Diyarbakır'da patlama 1'i ağır 4 yaralı(ek)
1)PATLAMA PANZER TARİMİ SIRASINDA OLDU
Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'nün merkez Bağlar İlçesi'ndeki Emniyet Ek Binası'ndaki patlamanın atölyedeki panzer tamiri sırasında meydana geldiği belirtildi. Patlamanın şiddetiyle Emniyet Müdürlüğü binasının yanı sıra bölgedeki çok sayıda binada da hasar meydana geldi.
Patlamada yaralanan 1'i ağır 4 kişi, ambulanslarla hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı.
PKK'lı teröristler Emniyet Müdürlüğü Ek Binası'na geçen 4 Kasım'da saldırı düzenlemişti. Bina önündeki yolda teröristlerin bombalı aracı infilak ettirmeleri sonucu 2 polis şehit olmuş, 7 sivil yaşamını yitirmiş 100'den fazla kişi yaralanmıştı.
Görüntü Dökümü
---------------------
-Olay yerinden görüntü
-Patlama anından görüntü
-Olay yerinde oluşan dev çukurun görüntüsü
-Alınan güvenlik önlemleri
-Ambulansların görüntüsü
Canan ALTINTAŞ- Serdar SUNAR- Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, -
==================================================
2)TARSUS'TA 'EVET' ÇALIŞMASI YAPANLARA TAŞLI SALDIRI
MERSİN'in Tarsus İlçesi'nde, 16 Nisan referandumu için çalışma yapan AK Parti Mersin Milletvekili Hacı Özkan, AK Parti Tarsus İlçe Başkanı İbrahim Gül ve parti üyelerine bir grubun taşlı saldırıda bulunması sonucu 5 kişi hafif yaralandı. Milletvekili Hacı Özkan ve beraberindeki partili grup, halk oylaması için Tarsus İlçesi'nde çeşitli mahallelerinde esnaf ve vatandaşı dün akşam saatlerinde ziyaret etti. Şahin Mahallesi'nde çoğunluğu çocuk çevredeki bir grup, partililere tepki gösterdi. Grubun taşlı saldırısı sonucu 5 kişi hafif yaralandı. Yaralılar, Tarsus Devlet Hastanesi ile bir özel hastaneye kaldırıldı. Milletvekili Özkan ve AK Parti Tarsus İlçe Başkanı İbrahim Gül yaralıları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerini iletti. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
------------------------
Sokakta taşlı saldırı
Sokakta toplanan vatandaşlar
Evet araçları ile kaçmaya çalışanlar
Bağrışmalar
Bir gencin elindeki taş
Evet araçları sokakta beklerken
AK Parti milletvekili Hacı Özkan yarılı bayanı ziyaret etmesinin fotosu
SÜRE: 01.00 BOYUT: 94.00
Haber - Kamera: Tolunay DUMAN/ TARSUS,(MERSİN)
===================================================
3)TERHİSİNDEN 2.5 AY SONRA ÖLEN MÜHENDİS İÇİN 'VAZİFE MALULLÜĞÜ' BAŞVURUSUNA RET
KASTAMONU'da, kısa dönem askerliğini yaparken hastalanınca tedavi altına alınan ve terhisinden 2.5 ay sonra aynı hastalıktan ölen Makine Mühendisi 27 yaşındaki Ahmet Ciğerci için yapılan vazife malullüğü başvurusu, hastalığının vazife nedeniyle oluşmadığı gerekçesiyle reddedildi. Pakize Urgün Ciğerci, eşinin hastalandıktan sonra birliğine dönmediğini ve hastanedeyken askerlik süresi dolunca terhis olduğunu belirterek, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) kararına tepki gösterdi. Kastamonu'nun İhsangazi İlçesi'nde oturan Ahmet Ciğerci, eşi ilk bebeklerine hamileyken 5 aralık 2015 tarihinde kısa dönem er olarak vatani görevini yapmak için Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Komutanlığı'na teslim oldu. Piyade Er olarak askerliğini yapan Ahmet Ciğerci, 23 Şubat 2016'da eşinin doğum yapması üzerine bebeğini görmek için izin aldı. Ahmet Ciğerci, izinde çarpıntı ve nefes darlığı şikayeti ile ailesi tarafından Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. 8 Mart'ta buradan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Ciğerci'ye, 'hipereozinofilik sendrom' ve 'mitral kapak yetmezliği' tanısı konuldu. Yoğun bakımda tedaviye alınan Ahmet Ciğerci, 10 Haziran 2016'da tedavi altındayken, askerlik süresinin dolması üzerine terhis edildi. Ahmet Ciğerci, yaklaşık 2.5 ay sonra 22 Ağustos 2016 tarihinde de vefat etti.
