Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-4

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'ndan adalet vurgusu (2) (Yeniden) CHP'nin Çanakkale'deki 'Adalet Kurultayı' başladıCHP tarafından Çanakkale'de 4 gün sürecek 'Adalet Kurultayı' başladı.

26.08.2017 12:10

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'ndan adalet vurgusu (2) (Yeniden)

CHP'nin Çanakkale'deki 'Adalet Kurultayı' başladı

CHP tarafından Çanakkale'de 4 gün sürecek 'Adalet Kurultayı' başladı. Açılış konuşmasına adalet vurgusu yaparak başlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise adalet için toplandıklarını ve adalet için mücadele edeceklerini belirterek, "Hiçbir suçu ve günahı olmayan Enis Berberoğlu'nun tutuklanması, bardağı taşıran son damla olmuştur. 'CHP üzerinden bir operasyonu nasıl gerçekleştirebiliriz' arayışındalar. Çanakkale'den sesleniyorum. Siz yalnız değil; 7 kişi, 77 kişi, 77 bin kişi kaç kişi gelirseniz gelin. CHP olarak kaya gibi duracağız. Hakkımızı, hukukumuzu sonuna kadar arayacağız. Zulme, zalime teslim olmayacağız" dedi.

Çanakkale'nin Eceabat İlçesi'ne bağlı Kocadere Köyü'nde, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın Kocadere Kamp Alanında düzenlenen CHP'nin Adalet Kurultayı'na, ülkenin dört bir yanından gelen yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Katılımcılar alanda sık sık "Hak, Hukuk Adalet" sloganları attı. Kurultay açılışı öncesinde Kılıçdaroğlu ve kurmayları, Şehitler Abidesi'ndeki törenle şehitleri andı. Burada Atatürk Anıtı'na üstünde 'Adalet' yazılı çelenk sunan Kılıçdaroğlu, şehitler için saygı duruşunda bulundu. Sembolik şehit mezarlarına karanfil bıraktı, şehitler için dua etti. Kartal Belediyesi'nin organizasyonuyla 8 canlı manken, 'Adalet' temalı performans sergiledi. Alanda hiç parti bayrağı yer almadı. Sadece Türk bayrakları ve üzerinde Atatürk'ün resminin yer aldığı Türk bayrakları bulundu. Adalet Kurultayı Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Adalet Kurultayı'nın açılış konuşmasına, "Hakkı, hukuku ve adaleti bu güzel ülkeye getirmek benim boynumun borcudur" sözleriyle başladı. Çanakkale'nin önemine değinen Kılıçdaroğlu, "Bu toprakları sıkarsanız şüheda fışkırır. Çanakkale'deyiz, şehitlerle kucak kucağıyız. Çanakkale'yi geçilmez yapanların, Çanakkale Destanı'nı yazanların topraklarındayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ön sözünün yazıldığı topraklardayız. Türkiye'nin bütün illerinden, bütün görüşlerinden, bütün inançlarından insanlarımız bu topraklarda kucak kucağa yatıyor. Bu memleketin acıyla, kanla, gözyaşıyla kurulduğunu Çanakkale bize hatırlatıyor" dedi.

"SİZ BU GÜZEL ÜLKEYİ İNŞA ETTİNİZ"

Adaletli bir Türkiye istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz biriz, biz bütünüz, biz vatanseveriz, biz bayrağımızı, insanımızı seviyoruz. Biz insanlarımız arasında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Biz görüşü ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun bütün insanlarımızı kucaklıyoruz. Biz toplumda gerginlik istemiyoruz. Biz kavga istemiyoruz. Biz kendi ülkemizde huzur içinde, barış içinde yaşamak istiyoruz. Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz" diye konuştu. 1915'te Çanakkale destanının yazıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Çanakkale Geçilmez Destanı yazıldı. Ama fazla sürmedi. 3 yıl sonra Çanakkale'den tek bir mermi bile atmadan düşman gemileri İstanbul'a girdi. Dolmabahçe'nin önünde demirlediler, başkenti ele geçirdiler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale'de kapattığı bir sayfayı 1919'da, 3 yıl sonra yeniden açtı. Yeni bir mücadelenin öncülüğünü yapmaya başladılar. Samsun'u, Havza'yı, Erzurum'u, Sivas'ı geçti. Kuvayı Milliye örgütledi. Bugün 26 Ağustos, 1922'de başkomutanlık meydan savaşının başladığı gündür bugün. Bugün, başkomutanlık meydan savaşına katılan ve şehit olan, hayattaysa gazilerimiz tamamına şükran borçluyuz. Tamamına Allah'tan rahmet diliyoruz. Tamamına diyoruz ki, siz bu güzel ülkeyi inşa ettiniz. Siz kanlarınızla, gözyaşlarınızla bu güzel ülkeyi bize emanet ettiniz. Onlara her zaman her zaman şükran borçluyuz. Herkese, her insana saygı duyduğumuz gibi bu ülke için kanını veren, canını veren herkese şükran borçluyuz"

NAZIM HİKMET'İN 'DAVET' ŞİİRİNİ OKUDU

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet'in 'Davet' şiirini okuyarak, "Evet bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine nasıl yaşayacağız. Adalet Kurultayımızın ana teması bu. Biz farklılıklarımızla bir arada bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçisine nasıl yaşayacağız? Bunun temeli nedir? Sihirli sözcük nedir? Bunun temeli, sihirli sözcüğü adalettir. Adalet içinde hep birlikte huzur içinde yaşayacağız. Bizim adalet mücadelemizin temel nedeni de budur. Biz adalet mücadelesini aslında yeni başlatmadık. Bu mücadele, insanlık tarihi kadar eski bir mücadeledir. İnsanlık tarihi adalet mücadelesiyle geçmiştir. Bundan sonrada geçecektir" diye konuştu.

"20 TEMMUZ'DA BAŞKA BİR DARBEYİ YAPANLARA KARŞIYIZ"

Adaletsizliğin temellerinden birisinin 15 Temmuz darbe girişimi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "O darbe girişimine karşı duran, o darbe girişimini savuşturan parlamentoda görev yapan milletvekillerine, hayatlarını kaybeden 250 şehidimize ve gazilerimize de şükran borçluyuz. Hiç kimse unutmasın bu ülkede adaleti, hakkı ve hukukunu ve demokrasiyi savunan herkese ama herkese şükran borçluyuz. Ama şu gerçeği de hepimiz bilmeliyiz, bu ülkenin insanları iki 15 Temmuz olduğunu unutmasınlar. Birinci 15 Temmuz halkın 15 Temmuz'udur, darbeye karşı direnen halkın. O halkı saygıyla anıyoruz biz. 250 şehidimizi ve gazilerimizi anıyoruz. Birde sarayın 15 Temmuz'u var. Karşı çıktığımız Sarayın 15 Temmuz'udur. 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip 20 temmuz'da başka bir darbeyi yapanlara karşıyız. Bu ülkede 20 Temmuz darbesine ve o darbecilerin tümüne karşıyız. Mücadeleyi nasıl başlattık? Sarayın 15 Temmuz'u ve 20 Temmuz'dan sonra bir darbe gerçekleşti. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir sivil darbe gerçekleşti. Mazlum insanlar, hiçbir günahı olmayan insanlar mağdur edildiler. Binlerce akademisyenin görevine son verildi. Hapishaneler gazetecilerle dolduruldu. Bu gerçekleri unutmadık, unutmayacağız. Her yerde her ortamda bunları söylemeye devam edeceğiz. Milletvekilleri hapiste, Enis Berberoğlu, hiçbir suçu ve günahı olmayan Enis Berberoğlu'nun tutuklanması bardağı taşıran son damla olmuştur" dedi.

'CHP ÜZERİNDEN OPERASYONU NASIL GERÇEKLEŞTİREBİLİRİZ' ARAYIŞINDALAR"

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutukluluğuna tepki gösteren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Herkesin bildiği, istisnasız bütün gazetelerin yazdığı MİT TIR'ları meselesi. Devlet sırrı sayılarak Enis Berberoğlu, gözaltına alındı. Kaçacak, diye tutuklandı. Müebbete mahkum edildi. İyi hal nedeniyle 25 yıl ceza verildi. Sormak gerekir. Bütün dünyanın bildiği, herkesin bildiği, 80 milyonun bildiği bir konu nasıl devlet sırrı sayılır? Enis Berberoğlu, bugün cezaevinde. Enis Berberoğlu'na 'Adalet Kurultayı'ndan adaletli selamlarımızı gönderiyoruz. Suçsuz yere yatıyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararı var; MİT TIR'ları olayı devlet sırrı değildir, diye. Enis Berberoğlu'nu casuslukla suçlayacaksın devletin bütün sırlarının saklandığı kozmik odaya FETÖ örgütünün militanlarını sokacaksın ve devletin bütün sırlarını FETÖ örgütüne vereceksin. Şimdi sormak gerekiyor. Devletin harim-i ismetine girenlere hiçbir şey yapmayacaksın, devletin bütün sırlarını terör örgütüne vereceksin ama dönüp dolaşacaksın, Enis Berberoğlu'nu suçlayacaksın. Niçin? 'CHP üzerinden bir operasyonu nasıl gerçekleştirebiliriz' arayışındalar. Buradan, Çanakkale'den sesleniyorum. Siz yalnız değil; 7 kişi, 77 kişi, 77 bin kişi kaç kişi gelirseniz gelin. CHP olarak dimdik, kaya gibi duracağız. Asla ve asla ödün vermeyeceğiz. Hakkımızı, hukukumuzu sonuna kadar arayacağız. Zulme, zalime teslim olmayacağız; çünkü biz çok iyi biliyoruz ki haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Biz, onların şeytanlıklarına asla boyun eğmeyeceğiz"

Ankara'dan İstanbul'a hak, hukuk ve adalet diyerek yürüdüklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Yürüyemez, yürüyemezsiniz' dediler yürüdük. 'Yolda kalırsınız' dediler yürüdük. Hakkı, hukuku ve adaleti savunmak için yürüdük. Ama bize şunu asla söyleyemediler. 'Kardeşim yürüyorsunuz da bu ülkede hukuk, adalet var niye yürüyorsunuz' diyemediler. Çünkü biliyorlardı ki bu ülkede hak da yok, hukuk da, adalet de yok. Biz hakkı hukuku ve adaleti yeniden tesis etmek için yürüdük. Dolayısıyla biz Adalet yürüyüşümüze aynı kararlılıkla aynı azimle devam edeceğiz. Bu ülkede hak da yok, hukuk da yok, adalet de yok. Düşünün, yoksul bir ailenin eğitim harcamalarıyla varlıklı bir ailenin eğitim harcamaları arasındaki fark 78 katına çıkmış. Sormak gerekir bu mudur adalet. Gariban bir aile boğazından kesiyor çocuklarına eğitim verdiriyor. Sınavlara hazırlıyor, sonra birileri geliyor öğrenci seçme yerleştirme merkezinden sınav sorularını çalıyor. O sınav sorularını hiçbir alın teri dökmeden birilerine dağıtıyorlar. Onlar sınavı kazanıyor. Emek harcayanlar, bekleyenler çocuğun sınava girdi sınavı kazanacak diye umutla bekleyenlerin hiçbiri, ama hiçbirisi doru dürüst bir yeri kazanamıyor. Sormak gerekiyor, bu mudur adalet. O sınav sorularını çalanların sırtı sıvazlandı. Hiçbir soruşturma açılmadı. Eleştirenlere de ne yapıyorsunuz böyle bir şey yoktur denildi. Sormak gerekir bu mudur adalet" dedi.

AYM'YE ÇAĞRI

Bir anket sonucuna göre, toplumun en az yüzde 82'sinin ülkede adalet olmadığına inandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Anayasa Mahkemesi, dokunulmazlığı kalkan vekillerin tutuklanmalarının doğru olmadığı yönünde bir karar verdi. Dedi ki 'Milletvekilleri yargılanabilir; ama bunlar tutuklanamazlar'. AYM'nin bu kararına rağmen hala bugün çok sayıda vekil tutuklu; çünkü sarayın iznine bağlı bunların serbest bırakılmaları. Buradan Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerine de sesleniyorum. Siz gerçekten hakimseniz, gerçekten yargıçsanız, gerçekten verdiğiniz kararların arkasında onurluca durmak istiyorsanız bir an önce kararlarınızı yeniden verin" dedi.

"SABAH AKŞAM ATLETİMLE UĞRAŞACAĞINA 142 MİLYAR DOLAR'I ÜLKENİN ÇİFTÇİNE VER"

İsim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bankalara yaptığı faiz çağrısını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Birileri faize karşıyım' diyor. 'Faiz çok yüksektir' diyor. Son 15 yılda, bu ülkenin insanlarının cebinden alınıp, bir avuç faiz lobisine ödenen miktar 142 milyar dolar. Sabah akşam benim atletimle uğraşacağına 142 milyar doları bu ülkenin çiftçine, köylüsüne, emeklisine versene. Devleti yöneten, FETÖ'ye dönüyor 'Ne istediniz de vermedik' diyor. Her istediklerini verdiler. 'Okul', dediler; okul verdiler. 'Müsteşar', dediler; müsteşar verdiler. 'Vali' dediler; vali verdiler. 'General' dediler; general verdiler. Peki kardeşim, FETÖ'nün her istediğini verdin. Bu ülkenin çiftçisi istedi, vermedin. Emeklisi istedi, vermedin. Taşeron işçisi istedi, vermedin. Memuru istedi, vermedin. FETÖ ne istediyse apar topar, hepsini verdin. Sen, vatansever değilsin kardeşim. Son 15 yılda, geldiğimiz noktaya bakın. Hırsızlık, yolsuzluk yapanlar, kul hakkı yiyenler bu ülkede muteber kişi olmaya başladı. Eğer kul hakkı yemiyorsanız hırsızlık ve yolsuzluk yapmıyorsanız 'Bunlardan iş olmaz. Bunlar devleti yönetemezler. Devleti yönetmek için cin gibi olmak lazım' bu anlayışı topluma yerleştirmeye başladılar. Biz hak, hukuk, adalet derken onlarından bu algısını yıkmaya çalışıyoruz" dedi.

"İNANCI SİYASETE MALZEME YAPMAYACAĞIZ"

İlk hedeflerinin hak, hukuk ve adalet olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Görüşlerimiz farklı olabilir; ama hepimiz demokrasi istiyoruz. Bütün sorunlara hak, hukuk ve adalet penceresinden bakacağız. Bunun için yargı bağımsızlığını kesinlikle sağlayacağız. Yargı, siyasi otoritenin de bir başka vesayetin de egemenliğinde olamayacak. Yargı; hakkı, hukuku ve adaleti savunacak; adalet dağıtacak. Adaletli bir yargıyı her zaman her ortamda savunacağız ve yeniden ama yeniden inşa edeceğiz. Medya özgürlüğünü birlikte sağlayacağız. Gazeteciler özgürce yazacak. Hiçbir gazeteci korkarak, eline kalemi almayacak. Her gazeteci, 'Ben Türkiye Cumhuriyetinde hakkın ve hukukun egemen olduğu bir düzende yazımı yazıyorum' diyecek. 'Ben siyasi otoriteyi, hükümeti, haksızlıkları rahatlıkla eleştirebiliyorum' diyecek. Hep birlikte din ve vicdan özgürlüğünü sağlayacağız. Hiç kimseyi inancından ötürü ötekileştirmeyeceğiz. Hangi inançtan olursa olsun, her inanca saygı duyacağız. İnancı hiçbir zaman siyasete malzeme yapmayacağız. Hep birlikte, devlette liyakati sağlayacağız. İşi ehline vereceğiz. Kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti sokmayacağız. Kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız. Toplumu ayrıştıran, toplumu bölen, toplumda gerginlik yaratan bütün unsurları siyasetin dışında tutacağız" dedi,

"ORTADOĞU'DA BARIŞ OLMASINI SAĞLAYACAĞIZ"

Adaletin ölçülerinden birinin de barışçıl dış politika olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu'da kan akıyor. İnsanlar birbirine öldürüyor. İki taraf da 'Allah Allah' diye birbirilerini öldürüyor. Bunların eline silahlar, Türkiye'den gidiyor. Bu tabloya da son vereceğiz. Ortadoğu'da barışın olmasını sağlayacağız. Bize emanet edilen barışçıl dış politikayı yeniden inşa edeceğiz. Bu ülkenin kurucusu savaş meydanlarından geldi. Bu ülkenin kurucusu şunu söyledi. 'Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir'. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Yurtta barış, dünyada barış' dedi. Bütün bunları, birlikte yapacağız. Birlikte kazanacağız. Ben kazanacağım. Siz kazanacaksınız. Türkiye kazanacak. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi, Ortadoğu, Avrupa Birliği, Rusya, İngiltere kazanacak. Herkes kazanacak; çünkü Türkiye bölgesinde de dünyada da lider ülke olmayı hak ediyor. Türkiye bölgesinde de dünyada da demokrasisine imrenilen bir ülke olacak. Bunun için hep birlikte çalışacağız. Demokrasi paydasında, birlikte mücadele edeceğiz. Bu mücadele, kutlu bir mücadeledir. Bu mücadelenin ruhunda Çanakkale vardır. Bu mücadelenin ruhunda Kuva-i Milliye'nin ruhu vardır. Bu mücadeleyi en iyi anlatan Nazım Hikmet'tir. Diyor ki 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine'. Biz hep birlikte bir ağaç gibi tek ve hür olacağız; ama bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız" dedi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından insan hikayeleri ve yaşanmış olaylar bölümüne geçildi. Bu bölümde ilk olarak sahneye CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun eşi Oya Berberoğlu gelerek, bu süreçte yaşananları anlattı. Adalet Çalıştayı, 29 Ağustos Salı gününe kadar Adalet temalı çok sayıda çalıştay ve panel ile sürecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Kılıçdaroğlu'nun konuşması (CANLI VERİLDİ)

AKTÜEL GÖRÜNTÜ

Şehitlik ziyareti, kanfil bırakma

Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması

Alandan görüntü

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

===========================================

TEM'de tatilci yoğunluğu

KURBAN Bayramı tatili için yola çıkan tatilciler TEM Otoyolu'nun Ankara istikametinde araç yoğunluğuna neden olurken ulaşımda aksamalar yaşanmadı.

Kurban bayramı tatilini memleketlerinde geçirmek isteyen tatilciler gece saatlerinden itibaren yollara düştü. Özellikle İstanbul yönünden gelen tatilciler TEM'in Ankara istikametinde yoğunluğa neden oldu. TEM Otoyolu Bolu Dağı Tüneli mevkiinde rampalarda TIR'lar  nedeniyle yer yer trafikte yavaşlamalar yaşandı. Sabah saatlerinden itibaren yoğunluğun yaşandığı yol güzergahları üzerinde ulaşımda aksamalar yaşanmadı. Trafik ekipleri de yol güzergahları üzerinde denetimlerini sıklaştırdı. Bolu Dağı Tüneli Kontrol Merkezi'ndeki ekipler tarafından yol güzergahı 24 saat kameralarla izlenirken trafiğin tıkanmaması için karayolları ekipleri hazır şekilde bekliyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Bolu Dağı Tüneli araç yoğunluğu

-TEM'de yol güzergahları üzerindeki araç yoğunluğu

HABER-KAMERA: Mutlu YUCA-Murat KÜÇÜK/BOLU

===========================================

(TEKRAR)

Bodrum'a tatilci akını

BAYRAM tatili öncesinde yerli ve yabancı turistler akın akın Bodrum'a gelmeye başladı. Plajlarda adım atacak yer kalmazken otellerde doluluk oranı yüzde 100'lere ulaştı.

Gözte tatil beldesi Bodrum, bayrama çok az süre kala özellikle yurt içinden gelen tatilcileri ağırlamaya başladı. Emniyet, jandarma ve sahil güvenlik ekiplerinin geniş güvenlik önlemleri aldığı ilçede bu sabahtan itibaren kentin girişinde uzun araç kuyrukları oluştu. Yerlilerin yanı sıra İsviçre, İsveç, Almanya, Danimarka, Belçika ve Hollanda'da yaşayan Türk vatandaşları da kente yoğun ilgi gösterdi. Plajlar tatilcilerle dolup taştı, otel rezervasyonları turizmcilerin yüzünü güldürdü.

TATİLE GELDİ, DOST KAZANDI

Bodrum'un Gümbet Plajı'ndaki bir otele ailesi ile birlikte bayram tatiline gelen ve İsviçre'nin Zürih kentinde yaşayan 18 yaşındaki Feride Erman'ın plajdaki sokak köpeği ile dostluğunu görenler hayran kaldı. Tatil için ailesi ile Bodrum'a geldiğini belirten Erman "Ben onu çok sevdim, birlikte denize giriyoruz ve yüzüyoruz. Benden hiç ayrılamıyor ben de ondan ayrılamıyorum. Bodrum'da muhteşem bayram tatilinin yanında çok güzel bir dost kazandım, eğer yasal işlemleri yapabilirsem onu Zürih'e götüreceğim" dedi.

'HERKES BODRUM'A GELSİN'

İstanbul'da özel bir firmada yönetici asistanı olarak çalışan 23 yaşındaki Çağla Seymen de, "Burada müthiş bir atmosfer var, depremin etkileri de geçmiş durumda. Bayram tatili için yola çıkacaklara Bodrum'a gelmelerini öneriyoruz, biz her bayram Bodrum'dayız" diye konuştu.

İsveç'in Malmö kentinde kozmetik mağazası işlettiğini söyleyen 48 yaşındaki Nedret Necip ise "Bu yıl ilk kez tatil için Bodrum'a geldim ve çok beğendim. Doğası, insanları, tarihi muhteşem gerçekten güzel bir bayram tatili geçireceğim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Bodrum sahillerinden güneşlenenlerden, denize girenlerden görüntü,

-Çoki isimli köpeği ile İsviçreli Feride'nin görüntüsü,

-İsveç'ten tatile gelen Nedret Necdet ile röp,

-Çağla Seymen ile röp,

-Anons

-Bodrum'a girişteki araç kuyruklarından genel detay görüntü

Haber-Kamera: Yaşar ANTER/ BODRUM (Muğla), -

==============================================

Diyarbakır'da kafasına silah dayayan kişi, ikna için gelen annesini silahla kovaladı

DİYARBAKIR'da polis uygulama noktasına gelen araçtan inen Şenol T., bir anda belindeki silahı kafasına dayadı. Olay yerine gelen annesini de silahla kovalayan Şenol T.'yi polis yaklaşık 2.5 saat sonra ikna edebildi. Şenol T., ikna için gelen annesini de silahla kovaladı.

Merkez Kayapınar İlçesi Nazım Hikmet Caddesi üzerinde uygulama yapan polis, içersinde 3 kişi bulunan aracı durdurarak aramak yapmak istedi. Araç içerisinde bulunan ve petrol istasyonununda çalıştığı öğrenilen Şenol T., araçtan bir anda inerek belindeki ruhsatsız tabancayı başına dayadı. Polisin yaklaşması halinde kendini öldüreceğini söylemesi üzerine polisler takviye ekip istedi. Aralarında keskin nişancı özel harekat polislerinin de bulunduğu yüzlerce polis ekibi, olay yerine gelerek Şenol T.'yi ikna etmeye çalıştı. Polisin saatlerce diyalog kurduğu Şenol T.'nin başına silah dayadığını duyan yakınları da olay yerine geldi. Şenol T. kendisini ikna etmeye çalışan, annesini de silahla kısa bir süre kovaladı. Kovalama sırasında büyük panik yaşanırken, Şenol T. bu kez başka bir noktaya geçerek burada başına silah dayayarak direnmeye devam etti.  Uzman polislerin uzun süre müzakere yaptığı ve sigara ikram ederek sakinleştirmeye çalıştıkları Şenol T., ikna edilerek polis aracına bindirildi.  Şenol T. polis tarafından hastaneye götürülürken, olayla ilgili araştırma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

-Başına silahı dayayan Ş.T.

-Polislerin Ş.T'yi ikna etme çalışmaları

-Olay yerine gelen yüzlerce polis

-Ş.T'nin annesini silahla kovalaması

-Uzman polislerin Ş.T'yle konuşması

Ş.T'nin polis aracına binmesi

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, -

================================================

Yıkılma tehlikesi olan 130 yıllık camide hala ibadet yapılıyor

SİİRT'te Karakol Mahallesi'ndeki 130 yıllık Şeyh Maruf Camisi, duvarlarında ve taşıyıcı kolanlarında büyük çatlaklar olmasına rağmen, ibadete devam ediyor. Mahalle sakinleri, kent merkezinde koruma altına alınan 2 camiden biri olmasına rağmen kışın çatısından akan sular yüzünden ibadet yapamadıklarını belirterek, "2010'da sözde restorasyon yapıldı ama cami duvarlarındaki ve kolonlarındaki çatlaklar daha da açıldı. Kışın ise çatıdan akan yağmur suları yüzünden ibadet yapamıyoruz" dedi.

Karakol Mahallesi 1006 nolu sokakta bulunan 130 yıllık Şeyh Maruf Camisi, yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Şeyh Maruf tarafından yapıldığı belirten camii cemaati, caminin yıkılma tehlikesi taşıdığını, kışın ise tavandan gelen yağmur sularından ötürü ibadetlerini yerine gelemediklerini söyledi. Caminin daha önce Bitlis Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında restorase edildiğini belirten mahalle sakinleri, bu çalışmanın yeterli olmadığını ve cami duvarları ile kolonlarının yeniden çatladığını söyledi.

Caminin alt bölümünde tarihi bir kuyunun olduğunu belirten camii yetkilileri, kuyunun halen aktif olduğunu ve çalışır durmada olduğunu anlattı. Kuyunun yanısıra camiye rahatlıkla gelip ibadet etmek isteyen vatandaşlar için ise evlerin arasında özel geçitler olduğunu belirten mahalle sakinlerinden Hüseyin Çelepkulu, "Burası tarihi bir camidir, ancak bakımsızlıktan ötürü yıkılma tehlikesi arz etmektedir. Camimiz tarihi olduğundan burada tarihi kuyumuz ve camiye rahatlıkla gelebilmek için özel sabat adı verilen, yani geçitler yapılmıştır. Bizler camiye yakın yerlerde esnafız ve sürekli bu camiye gelmekteyiz. Bu camimiz 130 yıldan beri hizmet veriyor. Bundan önceki yıllarda restore edildi ancak iyi yapılmadığı için dökülmeye başlandı. Bizim genel anlamda tarihimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bir şekilde buranın tekrar restore edilmesini talep ediyoruz yetkililerden" dedi.

Mahalle sakinleri ve esnaf, para toplayıp onarım yapmak istediği ancak koruma altındaki 2 camiden biri olduğu için restore edilmediği öğrenildi. Mahalle sakinleri, bu yüzden yetkililerin, cami yıkılmadan restore edilerek yeniden ibadete hazır hale getirilmesini istedi

Görüntü Dökümü;

Caminin Girişinden görüntü;

Caminin kuş bakışı görüntüsü;

Camii içerinde ve dışarında meydana gelen çatlaklar ve olukların görüntüsü;

Cami hakkında bilgi beren cemaat ile röportaj;

Çatlakların cemaat tarafından gösterilmesi;

Caminin restore edilmeden önceki görüntüsü;

Caminin altında bulunan tarihi kuyu ve SABAT adı verilen geçitlerin görüntüsü ve anlatımı;

Camiye ibadet için gelen vatandaşların görüntüsü

Camii cemaati ile röportajlar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera:  Turan KOYUNCU- Mehmet Yücel DURAK/SİİRT,

==============================================

Kırıkkale'de trafik kazası: 5 yaralı

KIRIKKALE - Kırşehir karayolunun 10'ncu kilometresinde yakıt tankeri ile hafif ticari aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada aynı aileden 5 kişi yaralandı.

Edinilen bilgilere göre, Kırşehir'den Ankara istikametine gitmekte olan Engin Tokat İdaresindeki 06 BL 1428 plakalı hafif ticari araç yol inşaatı nedeniyle tek şerit olan yolun karşı istikametinden gelen TÜPRAŞ Kırıkkale rafinerisine akaryakıt almaya giden Ferhat Şahin idaresindeki 71 BC 677 plakalı yakıt tankerine direksiyon hakimiyetini kaybederek yandan çarptı. Yaklaşık 15 metre sürüklenen araç yolun sağ tarafına devrildi.

Kazada yaralanan sürücü Engin Tokat ve eşi Fidan ile çocukları Eray, Umutcan ve Züleyha Tokat Kırıkkale TIP Fakültesi Hastanesinde tedavi altına alındılar.

Yakıt tanker sürücüsü Ferhat Şahin yaptığı açıklamada, "Sabah saatlerinde rafineriye akaryakıt almak için giderken aniden beyaz bir araç tankerimin sol tarafından üzerime gelerek çarptı. Sanırım uykusuzdu. Ben elimden geldiği kadar kaçmaya çalıştımö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Kazadan detay görüntüler

Otomobilin durumu ve yaralıların ambulans da

Güvenlik görevlileri inceleme yaparken

Tek yol şeritten görüntü

Tanker sürücüsünün açıklaması

Tankerin görüntüsü

Haber-Kamera: Erhan GÖĞEM/ KIRIKKALE,

=================================================

Prof. Dr. Gülen: Bitkiler taşınırsa, hepsi ölür

İSTANBUL Üniversitesi Botanik Bahçesi'nin müftülüğe devredilmesini eleştiren üniversitenin Fen Fakültesi eski dekanı Prof. Dr. Dinçer Gülen, "Bitkiler taşınma nedeni ile yok edilir ise çok yazık olur. Taşınır ise yok olurlar ve ölürler. Botanik bahçede binlerce farklı bitki familyası ve çeşidi var" dedi.

İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi'nin İstanbul Müftülüğü'ne devrilmesine tepki gösteren üniversitenin Fen Fakültesi eski dekanı Prof. Dr. Dinçer Gülen, bahçenin Mustafa Kemal Atatürk'ün teşvikleriyle botanik bahçe olarak düzenlendiğini söyledi. Botanik bahçesi olmadan üniversitede biyolog yetiştirilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Prof. Dr. Gülen, "Enstitü içerisinde bulunan 17 dönümlük bir arazi var. Burası botanik bahçedir. Buranın 350-400 metrekaresi müftülüğe ait,  geri kalan kısmı ise olduğu gibi İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi botanik alanıdır.  Burası tescilliydi yani tapusu falan bizim üniversitenin üzerine idi. Yalnız duyduğumuz kadarı ile bu son dönemde bizim sayın rektörümüz burayı müftülüğe vermiş. Rektör verdi ise bu iş bitmiştir. Tapunun kimin üzerine olduğu önemli değildir. Tabi burada mesele bu değil, bu durum siyasi tarafı. Ama bizi esas ilgilendiren oradaki binlerce çeşit bitkiler ve orada verilen eğitim ne olacak?" dedi.

Botanik bahçesi olmadan, botanik eğitimi yapılamayacağını anlatan Prof. Dr. Gülen, parsellenen yerlerin içerisinde hem mevsimlik bitkiler, hem de yıllık dikilebilen bitkiler olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Ayrıca birde çok yıllık bitkiler var. O çok yıllık bitkiler, yaklaşık 80 yıldır bu alanlara ekilmiş. Şimdi siz 80 yıllık bit bitkiyi hangi aletle hangi edevatla kökten alırsanız alın, bunları başka bir yere götürmenin imkanı ve ihtimali yok. Götürülür ise ne olacak bitkiler kuruyacak ve ölecek. Bunun dışında buraya yurt dışından getirilen ve derslerde öğrencilere anlattığımız bitkiler var. Şimdi bunları yeniden yetiştireyim deseniz 80 yılın daha geçmesi lazım. Bu tür bir botanik bahçesinin kurulması için. Onun için bunlara çok dikkatli bakmak lazım. Ayrıca buradaki binalarımız botanik bahçesine dizayn edilmiştir. Mesela başka bir üniversitede olduğunu sanmıyorum. Dershaneye ve sınıflara aşağıdan asansörle bitkiler getirilir. Öğrencilere ders anlatılırken bu bitkiler kendilerine gösterilir"

TAŞINIRSA KURUR, ÖLÜRLER

Botanik bahçesinin başka bir yere taşınmasının mümkün olmadığını kaydeden Gülen, bitkilerin taşınması halinde kuruyup öleceklerini ayrıca götürülebileceği başka bir yer olmadığını da sözlerine ekledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Dinçer Gülen'in bitkilerle uğraşması

-Evindeki endemik bitkileri göstermesi

-Dinçer hoca röp.

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,-

=============================================

Amerika'dan gelen otomobil klasik otolar festivalinde

KAYSERİ'de, Talas Belediyesi ile Erciyes Klasik Otomobilciler Derneği (EKOD) tarafından ortaklaşa düzenlenen 2. Geleneksel Talas Klasik Otomobil Festivalinde restore edilmesi için Amerika'dan getirilen 1968 model klasik otomobil de yer aldı.

Talas ilçesi Mehmet Şafak paraşüt iniş alanında Talas Belediyesi ile Erciyes Klasik Otomobilciler Derneği tarafından düzenlenen 2. Geleneksel Talas Klasik Otomobil Festivalinde, klasik otomobil meraklıları festivali gezme fırsatı buldu. Klasik otomobil tutkunları araçları inceleyerek, fotoğraf çektirdi. Vatandaşlar güzel bir etkinliğin düzenlendiğini belirterek, klasik otomobillere bakma fırsatı bulduklarını söyledi. Festivale ayrıca restore için Amerika'dan getirilen HRD 8093 plakalı 1968 model İmpala markalı otomobilde sergilendi. Araçla ilgili bilgi veren Fuat Maktav, "Amerika'da yaşayan Kayhan Özçilingir arkadaşımızın klasik otomobilini restore için Kayseri'ye getirdik. Böyle bir festival olunca da aracı sergileyelim istedik. Aracımızı restore ettikten sonra tekrar Amerika'ya yollayacağız" ifadelerini kullandı.Düzenlenen festival Pazar akşamı 17.00'ye kadar sürecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------

-Klasik otolar

-Amerika'dan getirilen klasik otomobil

-Fuat Maktav ve bir vatandaş ile röportaj

-Genel detay

Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, DHA)

=============================================

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement