1- REİNA SALDIRGANININ EŞİ ADLİYEDE
Haber: Ümit TÜRK/ İstanbulDHA
Reina katliamına ilişkin soruşturma kapsamında aralarında saldırgan Abdulkadir Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva'nın da bulunduğu 11 kişi daha savcılık tarafından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.
Savcılığın hakimliğe gönderdiği sevk yazısında, Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva'nın saldırıdan sonra gerçek ismini gizliyerek Fatıma Abdurrahim kod ismini kulandığını, Nurullayeva'nın da DEAŞ terör örgütü mensubu olduğu belirtildi. Nurullayeva'nın iki DEAŞ mensubuyla birlikte Esenyurt'taki Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS) evinde saklandıklarının tespit edildiği, Nurullayeva'nın buradan eşi Ortaköy saldırganı Masharipov ile buluşturulmak üzere Pendik'e naklettirildiği anlatıldı.
SALDIRGANIN ERKEK ÇOCUĞU DEAŞLILAR TARAFINDAN GÖTÜRÜLDÜ
Yazıda, Nurullayeva'nın yakalanmadan bir gün önce erkek çocuğunun kimliği tespit edilemeyen bir DEAŞ'lı tarafından YTS evine götürüldüğü belirtildi.
SALDIRGAN BEYOĞLU'NDA POLİS ARACINA ATEŞ EDEREK KAÇMIŞ
Şüpheli Bakhtiiar Abdurashıdov'un Reina saldırganın kaçması ve saklanması için yardım ettiği belirtilerek, saldırgan Masharipov'un eşini ve iki çocuğunu Pendik'teki eve naklettiği belirtildi. Ayrıca Bakhtiiar Abdurashıdov'un saldırgan Masharipov ile Baro kod isimli teröristi Pendik'teki eve nakletmeye çalıştığı, bu sırada terör örgütünün gönderdiği iki adet silahı verdiği ifade edildi. Şüphelinin saldırgan ve Baro ile buluştuğu sırada kendilerini takip eden trafik polisi aracına ateş açtıkları ve Beyoğlu Piyalepaşa Yokuşu'nda aracı ile bir adet silahı bırakarak kaçtıkları belirtildi.
HÜCRE EVLERİNDE 309 BİN 380 DOLAR ELE GEÇİRİLDİ
Şüpheli Maıtıbake Tusunmaımaıtı'nin de saldırgan Masharipov ile irtibatlı olduğu belirtilerek, yakalandığı YTS evindeki aramada 159 bin 380 dolar ele geçirildiği belirlendi. Şüpheli Maımaıtı'nin de İstanbul'daki 12 YTS evinden sorumlu kişi olduğu ve yakalandığı evde yapılan aramada 150 bin dolar ele geçirildiği belirlendi.
"POTANSİYEL TERÖR TEHDİDİ NEDENİYLE YURDA GİRİŞİ YASAKKEN..."
Şüpheli Adili Salumi'nin de Masharipov'un eşinin Pendik'te kaldığı evin çevresinde gözcülük yaptığı sırada yakalandığı belirtildi. Şüpheli İslam Magomedov'un da Pendik'teki evde gözcülük yaparken yakalandığı belirtilen yazıda, "Potansiyel terör tehdidi nedeniyle yurda girişine tahdit konmasına rağmen yasa dışı yollarla yurda giriş yapmıştır" denildi.
60 ADET YTS EVİNDEN SORUMLU KİŞİ
Şüpheli Tuersung Xıanmıxıdıng'in saldırgan Masharipov'un Ortak eyleminin ardından gittiği Mölcer Cafe'nin sahibi olduğu belirtildi. Şüpheli Abdullah Türkistanlı'nın DEAŞ'lı teröristlerin saklandığı ve barındığı 60 adet Yabancı Terörist Savaşçıları (YTS) evinden sorumlu olan kişi olduğu belirtildi. Şüpheli Rakhnamo Zaıdzhankızı'nın da saldırganın planlanmasında rol oynayan Baro kod isimli Deaş'lı teröristin eşi olduğu belirtildi. Yine bu şüpheli ile birlikte şüpheli Gulsaya Tlegenova'nın da saldırganın eşiyle birlikte Deaş'lılar tarafından Pendik'teki örgüt evine nakledildiği ortaya çıktığı belirlendi. Şüpheli Sabri Benthabeyt'in cep telefonunda çok sayıda dökümanın ele geçirildiği belirtildi.
11 KİŞİNİN TUTUKLANMASI TALEP EDİLDİ
Sevk yazısında 11 şüphelinin tümü için, "Terör örgütü üyeliği ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından tutuklanmaları talep edildi. Ayrıca şüpheliler arasında yer alan Tuersung Xıanmıxıdıng ile Bakhtiiar Abdurashıdov için ise "39 kez Kasten öldürmeye yardım" suçundan da sevk edildi.