SGK'DAN VAZİFE MALULLÜĞÜNE RET
Pakize Ürgün Ciğerci, eşinin askerdeyken hastalanarak hayatını kaybettiği gerekçesiyle SGK'ya vazife malullüğü maaşı bağlanması için başvuruda bulundu. Ancak SGK, başvuruyu kabul etmedi. SGK'dan Pakize Ürgün Ciğerci'ye gönderilen yazıda, Ahmet Ciğerci'nin vatani görevini yaparken rahatsızlığı nedeniyle sevk edildiği GATA'da yapılan tedavileri sonrası verilen 21 günlük hava değişimi bitimi birliğine katılıp, askerlik süresini tamamladığı ve terhis edildiği belirtilerek şöyle denildi:
"Terhis edildikten yaklaşık 2 ay sonra tekrar sevk edildiği GATA'da 4 Ağustos 2016'da 'askerliğe elverişli değildir' daporu düzenlenmiş, 22 Ağustos 2016'da da vefat etmiştir. Ahmet Ciğerci'nin söz konusu raporu sağlık kurulunca incelenerek, hastalığının vazifesinin neden ve etkisiyle meydana gelmediğine karar verildiğinden, hakkında 5434 sayılı kanunun vazife malulüğü hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmamaktadır."
'SGK BİZİMLE DALGA GEÇER GİBİ CEVAP VERDİ'
Eşinin ölümünden sonra Uygar Alp adını verdiği oğlunu kayınpederinin desteği ile büyütmeye çalışan Pakize Ürgün Ciğerci, eşinin askerden önce bir rahatsızlığının bulunmadığını söyledi. Eşinin askerdeyken hastalığa yakalandığını ileri süren Pakize Ürgün Ciğerci, şöyle konuştu:
"İzine geldiğinde bütün tırnakları kararmıştı. Askerde doktora gitmiş, ancak ilgilenmemişler. İzine geldiğinde hastaneye götürünce hemen Ankara'ya sevk ettiler. GATA'da tedavi altındayken süresi dolunca terhis ettiler. 2.5 ay sonra da vefat etti GATA'da. SGK'dan bizimle dalga geçer gibi bir cevap geldi. Eşimin 21 günlük hava değişimi sonrası birliğine gidip askerliğini tamamladığını, vazife malulü maaşı bağlayamayacaklarını söylüyorlar. Eşim tedavisi boyunca hiç bir zaman birliğine dönmeyip GATA'da tedavisi devam ederken vefat etmiştir. 1 yaşında çocuğumuz var. SGK'nın almış olduğu bu yanlış kararı düzeltmesini ve bize malullük maaşını bağlamasını istiyorum."
BABA: YARGIYA TAŞIYACAĞIZ
Ahmet Ciğerci'nin babası Turan Ciğerci de karara çok üzüldüklerini kaydederek, "Oğlum askerdeyken hastalanmış. Tabii bundan bizim hiç bir bilgimiz yoktu. Geldiğinde fark ettik. GATA'ya yatırdıktan sonra moral olsun diye hava değişimi verildi. 21 gün hava değişimi ardından tekrar hastaneye yattı. Bunun belgeleri var. Biz bunu yargıya taşıyacağız. SGK'nın kararına itiraz edeceğiz" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
-Askerin babasının konuşması
-Asker eşinin eşi ile olan fotoğrafı
-Asker eşinin konuşması
Süre: (03: 17) Boyut: (105 MB)
Haber-Kamera: Gürkan YILMAZ/KASTAMONU,
=================================================
4)ESKİŞEHİR'DE HAVA KUVVETLERİ PERSONELİ FETÖ ŞÜPHELİSİ 24 KİŞİ ADLİYEDE
ESKİŞEHİR merkezli 13 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan Hava Kuvvetleri'nde muvazzaf 3 teğmen, 15 astsubay ile 6 sivil personel olmak üzere 24 kişi adliyeye sevk edildi.
Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesi ekipleri, geçen 29 Mart'ta FETÖ/PDY örgütünün Hava Kuvvetleri Komutanlığı içerisindeki asker ve sivil imamlarına yönelik olarak Eskişehir merkezli Adana, Ankara, Balıkesir, Denizli, Isparta, İstanbul, İzmir, Konya, Kütahya, Manisa, Malatya ve Samsun illerinde eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 3'ü teğmen, 15'i astsubay olmak üzere 18 asker ile 2'si Kanun Hükmünde Kararnameyle ihraç olan 8 sivil personel yakalandı. Gözaltına alınan 26 kişi Eskişehir Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi'ne götürüldü. Şüphelilerden 2 sivil memur ifadeleri alındıktan sonra Emniyet Müdürlüğü'nden serbest bırakıldı. Sorgulamaları tamamlanan 24 şüpheli ise bugün adliyeye sevk edildi.
Görüntü dökümü:
------------------------
-Şüphelilerin polisler tarafından adliyeye getirilirken çekilen görüntüleri bulunuyor.)
Haber-Kamera: Eyüp KELEBEK-ESKİŞEHİR,
=================================================
5)ŞANLIURFA'DA BESİCİLER DERTLİ
ŞANLIURFA'da besiciler, küçükbaş hayvancılığın bitme noktasına geldiğini savunarak, hayvan sayısının yetersizliğinden yakındı.
Şanlıurfa Koyun Keçi Islah Birliği İstişare Toplantısı'nda yetiştiricilerle geçtiğimiz gün bir araya gelen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, Şanlıurfa'daki 2 milyon küçükbaş hayvan sayısının kente yakışmadığını bunun 5- 10 milyon olması gerektiğini söyledi. Bakan'ın bu talebi üzerine Yenice Mahallesi'nde besicilik yapan vatandaşlar, hayvancılığın kentte bitme noktasına geldiğini savundu. Şanlıurfa'da 20 yıldır geçimini küçükbaş hayvancılık yaparak sağlamaya çalışan Kadir Kılıç, bu yıl gibi hayvancılığın can çekiştiğini görmediğini ifade ederek şunları söyledi:
"Şanlıurfa'da hayvancılık geriliyor. Bunun sebebi yeterli miktarda mal olmayışından kaynaklanıyor. Şanlıurfa'da her geçen gün hayvancılık ölmeye başladı. Arpa kilosu aldı başını gidiyor. Bir vatandaş artık gelip bir küçükbaş kurban alamıyor. Bin liranın üzerinde koyun satışları yapılıyor. Sayın Bakanımız Faruk Çelik, açıklamasında et getireceğini belirtmişti. Kafkas etini 22.5 liradan piyasaya süreceğini belirtmişti. Maalesef et yok, ne canlı hayvan var, ne de et var. Kasaplarda et fiyatları almış başını gidiyor. Şanlıurfa'da her geçen gün küçükbaş hayvancılık sayısı düşüyor. Böyle giderse bir kilo etin fiyatı 60 liraya yükselecektir. Fakir fukara yarım kilo et yiyemeyecektir. Bir çift koyunu 2 bin 200 liraya aldık. Bu fiyatta aldığımız hayvanı, aynı fiyatta satamadığımız gibi yine aynı fiyatta alamıyoruz. Bu tür şeyler söylemekle olmuyor. Piyasaya mal gelmesi gerekiyor. Canlı ve angus gelmesi durumunda piyasa canlanacak. Aksi takdirde hayvancılığın bitme noktasına gelindi."
