Dha Yurt Bülteni-5 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-5

Uzman Çavuş, yerdeki Kuran'ı kaldırmak isterken şehit olmuş'Zeytin Dalı Harekatı ile özgürleştirilen Suriye'nin Afrin kentine bağlı Dermaşanlı köyünde Uzman Çavuş Orhan Sürmen'in (23) şehit olduğu, 7 Türk askeri ile 2 ÖSO mensubunun yaralandığı patlamaya, PKK/YPG'li teröristlerin Kuran-ı...

14.03.2018 11:19

Uzman Çavuş, yerdeki Kuran'ı kaldırmak isterken şehit olmuş

'Zeytin Dalı Harekatı ile özgürleştirilen Suriye'nin Afrin kentine bağlı Dermaşanlı köyünde Uzman Çavuş Orhan Sürmen'in (23) şehit olduğu, 7 Türk askeri ile 2 ÖSO mensubunun yaralandığı patlamaya, PKK/ YPG'li teröristlerin Kuran-ı Kerim'le tuzakladığı el yapımı patlayıcının neden olduğu ortaya çıktı. Şehit Sürmen'in, yerde gördüğü Kuran-ı Kerim'i kaldırınca patlamanın meydana geldiği ifade edildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nce (TSK) 54 gündür yürütülen 'Zeytin Dalı Harekatı' kapsamında teröristlerden arındırılan Afrin'in Dermaşanlı köyünde mayın ve EYP arama- tarama faaliyetleri sırasında yaşanan patlamada, Kahramanmaraşlı Uzman Çavuş Orhan Sürmen şehit oldu, 7 asker ile 2 ÖSO mensubu ise yaralandı. Yapılan incelemede, patlamaya teröristlerin bir evde, yere bıraktıkları Kuran-ı Kerim ile tuzakladıkları el yapımı patlayıcının neden olduğu ortaya çıktı. Şehit Sürmen'in Kuran'ı yerden kaldırırken, patlamanın yaşandığı ifade edildi.

GÜVENLİK UZMANI AĞAR: BU PİSLİĞİ DAHA ÖNCE DE YAPTILAR

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Mehmetçiğin Kuran-ı Kerim'e saygısını bilen teröristlerin, bu tür alçakça tuzaklara başvurduğunu söyledi. Ağar, DHA muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Bunlar bu pisliği daha önce de yaptılar. Mehmetçiğin Kuran'a imanını, inancını, saygısını, hassasiyetini bilen inanç, İslam, ve insanlık düşmanı PKK/YPG, Kuran-ı Kerim'i tuzakladı. Mehmetçiğimiz yerde gördüğü Kuran'ı almak isterken patlama meydana geliyor. Kuran parçalanmış ve şehidimizin kanı da ayetleri ıslatmış."

Haber: Mücahit YOLCU/KİLİS,

==========================================

Şehit eşinden yürek yakan sözler: Oğlunu bana, beni kime emanet ettin

DİYARBAKIR'ın Dicle ilçesi kırsalında sürdürülen operasyon sırasında terör örgütü PKK tarafından daha önce araziye tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan 3 asker için uğurlama töreni düzenlendi. Şehit Jandarma Uzman Çavuş Kadir Çakı'ın eşi Hanife Çakı'nın, "Yaralı ceylanını sen kime bıraktın? Evladını bana bıraktın ama, beni kime bıraktın birtanem? Kime emanet ettin beni? Oğlun büyüsün kanını yerde bırakmayacak"şeklindeki sözleri yürek burktu.

Dicle ilçesi kırsalında dün düzenlenen operasyonda PKK'lıların araziye tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi ile şehit olan Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Ümmet Ufacık ve  Uzman Çavuşlar Fatih Uysal ile Kadir Çakı için Diyarbakır 7'inci Kolordu Komutanlığı'nda uğurlama töreni düzenlendi. Vali Hasan Basri Güzeloğlu, AK Parti Milletvekileri Galip Ensarioğlu, Ebubekir Bal, 7'inci Kolordu Komutanı Tümgeneral Sinan Yayla, Büyükşehir Belediye başkan vekili Cumali Atilla, askeri ve mülki erkan, şehitlerin aileleri ve silah arkadaşlarının katıldığı tören, saygı duruşu ve istiklal marşının okunması ile başladı. Şehitlerin özgeçmişlerinin okunmasının ardından şehitler için dualar okundu.

