Muş'ta 6 metre karla zorlu mücadele
MUŞ'ta, 9 köy ve 22 mezraya ulaşımın sağlandığı Üçevler Grup Köy yolunda, kar kalınlığı 6 metreye ulaştı. Kış mevsiminin zorlu geçtiği bölgede zaman zaman etkili olan fırtına ve tipiye rağmen köy ve mezra yolları ulaşıma açıldı
Bölgede, 1 Şubat itibarıyla yoğun olan kar yağışının hemen ardından kentteki birçok köy yolunu ulaşıma açan İl Özel İdaresi ekipleri, 24 saat aralıksız çalışıyor. İklim koşullarının ağır olduğu bölgede zaman zaman etkili olan fırtına ve tipi nedeniyle zorlukla sürdürülen çalışmalar sonucunda İl Özel İdaresi ekipleri, iş makinelerinin boyunu geçen karla kapları yolları aşarak, 15 günü aşkın süre sonrasında 9 köy ve 22 mezraya ulaşımın sağlandığı köy yolunu yeniden ulaşıma açtı.
KARLA MÜCADELE EKİPLERİNE TATLI İKRAMI
Üçevler Grup Köy yolunda 15 günü aşkın süredir hummalı şekilde yürütülen karla mücadele çalışmalarını yerinde takip eden İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, Ağıllı Köyü Muhtarı Abduselam Dinçer ile birlikte karla mücadele ekiplerine tatlı ikramında bulundu. Ekipler iki kar savurma aracı ile bölgeyi temizlerken, diğer iş makineleriyle de yol genişletme çalışması yapıldı.
'FIRTINA VE TİPİ ÇALIŞMAYA MÜSAADE ETMİYOR'
Bölgede, 24 saat hizmet verdiklerini söyleyen İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, "İklim koşullarından en yüksek olan noktalarından bir tanesi Üçevler grup köy yolu. Burada 9 köy ve 22 mezra bulunmakta. Şu ana kadar yer yer 6 metreyi bulan kar yüksekliklerini geçerek buraya geldik. İklim koşulları çok ağır. Fırtına ve tipi çalışmalarımızı çok etkiledi ama gece-gündüz demeden çalıştık ve 13 günde buraya ulaştık" diye konuştu.'SÜREKLİ KAPANAN YOLLAR VAR'Bugüne kadar 20 bin kilometre karla mücadele çalışması yapıldığına dikkat çeken Yentür, "İl genelinde yaklaşık birinci derecede öncelikli yol ağımız; 3 bin kilometre olup, 7 defadır kar yağmaktadır. Bunu 3 ile çarptığımızda yaklaşık 20 bin kilometre karla mücadele çalışması yapmış bulunuyoruz. İlimiz genelinde, Muş merkez ve 5 ilçemizde 58 iş makinesi, 95 personelle kar mücadelesi yapmaktayız. Kar yağmasa da yüksek kesimlerdeki fırtına ve tipi nedeniyle sürekli kapanan yollarımız var. Öncelik açısından önce hastalara, sonrada diğer köy yollarının açılması için gece- gündüz demen çalışan ekiplerimize teşekkür ediyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Kar savurma araçlarından detaylar-İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür'ün ekiplerle buluşması-Yentür'ün karla mücadele çalışmasını takip etmesi-Kar savurma araçlarının çalışmasından detaylar-Karla mücadele ekiplerine tatlı ikramından detay-Kar kalınlığının 6 metreye ulaştığı bölgeden detay-İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür Röp.Haber ve Kamera: Muhammed Sami MARAL/MUŞ,
===============================
Doğu Ekspresi'nin kardan heykelini yapıp, Ardahan'a getirilmesini istediler
DOĞU Anadolu Bölgesi'nin en büyük ikinci gölü olan ve yüzeyi kışın tamamen buzla kaplanan Çıldır Gölü'nün kenarına, kardan Doğu Ekspresi yapıldı. Çıldır Belediye Başkanı Yakup Azizoğlu yaptırdıkları kardan heykelle, Doğu Ekspres trenin Ardahan'a getirilmesi için mesaj verdiklerini belirterek, "O tren buraya gelecek" dedi.
Ardahan'ın Çıldır Belediyesi, TCDD tarafından Ankara- Kars hattında hizmete sunulan turistik Doğu Ekspresi güzergahına Ardahan'ın da dahil edilmesini istiyor. Seyahat ve gezi tutkunlarının yanı sıra yabancı turistlerin de ilgi odağı olan Doğu Ekspresi treninin Ardahan'a kadar uzanmasını isteyen Çıldır Belediyesi bu isteğini ilginç bir mesajla duyurdu. Bu yıl 7'ncisi düzenlenecek olan 'Çıldır Gölü Altın At Kristal Göl festivali' yaşanan deprem, şehitler ve çığ felaketi nedeniyle iptal edildi. Ancak yapımına başlanan kardan Doğu Ekspres Treni tamamlandı. Kafkas Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğretim görevlisi Uğur Özen'in öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmaya Mersin'den resim sanatçısı ve küratör Gül Çimentaş, Atatürk Üniversitesi'nden resim sanatçısı Suat Korkmaz, Mesut Demir ve heykel sanatçısı Ahmet İşçioğlu katıldı.
30 KAMYON KAR, 4 GÜNDE İŞLENDİÇıldır Gölü kenarındaki Belediyenin sosyal tesisleri önüne toplanan 30 kamyon karı işleyen Özen ve ekibi, 4 gün çalışmanın ardından Çıldır Gölü ile özdeşleşen Doğu Ekspresin dört metre yüksekliğinde ve 7 metre genişliğinde tünelden çıkan bir lokomotifini yaptı. Çıldır Gölü'ne gelen yerli ve yabancılar tarafından görülen tren ilgi odağı oldu.Yaptırdıkları trenin açılış kurdeleyi keserek kamuoyuna bir mesaj verdiklerini söyleyen Çıldır Belediye Başkanı Yakup Azizoğlu şunları söyledi: "Son zamanlarda ülkemizde yaşanan depremler, çığ felaketi ve şehitlerimiz nedeniyle bu yıl yedincisini yapmaya hazırlandığımız, 'Çıldır Gölü Altın At Kristal Buz" festivalini iptal ettik. Festivalde, 'Doğu Ekspresin son durağı Ardahan olsun' mesajını vermek için yaptırdığımız tren çalışmasını ise yaptık. Çok da beğeni topladı. Buraya gelen herkesin sosyal medyasında bu tren yer alıyor. Umarım 5 yıldır tek isteğimiz olan Doğu Ekspres treni, Ardahan'a kadar getirilir."
