleri, manifesto niteliğindeydi. Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1994'ten bugüne kadar yazdığı başarı hikayesinde, insan, çevre, şehircilik ve medeniyet anlayışımızın en güzel yansımalarını görürüz. Değer üreten şehirler, çevreye saygılı şehirler gibi çok önemli kavramlar, ülkemizin ve milletimizin gündemine bu dönemde girdi. Bilhassa yerel yönetimlerde başlatılan sosyal belediyecilik anlayışı, yine bu dönemde yapılan yüzbinlerce sosyal konut hamleleriyle taçlandırıldı. Bakanlığımıza bağlı TOKİ de işte bu yaklaşımla; bugüne kadar 860 bin konut üretmiş; sosyal donatıları, ibadethaneleri, parkları ve kültür merkezileri dahil edildiğinde 1 milyonun üzerinde bağımsız birimi yapma başarısı göstermiştir" diye konuştu.
"Temmuz 2019 itibariyle toplam 97 ülkenin konut ve yerleşim konularından sorumlu kurum ve kuruluşları ile Bakanlığımız ve TOKİ nezdinde istişareler yapmaya başladık"
TOKİ ile beraber yurt dışında konut, hastane, misafirhane ve spor salonlarının hizmete açıldığından bahseden Bakan Kurum, "Özellikle ihtiyaç sahibi ülkelerden, düşük maliyetli konut üretimi başta olmak üzere kentsel dönüşüm konusunda, TOKİ'den örnek projeler geliştirilmesi için tecrübe ve bilgi aktarımı taleplerin, yoğun olarak almaktayız. Bu anlamda müteahhitlerimizin başta Afrika'da olmak üzere pek çok ülkede inşaat yapmalarının önünü açmak için, TOKİ öncülüğünde kapsamlı bir çalışma ve araştırma yapıyoruz. Bu kapsamda, Temmuz 2019 itibariyle toplam 97 ülkenin konut ve yerleşim konularından sorumlu kurum ve kuruluşları ile Bakanlığımız ve TOKİ nezdinde istişareler yapmaya başladık" ifadelerini aktardı.
"Hedefimiz, yaklaşık 6,5 milyon konutun yeniden yapılandırılmasını sağlamak, her yıl 300 bin konutumuzu dönüştürmek"
Geçtiğimiz yıllarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, "bedeli ne olursa olsun" kentsel dönüşümü gerçekleştireceğiz hedefiyle başlayan kentsel dönüşüm çalışmalarının çok daha büyük bir hız ve kararlılıkla sürdürüldüğünü vurgulayan Bakan Kurum, "Hedefimiz, yaklaşık 6,5 milyon konutun yeniden yapılandırılmasını sağlamak, her yıl 300 bin konutumuzu dönüştürmek. Maalesef, ülkemizin belki yüzlerce kez yaşadığı depremler, doğal afetler, kendiliğinden yıkılan binalar kentsel dönüşümün önemini her gün bir kez daha önümüze koymaktadır. Yaşadığımız acılar, yitirdiğimiz canlar, ağlayan anne ve babalar maalesef bizleri derinden yaralamaya devam ediyor. Tabi en temelde; insanımızın daha sağlıklı, daha güvenilir, daha kimlikli yuvalarda, çevreyle uyumlu nezih bir ortamda yaşayacakları bir hayatları olsun istiyoruz. Vatandaşlarımız refah dolu bir hayata kavuşsun, ülkemiz de medeniyetimizin izlerini taşıyan, eskiyle yeniyi aynı anda yüreğinde taşıyan marka şehirlere kavuşsun istiyoruz" dedi.
"50 bin sosyal konut projemiz, ülkemizin en çok teveccüh gören projesi oldu"
Kentsel dönüşüme dair çizdikleri yeni bir yol haritasından bahseden Bakan Kurum, "Son 1 yıl içerisinde, İstanbul Kartal'da, Trabzon'da, Düzce'de ve Rize'de yaşadıklarımızın tekrar etmemesi için, bu aziz milletin daha fazla mağduriyet yaşamaması için, kentsel dönüşümü adeta baştan sona yeniden düzenleyen değişiklikler yapıyor, eylem planları hazırlıyor, hızlı müdahale çözümleri üretiyor, yatırımcılarımıza ve belediyelerimize yeni sorumluklar getiriyoruz. Bakın bugün, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, 'Yatay Mimariyle Yükselen Türkiye' sloganıyla başlattığımız, 50 bin sosyal konut projemiz, ülkemizin en çok teveccüh gören projesi oldu. 700 bine yakın başvuru aldı. Şimdi, yakın zamanda, hem Kentsel Dönüşüm eylem planımızı hem de bu kapsamda temelini atacağımız 50 bin konutluk dönüşüm fazımızı da açıklayacağız. Şehirlerimizi en hızlı, en etkin, en doğru ve medeniyetimize uygun şekilde dönüştüreceğiz. Tabi Kentsel dönüşüm çalışmalarında finans desteği son derece kritik öneme sahip. Bu noktada en büyük desteği İller Bankamız sağlayacak. Önümüzdeki dönemde belediyelerimize, kentsel dönüşüm çalışmalarında destek olacak. Belediyelerimize; 4 milyar lira kredi verecek, bununla da kalmayacak, kredilerin faizlerinde yüzde 50'ye kadar faiz desteği imkanı sağlayacak. Bunun yanı sıra bankamız; gerekirse proje üretecek veya yeni finansman yolları bulacak. İlerleyen süreçte gerektiği zaman İller Bankamızın yanı sıra Emlak Katılım Bankası ve TOKİ gibi devletin önemli dinamikleri de devreye girerek kentsel dönüşüme teknik ve finansal yönlerden destek sağlayacaklar" ifadelerini kullandı.
"İnşaat ve bağlı sektörleri, yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlıyor"
Türkiye'nin inşaat sektöründe dünyanın ikinci büyük ülkesi konumunda olduğunu kaydeden Bakan Kurum, şunları aktardı:
"İnşaat sektörü dünyada gururumuz olurken, ülke ekonomimizin de lokomotifidir. Ülkemizde yaklaşık 440 bin müteahhit bulunuyor. İnşaat ve bağlı sektörleri, yaklaşık 2 Milyon kişiye istihdam sağlıyor. Aileleriyle birlikte bakıldığında, şöyle kabataslak bir hesapla 6 Milyon insanımız evine götüreceği ekmeği bu sektörden kazanıyor. Türkiye, yatırım gerçekleştirmek için en uygun ülkelerin başında geliyor. Bu yüzden; özellikle ülkemizin Müteahhitlik ve İnşaat Sektörünün yurtdışında çok daha fazla iş yapmasını sağlamalı, daha da geliştirmeliyiz. Bakın bugün; ilk 250 büyük firma içerisinde yer alan şirketlerin gelirleri 1,5 trilyon dolar seviyesindedir. Küresel pazardaki gelişmelere göre, uluslararası müteahhitlik hizmetleri büyüklüğü; 500 milyar dolar seviyesindeyken 2023 yılında 650 milyar dolara, 2030'larda ise 750 milyar dolara çıkacak. Bu manada bizim yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörümüz, ülkemizin yetişmiş insan gücü, iş deneyimi ve disiplini, bölge ülkeleri ile siyasi ve kültürel yakınlığı gibi avantajlarının kullanılması sayesinde 1972'den 2019 Haziran ayı sonuna kadar 123 ülkede 386 milyar dolar değerinde 9 bin 762 proje üstlenmiştir. 2018 yılı sonu itibariyle 20,8 milyar dolarlık bir performans gerçekleştirdik. Sektörün ortaya koyduğu başarıların önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğine inanıyorum. Bu çerçevede, yeni pazar arayışlarımız ve mevcut pazarlarımızdaki pro-aktif yaklaşımımız devam ediyor. Bunun bir gereği olarak; inşaat, gayrimenkul ve yapı malzemesine dair düzenlenen birçok fuara, etkinliğe ve uluslararası organizasyona, Bakanlık olarak destek veriyoruz. Bu anlamda Türk müteahhitlerimizin yurtdışı pazarında rekabet güçlerini arttırmak için bu fuarlara iştirak ediyoruz. Bilhassa yapı sektörüne dair düzenlenen fuarlarda, büyükelçiliklerimizden daha büyük destek bekliyoruz."