"OĞLUN BÜYÜSÜN KANINI YERDE BIRAKMAYACAK"

Uğurlama törenine oğluyla birlikte katılan Şehit Jandarma Uzman Çavuş Kadir Çakı'nın eşi Hanife Çakı ağıt yaktı. Törende Şehidin acılı eşinin  yürek yakan sözleri duygulu anlar yaşattı. Çakı, "Ağlamayacağım. Seni bırakmayacağım. Seni bırakmayacağım, köyümüze düğünümüze götüreceğim. Bugün bizim bayramımız. Bizim düğünümüz var herkes bizi bekliyor canımın içi. Seni de oğlunu da götüreceğim. Ben daha çok seviyordum seni, daha çok. Ben senin olduğun her yere gelirim. Ben senin peşinde koşarım. Bu, son ayrılığımız demiştin. Son dedin ama son değilmiş, canım içi, birtanem. Bırakma dedim beni. Ben dün o sofraya oturdum zaman benim kocam şehit olmuş o saatte. Komutanlar eve geldiğinde bir şey olduğunu anladım. Gelmezsinler diye kapıyı kitledim ama geldiler. Yaralı ceylanını sen kime bıraktın? Evladını bana bıraktın ama beni kime bıraktın birtanem? Kime emanet ettin beni? Oğlun büyüsün kanını yerde bırakmayacak"dedi. Düzenlenen törenin ardından, şehit Jandarma Uzman Çavuş Fatih Uysal'ın naaşı, Antalya'ya, şehit Jandarma Uzman Çavuş Kadir Çakı'nın naaşı Amasya'ya, şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Ümmet Ufacık'ın naaşı ise Konya'ya uğurlandı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Törenden görüntü

-Törene katılanlar

-Şehidin eşinin ağıt yakması

-Cenazelerin tören alanına getirilişi

-Duaların okunması

-Cenazelerin ambulansa bindirilişi

-Şehitlerin uğurlanması

-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Serdar SUNAR-Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,

=========================================

Diyanet, Kuran kursu yangınında ölen çocuk için 397 bin lira tazminat ödeyecek

DİYARBAKIR'ın Kulp ilçesine bağlı Karaağaç köyünde Müftülüğe bağlı yatılı olmayan Kuran kursunda 1 Aralık 2015 tarihinde gece çıkan ve 6 çocuğun ölümü ile sonuçlanan yangın ile ilgili bir ailenin Diyanet İşleri Başkanlığı'na açtığı tazminat davası sonuçlandı. Yangında hayatını kaybeden Mehmet Bingöl'ün (16) ailesinin Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında açtığı 594 bin liralık tazminat davasında, Diyarbakır 2'nci İdare Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Bingöl ailesine 397 bin lira tazminat ödemesine karar verdi. Yangının, kursun yeterli denetime tabi tutulmamasından kaynaklandığına dikkat çekilen kararda, denetleme görevinden dolayı Diyanet İşleri Başkanlığı sorumlu tutuldu.

Karaağaç köyündeki Kuran kursunda 1 Aralık 2015 tarihinde 02.00-02.15 saatleri arasında elektrik ısıtıcısından çıkan yangında, yatılı kalan öğrenciler Nur Muhammed Bayka, Suat Çankaya, Mehmet Bingöl, Serhat Sancar, Şahin Kahraman ve Sabahattin Altun yanarak yaşamını yitirirken, 6 çocuk yaralandı. Olayla ilgili, Kuran kursu yöneticisi Faruk Işık ve köy muhtarı Özcan Ceylan hakkında, 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' ve 'görevi kötüye kullanma' suçlarından 3-18 yıl, kurs binasını yapan Köy İhtiyar Heyeti üyeleri Abdullah Cengiz, Hanifi Dizmen, Hiyasettin Bartar ve Sebahattin Çankaya hakkında ise 'taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15'er yıl arasında hapis istemiyle dava açıldı.

KURALLARA UYGUN HALE GETİRİLMEDEN YATILI ÖĞRENCİ ALINDI

Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6 sanık hakkındaki yargılama devam ederken, yangında hayatını kaybeden çocuklardan Mehmet Bingöl'ün ailesi, avukatları Reşit Kaçar aracılığıyla Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında 594 bin lira tazminat davası açtı. 2'nci İdare Mahkemesi'ne verdiği dilekçede idarenin hizmet kusuru olduğunu belirten Avukat Reşit Kaçar, "Kursun, fen ve sağlık kurallarına uygun hale getirilmesi için gerekli çalışma yapılmadan, öğrencilerin yatılı kalmasına müsaade edilmiştir" dedi.

DİYANET: ZARARDAN SORUMLU DEĞİLİZ

Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşaviri Avukat Ramazan Tüzün ise, mahkemeye gönderdiği savunmada, idarenin yangının çıktığı kursa ilişkin üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini belirterek, "Kuran kursu, C grubu gündüzlü eğitim vermek üzere açılmış ve bu husustaki tüm şartları taşımaktadır. B grubu statüsüne girmemiş kursa yatılı öğrenci alımı, idarenin bilgi ve müdahalesi dışında gerçekleşmiştir. İdare her türlü tedbiri almışken, memurun sahip olmadığı bir yetkiyle, C grubu statüsündeki bir Kuran kursuna yatılı öğrenci kabul etmesi neticesinde oluşan zarardan, idare sorumlu değildir. Zarar, kurs görevlisinin görev kusuru olarak tanımlanan eylemi sonucunda oluşmuştur" dedi.

397 BİN LİRA TAZMİNAT

Savunmaların ardından, davanın kısmen kabulüne karar veren İdare Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 397 bin liralık maddi ve manevi tazminat ile avukatlık ücretini, yasal faizi ile birlikte Bingöl ailesine ödemesine hükmetti. Mahkeme, reddedilen manevi tazminat için Bingöl ailesinin, Diyanet İşleri Başkanlığı avukatına 19 bin 700 lira avukatlık ücreti ödemesine karar verdi.

'LÜTUF DEĞİL, HUKUKİ SONUÇ'

İdarenin işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilen kararda, "İdarenin hukuki sorumluluğu, kişilere lütuf ve atıfet duygularıyla belli miktarda para ödenmesini öngören bir prensip değil, demokratik toplum düzeninde biçimlenen idare-birey ilişkisinin doğurduğu hukuki bir sonuçtur. Hizmet kusuru nedeniyle zarar verilmişse, idarenin zararı tazmin sorumluluğu vardır. Kamu görevlileri veya kullandıkları araç ve gereçlerin kusur, ihmal veya hatasından dolayı kamu hizmetinin yerine getirildiği sırada kişilerin zarar görmesi halinde meydana gelecek kusur, idarenin hizmet kusurunu oluşturacaktır" denildi.

MÜFETTİŞLER: MÜFTÜ'NÜN HABERDAR OLMAMASI MÜMKÜN GÖZÜKMÜYOR

Diyanet İşleri Başkanlığı müfettişlerince yangın ile ilgili hazırlanan rapor da gerekçeli kararda yer aldı. Raporda, yangında hayatını kaybeden 5 çocuğun kursta gayrıresmi olarak barındığı belirtilerek, ilçe müftüsünün kursta bazı öğrencilerin gayrıresmi şekilde yatılı olarak barındığından haberdar olmamasının mümkün gözükmediği vurgulandı. Pansiyon onayı olmadığı halde kursta mevzuata aykırı şekilde öğrenci barındırıldığı belirtilen raporda, elektrik tertibatı ve panosunun mevzuatta belirtilen şekle uygun olmadığı ifade edildi. Yönetici Faruk Işık'ın, kursun fiziki şartlarının fen ve sağlık kurallarına uygun hale getirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmadan, öğrencilerin yatılı kalmasına müsaade ettiği ifade edilen raporda, kursta bazı öğrencilerin gelişigüzel şekilde, kayıtları bile tutulmadan yatılı kalmalarına izin verildiği kaydedildi.

MAHKEME: DİYANET SORUMLUDUR

İdarenin denetim görevini yeterince yerine getirmemesi sebebiyle, noksanlık ve aksaklıkların ortaya giderilmemesinden ötürü zararın meydana geldiğini belirten Mahkeme, personelin idari yetkilerini kullanırken işlediği kusurlardan idarenin sorumlu olduğunu vurguladı. Olayda, tali kusur atfedilen kişi ve kurumların eylemlerinin de kursun yeterli denetime tabi tutulmamasından kaynaklandığı belirtilen kararda, idarenin hizmet kusuru bulunduğu ve zararın tazmini gerektiği vurgulandı.