======================================
2- MEHMET ÖZHASEKİ: 2018'DEN İTİBAREN HER YIL 500 BİN KONUTU YENİLEYİP DÖNÜŞTÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki,
(Kentsel dönüşüm) "2012'den bu yana tüm Türkiye'de bağımsız birim olarak 530 bin konut, dönüşüm alanlarında ise 435 bin konut dönüştürüldü, değiştirildi"
"Belediyelerin kentsel dönüşümde ellerini rahatlatmak için '0' faizli krediler açacağız"
(Belediyelere kaynak) "Riskli mahalleleri bir an önce tespit etsinler, bizim istediğimiz altyapıyı hazırlasınlar. Sonra gelsinler bakanlığa her türlü yardımı yapmaya hazırız; kira yardımı ve faizlerini karşılamak dahil"
(İmar yasası) "2017 yılının ortasına kadar her şehrin imar yönetmeliği ayrı çıkacak. Bu şehirlerin anayasası olacak. Bu değişmez anayasa bundan sonra uygulanmaya devam edecek
Haber-Kamera: Enver Alas/ İstanbul DHA
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, önümüzdeki 15 yıl içerisinde Türkiye'de riskli olarak gördükleri 7 buçuk milyon civarındaki yapıyı 2018'den itibaren dönüştürmeyi hedeflediklerini belirterek, "Bu yapılardan 250 bini İstanbul'da 250 bini Anadolu'da olmak üzere toplamda yılda 500 bin konutu yenilemeyi ve dönüştürmeyi düşünüyoruz. 2018'den itibaren başlayarak 500 bin konutu değiştirirsek ve dönüştürürsek ortalama ülke ekonomisine 40 milyar dolarlık bir hacim oluştururuz" diye konuştu.
Mehmet Özhaseki, '2016 Yılı Değerlendirme Toplantısı'nda İstanbul'da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Eminönü'ndeki Sepetçiler Kasrı'nda gerçekleşen toplantıda konuşan Özhaseki, bakanlık çalışmaları açısından 2016 yılını değerlendirdi, 2017 yılı ve sonrasına yönelik projeleri anlattı.
Mehmet Özhaseki, eskiden plan yapabilme yetkisininin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda olduğunu ve bunu kullandığını; ancak yeni dönemde bunu yapmayacaklarını plan yapma yetkisinin belediye meclislerinde olacağını belirtti.
ŞEHİRCİLİK ŞURASI'NIN ÇALIŞMALARI
Bakan Özhaseki, Türkiye'nin şehircilik politikalarını belirlemek üzere aralarında akedemisyenlerin, meslek odası mensuplarının, STK temsilcilerinin, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerin de olduğu bütün tarafların 'Şehircilik Şurası'nda bir araya topladıklarını belirtti. 3 ay sürecek şurada alınan kararların bir bildiriyle yayınlanacağını kaydeden Özhaseki, "Şurada, şehir kimliği, planlama ve tasarım, kentsel dönüşüm, şehirleşme, göç ve göçen insanların şehre uyumu, yeni vizyonda yerel yönetimlerin rolü ele alınacak. Onları dinledikten sonra 2017 yılı içerisinde Allah nasip ederse geleceğe dair atacağımız bütün adımların hesaplarını yapıp, bütün mevzuatı böyle hazırlamak istiyoruz" diye konuştu.
"ŞEHİRLERİN ANAYASASI OLACAK"
Bakanlığın yayınladığı 'imar yönetmeliği'ne değinen Bakan Özhaseki, şunları söyledi:
"Türkiye'nin her bir tarafında, aynı imar yönetmeliğini uygulayarak, çok daha farklı sonuçlara varabiliyorlar. Yani İstanbul'un uyguladığı imar yönetmelikleriyle Sivas'ın bir ilçesinin, Bitlis'in köşesinde kalmış bir yerleşim beldesinin uyguladığı imar yönetmeliği aynı. Bu da müthiş bir yanlışlığa sebebiyet veriyor. Şimdi biz imarın değişmesi kurallarını koyuyoruz öncelikle. Sonrasında şehirler kendileri için özel ne istiyorlarsa onu yazacaklar. 7'nci aya kadar 2017 yılının ortasına kadar her şehrin imar yönetmeliği ayrı çıkacak. Bu şehirlerin anayasası olacak. Bu değişmez anayasa bundan sonra uygulanmaya devam edecek"
"GÜNEYDOĞU'DA 30 BİNİN ÜZERİNDE AĞIR HASARLI BİNANIN ENKAZI KALDIRILDI"
Bakan Özhaseki, 2016 yılı içerisinde bakanlık olarak kendilerini en fazla meşgul eden konulardan birininin Güneydoğu'daki terör neticesinde ortaya çıkan durumun iyileştirilmesi olduğunu dile getirdi. Terör örgütüyle çıkan çatışmalar sonrasında 70 binden fazla binanın hasar gördüğünü bunlardan da 30 binin üzerinin ise ağır hasarlı olduğunu belirten Özhaseki, zararların ve hasarların tespit edilmesinden sonra ağır hasarlı binaların enkazının kaldırıldığını ifade etti.
"EV YAPIP VERİYORUZ"
Hafif hasarlı olan evlerin ise bedelini ödediklerini hatırlatan Özhaseki ağır hasarlı binalarla ilgili olarak, "30 binin üzerindeki ağır hasarlı ev olduğu için bu evleri de Sur ilçesi hariç yapıp veriyoruz. Sur'da isterlerse bedelini de veriyoruz. Hepsinin evini yapıyoruz. Öte yandan İdil ve Silopi'de bir, iki ay içerisinde evi yıkılan vatandaşlarımızın evlerini teslim edebiliriz. Şırnak, Yüksekova, Nusaybin ve Cizre'de de ise bu senenin sonuna kadar hepsi bitiyor" ifadelerini kullandı.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI
Mehmet Özhaseki, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili bilgiler de verdi. 2012'den bu yana tüm Türkiye'de bağımsız birim olarak 530 bin konutun, dönüşüm alanlarında ise 435 bin konutun dönüştürüldüğünü, değiştirildiğini belirtti. Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlı bir şekilde devam etmesi adına bu yıl bakanlık olarak yapılacak çalışmalarla belediyelerin finansman sorunlarını çözeceklerini vurguladı.
"BELEDİYELERE 0 FAİZLİ KREDİ VERECEĞİZ"
Özhaseki, "Belediyelerin kentsel dönüşümde ellerini rahatlatmak için '0' faizli krediler açacağız. Kimseye hibe vermeyeceğiz, bakanlık olarak faize biz katlanacağız. Belediyelere gerektiği kadar finans temin edeceğiz. Ciddi bir bütçe oluşturuyoruz. Bunu yaparken ikinci bir sorun rezerv olarak karşımıza çıkıyor. Rezerv alanları belediyelere tahsis edeceğiz. Vatandaşları yerinde oturtmaya gayret edeceğiz. Ancak karşılığında iş yapan gruba da bu belediye olabilir, müteahhit gruplar olabilir onlara da değerli arazileri vererek bu işleri yapacağız. Nüfusu artırmamaya çalışacağız" dedi.
"7 BUÇUK MİLYON RİSKLİ YAPI DÖNÜŞTÜRÜLECEK"
Türkiye'de toplam konut stoğunun 20 milyon civarında olduğunu, 1999 depreminden sonra 5 milyon civarında bina yapıldığını belirten Bakan Özhaseki, geriye kalan 15 milyon yapının de en az yüzde 50'sinin riskli olduğuna dikkat çekti. Önümüzdeki 15 yıl içerisinde tüm Türkiye'de riskli olarak gördükleri 7 buçuk milyon civarındaki yapıyı 2018'den itibaren dönüştürmeyi hedeflediklerini vurgulayan
Özhaseki, "Bu yapılardan yılda İstanbul'da 250 bin konutu Anadolu'da da 250 bin civarında konutu yenilemeyi ve dönüştürmeyi düşünüyoruz. Bunun için de hedef yıl 2018. Her yıl 2018'den itibaren başlayarak 500 bin konutu değiştirirsek ve dönüştürürsek ortalama ülke ekonomisine 40 milyar dolarlık bir hacim oluştururuz" ifadelerini kullandı.
"BUNUN AK PARTİLİSİ CHP'LİSİ YOK"
Mehmet Özhaseki, bu konuda belediyelere de büyük görevler düştüğünün altını çizdi. Bakan Özhaseki, "Belediyelerin ellerinde yetkiler var. Getirsinler projelerini biz bakanlık olarak emirlerine amadeyiz. Bunun AK Partilisi CHP'lisi yok deprem gelince bunları ayırmıyor. Bu nedenle bakanlığın siyasi bir tavrı yok. Belediye başkanı arkadaşlarımız bur gerçekliği bilerek hareket etsinler. Riskli mahalleleri bir an önce tespit etsinler, bizim istediğimiz altyapıyı hazırlasınlar. Sonra gelsinler bakanlığa her türlü yardımı yapmaya hazırız; kira yardımı ve faizlerini karşılamak dahil" şeklinde konuştu.
FİKİRTEPE'DEKİ ÇALIŞMALAR
Bakan Özhaseki, İstanbul'daki kentsel dönüşüm kapsamına alınan Fikirtepe'deki çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Fikirtepe'nin 2007'de kentsel dönüşüm alanı ilan edildiğini anımsatan Özhaseki, 10 yıllık süre zarfında burada büyük bir sorun yumağının oluştuğunu belirtti. Özhaseki, Bu sorunların bir kısmının vatandaşdan bir kısmının, belediyelerden, bir kısmının müteahhitlerden, bir kısmının da hukuki mevzuattan kaynaklandığını vurguladı.
"PAZAR GÜNÜ 13 ADADA TEMEL ATIYORUZ"
İstanbul İl Müdürlüğü olarak sorunun tek tek ve ada ada çözümü için bir çalışma başlatıklarını kaydeden Mehmet Özhaseki, şunları söyledi:
"Ada bazında başladığmızda her bir problemi tek tek çözdük. Müteahhitleri anlaştırdık, vatandaşlarla anlaştık. İflas eden müteahhitlere ortak olduk. Kiptaş ve İller Bankası ortaklığıyla orada çözüm ortağı olduk. Bu pazar günü 13 adada temel atıyoruz. 2 adanın da yıkımına başlıyoruz. Yani 15 adada işe başlıyoruz. 15 adada 9 bin 189 konut, 571 işyeri, 509 ofis var. Pazar günü bağımsız 10 bin 269 bağımsız biriminin temelini atıyoruz. Fikirtepe'de ekonomik büyüklük olarak 35 bin konut yapılacak ve 18 milyar dolarlık bir hacim var."
"ANLAŞMA OLMAYAN ADALARI DA ÇÖZECEĞİZ"
Diğer yandan Fikirtepe'de anlaşma olmayan adaların da bulunduğunu kaydeden Mehmet Özhaseki geriye kalanları da önümüzdeki günlerde tek tek ada bazında çözmeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Bakan Özhaseki'nin açıklamaları
-Basın mensuplarından görüntüler
-Soru ve cevaplar
-Genel ve detaylar
03.02.2017 - 13.04 - Haber Kodu : 170203064
======================================
3- EMİNE ERDOĞAN, EĞİTİM-BİR-SEN 4. TÜRKİYE EĞİTİMCİ KADINLAR BULUŞMASINDA KONUŞTU
"Bugün gençlerimiz, bu varoluş mücadelesinin ne anlama geldiğini bilmeyebilir. Çok özel bir coğrafya üzerinde yaşadığımızı onlara iyi anlatmak durumundayız"
"Bu toprakların, iradesi kendi elinde bir millet tarafından yönetilmesi istenmiyor. Ne zaman milletimiz iradesini ortaya koysa, bu engellenmeye çalışıldı. Neyse ki 15 Temmuz'da bu denklemi milletçe çözdük"
"Suriye iç savaşından kaçarak ülkemize sığınan 3 milyon misafirimiz var. Bu kardeşlerimizin 5 yıldır bir misafir gibi bu topraklarda ağırlanmasında sivil toplum kuruluşlarımızın çok büyük bir katkısı var. Allah hepinizden razı olsun"
Haber: İhsan YALÇIN - Kamera: İdris TİFTİKÇİ/ İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Pendik'te düzenlenen "Eğitim-Bir-Sen 4. Türkiye Eğitimci Kadınlar
Buluşması"nda konuştu.
Konuşmasına davetlileri selamlayarak başlayan Emine Erdoğan, "Eminim hepiniz geçmişe dönüp baktığınızda verilen mücadelenin yorgunluğundan çok, aldığımız mesafeyi göreceksiniz. Toplantı yapmaya salon bulamadığımız, tüm kapıların yüzümüze kapandığı, genç kızlarımızın üniversite kapılarına bir 'ah' bıraktığı günlerden geçtik. Kimilerinin eğitim hayatı yarım kaldı, kimilerinin ömrü yetmedi bugünleri görmeye fakat çok şükür ki milletimizin varlığına yönelen tehditleri el birliğiyle bertaraf ederek, varlık mücadelesinde yollar katettik. Bugün gençlerimiz, bu varoluş mücadelesinin ne anlama geldiğini bilmeyebilir. Çok özel bir coğrafya üzerinde yaşadığımızı onlara iyi anlatmak durumundayız. Bu toprakların, iradesi kendi elinde bir millet tarafından yönetilmesi istenmiyor. Ne zaman milletimiz iradesini ortaya koysa, bu engellenmeye çalışıldı. Neyse ki 15 Temmuz'da bu denklemi milletçe çözdük. Cesaret ve kararlılığımız, bize bir vatan bağışladı. Artık tüm dünya bu iradenin gücünü biliyor" dedi.
"TERÖRE KURBAN VERDİĞİMİZ TÜM CANLARIMIZA RAHMET DİLİYORUM"
"Teröre kurban verdiğimiz tüm canlarımıza rahmet diliyorum" diyen Erdoğan, "Onların emaneti olan bu toprakları koruma sorumluluğu bize hayatımız boyunca vazifedir. İnşallah el birliğiyle milletimizin iradesini hak ettiği yerde temsil gayretinde olmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin demorkasi mücadelesinde kadınların çok önemli bir yeri vardır. Yeri geldiğinde görünmez aktörler olmayı kabullenerek tüm dünyaya örnek olacak bir kadın hareketi başlatmışlardır. Şayet bir kadın tarihi yazılacaksa Türkiye'deki kadın ve sivil toplum konusu hiç atlanmaması gereken bir mevzudur" ifadesini kullandı.
"STK'LARIN ÇOK BÜYÜK BİR KATKISI VARDIR"
Emine Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün burada çok ufuk açıcı konuların müzakere edileceğini biliyorum. Özellikle kadınların sivil toplum gücü konusunda farklı ülke tecrübeleri konuşulacak. Bu vesileyle altını çizmek istediğim bir konu var. Bildiğiniz üzere, Suriye iç savaşından kaçarak ülkemize sığınan 3 milyon misafirimiz var. Bu kardeşlerimizin 5 yıldır bir misafir gibi bu topraklarda ağırlanmasında sivil toplum kuruluşlarımızın çok büyük bir katkısı var. Allah hepinizden razı olsun. Gün geçmiyor ki bir yardım yemeği, bir seferberlik yapılmasın. Ekmeğini, sofrasını, cebindeki harçlığı paylaşabilen bu asil milletin bir ferdi olmak hepimize onur veriyor. Pakistan'ın yüce ruhlu şairi Muhammed İkbal'i de Türkiye semalarında ayağa kaldıran bu hasletler değil miydi? Biliyorsunuz, İkbal bir gün Türkiye'ye gelirken, 'Türk hava sahasına girmiş bulunuyoruz' anonsu üzerine, kemerini çözüp ayağa kalkıyor; 'Bu topraklar Mevlana'nın kabrinin bulunduğu mübarek topraklar. Bu mukaddes coğrafyada yaşayan millet öyle bir millet ki asırlarca İslam'ın muhafızlığını yaptı. Bu necip millete karşı içimde sonsuz bir hürmet var. Hürmeten ayağa kalktım' diyor. Allah bizleri bu asil davranışa layık kılsın. Gençlerimize bu kutlu mirasın şuurunu kazanmayı nasip eylesin."
FAHRİ ÜYELİK BELGESİ TAKDİM EDİLDİ
Konuşmasının ardından Emine Erdoğan'a, "Fahri Üyelik Belgesi" ile öğretmenler tarafından yapılan bir hediye takdim edildi.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Emine Erdoğan'ın konuşması
-Davetlilerden ve programdan detay
-Genel ve detaylar-Genel ve detaylar
====================================
4- AİLE BAKANI KAYA: ÜLKEMİZ BU YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİYLE, GÜVENLİ VE İSTİKRARLI BİR YÖNETİM YAPISINI SÜRDÜRECEK
Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya,
"Biz, yeni anayasa değişikliğine hep birlikte 'evet' diyeceğiz. Ülkemiz bu yeni anayasa değişikliğiyle, güvenli ve istikrarlı bir yönetim yapısını sürdürecek. Koalisyonlar artık tarih olacaktır"
Haber-Kamera: İdris TİFTİKÇİ/ İstanbul DHA
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Pendik'te "Eğitim-Bir-Sen 4. Türkiye Eğitimci Kadınlar Buluşması"nda konuştu.
Konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimine değinen Kaya, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla ülkemizin kadınları 15 Temmuz'da meydanlara, sokaklara inmiştir ve demokrasine iradesini sahip çıkmıştır. Adeta kadınlarımız gençlerimizle, erkeklerimizle, yaşlılarımızla birlikte elleriyle tankları durdurmuştur. Aziz milletimiz demokratik iradesini çiğnetmemek adına Türk bayraklarıyla bir destan yazdı. Bu nedenle günümüzde kadının rolü değerlendirmelerinde ve oluşturulacak politikaların çerçevesinin belirlenmesinde bilginin, aklın ve gelişimin yanında 15 Temmuz'da milli destanın yazılmasının temelinde yer alan kadim medeniyetin kaynak ve referanslarını da esas almak durumundayız. Biz de bunu yapacağız ve yapmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde sözde modern dünyanın köksüz, ruhsuz ve manevi derinlikten mahrum sosyal teorilerinden çözüm bekleyen, sonucunda da yozlaşmayı önleyemeyen bir toplum haline geliriz. Ama biz buna asla izin veremedik, bugünden sonra da buna asla izin vermeyeceğiz" dedi.
"HEP BİRLİKTE 'EVET' DİYECEĞİZ"
"Yakın bir gelecekte, millet olarak çok önemli bir tercih yapacağız. ve anayasa değişiklik teklifimiz için referanduma gideceğiz" diyen
Kaya, "Biz, yeni anayasa değişikliğine hep birlikte 'evet' diyeceğiz. Ülkemiz bu yeni anayasa değişikliğiyle, güvenli ve istikrarlı bir yönetim yapısını sürdürecek. Koalisyonlar artık tarih olacaktır. Bu vesileyle, yeni anayasa düzenlemesinin bir rejim değişikliği değil, bir sistem değişikliği içerdiğini de buradan bir kez daha belirtmek isterim. Kısa bir süre sonra sokak sokak, ev ev, meydan meydan bütün insanlarımıza anayasa değişiklik teklifini anlatacağız" ifadesini kullandı.
Bakan Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimiz, 15 Temmuz'da yazdığı destanla, her türlü vesayete ve dayatmaya geçit vermeyeceğini aslında 15 Temmuz gecesi göstermiştir. Ben inanıyorum ki referandum günü geldiğinde de bu aziz millet en doğru tercihi yapacak; referandumda güçlü bir çoğunlukla sandıklardan 'evet' çıkacaktır."
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Programdan detay
-Bakanın konuşması
-Fotoğraf çekimi
-Genel ve detaylar
=====================================
5- SEDAT PEKER'İN "AKADEMİSYENLERİ TEHDİT" DAVASI
Haber: Yüksel KOÇ/ İstanbul DHA
Kişisel internet sitesi üzerinde yazdığı yazıda, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalayan aydınları tehdit ettiği gerekçesiyle hakkında, "Tehdit" ve "Suç işlemeye tahrik" suçlarından 11 yıla kadar dava açılan Sedat Peker'in yargılanmasına başlandı.
Müştekilerden Özgür Müftüoğlu, sanık Sedat Peker'in tehdidinin yakın, ciddi ve korkutucu olduğunu belirterek, "Bu eylem nedeniyle ben korku altındayım" dedi.
Sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyen müşteki Atiye Yonca Demir, "Ben ve arkadaşlarım tehdit edildik. Sağa sola bakarak yürümek hoş bir şey değil" dedi.
İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, sanık Sedat Peker katılmadı. Duruşmada, bildiriye imza atan 26 müşteki ile tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmada söz alan müştekilerden Özgür Müftüoğlu, sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, "28 yıllık üniversitedeyim. Akademik faaliyetlerin bir parçası ve gereği olarak düşüncülerimi çeşitli yollarla toplumla paylaşırım. Bu çalışma ve çalışmalardan dolayı yaşamımı hedef alan bir tehdite maruz kalmak sadece benim değil, tüm akademisyenlerin ve akademik özgürlüğün de tehdit edilmesi ve baskı altına alınması anlamına gelmektedir. Bizler, şiddetle işi olmayan, toplum yararına bilimsel faaliyet yürüten kişileriz. 89 üniversiteden 1128 akademisyen ve araştırmacı, ülkemizde barış içinde ve insancıl koşullarda yaşama hakkının tesis edilmesi için kamuoyunda barış bildirisi olarak anılan bir metin altında bir araya geldik" dedi.
"BU EYLEM NEDENİYLE BEN KORKU ALTINDA KALDIM"
Bildirinin kamuoyuna açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümet yetkilileri tarafından ağır hakaretler ve ithamlarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Müftüoğlu, "Kimi üniversitelerde imzacı akademisyenlerin kapılarına tehdit içerikli yazılar yazıldı, notlar bırakıldı. 13 Ocak 2016 tarihinde sanık Sedat Peker tarafından tüm imzacılar aleni bir şekilde, 'oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız' denilerek tehdit edildi. Söz konusu tehdit yakın, ciddi ve korkutucudur. Tehditlerin doğrudan muhataplarından biri olarak sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum. Bu eylem nedeniyle ben korku altında kaldım" dedi.
Sanık Sedat Peker'in eyleminin nefretin toplumsallaştırılması ve yaygınlaştırılması olduğunu söyleyen müşteki Emine Beyza Üstün, sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.
"SAĞA SOLA BAKARAK YÜRÜMEK HOŞ BİR ŞEY DEĞİL"
Sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyen müşteki Atiye Yonca Demir, "Ben ve arkadaşlarım tehdit edildik. Sağa sola bakarak yürümek hoş bir şey değil" dedi. Müştekilerden Safiye Nurcan Özkaplan ise, "Ben akademisyenim. Bu suça ortak olmayacağız, bildirisine imza attım. Maddi zarar toplumsaldır, manevi zarar da korku, moral bozukluğu ve endişedir. Şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum" diye konuştu.
Sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyen müşteki Adem Yeşilyurt da "Akademisyen olarak görev yapıyordum, ne yazık ki artık yapamıyorum. Maddi ve manevi olarak zarara uğratıldım. Ben buraya gelirken eşim bana, 'oluk oluk kanlarımızın akıtılacağını, bu kanlarda duş alacağını söyleyen bir kişiye gidip kendini göstermeye korkmuyor musun' dedi. Evet korkuyorum. Bu suçun cezasız kalmamasını istiyorum" dedi.
Tıp fakültesinde öğretim üyesi olduğunu, her hekim gibi barıştan yana olduğunu söyleyen müşteki Ahmet Özdemir, insan haklarından ve ifade özgürlüğünden yana olan bir metne imza attığı için tehdit edildiğini belirterek, sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.
Hekim olduğunu söyleyen müşteki Onur Hamzaoğlu, sanığın beyanından bir kaç gün sonra numarası görünmeyen 4 ayrı telefon aldığını belirterek, tehdit edildiğini ve bu tehditlerin sürdüğünü söyledi.
Aralarında Gencey Gürsoy, Şebnem Korur, Murat Özyüksel'in de bulunduğu diğer müştekiler de sanıktan şikayetçi olduklarını söyleyerek cezalandırılmasını istediler. Müşteki avukatlarından Oya Meriç Eyüpoğlu, sanığın neden duruşmaya getirilmediğini sorarak, "Sanığın neden huzurda olmadığını ve neden ifadesinin alınmadığını soruyoruz ve hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep ediyoruz" dedi.
Müştekilerin avukatlarından Tamer Doğan, basit bir tehdit suçu ile karşı karşıya olmadıklarını belirterek, "Sedat Peker sıradan bir insan olarak algılanmamalıdır. Bir çağrı yaptığında harekete geçeceğini bildiği paramiliterler bulunmaktadır. Zorla getirtilerek tutuklu yargılanmasını talep ediyoruz. Müekkillerimizin açık adresleri ve isimleri, vekilleri olarak bizlerin de isimleri dosyaya dahil edildiği için olası tehdit veya bir suç girişiminden sanık ve vekilleri sorumludur. Güvenliğimizden de sayın mahkeme sorumludur" dedi.
Sanık Sedat Peker'in Avukatı Kemal Levent, müvekkilinin halasının vefat ettiğini söyleyerek, "Müvekkilimizi bir dahaki duruşmada hazır edeceğiz" dedi.
Tüm müştekiler, hazırladıkları ortak ifade metnini imzalayarak mahkeme heyetine sundular. Metinde sanıktan şikayetçi olduklarını belirten müştekiler, cezalandırılmasını istediler. Mahkeme, sanık Sedat Peker'in avukatı tarafından bir dahaki celse hazır edilmesini isteyerek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 1128 akademisyen tarafından imzalanan bildiriden sonra kişisel internet sitesinde 13 Ocak 2016 tarihinde yazdığı yazıda imzacı akademisyenleri tehdit ettiği gerekçesi ile Sedat Peker hakkında iddianame düzenlerek dava açıldı.
İddianamede Peker'in, akademisyenlere yönelik, "Tehdit" ve "Suç işlemeye tahrik" suçlarını işlediği belirtilerek, bu suçlardan 11 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor.
====================================
6- SIKIŞAN SÜRÜCÜ 1 SAATTE KURTARILDI
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - Uğur AYAZSIN/ İstanbul DHA
Üsküdar'da PTT dağıtım aracı köprü bariyerine çarptı. Minibüsün içerisinde sıkışan sürücü itfaiye ekipleri tarafından yaklaşık 1 saatte kurtarıldı.
Kaza, Üsküdar Acıbadem Caddesi Kadıköy istikametinde saat 15.00 sıralarında meydana geldi. Muhittin Girgin yönetimindeki sivil PTT dağıtım aracı kontrolden çıkarak karşı şeritteki köprü bariyerlerine çarptı.
Çarpmanın etkisiyle sürücü Girgin, araç içerisinde sıkıştı. Kazayı gören diğer sürücülerin ihbarı üzerine bölgeye yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kaza nedeniyle caddede trafik durma noktasına geldi. Bu nedenle itfaiye bölgeye güçlükle ulaşabildi. Yaklaşık 1 saatte kurtarılan sürücü Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
TRAFİK YOĞUNLUĞU YAŞANDI
Kaza sebebiyle caddede araçlar uzun kuyruklar oluşturdu. Çift yönlü trafiğe kapatılan yol sürücünün kurtarılmasının ardından tekrar trafiğe açıldı. Minibüs ise çekici tarafından kaldırıldı. Polis kazayla ilgili inceleme başlattı.
Görgü tanıkları ise minibüsün freninin patlaması nedeniyle duramayarak karşı yöne geçip bariyere çarptığını söyledi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Araç içinde sıkışan sürücünün görüntüsü
-itfaiyenin kurtarma çalışması
-Parçalanan bariyer
-Yaralının çıkarılması
-Ambulansa konması
-Görgü tanıkları ile röp
-Trafik yoğunluğu
-Genel ve detay görüntüler
====================================
7- KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI BAKANI AVCI, PENDİK'TE SANAT GALERİSİ VE AKADEMİ AÇILIŞINA KATILDI
Haber-Kamera: Oral OKAYBEN/ İstanbul DHA
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Albaraka Türk Sanat Galerisi ve Akademisi açılış törenine katıldı.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kültür Merkezi'nde gerçekleşen açılışta konuşan Avcı, "2005'ten bu yana 3 yılda bir düzenlenen Uluslararası Albaraka Hat Yarışmasıyla oluşan Albaraka Hat Koleksiyonu ve Ebru Sanatı Koleksiyonunun yurt içi ve yurt dışında tanıtımının birçok sergiyle gerçekleştiğini biliyoruz. Kültürümüze, sanatımıza hizmet eden sanatçılara şükranlarımı sunuyorum. Albaraka'nın 'Prestij Kitaplar' adı altında yayınladığı güzide eserlere yenilerinin eklenmesini, aynı zamanda bir kitapsever olarak heyecanla bekliyorum. Akademi ve galeriye katkıda bulunan herkese ve burada sanatlarını icra eden sanatçılara teşekkür ediyorum" dedi. Konuşmasının ardından Bakan Nabi Avcı'ya hediye takdim edildi.
ÜCRETSİZ DERSLER VERİLECEK
Sanat atölyeleri ve sanat galerisi olmak üzere iki ana bölümden oluşan merkez, hem önemli sanat eserlerinin sanatseverlerle buluşmasını sağlayacak hem de hüsn-i hat, tezhib ve ebru sanatı ile ney dersleri başta olmak üzere, hafta içi ve hafta sonu her yaştan her kesime hitap eden sanat kursları ile hizmet verecek. Bugüne kadar hat eserlerinden oluşan sergilerle dünyanın dört bir yanında hat sanatının gelişmesi için önemli katkı sağlayan Albaraka Türk, galeri bölümünde klasik Türk İslam Sanatları dalında çeşitli eserlerin yer alacağı sergilere ev sahipliği yapmayı planlıyor. Aynı zamanda "Albaraka Akademi" ismi altında yer alan sınıflarda klasik Türk İslam Sanatları'na dair ücretsiz dersler verilecek ve bu alanda çalışan sanatçılara yer ayrılacak.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Serginin açılışı
-Nabi Avcı'nın konuşması
-Genel ve detaylar
====================================
8- İTÜ'LÜ AKADEMİSYEN : ABİ VE İMAMLARIN KALKIŞMADAN HABERİ VARDI
*'TABLET BİLGİSAYARDAKİ LARDAN EVLENİLECEK KADINLAR SEÇİLİYORDU'
Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri 20 Ocak'ta İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki FETÖ'nün akademik yapılanmasına yönelik düzenlediği operasyonda gözaltına alınan 31 kişinin emniyetteki sorgulamaları devam ediyor. Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde avukat eşliğinde ifade veren araştırma görevlisi A.T.Ü.'nün cep telefonunda örgütün şifreli yazışma programı 'Bylock' bulunduğunu ve 4 aydır kullandığını kabul ettiği öğrenildi.
'ABİ VE İMAMLARIN KALKIŞMADAN HABERİ VARDI'
İTÜ araştırma görevlisi A.T.Ü.'nün ifadesinde, 4 arkadaşıyla birlikte yaklaşık 4 yıl boyunca her cuma günü FETÖ evlerindeki sohbetlere katıldığını ve FETÖ içindeki abi ile imamların 15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe kalkışmasından haberdar olduğunu söylediği öğrenildi. Emniyet ve adli kaynaklardan edinilen bilgiye göre A.T.Ü bu tespiti bir sohbete dayandırdı ve "15 Temmuz'dan 1 gün önce düzenlenen sohbete, örgüt içerisinde kendisini abi ve imam olarak tanıtan 3 kişi katıldı. Bu kişiler o gün sohbete cep telefonlarını getirmediklerini söylediler. Yanlarında sadece tabletleri vardı. Tabletleri bizim görmememiz için de oldukça özen gösteriyorlardı. Bu 3 kişiden birisi katılımcılara, 'Pazartesi gününe kadar sancılı günler yaşanacak bu süreç içerisinde çok sıkıntı olacak. Bol bol dua edin. Diğer evlerdeki arkadaşlara da telkinde bulunun, onlarda dua etsinler' diye telkinde bulundu. Bu olayın ardından darbeden televizyondan haberdar olunca sohbete gelen abi ve imamların bile kalkışmadan haberdar olduğunu anladım" diye konştu.
'TABLET ÜZERİNDEN EVLENİLECEK KADINLAR SEÇİLİYORDU'
Öğrenildiğine göre A.T.Ü. ifadesinin devamında da, örgütün evlilik imamı olan İ.K. ile tanıştırıldığını söyleyerek, "İ.K. bana bir tablet üzerinden yaklaşık 40 kadar üniversite mezunu kadınla ilgili boy, kilo, yaş, memleket, hobileri gibi bilgileri ve çeşitli açılardan fotoğraflarını tablet bilgisayardan gösterip, beğendiğim birisi varsa evlendirebileceğini söyledi. Ancak ben o katalogdaki kadınları beğenmediğim için evlenmedim" şeklinde bir başka diyaloğun ayrıntılarını anlattı.
====================================
9- GÜRSEL TEKİN KADIKÖY'DE BEYAZ EŞYA SATAN ESNAFI ZİYARET ETTİ
Haber-Kamera: Güven USTA/ İstanbul DHA
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Kadıköy'de esnafla bir araya geldi. Tekin esnaf ve vatandaşlarla sohbet etti.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, beyaz eşyada Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)'nin geçici olarak sıfırlanmasıyla ilgili, Kadıköy'deki beyaz eşya satan iş yerlerini ziyaret etti. Tekin esnaf ve vatandaşlarla sohbet etti; ÖTV ile ilgili düşüncelerini ve sorunlarını dinledi.
Ziyaretlerin ardından konuşan Gürsel Tekin, "Öncelikle bütün verilere baktığımızda ortalama 49 milyon yurttaşımızın borçlu olduğu bir ortamda, sadece tüketime yönelik ürünlerde ÖTV'yi indirmenin çok akılcı bir şey olmadığı inancı içerisindeyim. Bu doğrudur, olması gerekiyor; çünkü gerçekten çok yüksekti buna hiç itiraz yok. Ama sürekli enerjiye, doğalgaza, gıda maddelerine yüksek oranda zamlar geliyorsa bunun bir anlamı olacağını zannetmiyorum" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Tekin'in esnafla konuşması
-Tekin'in açıklaması
-Genel ve detaylar
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?