"2018 yılında tüm zamanların en büyük yabancı gayrimenkul yatırımı 56 bin 507 adet yapılmıştır"
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün yurt içi ve yurt dışında hizmetlerini sunmak için harekete geçtiğini aktaran Bakan Kurum, "Yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının yanı sıra ülkemizde yatırım yapmak isteyen yabancıların da işlemlerini, bulundukları ülkeden yapabilmeleri amacıyla, Tapu ve Kadastro Yurt Dışı Temsilcilikleri açma çalışmalarımız hızla devam ediyor. Temsilciliklerimizi; Almanya, Azerbaycan, Fransa, Belçika, Katar, Kuveyt, Makedonya, Norveç, KKTC, İngiltere'de açarak; tapu ve kadastro işlemlerimizi konsolosluk binalarımızda yapacağız. Sadece temsilcilik açma çalışmalarıyla yetinmiyoruz. Bu temsilcilikleri destekleyen gerekli mevzuat çalışmalarını da yapıyoruz. Son düzenlemelerle; alıcı ve satıcının aynı yerde bulunmasına gerek olmaksızın, alım ve satım işlemlerinin yapılmasını sağladık. Bu sayede işlemlerin çok daha hızlı yapılmasının, çok daha hızlı gayrimenkul ediniminin önünü açtık. Yine yerleşme, yatırım yapma veya Türk vatandaşlığı kazanımı amacıyla taşınmaz edinmek isteyen yabancı yatırımcılarımız var. Bunlar için de, taşınmaz edinim süreçlerini kolaylaştırdık. Bu kolaylaştırma hamlemiz sonrasında; yabancı yatırımcıların ülkemizdeki konut talepleri artmıştır. Özellikle 2018 yılında tüm zamanların en büyük yabancı gayrimenkul yatırımı 56 bin 507 adet yapılmıştır. İlerlemeye baktığımızda; 2019'un sonunda, yabancılara yapılacak satışların 2018 yılını çok geride bırakacağını, yeni bir rekora imza atacağımızı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
"12 Ocak 2017 tarihinde yapılan mevzuat değişikliği ile birlikte 1 Milyon Dolar veya eşdeğeri döviz tutarında taşınmaz edinen yabancılara ülkemizde vatandaşlık kazanımı hakkı getirilmişti" ifadelerini kullanan Bakan Kurum, "19 Eylül 2018 tarihi itibariyle, bu miktarı 250 bin Dolar veya eşdeğeri döviz tutarına indirdik ve ciddi talep alıyoruz. Buradan şu sonuç çıkıyor. Ülkemiz tarihi ve kültürel birikimiyle, ticari avantajlarıyla, doğal güzellikleriyle ve bilhassa kucaklayıcılığıyla geçmişten günümüze adeta bir cazibe merkezi olmuştur, insanların yaşamak istediği, ticaret yapmak istediği bir ülke olmuştur. Bize gelen yoğun taleplere baktığımızda bu gerçeği çok daha yakından görmüş olduk. Bu da düzenlememizin amacına ulaştığını ortaya koydu" dedi.
"Çevre alanında taraf olduğumuz 9 anlaşma ve 13 protokolümüz var"
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile diğer ülkeler arasında çevre ve şehircilik alanlarında, ikili ilişkiler çerçevesinde iş birliğinin geliştirilmesinin son derece önemli olduğunun altını çizen Bakan Kurum, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda; 27 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bakanlığımıza Yurt dışı Teşkilatı kurma yetkisi verilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak yurtdışı teşkilatımızı kuruyoruz. Bu sayede; küresel yatırımcıların Türk pazarını ve yatırım ortamını tanımalarına yardımcı olacak mekanizmaları daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu süreci de en kısa sürede tamamlayacağız. Çevre alanında ülkemiz ile diğer ülkeler arasında halen yürürlükte olan 59 tane mutabakat zaptı imzalanmıştır. 26 tane ise imzalanmak üzere çalışmaları devam eden taslak metin bulunmaktadır. Şehircilik alanında ise ülkemiz ile diğer ülkeler arasında halen yürürlükte olan 34 tane mutabakat zaptı imzalanmıştır. 28 tane de çalışmaları devam eden taslak metin bulunmaktadır. Çevre alanında taraf olduğumuz 9 anlaşma ve 13 protokolümüz var. İşte tüm bu rakamlar çevre ve şehircilik alanında ülkemizin diğer ülkelerle yaptığı işbirliğine verdiği önemi ortaya koymaktadır."
"Bu ülke ve bu ülkenin evlatları ne zaman zor bir dönem yaşasa adeta etten duvar olmuştur"
Konuşmasının sonunda 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün hain darbe girişimi sonrasında, yurt içinde ve yurt dışında kararlı bir şekilde mücadele ettiklerini anımsatan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bu süreçte karşı karşıya kalınan ekonomik saldırıların aşıldığını belirterek, "Şunu tekrar gördük ki; bu ülke ve bu ülkenin evlatları ne zaman zor bir dönem yaşasa adeta etten duvar olmuştur, saldırılara karşı yekvücut olmuştur. İnşallah önümüzde, ülkemizin geleceği adına yapacağımız çok güzel işler var. Bunları da milletimizle birlikte millet bakiyemiz coğrafyalarda ve diğer ülkelerde hep birlikte ortaya koyarak daha güçlü bir Türkiye için çalışacağız" dedi.
Son Dakika › Genel › Bakan Kurum, 11. Büyükelçiler Konferansına katıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?