Bu yıl küçükbaş hayvan bulmakta zorlandığını ifade eden besici Mehmet Baturalp ise, geçen yıl 9 liradan satılan koyunun bu yıl 13 liradan alıcı bulduğunu ifade ederek, "Bakanımız her defasında mal geleceğini söylüyor ama biz canlı hayvan göremiyoruz. Benim yaşım 65 bu yılki fiyatları hiç görmemiştim. Bu yıl haddinden fazla yükseldi. Saman fiyatlar da her geçen gün artıyor. Bakan Çelik hep açıklama yapıyor ama biz canlı hayvan göremedik. Şanlıurfa'da küçükbaş hayvancılık artık yetersiz olmaya başladı" şeklinde konuştu.Şanlıurfa'da bu yıl küçükbaş hayvancılığında sıkıntılar yaşandığını kaydeden Hüseyin Çiçek de, hayvancılığın bitme noktasına geldiğini savunarak, "Bu fiyat artışı yüzünden alıcı ve satıcı bulunmuyor. Küçükbaş hayvancılık bitmek üzere esnaf zarar içerisinde küçükbaş yetersizdir. Acilen besicilere destek çıkılması gerekiyor. Biz burada satışını yaptığımız hayvanı, aynı fiyatta satın alamıyoruz. Kırmızı saman fiyatı her gün artıyor. Besicilik can çekiyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------------------------------
Hayvan pazarı
Besicilerle röp.
Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Ali LEYLAK, Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)
10.04.2017 - Haber Kodu : 170410149_
=====================================================
6)YEŞİL MARMARİS LİNES, SEZONUN İLK KAFİLESİNİ İSTANKÖY'E UĞURLADI
MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nden Yunan adalarına sefer yapan feribot şirketlerinden Yeşil Marmaris Lines, bu sezonun ilk turist kafilesi olan 200 kişilik grubu günübirlik Yunanistan'ın İstanköy (Kos) Adası'na uğurladı.
Bodrum Gemi Yanaşma İskelesi, hareketlendi. Yunan adalarına sefer yapan Yeşil Marmaris Lines feribot şirketi, sezonun ilk turistlerini Yunanistan'ın İstanköy Adası'na uğurladı. İsrailli turistlerin çoğunlukta olduğu yaklaşık 200 yolcu, erken saatlerinden itibaren gümrük işlemleri için limana geldi. Bilet satış noktalarında hareketlilik yaşanmasını sağlayan turistler, gümrük alanından feribota binmek için limana çıktıklarında, eşsiz Bodrum manzarasında hatıra fotoğrafı çekilmeyi de ihmal etmedi.
Yeşil Marmaris Lines Satış ve Operasyon Müdürü Sertaç Erarslan, "Bugün itibariyle Bodrum-Kos seferlerimiz başladı. Bodrum ve Bodrum halkı için hayırlı bir sezon olmasını diliyorum. 200 yolcumuzla Kos Adası'na seferlere başlıyoruz ve bu sayının artarak devam etmesini diliyoruz. Katamaran tipi feribotla gerçekleştirilen bu seferler ulaşımı, 20 dakikaya indiriyor. 28 Nisan'a kadar haftada 4 gün olan seferlerimiz, bu tarihten sonra her gün olacak" dedi.
Açıklamalarını sürdüren Erarslan, "Bu yıl Bodrum-Rodos ve Turgutreis-Kos seferleri de gerçekleşecek. 24 Haziran'dan itibaren cumartesi ve pazartesi günleri olmak üzere haftada 2 gün Katamaran tipi feribot ile Bodrum-Rodos seferlerine de başlayacağız. Bodrum-Rodos arası 2 saat 20 dakikaya inecek. 19 Mayıs'tan itibaren Turgutreis'ten de İstanköy (Kos) seferlerimiz başlayacak. Karşılıklı seferler de turistleri Bodrum'a getirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
Bilet işlemlerini yaptıran turistlerden görüntü
Gümrük kapısında bekleyen turistlerden görüntü
Liman içinde hatıra fotoğraflı çekilenlerden görüntü
Bilet kontrol işlemlerinden görüntü
Feribotun gidişinden görüntü
Yeşil Marmaris Lines Satış ve Pazarlama Müdürü Sertaç Erarslan ile röp.
( Haber: Nilüfer DEMİR- Kamera: Hülya ELTEŞ/ BODRUM (Muğla),
=====================================
7)ŞANLIURFA SAVUNMASININ GÖRÜNTÜLERİ YAYINLANDI
ŞANLIURFA'nın Fransızlara karşı verdiği mücadelenin görüntüleri ilk kez yayınlandı.
Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 97'nci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında 1935 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından çekilen görüntüler ilk kez yayınlandı. Kuşatma altında olan Urfa kentinin düşman işgalinden kurtarılmasında büyük rol alan 'Onikiler'in yakınları ve kurtuluşa destek veren ailelerin temsilcileri, görüntülerde yer alıyor. 1935 yılında Genelkurmay Başkanlığı'nca çekilen, çoğunluğu kentin kurtuluşuna katılanların yer aldığı gösterinin videosu yayımlandı. Balıklıgöl'ün çeşitli bölgelerinde çekilen detaylarla başlayan görüntülerde, 'Onikiler'in önderliğinde, kentin çeşitli yerlerini ele geçirmesi yer alıyor.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
Onikiler milislerinin ilerlemesi
Savaşmaları
Milislerin kentte ilerlemesi
Genel ve detay görüntüler
( Haber: Ömer PINAR-Kamera: ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 710 MB
=========================================================
8)ÇOCUKLARININ KAHRAMANI İTFAİYECİ ANNELER
ANTALYA Büyükşehir Belediyesi'nin kadın itfaiye erleri, can kurtarmanın çok kutsal bir görev olduğunu söyledi. Bir kadın ve bir anne olarak yangında daha duygusal olabilen kadın itfaiyeciler, çocukları için de birer kahraman.
Kocaeli Üniversitesi İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Bölümü mezunu itfaiye eri Nilüfer Yılmaz 2007 yılından bu yana Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde görev yaptığını belirtti. İnsanları ve hayvanları çok sevdiğini, onlara yardım etmenin kendisini çok duygulandırdığını söyleyen Nilüfer Yılmaz, "Güzel, kutsal hisler hissettiriyor bana" dedi. Ev yangınına giderken ilk düşündüğü şeyin içerde bir can olup olmadığı olduğunu belirten Yılmaz, "O aileden hiçbir üyenin zarar görmesini istemiyorum. Maldan önce içerdeki can benim için önemli. En kısa sürede yetişerek onları o mahalden çıkarmak önemli" diye konuştu. Hiçbir cana zarar gelmeden yangına müdahale ettiklerinde çok mutlu olduğunu belirten Yılmaz, "O zaman kendimi kahraman gibi hissediyorum" dedi. Nilüfer Yılmaz, 7 yaşındaki oğlunun kendisiyle gurur duyduğunu ve büyüyünce onun da itfaiyeci olmak istediğini söyledi.
O CANI SAĞ SALİM KURTARABİLİRSEK BİZDEN MUTLUSU YOK
Akdeniz Üniversitesi İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Bölümü mezunu olan 10 yıllık itfaiye eri Esma Kurnaz ise itfaiyeciliği seçme nedenini "Sağlık Meslek Lisesi Acil Tıp Teknisyenliği Bölümü mezunuydum. Orada da hayat kurtarıyorduk. Hayat kurtarmak kutsal bir görev olduğu için üniversitede de böyle bir görevde devam etmek istediğim için itfaiyeciliği seçtim" dedi. İki çocuğu olduğunu anlatan Kurnaz, çocuklarının da itfaiyeciliği çok sevdiğini, kendisine hep sorular sorduklarını belirtirken, "Buraya geldiklerinde araçlara biniyorlar. Çok seviyorlar itfaiyeciliği. Gurur duyuyorlar benimle" dedi. Bir kadın olduğu için yangın karşısında daha duygusal olduklarını anlatan Kurnaz, "Yangına gittiğimizde can kurtarmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. İçerde çocuk var mı yok mu? Ben de bir anne olduğum için akla gelen ilk sorular bunlar oluyor. Orada bir annenin ya da bir babanın çığlık çığlığa bağrışlarını duyunca daha farklı şeyler hissediyoruz. O canı sağ salim kurtarabiliyorsak bizden daha mutlusu yok" diye konuştu. Mesleğini severek yaptığını vurgulayan Kurnaz, "İnşallah da yapmaya devam edeceğim" dedi.
ÇOK MUTLUYUM
Atatürk Üniversitesi Fen ve Teknoloji Bölümü mezunu olduğunu belirten Şahsane Kaya da meslektaşları gibi can kurtarmanın çok farklı bir duygu olduğunu belirterek, "Aslında öğretmenim ama her zaman itfaiyecilik yapmak istiyordum. Benim için çok özel bir meslek. Şans beni buralara getirdi. İyi ki de getirdi. Mesleğimi çok seviyorum. Çok mutluyum" dedi. Yangına gittiğinde eğer bir ot yangınıysa etrafa zarar verecekse, mal için baktığını ama bir ev yangınıysa önceliğin can kurtarmak olduğunu söyleyen Kaya, "Ben bir anneyim. Bir oğlum var. Benim için can kurtarmak çok farklı bir duygu" dedi. Erkek meslektaşlarıyla aynı eğitimleri gördüklerini anlatan Kaya, zaman zaman zorlandıklarını belirtirken, "Bir yaratılışımız bir fiziğimiz var. Biz onlar kadar güçlü değiliz. Ama erkek meslektaşlarımızın anlayışı ve yardımları sayesinde biz de yapıyoruz" diye konuştu.
AKTİF OLARAK YANGIN VE KURTARMALARA GİDİYORUM
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü mezunu Seda Özdem, 7 yıldır itfaiyede görev yaptığını belirtirken 4 yıldır yangın ve kurtarmalara katıldığını söyledi. "Öncelikle can odaklı çalışıyoruz" diyen Özdem, "Yangına giderken ilk odak noktamız 'İçerde canlı var mı?' oluyor. İçerde canlı yoksa hızlı bir şekilde yangına müdahale edip mal kaybını en aza indirmeye çalışıyoruz" dedi. Mesleğini çok sevdiğini anlatırken "İtfaiyecilikle tanışmam tesadüfen oldu. Ama iyi ki tanışmışım" diyen Özdem, bir kadın için zor bir meslek olmasına karşın çok mutlu olduğunu söyledi. Üniversite yıllarında dağcılık, trekking ve dalışla ilgilendiğini vurgulayan genç itfaiyeci, "İtfaiyeciliğe başladığımda gördüm ki ilgilendiğim ekstrem sporlarla itfaiyecilikteki kurtarma teknikleri iç içe. Bu yüzden çok yabancılık çekmedim" diye konuştu. 4 yılda 150'ye yakın yangına gittiğini anlatan Özdem, "Mesleğimizde bizi en çok etkileyen can kaybı. Bunların içinde de en önemlisi çocuk ölümleri" dedi. Birkaç yıl önce Manavgat'ın Gültepe köyünde bir ev yangınında 1.5 yaşında bir erkek çocuğun hayatını kaybettiğini belirten Özdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O çocuğu hiç unutmadım. Yangın çok geç fark edildiği için ihbar bize çok geç gelmişti. O çocuk ölümü beni çok etkilemişti. Ağladım ama içimden ağladım çünkü itfaiyeci olarak insanlara güç vermemiz gerekiyor. Duygusal olarak kendimizi tutmak zorundayız. Maalesef yangında can kaybı oldukça kötü. Unutulabilecek bir şey değil."