'REDDEDİLEN KISIM İÇİN İSTİNAF'A GİDECEĞİZ'

Bingöl ailesinin avukatı Reşit Kaçar, olaydan bir yıl geçtikten sonra tazminat talebinde bulunduklarını belirterek, "Önce Diyanet İşleri Başkanlığı'na tazminat başvurusunda bulunduk. Kusurlu olmadıklarını belirterek, talebimizi reddettiler. Bunun üzerine açtığımız dava, yaklaşık bir yıl sürdü. Manevi tazminat talebimiz 500 bin liraydı. Bunu talep etmemizin sebebi, bu olay toplumda infial yarattı. İlçe Müftülüğü'nün yeterli denetimi yapmamasından sorumlu olduğunu savunuyorduk. İdare Mahkemesi de aynı kanaate vardı. Tazminatın reddedilen kısmına ilişkin İstinaf Mahkemesi'ne başvuracağız. 301 maden işçisinin ölümü ile ilgili Yargıtay kararı vardı. Yargıtay caydırıcılık unsuruna dikkat çekmişti.  Bu unsurun ön plana çıkması lazım. Bu tip olaylar toplumda infial yaratmakta ve vicdani duyguları rahatsız etmektedir. Bu konuda idarelerin daha dikkatli davranmaları gerektiği için, caydırıcılık unsuru ön plandadır. Caydırıcılık unsurunun burada ön planda olması gerekir" dedi.

ALADAĞ'DAKİ FACİAYI HATIRLATTI

Avukat Kaçar, manevi tazminatın az verildiğini düşündüklerini ifade ederek, " Aladağ'da Kuran kursunda meydana gelen bir yangın vardı. Önlem alınmadığı, denetimler yapılmadığı için bu olaylar yaşandı. Bizce artık kurumlar evrak üzerinde denetim yapmamalı. Gerçek manada bu yerleri denetlemelidir. Kendi dosyamızda ilçe müftülüğü bu kursu olaydan 15 gün önce denetlemiş. Denetleme yapılırkan yatılı kurs olmamasına rağmen, orada öğrencilerin kaldığını biliyor. Dosyada ihmalkarlığın, kusurun haddi hesabı yok. Bizce caydırıcı olması gerekir. Artık bu tür olaylar yaşanmasın, denetimler sıklaştırılsın. Gerçek manada denetimler yapılsın. Eğer gerçek manada denetim yapılsaydı belki o yangın çıkmayacaktı"dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Olay yeri görüntüleri(Arşiv)

Avukat Reşit Kaçar ile röportau

Mehmet Bingöl'ün fotoğrafı

Haber-Kamera: Felat BOZARSLAN-Burak EMEK/DİYARBAKIR,

============================================

Öğrenciler yediklerinden zehirlendi

DÜZCE'de  Kız İmam Hatip Lisesi yurdunda kalan öğrenciler sabah kahvaltısının ardından fenalaştı. Öğrencilerin yediklerinden zehirlendikleri ortaya çıktı.

Olay sabah 09.00 sıralarında Şıralık Mahallesi'nde bulunan Ömer Seyfettin Akdoğan Kız Anadolu İmam-Hatip Lisesi Öğrenci Yurdu'nda meydana geldi. Sabah kahvaltısı sonrası fenalaşan öğrenciler durumu yurt yönetimine bildirdi. Olay yerine çağırılan 112 Acil Sağlık ekipleri 10 öğrenciyi alarak ambulanslarla Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırdılar. Bazı öğrencilerin ise ailelerine haber vererek kendi imkanları ile acil servise başvurduğu öğrenildi. Yaklaşık 20 öğrencinin yediklerinden dolayı zehirlendiği iddia edilirken, olayla ilgili olarak inceleme başlatıldı. Yurda yemek sağlayan yemek şirket hakkında da soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

-Görüntüde Yurtta ambulansların görüntüsü

-Yurttan ambulansların çıkarken görüntüsü

-Yurdun bina görüntüsü

-Öğrencilerin acil servise girerken görüntüsü ve detaylar var

Haber: Tezcan SOLMAZ (DÜZCE),

============================================

Birlikte içki içtikleri kişiyi gasp ettiler

İZMİT'te birlikte içki içtikleri bir kişiyi darp ederek üzerinden parasını ve cep telefonunu çalan 4 şüpheli polisin takibi sonucu yakalandı.