'SANATLA BİR MESAJ VERMEYE ÇALIŞTIK'Kardan yapılan Doğu Ekspres treninin Çıldır Gölü'nde yaptığı 6'ncı eseri olduğunu belirten proje koordinatörü Uğur Özen ise "Sanat bir milletin hayat damarlarıdır. İlk kardan heykel çalışmamızı 2013 yılında Çıldır Gölü'ne ait sarı sazan balığını yapmıştık. 2014'de Altın at süvari, akabinde Çıldır'ın değerleri olan Şeytan kalesi, Aşık Şenlik, Atatürk, Karakalpaklı süvari ve başkanımızın özel isteği üzerine bu yıl da Doğu Ekspres treninin çalıştık. Doğu Ekspres treni yaklaşık 30 kilometre uzaklıktan geçiyor. Bu uzak bir mesafe değil. Bizler sanatla bir mesaj vermeye çalıştık, bu da trenin Çıldır'a gelmesiyle olsun istedik" diye konuştu.Kardan Doğu Ekspresi çalışmasına Mersin'den katılan resim sanatçısı ve küratör Gül Çimentaş ise "Zaman zaman hava sıcaklığının sıfırın altında 30 dereceye kadar düştüğü günlerde bile çalıştık. Ortaya çok güzel bir eser çıktı. Yoldan geçen herkesin ilgi gösterdiğini görmek sevinçli" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Kardan trenin yapılması-Öğretim görevlisi Uğur Özen'in açıklaması-Çalışmalardan detaylar-Hatıra fotoğraf çektirenler-Gül Çimentaş ile röp-Yapımı tamamlanan karden trenin açılışı-İlçe Belediye Başkanı Yakup Azizoğlu'nun konuşması-Açılış sonrası Uğur Özen'in iinci konuşması
Haber-Kamera: Suat DEMİRCİ/ ÇILDIR (ARDAHAN), ========================
Dünyanın konuştuğu Sıla'ya, muhteşem karşılama
ÇİN'de düzenlenmesi planlanan olimpiyatlara katılabilmek için gittiği Slovenya'daki kayak merkezinde bindiği teleferikten düşmek üzere olan 12 yaşındaki bir çocuğu tutarak hayatını kurtaran Sıla Kara, sporcusu olduğu kulübe girişte alkışlarla karşıladı. Erzurum Kayak Kulübü sporcuları, Sıla Kara'yı bedenleri ile yaptıkları kalbin içine alarak hep bir ağızdan, "Seninle gurur duyuyoruz" diye bağırdı.
15 DAKİKA HAVADA TUTTU Türkiye Kayak Milli Takımı sporcusu Sıla Kara, Çin'de düzenlenecek 2022 Kış Olimpiyatları'nda yer alabilmek için Slovenya'da 12-13 Şubat tarihleri arasında düzenlenen 'Krvavec Giant Slalom' yarışmasına katıldı. Alp disiplininde yarışan Kara, final ayağı öncesi ısınmak için teleferikle piste çıkarken, yanında oturan 12 yaşında Sloven erkek çocuk dengesini kaybetti. Çocuk, teleferikten düşerken o sırada ayağını uzatan Kara'nın kayak takımlarına tutundu. Kara, daha sonra da elleriyle çocuğu havada yaklaşık 15 dakika tuttu. Sloven çocuk, kısa süre sonra gelen ekipler tarafından kurtarıldı. Krvavec halkı tarafından 'kahraman' ilan edilen milli sporcu Kara'ya, kentin emniyet müdürü tarafından madalya da verildi.
DÜNYANIN DÖRT BİR TARAFINDAN TEBRİK TELEFONLARI ALIYORYaşanan bu olayların Demirören Haber Ajansı tarafından dünyaya duyurulması üzerine Sıla Kara, yurt içi ve gerekse yurt dışından tebrik telefonları aldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Slovenya Türk Büyükelçisi Esen Altuğ'un da kendisini telefonla arayarak tebrik ettiğini ifade eden Sıla Kara, "Türkiye'den ve yurt dışından tebrik mesajları alıyorum. Ülkemin adını dünyaya duyurduğum için çok mutlu ve gururluyum. Bana güzel mesajlar gönderen herkese teşekkür ediyorum. Yıllardır hizmet verdiğim Erzurum Kayak Kulübü'nde Başkanımız Atakan Alaftargil, yönetim kurulu üyeleri ve sporcular tarafından prensesler gibi karşılandım. Bedenleri ile kulüp binanın önünde kalp yapıp beni içine almalarını ise hiç unutmayacağım. Biz tarihi şan ve şerefle dolu bir milletin çocuklarıyız. Biz atalarımızdan böyle gördük böyle büyüdük" diye konuştu.
O BİR MADALYA CANAVARITürkan-Mürsel Kara çiftinin 4 çocuğundan tek kızları olan Sıla Kara, henüz 7 yaşındayken mahallede arkadaşları ile birlikte ayakkabılarının altına bağladığı kornişle kayarken, kayak öğretmenleri tarafından keşfedildi. Erzurum Kayak Kulübü'ne götürülen Kara, kendisine güvenenleri mahcup etmedi. Spor hayatında başarı hikayeleri yazan Sıla Kara, 2011 yılında da Kayak Milli Takımı'na girdi. 7 yıllık Milli Takım geçmişinde 100'ün üzerinde madalyaya sahip. Atatürk Üniversite Spor Bilimleri Fakültesi Öğretmenlik Bölümü 2'inci sınıf öğrencisi olan Sıla Kara yılda ortalama 10 ila 15 madalya kazanarak büyük başarılara imza attı. Arkadaşlarının 'Dağların kızı' dediği Sıla Kara, en büyük hayalinin Çin'in başkenti Pekin'de yapılacak 2022 Kış Olimpiyat Oyunları'nda madalya alarak başarılarını taçlandırmak.