KADIN İTFAİYE ERLERİMİZ HER TÜRLÜ AKTİF GÖREVDE ÇALIŞIR
Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi'nde koordinatör olarak görev yapan 24 yıllık itfaiyeci Mustafa Öztürk, ilçelerle birlikte 570 personel ve 42 istasyonla 24 saat görev başında olduklarını belirtti. İtfaiye bünyesinde 20 kadın itfaiye eri bulunduğunu söyleyen Öztürk, kadın itfaiye erlerinin erkek itfaiye erleriyle aynı eğitimi aldıklarını belirterek, "Bir erkek arkadaşımız nasıl tüpü kuşanıp yangına giriyorsa bir kadın arkadaşımız da yangına giriyor bizimle birlikte. Her türlü aktif görevde kadın arkadaşlarımız çalışır" dedi. Bir itfaiye erinin yangına giderken giysi ve malzemelerinin ağırlığının 12 ile 15 kilo arasında değiştiğini ifade eden Öztürk, eğitimlerin ise günlük olduğunu vurguladı.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
İtfaiye merkezi dış plan görüntü
Kadın itfaiyecilere araç üzeride bilgi verilirken görüntü
Kadın itfaiyecilerin temsili yangına müdahale etmeleri
RÖP 1: Nilüfer Yılmaz
RÖP 2: Esma Kurnaz
RÖP 3: Şahsene Kaya
RÖP 4: Seda Özmen
RÖP 5: Mustafa Öztürk ( Amir )
Erkek personelin dinlenirken görüntüsü
İtfaiye araçlarının yangına çıkışı
Seda Özmen tırmanma duvarında inerken görüntüsü
Detaylar
308 MB-09.41
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
======================================
9)3'ÜNCÜ ÇOCUKLARINA CUMHURBAŞKANI'NIN ADINI VERDİ
ANTALYA'da cumhurbaşkanı hayranı bir çift, dünyaya gelen üçüncü çocuklarına 'Recep Tayip Erdoğan' adını verdi.
Kepez İlçesi Altınova Sinan Mahallesi 24 Sokak üzerinde oturan 25 yaşındaki Nuriye Kanşıray, 29 Mart'ta Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doğum Servisi'nde erkek çocuk dünyaya getirdi. Cumhurbaşkanı hayranı olan inşaat işçisi baba Özgür Kanşıray, Kepez Nüfus Müdürlüğü'ne giderek oğluna 'Recep Tayip Erdoğan' adını verdi.
Muş Sungu Köyü'nden 3 yıl önce Antalya'ya geldiklerini söyleyen Özgür Kanşıray, babası 55 yaşındaki Nizamettin Kanşıray'ın da istemesi üzerine oğluna sevdikleri devlet adamının adını verdiğini söyledi. 7 yaşında Ali Ensar ve 4 yaşında Muhammet Yusuf adında iki çocuğu daha bulunduğunu belirten Özgür Kanşıray, "Nüfus müdürlüğüne kayıt için gittiğimde, koyacağım ismi memurlar duyunca önce şaşırdı. Bana 'Neden bu ismi veriyorsunuz?' dediler. Ben de 'Seviyoruz ondan' dedim" diye konuştu.
Özgür Kanşıray, dördüncü kez baba olması halinde bu kez 'Adnan Menderes' adını koyacaklarını söyledi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Baba Özgür Kanşıray röp
Babaanne Hanife Kanşıray röp.
Amca Ömer Kanşıray röp
Bebekle annesinin detay görüntüleri
Bebeğin kimliğinden görüntü
Evden dış plan detay görüntüler
300 MB - 2.40
Haber-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA,
==============================================
10)SURİYELİLER MESLEK SAHİBİ OLDU
HATAY'ın Reyhanlı İlçesi'nde El Feyha Derneği bünyesinde açılan makine-motor tamiri, bilgisayar ve muhasebe ile telefon tamirciliği eğitim alan 160 Suriyeli meslek sahibi oldu.
Dernek binasında yapılan törenle belgelerini alan Suriyeliler bundan böyle kendi işlerini kuracakları gibi meslekle ile ilgili işyerlerinde çalışabilecekler. Hatay Suriye Dostluk ve Kardeşlik Derneği Başkanı Hüseyin Yumuşak ise, Suriyeliler için açılan geçici eğitim merkezinde sanat sahibi olduklarını belirterek, "Aslında daha önceden düşünülerek uygulanması gerekirdi. Geçte olsa eğitim tamamlandı. Artık kendi herkes işini yaparak geçimini sağlayacaktır" dedi. Daha sonra kursiyerlere belge ve hediye verildi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Kurslara katılanlar
Öğrencilerden görüntü
İzleyen davetliler
Belge dağıtımı yapılırken
Dernek müdürünün konuşması
Hediyeler verilmesi
Belediye başkan yardımcısının konuşması
(SÜRE: 1' 34')(BOYUT: 49.9 mb)
Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?