Olay 10 Mart tarihinde Derince Yavuz Sultan Mahallesi, Rezzan Sokak üzerinde bulunan boş bir arazide meydana geldi. İddialara göre boş arazide tek başına alkol alkol alan K.Ş.A.(28)'nın yanına 4 kişi geldi. K.Ş.A ile birlikte alkol almaya başlayan 4 kişi bir süre sonra K.Ş.A'yı darp ederek üzerinde bulunan bin 500 lira parayı ve cep telefonunu alarak olay yerinden kaçtı. Gasp edilen K.Ş.A.'nın ihbarı üzerine harekete geçen Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Gasp Büro Amirliği ekipleri gasp olayını gerçekleştirdikleri iddia edilen  F.Y.Y. (27), F.Y. (26), O.Y.(18) ve E.B. (21) gözaltına aldı. Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen zanlılar buradaki işlemlerinin ardından Kocaeli Adliyesi'ne sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Zanlıların adliyeden çıkarılışı

-Emniyet Müdürlüğü detayları

Haber: Uğur AYDIN/İZMİT(Kocaeli),

============================================

Domateste hormon iddialarına animasyonlu yanıt

Antalya Ticaret Borsası, '#güvenletüketin' etiketiyle sera domatesinin güvenli olduğunu vurgulayan kısa animasyon film hazırladı. Sosyal medya üzerinden yayınlanmaya başlanan animasyon filmi büyük ilgi çekti.

Antalya Ticaret Borsası'nın (ATB), sera ürünlerine yönelik olumsuz haberler üzerine '#güvenletüketin' etiketiyle hazırlattığı ve sera domatesinin güvenli olduğunu vurgulayan kısa animasyon film sosyal medyada ilgi görüyor. Filmde, bir domates ve soğan arasında geçten diyalogda, sera ürünlerinin sağlıklı olduğu vurgulanıyor. 'Kontrollü üretim sağlıklı tüketim' sloganıyla hazırlanan 18 saniyelik filmde, domates ve soğan arasında geçen konuşma şöyle;

Aaaaa kışın domates

Korktun mu?

Bi de kıpkırmızı, hem de seradan

Korttun mu? Korkma korkma, diyarında her şey yolunda.

Film 'Kontrollü üretim sağlıklı tüketim' sloganıyla sona eriyor. Başta Youtube, Facebook ve Twitter olmak üzere çeşitli sosyal medya mecralarında paylaşılan film kısa sürede binlerce kişinin izlediği belirtiliyor.

BİNLERCE KİŞİYE ULAŞTI

ATB Başkanı Ali Çandır, verimli toprakları, doğası, florasıyla dünyanın en kaliteli yaş meyve sebzesini Antalya'nın ürettiğini belirtti. Üreticinin kendi tüketmediği ürünü başkasının sofrasına sunmadığını vurgulayan Çandır, "Son dönemle özellikle sera üretimiyle ilgili tüketicinin yanlış bilgilendirilmesi üzerine Taze Meyve ve Sebzeciler Meslek Komitesi üyelerimizin talebi doğrusunda kamuoyunu aydınlatıcı yayınlar hazırlamayla karar verdik. 18 saniyelik #güvenletüketin' etiketiyle hazırladığımız animasyon filmini kısa sürede binlerce kişiye ulaştırdık. Borsa, her zaman üretici, aracı ve tüketicinin yanında olacaktır" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Filmden görüntü

Haber- Kamera: ANTALYA,

==============================================

Yeşil sahaların kramponlu melekleri

TÜRKİYE Kadınlar Futbol 1'inci Ligi'nde mücadele eden Samsun İlkadım Yab-Pa kadın futbol takımının oyuncuları gönül verdikleri futbol için erkek futbolcular gibi idman yapıp maçlara aynı ciddiyetle ve hırsla hazırlanıyor. Takımın bayan futbolcular, futbola gönül verdiklerini söyledi.