KULÜP BAŞKANI ÖDÜLLENDİRDİSıla Kara ile her zaman gurur duyduklarını söyleyen Erzurum Kayak Kulübü Başkanı Atakan Alaftargil ise, "Çin'de düzenlenmesi planlanan olimpiyatlara katılabilmek için gittiği Slovenya'da yaptıklarını duyunca gözyaşlarımı tutamadım. Ben de 2002 yılında ABD'de yapılan Olimpiyatlara katılmıştım. Türk Bayrağını yurt dışında temsil etmek hele Sıla gibi kahramanlık yapmak muhteşem bir duygu. Kendisini bir kez daha tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Sıla, bana göre ödüllerin en güzeline layık. Bizde çam sakızı çoban armağanı kulüp olarak kendisine kıyafetiyle birlikte kayak takımı hediye edeceğiz" dedi.
ALKIŞLARLA KARŞILADILARSlovenya'dan döner dönmez sporcusu olduğu Erzurum Kayak Kulübü'ne giden Sıla Kara burada alkışlar karşılandı. Sıla Kara'yı kulübün dışına çıkaran sporcular, onu bedenleri ile oluşturdukları kalbin içine alıp hep bir ağızdan, "Seninle gurur duyuyoruz" diye bağırdı. Sporcular daha sonra Kara'yı elleri ile havaya fırlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Sıla Kara ve kayak kulübü başkanının dağda yürümesi-Sıla Kara ve telesiyeje binenler-Sıla Kara'nın kulüpde alkışlanması-Sıla Kara'nın ve Kayak Kulübü Başkanı Atakan Alaftargil'in konuşması-Sıla Kara'nın arkadaşlara çak yapması-Sıla Kara'yı bedenleri ile oluşturdukları kalbin içine alıp, havaya atmaları-Atakan Alaftargil ve Sıla Kara ile röp
Haber-Kamera: Turgay İPEK/ ERZURUM, ===================================
'En görkemli kale' Zilkale'nin minyatürünü yaptı
RİZE'de, şimşir kaşık yaparak, başladığı ahşap oymacılığında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 'geleneksel el sanatları ustası' unvanını alan Şahin Çolak, yaşadığı kentin tarihi ve kültürel varlıklarının minyatürlerini yapmaya başladı. Eserleriyle ilgi odağı olan Çolak, ilk olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Türkiye'de en görkemli kaleler' sıralamasında 1'inci seçilen Zilkale'nin minyatürünü yaptı.
Çamlıhemşin ilçesinde, 13'üncü yüzyılda bölgede yaşayan Kommenoslar'ın 750 metre yüksekte, sarp kaya üzerine inşa ettiği Zilkale, Cenevizliler başta olmak üzere Rumlar ve Osmanlılar tarafından 1800'lü yılların sonuna kadar kullanıldı. Yakın tarihte restore edilen ve Rize'deki önemli tarihi mekanlar arasında yer alan Zilkale, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 2018 yılında 'Türkiye'de en görkemli kaleler' sıralamasında, 13 kale arasından 1'inci seçildi. Ziyaretçilerin uğrak yeri haline gelen ve ilginç yapısı ile dikkat çeken Zilkale'nin, Şahin Çolak tarafından atölyede minyatürü yapıldı. Rize'nin tarihi ve kültürel varlıklarının minyatürünü yapmak için kolları sıvayan Çolak, ilk olarak Zilkale minyatürü ile çalışmalarına başladı. 2 ayda Zilkale minyatürünü tamamlayan Çolak, ortaya çıkan eserinde son rötuşlarını yapıyor. Şimşir kaşık yaparak, başladığı ahşap oymacılığında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 'geleneksel el sanatları ustası' unvanı verilen Şahin Çolak'ın kentin tarihi ve kültürel varlıklarının minyatürlerini yapmaya başlaması, çevresinden de övgü topluyor.
'MİNYATÜRÜ 2 AYDA TAMAMLADIM'Yöredeki tarihi ve kültürel yapılara büyük merakı olduğunu belirten Şahin Çolak, "Bu merakımı sanatımla birleştirmek istedim. Rize yöresel mimarisi üzerine önce 3 katlı bir ev yaptım. Yine yöremize özgü bir serender yaparak çalışmalarıma devam ettim. Şimdi de tarihi mirasımız Zilkale'yi yapıyorum. Bu eseri yapmaya karar verdiğim zaman Zilkale'ye gittim inceledim, ne kullanılmış nasıl yapılmış, diye baktım. Çekilmiş fotoğraflarını inceledim, onlar üzerinden bakarak Zilkale minyatürünü yaptım. Yaptığım çalışmaları normal yapılarda kullanılan malzemelere sadık kalarak yapıyorum. Çimento ile taşla bir duvar ustası gibi çalışarak çalışmayı tamamladım. 2 ayda bitirdim, son birkaç işlemi daha kaldı" dedi.
ŞİMŞİR KAŞIKLA BAŞLADI, USTA OLDUMarangoz ustası dedelerinden bu mesleği öğrendiğini anlatan Çolak, "Ben bu işe büyüklerimden görerek başladım. Çocukluğumda marangoz ustası dedelerimin yaptığı işlere merak saldım, peşlerinde dolandım, gördüm, öğrendim. Ahşapla uğraşmak çok güzel, işimi severek yapıyorum. Şimşir kaşık yaparak bu işe başladım ve Kültür Bakanlığı'nın tespiti ile 'geleneksel el sanatları ustası' unvanı aldım. Benden sonra da sanatımın yaşamasını istiyorum. Kurslarla bu sanatı öğretmeye çalışıyoruz. Ben bu mesleğin kaybolmaması için bu kadar mücadele verirken, benden sonra yok olursa çok üzülürüm. Bunun içinde hem çırak yetiştiriyorum hem de dede mesleğimi ben de oğluma öğreterek aile içinde nesilden nesile ilerlemesini sağlıyorum" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Zilkale'den deteylar-Zilkale minyatüründen detaylar-Şahin Çolak'ın minyatür üzerinde çalışması-Röportaj
Haber-Kamera: Arzu ERBAŞ/RİZE,
==========================
Çocuklarının başarısından etkilenip, milli sporcu oldular
ANTALYA'da, çocukları spor salonunda muay thai öğrenirken, evde boş vakit geçirmek yerine destek olmak için birlikte antrenman yapmaya karar veren Canseven çifti, kızlarının Türkiye üçüncülüğü kazanmasıyla hırslanıp, şampiyonalara hazırlandı. Ailenin beraber katıldığı Avrupa Federasyon Kupası'nda Hasibe Canseven altın, kızı Ela Canseven gümüş, eşi Alim Atakan ile oğlu Salih Canseven ise bronz madalyanın sahibi oldu.
Antalya'da oturan Canseven çiftinin çocukları Ela (10) ile Salih (14), 4 yıl önce muay thai sporuna başladı. Antrenman saatinde çocuklarını yalnız bırakmak istemeyen Alim Atakan (40) ile eşi Hasibe (38) de bu sporu yapmaya karar verdi. Ela Canseven, geçen yıl Erzincan'dan şampiyonada Türkiye üçüncülüğü kazandı. Ela'nın başarısıyla hırslanan Canseven çifti, şampiyonalara hazırlanmaya başladı.
Demirpençe Spor Kulübü'nde antrenör Yasin Urlu yönetiminde çocuklarıyla antrenman yapan Alim Atakan ile Hasibe Canseven, 25-27 Ekim'de Nevşehir'deki Türkiye Veteranlar Muay Thai Şampiyonası'nda ilk madalyalarını kazandı. Alim Atakan Canseven şampiyonada ikincilik, Hasibe Canseven de üçüncülük elde etti. Canseven çifti daha sonra 11-15 Aralık'ta Antalya'da yapılan Muay Thai Avrupa Federasyon Kupası'nda ringe çıktı. Çocuklarının da mücadele ettiği şampiyonada Hasibe Canseven altın, Alim Atakan Canseven ise bronz madalyanın sahibi oldu. Canseven çiftinin oğlu Salih üçüncü, kızı Ela da ikincilik elde etti. Kazandıkları başarıyla Hasibe ile Alim Atakan çifti ve kızları Ela Canseven, milli takıma seçildi.
'HEDEFİM MİLLİ FORMAYLA UZUN YILLAR BAŞARILI OLMAK'Milli formayı giymenin gururunu yaşayan Canseven ailesi, bu yıl yapılacak Dünya Şampiyonası hazırlıklarına başladı. Şampiyonada ay yaldızlı formayla madalya kazanmak isteyen Canseven ailesi, haftanın 5 günü antrenman yapıyor. Ela Canseven, "Ben spora başlayınca destek olmak için ailem de muay thai yapmaya karar verdi. Milli takıma seçilerek hedefime ulaştık. Çok şanslıyım, milli takım ceketimi giyip, ailemle gezmek istiyorum. Ben diğer çocuklardan farklı olduğumu düşünüyorum. Ailemle antrenman yapmak, ringe çıkmak çok güzel bir duygu. Milli takıma katılma hedefime ulaştım, şimdiki hedefim milli formayla uzun yıllar başarılı olmak" dedi.
'HEDEFİMİZ OĞLUM VE KIZIMLA DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU'Çocuklarına destek olmak için başladıkları sporda, milli takım formasını giyme başarısını gösteren Canseven ailesinden Alim Atakan ise "Amacımız çocuklarımıza destek olmaktı. Çocuklarımızın başarısı bizi aşka getirdi ve muay thai yapmaya yöneltti. Çocuklarımızın antrenman saatinde evde boş vakit geçirmek ya da televizyon karşısında durmaktansa evlatlarımızla spor salonunda muay thai yapmaya karar verdik. Çocuklarımızın gelişimini görebilmek çok güzel. Onların sporda ilerlemesi, başarısı bizi ringe attı. Eşim Avrupa birincisi, ben Avrupa üçüncüsü oldum. Bu evimizdeki kadının egemenliğini, üstünlüğünü bir adım daha öne çıkardı. Bizim ailemiz 3 milli sporcu çıkarıp, bayrak sevgisini pekiştirdi. Baba olarak ailemin, eşimin çocuklarımın başarısı beni çok mutlu ediyor. Hedefimiz oğlum ve kızımla dünya şampiyonluğu kazanmak. Milli sporcu olmak bizim için çok önemli. Başarımızı dünya şampiyonu milli sporcu olarak taçlandırmak istiyoruz" diye konuştu.
Alim Atakan Canseven ise Avrupa Kupası'nda başarı kazanan oğlu Salih'in, Türkiye Şampiyonası'nda derece kazanmaması nedeniyle milli takım formasını henüz giyemediğini belirtti. Alim Atakan Canseven, bu sene oğlunun da şampiyonluk kazanıp, milli takıma seçilmesini arzuladıklarını belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------Ailenin park içinde yürürken görüntüsü-Kardeşlerin görüntüsü-Ailenin görüntüsü-RÖP 1: Ela Gümüş Canseven-RÖP 2: Alim Atakan Canseven-Aile üyelerinin ısınma hareketlerinden görüntü-Antrenör Yasin Urlu'nun aile üyelerine antrenman yaptırması-DetaylarHABER: Tolga YILDIRIM- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, ================================
Babalarının desteğiyle başladıkları kick boksta hedefleri milli olmak
İZMİR'de, en genç kick boks sporcuları Kadir Yılmaz (14) ve Elif Ceren Şanlı (13), yaklaşık 4 yıldır, haftada 6 gün antrenman yapıyor. Hayalleri milli sporcu olmak olan iki gencin de en büyük destekçileri babaları. Kadir'in babası Murat Yılmaz oğlunun her zaman arkasında olduklarını söylerken, Elif'in babası Ali Şanlı da bu sert sporda kızının başarılarıyla gurur duyduğunu belirtiyor. İki genç ve aileleri, kickboksta milli sporcu olacakları günü bekliyor.
İzmir'in Buca ilçesinde oturan 8'inci sınıf öğrencileri Kadir Yılmaz ve Elif Ceren Şanlı, yaklaşık 4 yıldır kick boks yapıyor. Kadir ve Elif Ceren, haftanın 6 günü antrenman yaparak kick bokstaki başarılarına başarı ekliyor. Kadir ve Elif Ceren'in en büyük destekçileri ise bu spora başlamalarını sağlayan ve onları her gün spor salonuna getiren babaları oluyor. Kadir Yılmaz ve Elif Ceren Şanlı, milli sporcu olmak için dövüşüyor.
En büyük oğlu Kadir Yılmaz'a kick boksta destek olmak ve başarısını artırmak için evinin çatısında beslediği kuşları satan 3 çocuk babası Murat Yılmaz, Kadir'in agresif bir çocuk olduğunu ve bu spor sayesinde enerjisini attığını söyledi. Fırın işçisi olarak çalışırken işsiz kaldığını ve Kadir'in spora devam etmesi için elinden geleni yaptığı anlatan Yılmaz, "Uzun süredir çalışmıyorum. 400'den fazla kuşum var. Onları besliyor, çoğaltıp satıyorum. Pazar günleri kuş pazarına gidiyorum. Hayatımı böyle sürdürüyorum. Kadir'in bütün hayatı spor. Bana çok gurur veriyor. Her maçta kazanıyor. Onun başarısı beni mutlu ediyor" dedi.
'KADİR İSTEDİĞİ SÜRECE, HER ZAMAN ARKASINDAYIZ'Kadir'in kick boksa başlamasını en çok kendisinin istediğini belirten baba Yılmaz, şunları söyledi: "Ailem beni spora göndermemişti. Kadir anaokulundan beri biraz agresif bir çocuktu, enerjisini atsın istedik. Kick boksta iyiye gidince devam ettirdik. Onunla başlayan birçok arkadaşı bıraktı ama o hep devam etti. Kavgacı halinden eser kalmadı. Okulla aynı anda spora devam ediyor. Çalışmadığım zamanlarda bile kuş sattım onun salon masrafını karşıladım. Her zaman arkasındayım. 16 yaşında milli sporcu olacak. Türkiye üçüncüsü ve birincisi oldu. Birkaç Ege bölge şampiyonluğu kazandı. Antrenörü arkasında. Bir gün Badr Hari gibi, Gökhan Saki gibi olacak. O istediği sürece biz onun arkasındayız."
'ELİF, İLK MAÇINDA SAKATLANDI AMA BIRAKMADI'Elif Ceren Şanlı'nın babası Ali Şanlı ise kızının 10 yaşındayken kick boksa başladığını belirterek, bu sporla tanışma hikayesini şöyle anlattı: "Yeni taşındığımız mahallede yaramaz bir erkek çocuğuyla tartıştığını gördüm. Bunun üzerine, kendini savunmayı öğrenmesini istedim. Ben de geçmişte tekvandocuydum. Hocaların desteğiyle başarılı olabileceğine inandık. İlk maçında burnu kanadı. Bırakacağını sanıyordum ama 'Yeneceğim' dedi. Üçüncü maçında rakibini yendi. Haftanın 6 günü spor salonunda çalışıyor. Yakın çevremizde bunun sert bir spor olduğunu düşünenler olumsuz tepki verdi ama zamanla alıştılar. Başarıları gurur verici oldu. Elif, Türkiye şampiyonu oldu. 20 kez de Ege bölge şampiyonluğu var. Babası olarak çok mutluyum."
'ÜLKEMİ VE BAYRAĞIMI EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL ETMEYİ İSTİYORUM'Ortaokul son sınıf öğrencisi Elif Ceren Şanlı öğrenimine spor lisesinde devam etmek istiyor. Bu yaz sınavlara gireceğini söyleyen Şanlı, "Aslında kız olduğum için bu sporun cinsiyetime uygun olmadığını söylüyorlar. Zor olanı başardığımı düşünüyorum. Son zamanlarda artan olaylara karşı, kendini savunabilmem açısından kick boks en doğru spor bence. Bu şekilde devam edeceğim. İleride ülkemi ve bayrağımı en iyi şekilde temsil etmeyi istiyorum" dedi.
'ONLARIN GELECEĞİ SPONSORA BAĞLI'Kick boksun 5 yaşından itibaren yapılabileceğini söyleyen Türkiye Kickboks Milli Takım Antrenörü Berkan Günerli, çok yetenekli sporcular yetiştirdiklerini belirtip, onlara destek verilmesini istedi. Günerli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Katılmaları gereken organizasyonların maliyetleri yüksek olduğu için kulüp olarak hepsine yetişemiyoruz. Onların geleceği seçkin iş insanlarının ve belediyelerin elinde. Sporcularımız minikler ve yıldızlar kategorisinde başlayıp, gençler kategorisinde milli takıma girmeye hak kazanıyorlar. Yılda 3 organizasyon var. Üçünde de şampiyon olurlarsa Türkiye şampiyonu olarak Milli Takım'a gidiyorlar. Milli Takım'da ülkemizi temsil edip bayrağımızı yurt dışında dalgalandırıyorlar. Onlar geleceğin Avrupa ve dünya şampiyonları. Lütfen destek olun."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -----------------------Kick boks antrenmanından görüntü,-Kadir ve Elif'in birbirleriyle maçından görüntü,-Kadir ve Elif ile röp,-Babaları Murat Yılmaz ve Ali Şanlı ile röp,-Antrenörü Berkan Günerli ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Ahmet Turhan ALTAY/ İZMİR, =========================
60 yıllık daktilosuyla 6 şiiir kitabı yazdı
AYDIN"ın Efeler ilçesinde, 60 yıldır kullandığı daktilosuyla bugüne kadar 4 bin şiir yazan, 6 şiir kitabı bulunan ve adı geçen yıl bir parka verilen Süleyman İncedal (85), halen şiir yazmaya devam ettiğini ancak artık kitap çıkarmasının zor olduğunu söyledi.
Çevresinde 'Davaslı Süleyman' olarak bilinen Süleyman İncedal, 1955'te vatani görevini yaparken şiir yazmaya başladı. Evli, 6 çocuk babası İncedal, ilk şiirini ailesi için yazdı. Askerlik dönüşü Denizli'nin Tavas ilçesinden Aydın'a taşınan İncedal, ticarete atılıp, birçok işte çalıştı. Ailesinin maddi imkansızlıkları nedeniyle ilkokuldan sonra eğitimine devam edemeyen İncedal, askerden döndükten sonra yazdığı şiirlerine, ticaret hayatında da devam etti. Şiirlerini daktiloda yazan İncedal, 1994 yılında, 'Ömür Törpüsü' adı altında ilk şiir kitabını çıkardı. İncedal, ardından 'Davaslı Süleyman', 'İçimden', 'Yolcuyum Ben', 'Taşlamalar' ve 'Ömür Bahçesi' adı altında 5 şiir kitabı daha çıkardı. Aralarında doğum yeri olan Denizli'nin Kale ilçesi ile şu an yaşadığı Aydın ili içinde yazdıklarının da bulunduğu toplam 4 bin şiiri bulunan Süleyman İncedal'ın ismi, geçen yıl Aydın Efeler ilçesi belediyesince Tepecik Mahallesi'ndeki bir çocuk parkına verildi.
'ŞİİR YAZMAK BENİM İÇİN BİR TUTKU'Şiirin kendisi için bir tutku olduğun belirten Süleyman İncedal, gençlik yıllarında kendisiyle bir hafta konuşmayan eşi Huriye İncedal (82) ile de yazdığı şiir sayesinde barıştıklarını söyledi. 65 yıldır şiir yazmaya hiç ara vermediğini belirten İncedal, "İlk kitabımı çıkardıktan sonra gerisi geldi ve şu ana kadar 6 şiir kitabı çıkardım. Kitaplarım yoğun ilgi gördü. Bu nedenle her birini birkaç baskı yaptık. Şiir yazmayı çok seviyorum. Bu nedenle birçok programa davet edildim. Plaketler ve ödüller aldım. İsmim Efeler ilçesindeki bir parka verildi. Yaşarken ismimin bir parka verilmesi beni çok mutlu etti, duygulandırdı. Şiir yazmaya devam ediyorum. Ancak, artık kitap çıkarmam zor. Hayatım anılarla dolu" dedi.
İncedal, şiirleri 60 yıldır kullandığı daktilosu ile yazdığını da kaydetti. Eşi Huriye İncedal ise, "Eşim şair ruhlu çok duygusaldır. Yıllar önce kavga etmedik ama konuşmuyorduk. 3 hafta sonra bana bir şiir yazmış onu okudu. Çok hoşuma gidince barıştık" diye konuştu.İncedal'ın Aydın ili için yazdığı şiir:
AYDINIMEfeler diyarı yiğit yatağı/Dört yanını sarmış ilimin ağı/ Aydınoğlu Mehmet kurmuş o tağı/ Eşin benzerin yok senin Aydın'ım/ Güzelhisar isim Aydın'da durdun/ Bir parçası sensin bu güzel yurdun/ Yörük Ali ile namın duyurdun/ Eşin benzerin yok senin Aydın'ım/ Her yanı antik kent Trallies üç gözler/ Milli Park milatı Didim'i izler/ Sultanhisar NYSA görenler özler/ Eşin benzerin yok senin Aydın'ım/ Menderes Havzası azmaktır sazdır/ İklimi mülayim 4 mevsim yazdır/ Afrodisias dağ ovası azdır/ Eşin benzerin yok senin Aydın'ım/ Ünlüdür zeytini pamuğu yağı/ İncirle süslüdür bahçesi bağı/ Efeler yatağı Beşparmak Dağı/ Eşin benzerin yok senin Aydın'ımSüleyman İncedal'ın eşi Huriye İncedal'a barışmak için yazdığı 'Azap Çiçeği' isimli şiir ise şöyle: Ne yaptım sana ben ne diye küstün/ Dünyamı yıktın büsbütün/ Helalse anandan emdiğin sütün/ Atıl kollarıma azap çiçeğim/ Darılma gücenme küsme sen baba/ Başını alıp da gitme yabana/ Öbür dünyada yapışır elim yakana/ Atıl kollarıma azap çiçeğim.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------------------Süleyman İncedal'ın daktilo ile şiir yazması-Şair İncedal'ın eşi Huriye İncedal ile görüntüsü-İncedal'ın şiir kitaplarından ve aldığı plaketlerden görüntü-İncedal'ın 'Aydınım' isimli şiirini okuması-Süleyman İncedal'ın isminin verildiği çocuk parkından görüntü-Şair Süleyman İncedal ile röp.
Haber - Kamera: Burhan CEYHAN/AYDIN, =========================
Şehit yakınlarına, hamilelere bal ve doğal ürünler ücretsiz
MARMARİS'in Bayır Mahallesi'nde organik gıda maddeleri satışı yapan Hasan Ali Vural, iş yerine gelen şehit aileleri, hastalar ve hamilelerden yedikleri ve satın almak istedikleri hiçbir üründen ücret almıyor. Vural'ın iş yerinde toprak küp içinde sergilediği 107 yıllık kara kovan balı ise ilgi görüyor.
Marmaris ilçesinin 27 kilometre kırsalındaki Bayır Mahallesi'nde, yetiştirdiği doğal gıda ve şifalı otları satan Hasan Ali Vural, iş yerine gelen şehit ailelerinin, hastaların ve hamilelerin yiyip satın almak istedikleri ürünlerden ücret almıyor. Sabancı ile Koç ailesinin fertlerinin yanı sıra ünlü sanatçı ve siyasetçilere kendi yetiştirdiği keçiboynuzundan yaptığı pekmez, doğal bal, şifalı ot karışımları hazırlayan Vural, ürünlerini kargo ile gönderiyor. Vural'ın sattığı organik ürünlerin tadına bakan yabancı turistler de kargo ile ülkelerine gönderilmek üzere sipariş veriyor. Vural, Kanada, İngiltere, Katar, Rusya, Almanya, Hollanda, Bulgaristan, İtalya ve Fransa gibi ülkelere bal, arı sütü, propolis, çeşitli otlar ve bal ve polen karışımını ürünleri kargo ile gönderiyor. Organik gıda maddelerinin yanı sıra Vural, ballı sabun, sivilce, akne, güneş yanığı ve lekeye iyi gelen yabani zeytinyağı, otları karıştırarak yapılan 'Yörük kızı yağları', deniz tuzu, egzama kremi, kantron ve romatizma yağları, hayıt ve bitki çayları ile çeşitli hediyelik eşyaların da satışını yapıyor.
9 ÜLKEYE VE TÜRKİYE'DE SOSYETEYE KARIŞIMLARI GÖNDERİYORBabadan kalma mesleğini 30 yıldır sürdüren Hasan Ali Vural, "Dükkanıma ziyarete gelen şehit yakınları ve hamileler buradaki tüm ürünleri tadabilir hatta ücretsiz alabilirler. Dükkan girişinde bununla ilgili bilgilendirme yazım vardır. Ne kadar yiyecek ki bana Allah bunun fazlasıyla verir, veriyor da. Bir kutu ürünün şehit yakınlarımız için lafı olmaz, olmamalıdır. Romatizma, sivilce ve akne gibi rahatsızlıkları hazırladığımız yağlarla ünlülere gönderiyoruz. 200 yıldır atalarımdan bugüne gelen çeşitli otlardan yaptığımız yağlar ve doğal ürünlerle karışımları hazırlayarak satıyoruz. Yaptığımız karışımlar kesinlikle ilaç değildir. Faydalarını gördükleri için 20 yıldır benden alışveriş yapan ünlü ve varlıklı kişiler var. Bizi bilen holding patronları, siyasetçiler, ünlü sanatçılar telefon açtıklarında istedikleri ürünleri hemen gönderiyoruz" dedi.
107 YILLIK KARA KOVAN BALI İLGİ GÖRÜYORİki asırdır ailesinin bal ve şifalı otlar yetiştiren, ata mesleğini devam ettiren Vural, anne ve babasının yaşadığı evin bodrum katında bulduğu çatlamış bir küpün içinde bulduğu ve 2013 yılında uzmanlara yaptırdığı incelemede 107 yıllık olduğunu tespit ettirdiği kara kovan balını dükkanında sergilediğini de anlattı. Vural, "107 yıllık kara kovan balını, yeni bir toprak küpün içine aldırarak turistik amaçlı sergilemeye başladım. İlk zamanlar, balın bir asırlık olduğunu bilenler elini küpe sokarak merakını gideriyordu. Şu an içi çeşitli böceklerle doldu. Balı, daha fazla bozulmaması için mühürleyi, kapattım. Hakiki kara kovan balıdır. Dükkanıma gelenler küp önünde hatıra fotoğrafı çektirmeden ayrılmıyor. Bu bal satılık değil ve şifalı özelliği de yok. Tamamen görsellik" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------Dükkanın dışından görüntü-Hasan Ali Vural ile röp.-Dükkandaki şehitlere ve hamilelere ürünlerin ücretsiz verildiğini belirten yazıdan görüntü-Küp içinde sergilen 107 yıllık kara kovan balından görüntü-Genel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla), =========================
Villaları komşu şikayetiyle mühürlendi, hukuk mücadelesi başlattılar İZMİR'in Balçova ilçesinde, yan komşusu I.B.'nin kanunsuz yolla villasını anaokuluna kiraya verdiğini tespit eden Okan Bükey, belediyeye durumla ilgili dilekçe gönderdi. Anaokulunun kapatılması üzerine I.B. de aralarında Bükey'in villasının da bulunduğu aynı parseldeki bitiş nizamda 12 tripleks villada kaçak eklentiler olduğu gerekçesiyle şikayetçi oldu. Şikayet üzerine yapılan incelemeler sonucunda villaların bodrum katının duvarlarına izinsiz olarak pencere takıldığı ve içindeki havuzların üzerlerinin tahta panellerle kapatıldığı belirlenince evler mühürlendi. Okan Bükey de konuyla ilgili, "Bizler, zaman içinde buraları kapatmak zorunda kaldık. Çünkü, madde bağımlıları evin içine kadar girip alkol ve uyuşturucu madde alıyorlardı. Açtığımız davalar sürüyor" dedi.
?Korutürk Mahallesi'nde 3 katlı tripleks villada oturan Okan Bükey, yan komşusu I.B.'nin villasını kanunsuz yolla bir anaokuluna kiraya verdiğini belirtip, 2017 yılının Ağustos ayında hem Balçova Belediyesi'ne hem de İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe verdi. Dilekçelerin ardından başlatılan inceleme sonucunda, anaokulu kapatıldı. Bunun üzerine I.B. de aynı parsel üzerinde, aralarında kendisinden şikayetçi olan Okan Bükey'in villasının da yer aldığı bitişik nizamdaki aynı tip 12 villada kaçak eklentiler olduğu gerekçesiyle şikayetçi oldu. Şikayeti üzerine, Balçova Belediyesi 12 villayı incelemeye aldı. İncelemenin ardından bodrum katının duvarlarına pencere takıldığı ve villaların içindeki havuzların üzerlerinin tahta panellerle kapatıldığı tespit edildi. Nisan ayında villalar mühürledi ve söz konusu pencereler ve havuzların üzerine yerleştirilen tahta paneller için yıkım kararı verildi. Villa sahiplerinin mühürlerin kaldırılması için başvurması üzerine İdare Mahkemesi'nde açılan dava, sürüyor.
'MADDE BAĞIMLILARI EVLERİN İÇİNE GİRİYORDU, YAPTIRMAK ZORUNDAYDIK 'Konuyla ilgili açıklama yapan Okan Bükey, villalarının mühürlenmesine gerekçe olarak gösterilen konular hakkında Balçova Belediyesi'ne 'tadilat projesi' verdiklerini ancak kabul edilmediğini söyledi. Bükey, "Bodrum katına takılan bazı pencereler var. Projede bu bölgelerin açık olması gerektiği belirtiliyor. Ancak bizler, zaman içinde buraları kapatmak zorunda kaldık. Çünkü, madde bağımlıları evin içine kadar girip alkol ve uyuşturucu madde alıyorlardı, sokak hayvanları da evin içini pisletiyordu. Bu noktalara bu pencereler keyif yapmak için takılmadı. Havuzların üstünün kapanmasının sebebi ise, yine altyapı yetersizliğidir. Çünkü kanalizasyon borularından taşan pis sular, havuzun içine giriyor. Biz de bu yüzden havuzları iptal edip, üzerlerini kapatmak zorunda kaldık. Bu iki mühürleme sebebi hakkında belediyeye yapmış olduğumuz 'tadilat projesi' başvuruları kabul edilmedi. Kabul edilememe sebebini merak ediyoruz" dedi.
'BİR METREKARE BİLE ALAN KAZANMADIK, VERGİSİNİ DE ÖDÜYORUZ'Bükey, projeye aykırı olduğu söylenen söz konusu işlemler nedeniyle bir metrekare bile fazladan yer kazanımı olmadığının altını çizip, "Bu işlemler mecburiyetten yapılmış işlemlerdir. Pencere takılan bölümün vergisini zaten kuruşu kuruşuna ödüyoruz" dedi.
'KANUNEN İMZALAMAMIZ GEREKEN MUVAFFAKATNAMEYİ İMZALAMADIK'Okan Bükey, anaokulunun kapanmasının ardından söz konusu mülkün spor salonuna kirayı verildiğini belirtip, "Bunun için Belediye'den ve İzmir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'nden ruhsat alınmış. Ancak kanun şöyle diyor; 'mesken nitelikteki taşınmazların iş yerine çevrilebilmesi için ana parsel üzerindeki diğer paydaşların muvafakatname imzalaması şarttır.' Yani bu kişiler burayı iş yeri yapacaklarsa, aynı parsel üzerindeki diğer kişilerden rızaları olduklarına dair imza almalıdırlar. Oysa bizden böyle bir imza alınmadı. Bu kişi, 'İmar Affı'ndan faydalanıp, e-devlet üzerinden verdiği beyanla evini iş yerine çevirdi, bu kanunen yasaktır. Bu konuyla alakalı olarak da hukuk mücadelemiz sürüyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -----------------------Okan Bükey ile röp.Villalardan görüntüÜzeri kapatılan havuzdan görüntüTakılan pencerelerden görüntüGenel ve detay görüntüHaber: Davut CAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, =========================
Keşan'da hava kirliliğinin azaltılması için yoğun çalışma
TÜRKİYE'nin 2016 yılında havası en kirli yerleşim merkezlerinden biri olan Edirne'nin Keşan ilçesinde, hava sıcaklıklarının düşmesiyle özellikle sabah ve akşam saatlerinde hava kirliliği oranı riskli seviyelere geliyor. Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, hava kirliliğinin önlenmesi için kömür ve kazan denetimlerinin sürdüğünü belirterek, "Bazı okullardaki kömürlere ceza kestik. Kimden gelirse gelsin kömür sağlıksız ise ceza kesiyoruz. Kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. Biz vatandaşımızın zehirlenmesine engel olmak için çalışıyoruz" dedi.
Keşan'da, son yıllarda doğal gaz kullanımın yaygınlaşması ve kömür kontrollerinin sıklaşması ile önemli ölçüde azaltılan hava kirliliği oranı, son günlerde hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte özellikle sabah ve akşam saatlerinde riskli seviyelere geliyor. Doğal gaz kullanımının arttığı Keşan'da, hava sıcaklığındaki ani düşmeler ve inversiyon dönemlerinde hava kirliliği de artış gösteriyor. Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, hava kirliliğinin önlenmesi konusunda ciddi çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Zehirlenmenin bedeli çok ağır. Kamuya verilen kömürleri de kömür veren firmaları da özel şirketleri de denetliyoruz. Zehirlenmeden nasıl taviz verirsin? Bunun ne siyasi tavizi ne de idare tavizi olamaz. Kömür gelmişse hepsini denetliyoruz. Belediye olarak 110 noktaya denetime gittik. 2 kaloriferciye 2 de firmaya cezalar kesildi. Büyük derdimiz inversiyon. Kaçak kömür gören bütün vatandaşlarımızın şikayet etmesini istiyorum. Biz de kimin olursa olsun gerekeni yapalım. Kömür konusunda hassasiyetimiz var, burada ne çocuklarımızın zehirlenmesine neden olacağız ne de taviz vereceğiz. Yaşlılarımızın Keşan'ın kaliteli havaya kavuşması için çaba sarf ediyoruz. Bazı okullardaki kömürlere ceza kestik. Kimden gelirse gelsin kömür sağlıksız ise ceza kesiyoruz. Kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. Biz vatandaşımızın zehirlenmesine engel olmak için çalışıyoruz" dedi.
'İNVERSİYON DÖNEMLERİNDE HAVA KİRLİLİĞİNE ENGEL OLAMIYORUZ'Keşan Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Yasin Paçaman da kömür kontrol noktasında denetlenen kömürlerin onaylandıktan sonra şehre girişine izin verildiğini anlatarak, "2 ekibimiz bütün Keşan'daki kömür yakılan kazan dairelerini kontrol ediyor. Şu ana kadar 110 denetim gerçekleştirdik. Bu denetimler sırasında 8 kömür firmasından örnekler aldık. Bu 8 firmadan 2'si için olumsuz rapor geldi. Bununla ilgili yasal işlemlere başladık. 2 yakıcı hakkında yasal işlem yaptık ve tutanak tanzim ettik. Havanın inversiyon dönemlerinde maalesef hava kirliliğine engel olamıyoruz. İnversiyon yeryüzüne yakın olan havanın yukarıdaki havanın daha soğuk olması durumunda hava kütlesi yukarı hareket edeceğine aşağı hareket etmesiyle hava kirliliğinin yoğunlaşmasına neden oluyor. Buna da inversiyon adı veriliyor. Bu inversiyon dönemleri de bizim bölgemizde maalesef çok sık yaşanıyor. Tabi doğal gaza geçişin hızlanması da kirlilikte düşüşe neden oluyor. 2019 Aralık ayında yaptığımız ölçümlerde kükürt dioksit oranlarında önemli bir düşüş var. 2015 yılında kükürt dioksit oranı 1188 iken 2019'un aynı döneminde 132'ye kadar düştü. Bu oranlar 2015 ve 2019'un aralık ayı ortalamasıdır. Özel ve kamu gözetmeksizin, hatta Keşan Belediyesi'nin eski binasındaki kömürleri de denetledik" diye konuştu.
'VATANDAŞIMIZ UYGUNSUZLUKLARI TESPİTİNDE DURUMU BİLDİREBİLİRLER'Çevre Mühendisi Buse Orhun ise kömür ve kazan denetimleri hakkında bilgi vererek, şunları söyledi: "Denetimlerimizde tespit ettiğimiz uygunsuzluk ve olumsuzluklara ilişkin tutanaklar düzenliyor ve cezai işlem yürütüyoruz. Kazan denetimlerimizde firmalarımıza ait kömür numuneleri alıyor ve uygunluklarını denetliyoruz. Denetimlerde alınan kömürün 2 numunede de istenilen kriterlere uymaması durumunda bir sonraki yıl o firma Keşan'da satış izin belgesi alamıyor. Denetimlerimizin yanı sıra vatandaşlarımız uygunsuzlukları tespitinde 'beyaz masa' veya belediyemize durumu bildirebilirler ve olaya anında müdahale edebiliriz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan aldığımız yetki devri kapsamında uygunsuzluklar karşısında çevre kanununa istinaden cezai işlem uygulayabiliyoruz"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------------Keşan drone ile havadan çekilmiş gör.-Bacalarından duman çıkan ever-Bacasından duman çıkan binalar-Şehir merkezinden genel gör.-Kömür ve kazan denetimleri-Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu röp.-Keşan Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Yasin Paçaman röp.-Çevre Mühendisi Buse Orhun röp.
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-
Son Dakika › Güncel › DHA ÖZEL YURT GÜNDEMİ - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?