Türkiye Kadınlar Futbol 1'inci Ligi'nde mücadele eden Samsun İlkadım Yab-Pa kadın futbol takımının oyuncuları gönül verdikleri futbola disiplin ve büyük bir aşkla bağlı. A takımında 20 sporcusu bulunan takımın kadın futbolcuları, erkek futbol sporcuları gibi idman yapıp maçlara aynı ciddiyetle ve hırsla hazırlandıklarını söyledi. Çoğu üniversitesi öğrencisi olan sporcular, erkek futbol kulüplerine yapıldığı gibi kendilerine de destek verilmesini istedi. Türkiye'de kadınların futbol oynamasının çok zor olduğunu söyleyen takım antrenörü Beyza Altınova (31) "Ben 15 yıl futbol oynadım 3 yıldır antrenörlük yapıyorum. Biz bu işe gerçekten gönül verdik. Ama Türkiye'deki 'bayan futbol mu oynar? Bayan futboldan ne anlar? Bayan ofsaytı bilmiyor' düşüncelerini uzaklaştırmak için altyapımızda şu an yaklaşık 100 sporcumuz var. Savaşımızı sonuna kadar devam ettireceğiz. maalesef kadınların futbol oynaması için gerektiği kadar destek verilmiyor ülkemizde. Oysa biz haftada 4,5 gün antrenman yapıyoruz, hava şartları ne olursa olsun emek veriyoruz. Dünyada bayan futbolu her yerde profesyonel ama Türkiye'de amatör bakılıyor" dedi. 11 yıldır futbol oynadığını belirten takım kaptanı Şule Mutlucan (22) "Aynı zamanda üniversite öğrencisiyim. 6 yıldır bu takımda futbol oynuyorum. Bence bayanlar için hiç bir şey zor değil istedikten sonra her şeyi yapabilirler. 'Futbol erkek oyunu' diyorlar ama değil. Bayanlarda oynayabilir. Bayan futbolu da her geçen yıl gelişmekte. Kadın futboluna şuan hiç bir destek yok destek olsa çok daha iyi yerlere gelecek. Günümüzde bir çok kız çocuğu akademilerde futbol eğitimi alıyor ve kendisini geliştiriyor. Son yıllarda kız çocuklarının futbola olan ilgisi daha da arttı. Genelde voleybol ve basketbol gibi sporları bayanlara yakıştırıyorlar futbolu yakıştırmıyorlar ama ben buna katılmıyorum bence bayanlara futbol da yakışıyor" diye konuştu. 13 yıldır futbol oynayan Fatma Serdar (26) "Beden eğitim öğretmeniyim şu an yüksek lisans yapıyorum bir yandan da futbol oynuyorum. Bir kadının bu sporu yapması Türkiye gibi bir yerde zor. Aileler bir kız çocuğunun futbol oynamasına karşı olabiliyor. 'Kız çocuğu futbol mu oynar' diyorlar ama Avrupa ülkelerinde tam tersi çok küçük yaşlarda futbol kulüplerinin altyapısında bu spora başlıyorlar. Türkiye gibi bir yerde bayanların futbol oynaması zor. Futbol benim için bir aşk. İlk futbola başladığımda benim ailemde karşı çıktı ancak hocam bu sporun bana neler katacağını anlattıktan sonra tam tersine destek vermeye başladılar" şeklinde konuştu. Samsun İlkadım Yab-Pa kadın futbol kulübü başkanı Ali Akyüz, "Şu an takım olarak ligde kalmak için mücadele ediyoruz. Ancak şehrimizden yeterli desteği göremiyoruz. Bu da bizi son derece üzüyor. Bu kızlarımız futbol oynayıp bir yandan üniversite okuyor, ekmek kazanıyorlar mücadele ediyorlar. Her ne şartlar olursa olsun emek veriyoruz. Biz Samsun'u 1'inci ligde temsil eden bir takım. Türkiye'de aslında futbol oynamak kolay ama biz zorlaştırıyoruz. Desteği geliri olmayan tek lig diyebiliriz kadın futbol ligi için. Bayanlar futbol oynamayı seviyorlar. Özellikle genç kızlarımız futbolla daha çok ilgilenmeye başladı. Avrupa bu böyle değil kadın futboluna oralarda çok büyük bir destek var" dedi.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Takımdan detay

-Oyunculardan detaylar

-Anterman yapılması

-Röportajlar

-Detaylar

(SÜRE: 4.20 Dk) (BOYUT: 487 MB)

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER/SAMSUN,

================================================

İkiz jimnastikçilerin başarısı

ANTALYA'da tek yumurta ikizleri 8 yaşındaki Deren ve Derin Tekinarslan, ritmik jimnastikte Antalyaspor formasıyla katıldıkları yarışmalarda başarılarıyla dikkati çekiyor.

Deren ve Derin Tekinarslan, ailelerinin yönlendirmesiyle 3 yıl önce jimnastiğe başladı. Antalyaspor'un jimnastik minikler takımında yer alan tek yumurta ikizi kardeşler, kısa sürede il bazında katıldıkları yarışmalarda başarı elde etti. Takım halinde yarıştıkları müsabakalarda il birinciliği de kazanan Deren ve Derin kardeşler, hem başarılarıyla, hem de tek yumurta ikizi olmaları nedeniyle adlarından söz ettirmeye başladı. İkiz jimnastikçiler, ilerleyen yıllarda Türkiye şampiyonluğu kazanıp, milli takım formasıyla önemli başarılar elde etmeyi hedefliyor.

Antalyaspor Kulübü Derneği bünyesindeki ritmik jimnastik takımının baş antrenörü Merve Kahraman Sukic, Deren ve Derin'in şampiyonalara hazırlandıklarını söyledi. Sporcularının ikiz olmasının jimnastikte avantaja dönüşebileceğini aktaran Sukic, "Deren ve Derin'in başarılarını ilerleyen dönemlerde Türkiye şampiyonluğuyla taçlandırmak istiyoruz. İkiz olmaları da jimnastikte avantaj. Takım halinde yer aldıkları yarışmalarda fark ediliyor ve çok ilgi görüyorlar. Bu ilgi hem takım, hem de bireysel performanslarıyla avantajlı hale dönüşebilir. İki kardeşin ilerleyen yıllarda başarılı jimnastikçiler olacağına inanıyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------

İkizlerden detay

İkizlerin madalyalarından detay

İkizlerin jimnastik hareketleri yapması

İkizlerin giydiği özel patiklerden detay

Antrenör Merve Kahraman röp

İkizlerin topuz yapılmış saçlarından detay

Kupa detayı

131 MB///1,31 DK (HD)

Haber: Tolga YILDIRIM - Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,

==================================================

Eğlence mekanı sahipleri dertli

Afyonkarahisar'ın Sultandağı ilçesinde eğlence merkezi işleten iş yeri sahipleri, son günlerde kendilerine haksız uygulama ve baskılar yapıldığını belirterek, durumdan şikayetçi olduklarını söyledi.

İşletmelerin kapanış saatlerinin değiştirilmesiyle zor günler yaşadıklarını belirten iş yeri sahipleri, bu yüzden iş yapamadıklarını ve personel çıkarmak zorunda kaldıklarını anlatarak sorunlarına çözüm istedi.

Sultandağı'ndaki eğlence merkezi sahipleri, son dönemde baskı, haksızlık ve sürekli aramalar nedeniyle zor günler geçirdiklerini söyledi. Bir araya gelerek basına açıklama yapan işletme sahipleri eğlence merkezlerinin kapanış saatinin gece yarısına çekilmesine anlam veremediklerini, eğlenmek için gelen insanların da kapanış saatini öğrenmelerinin ardından mekanlara bir daha gelmediklerini kaydetti. Yaşadıkları nedeniyle işlerinin durma noktasına geldiğini aktaran iş yeri sahipleri, bu nedenle çalışanlarının işine son vermek durumunda kaldıklarını da kaydetti. Eğlence merkezlerinin çalışmaması, iş yeri sahipleri ve çalışan garsonların yanı sıra ilçedeki taksicilerin yanı sıra bir çok esnafı da etkilediği belirtildi.

'HAKSIZ UYGULAMALARA MARUZ KALIYORUZ'

İş yeri sahibi Bekir Akbıyık, yetkililerle görüşmelerine rağmen kapanış saatinin bir türlü değişmediğini söyledi. Yaşadıkları baskıdan dolayı işlerinin yolunda olmadığın anlatan Akbıyık, "Bizim sıkıntımız var. Gerek güvenlik güçlerimizin, gerek kaymakamlığımızın gerekse de valiliğimizin haksız uygulamalarına maruz kalıyoruz. 21 yıldır bu işi yapıyorum, devletimize, ülkemize, bayrağımıza karşı en ufak bir yanlışımız yoktur. Burada çalışan 7 mekan var. Hepsi de çok düzgün şekilde çalışan arkadaşlar. Tabi ki ufak tefek sorunlar olacaktır. Çok önemli değil. Ama son 3 aydır çok haksızlıklara uğradık" dedi.

'SORUNUMUZA ÇÖZÜM YOLU BULUNMUYOR'

Yetkililere sorunlarını anlatmalarına rağmen bir çözüm yolu bulunmadığına savunan Akbıyık, yaşanan sorun nedeniyle eğlence merkezlerinde çalışan garsonları işten çıkarmak durumunda kaldıklarını belirtti. Akbıyık, "Bize karşı korkunç baskı var. Bu baskı neticesiyle iş yapamıyoruz ve hepimiz aç durumdayız. Burada çalışan 60 ile 70 arasında garson arkadaşımız var ve bunlar gariban insanlar. Günlük 50 TL yevmiyeyle çalışıyorlar. İş yokluğundan dolayı garsonların yarısını işten çıkarmak durumunda kaldık. Kendimiz mağdur durumda kaldık. Yani ne yapacağımıza da bilemedik. Yetkililere derdimizi anlattık. Fakat anlamak istemediler ve anlamadılar. Sanki Türkiye'nin en büyük düşmanı biziz. 'Mekanlarımız aranmasın' demiyoruz. Aransın ve yanlışımız varsa söylensin. Fakat bizim daha önceden kapanışımız saat 02.00'ydi. Ama maalesef kapanışımız 00.00'a çekildi" diye konuştu. İlçede taksicilik yapan Şaban Bağ, şöyle dedi: "Taksici esnafı olarak eğlence sektörlerine endeksliyiz. Bu nedenle eğlence sektörüne olan baskının artması işlerimizi de etkiliyor. İşlerimiz azaldı ve mağdur olduk. Siftah yapamadığımız gibi ödemelerimizi de yapamıyoruz. Yetkililerden yapılan uygulamaların esnetilmesini istiyoruz. Kasıtlı olmamasını istiyoruz. İki dakikalık yolda bile güvenlik güçleri bizi nerdeyse defalarca arıyorlar."

'BASKILAR BİZİ İŞSİZ BIRAKTI'

Eğlence merkezlerinde çalışan garsonlar adına konuşan Kenan Kaplan, şunları kaydetti: "Güvenlik güçleri son günlerde çalıştığımız iş yerlerimize baskıları artırdı. Baskılar nedeniyle biz de işsiz kaldık. Çocuklarım okula gidiyor ve ev kiramı bile ödeyemedim. Mağduruz. Devletin yapacağı bir şey varsa yapsın. Yoksa beni vali bey yanına oturttursun. Çalışmadığım için geçinmekte zorluk çekiyorum. Bir suçlu varsa cezasını çeksin. Bir kişinin suçu da varsa bu da diğerlerine mal edilmesin."

'BASKININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ'

Sultandağı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Bilal Şeker de eğlence merkezlerinin sorunlarının çözümü için yetkililerle görüştüğünü anlatırken, uygulamaların esnafa zarar verdiğini vurguladı. Başkan Şeker, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğlence merkezlerini işleten esnafımız üzerinde sürekli baskı var. 2010 yılında ilçemizde 800 esnafımız varken sayı 400'e düştü. Maalesef esnaf sayımız azaldı. Buradaki mekanlar üzerinde sürekli baskı var. Burası bir sektör. Buradaki insanlar çeşitli şekillerde para kazanıyor. Ama bu engellenmeye çalışıldı ve baskı yapıldı. Ayrıca burada çalışan insanlar da mağdur oldu. Bu sektörden 200'e yakın insan ekmek yiyor. Bu baskının esnemesini istiyoruz. Burada kaçak içki ve hap gibi yasak olan şeyler bulunmaz. Bulunursa o iş yerini kapatsınlar. Biz de bunu istiyoruz. Suçu olmayan esnafımızı da mağdur etmenin bir anlamı yok. Bu konuyla ilgili Sultandağı belediye başkanıyla görüştüm. Düzeleceğini söyledi. Hatta başkan kapanış saatini 02.00'ye aldığını söylemişti. Fakat kaymakamlık ve valilik belediyeye baskı yaparak kapanış saatini 00.00'a geri aldı. Eğlence merkezi 00.00'da kapanırsa buradaki insanlar nasıl para kazansın."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Eğlence mekanlarının dışından detay

Eğlence mekanı içerisinde çalışan garsonlardan detay

Eğlence merkezi içerisinde oturan garsonlardan detay

İş yeri sahipleri hesap haberken detay

Eğlence merkezindekiler çay içerken detay

Eğlence mekanı dışarısındakilerden detay

İş yeri sahipleri adına Bekir Akbıyık'ın konuşması

Taksiciler adına Şaban Bağ'ın konuşması

Garsonlar adına Kenan Kaplan'ın konuşması

Oda Başkanı Bilal Şeker'in konuşması

209.54 MB/// 06.34"

HABER- KAMERA: Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-5 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement