1) PKK'NIN TÜRKİYE'DEKİ EN ETKİLİ İSİMLERİNDEN BİRİ ÖLÜ ELE GEÇİRİLDİ
TERÖR örgütü PKK'nın Türkiye sınırları içindeki en etkili isimlerinden biri olan, Kandil'de yıllarca özel eğitimden geçirilen ve yabancı istihbarat ekiplerinin de eğittiği PKK'nın 'uyuyan hücrelerinden sorumlu' ismi olarak bilinen 'Serdem' kod adlı Bilal Serhat Sarıtaş, Tunceli'de Pülümür Vadisi'nde çıkan çatışmada ölü ele geçirildi.
PKK'nın sözde 'Dersim eyalet komutanlığı' olarak adlandırdığı Tunceli Bölgesi'nin sözde 'Dersim saha özel güç' sorumlusu olan ve İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı 'Turuncu Liste'de adı bulunan 600 bin lira para ödülü ile aranan 'Serdem' kod isimli Bilal Serhat Sarıtaş; MİT, jandarma ve polis özel harekatın ortak düzenlediği operasyon ile 3 kişi ile birlikte ölü ele geçirildi. PKK'nın Türkiye sınırları içindeki ön etkili ve önemli adamlarından biri olan ve aynı zamanda PKK'nın sözde 'Dersim Eyaleti' olarak adlandırdığı, Tunceli, Erzincan, Sivas ve Karadeniz bölgesindeki PKK'lılardan sorumlusu, 1980 Diyarbakır doğumlu 'Serdem' kod isimli Bilal Serhat Sarıtaş'ın yaklaşık 18 yıldır örgütün içinde silahlı faaliyet gösterdiği ve uzun yılar Kandil'de silahlı eğitim alırken, yabancı istihbarat ekipleri tarafından özel eğitimden geçirildikten sonra Tunceli bölgesine geldiği belirtildi.
Pülümür Vadisi'ndeki Zağge bölgesinde ölü ele geçirilen Sarıtaş'ın örgütün özellikle terör öriütünün 'Uyuyan hücreleri' olarak bilinen ve örgütün 'Özel güç' olarak tanımladığı biriminden sorumlu olduğu, bütün eylem ve bombalı saldırı talimatını bu teröristin verdiği belirtildi.
KADIN SORUMLUSU DA ÖLDÜRÜLDÜ
Pülümür Vadisi Zağge bölgesine düzenlenen operasyon sırasında PKK'lı Sarıtaş ile birlikte ölü ele geçirilen 2 kadından birinin PKK'nın sözde 'Dersim eyaleti doğu cephesi' sorumlusu 'Sarya' kod isimli Özlem Çiftçi olduğu tespit edildi. Güvenlik güçleri, PKK'lı Çiftçi'nin, 1995 Hakkari doğumlu olduğu ve daha 14 yaşındayken PKK'ya katıldığı, özellikle Hakkari ve Tunceli bölgesinde birçok eyleme bizzat katıldığı, birçok askerin şehit edilmesi eyleminde de yer aldığını belirtti. 2015 yılında Tunceli bölgesinde Munzur Vadisi içinde çok sayıda yol kesme eylemi gerçekleştirerek, birçok kamu aracını bizzat yaktığı tespit edildi.
Güvenlik güçlerinin verdiği bilgiye göre 14 yaşında Hakkari kırsal alanında dağa çıkan ve daha sonra kandil bölgesine gönderilen 'Sarya' kod isimli Özlem Çiftçi'nin 5 yıldır Tunceli kırsal alanında silahlı faaliyet gösterdiği belirtildi.
Görüntü Dökümü
--------------------------
-PKK'lı Özlem Çiftçi'nin 2015'te yol kesme görüntüsü (Arşiv)
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: TUNCELİ, -
=======================================================
2)TÖRE CİNAYETİNE BABA ENGEL OLDU
İZMİR'in Çiğli İlçesi'nde, şizofreni tedavisi gören 22 yaşındaki A.A.'yı alıkoyup, tecavüz etmekle suçlanan iki tutuklu sanıktan 31 yaşındaki Tuncay S. 21 yıl 3 ay, 55 yaşındaki Abdullah K. ise 14 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ağabeylerinin 'Namusumuz kirlendi' diyerek infaz kararı verdiği A.A.'yı babası koruyarak töre cinayetinin önüne geçmiş oldu. A.A.'nın avukatı Sibel Önder, "Bugüne kadar töreye göre infaz kararını babanın aldığına şahit olmuştuk. Bu olayda ise baba onurlu duruşuyla kızını ölümden kurtardı" dedi. 2016 yılının Eylül ayında yaşanan olayda, yolda yürüyenler, bir daireden gelen kadın çığlıklarını duyunca durumu polise bildirdi. İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri, eve girmek istedi. Kapının açılmaması üzerine çilingir yardımıyla eve giren polis ekipleri, A.A. adlı genç kadını yerde yarı baygın halde yatarken buldu. Hastaneye kaldırılan A.A., 2 kişi tarafından zorla alıkonulduğunu ve 2 gün boyunca kendisine tecavüz edildiğini söyledi. Şikayet üzerine araştırma yapan polis, genç kadına tecavüz ettiği ileri sürülen kişilerin daha önce emniyette kaydı bulunan işsiz Tuncay S. ve kamyon şoförü Abdullah K. olduğunu belirlendi. Polis ekiplerince yakalanan şüpheliler, genç kadın tarafından teşhis edildi, ardından tutuklandı. Sanıklar hakkında, 'cinsel istismar' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak' suçlarından 49'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Karşıyaka 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşmasına tutuklu sanıklar Abdullah K., Tuncay S., sanık avukatları, mağdur A.A.'nın avukatı Sibel Önder, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı Müjgan Bilgen Özen ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri katıldı. Savcı, sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Karar duruşmasında savunma yapan sanıklar, genç kadın ile kendi rızasıyla ve para karşılığında ilişkiye girdiklerini iddia etti. Mahkeme heyeti, sanık Tuncay S.'yi 'Cinsel istismar' suçundan 18 yıl 9 ay, 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak' suçundan da 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 21 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti. Diğer sanık Abdullah K.'ya ise 'cinsel istismar' suçundan 12 yıl, 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak' suçundan 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 14 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
AĞABEYLERDEN İNFAZ KARARI
Yaşanan olaydan sonra A.A.'nın yakınlarının "Namusumuz kirlendi" diyerek A.A.'yı öldürmek için karar aldıkları öne sürüldü. Ancak kızının masum olduğuna inanan baba, onu kızını kurtarmak için Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'ndan yardım istedi. Federasyon yetkililerinin ve İzmir Barosu üyesi Avukat Sibel Önder'in çabalarıyla A.A. koruma altına alınarak gizli bir adreste babasıyla birlikte yaşamını sürdürmeye başladı. Babanın bu çabası A.A.'nın töre cinayetine kurban gitmesine engel oldu.
"BABANIN ONURLU DURUŞU KIZINI KURTARDI"
Dava sürecinde suçlarını inkar eden sanıklardan Tuncay S.'nin cezaevinden kendisine gönderdiği, tehdit ve hakaret içerikli mektubu da mahkemeye sunan avukat Sibel Önder kararın ardından yaptığı açıklamada, "Yaşanan acı olayda kızımız sanıklar tarafından tecavüze uğruyor. Daha sonra da tecavüz amaçlı fuhuşa zorlanıyor. Bu olaydan sonra aile büyükleri 'Namusumuz kirlendi' gerekçesiyle infaz kararı aldılar. Ancak baba masum olan kızını korumak için onurlu bir mücadele verdi. Kızının yaşaması için büyük savaşlar verdi. Babanın bu onurlu duruşu kızımızı kurtardı. Zaten sanıkların dava sürecinde suçlarını inkar etmesine rağmen, bana yazdıkları tehdit mektubunda suçlarını ikrar ettiler. Sanıkların aldıkları cezanın yanı sıra fuhuş yaptırmaktan yeni bir dava açılacak. Biz bu davayla Türkiye'de emsal bir kararın çıkmasını sağladık. Kızımız şu anda babayla birlikte gizli bir adreste yaşamaya devam ediyor" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------
Avukat Sibel Önder ile röportaj
Genel ve detay görüntü
Sanıkların fotoğrafı
Haber: Mehmet CANDAN - Kamera: Mehmet GÜNEY/ İZMİR,
========================================================
3)DÖVDÜĞÜ EŞİNİ ALMAYA GİTTİ, CİNAYET İŞLEDİ
ADANA'da dövdüğü için evi terk eden eşi Pınar Kaya'yı almaya gittiği kayınpederinin evinde çıkan tartışmada kayınbiraderlerinden 26 yaşındaki Yasin'i öldüren, 21 yaşındaki Fatih Durdu'yu ise ağır yaralayan 30 yaşındaki Maşallah Kaya'nın sorgusu sürüyor.
Olay, dün akşam saatlerinde merkez Seyhan ilçesinde bulunan Yeni Metal Sanayi Sitesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Maşallah Kaya 1 yıl önce Pınar Kaya ile evlendi. Çiftin bu evlilikten bir çocukları oldu. Maşallah Kaya, eşi Pınar'ı dövmeye başladı. Bunun üzerine genç kadın, eşyalarını toplayıp babasının evine gitti. Dün akşam eve geldiğinde eşinin olmadığını gören Maşallah Kaya, kayınbabasının evine gitti. Burada kayınları Fatih ve Yasin Durdu ile kavga eden Kaya'yı mahalle sakinleri ayırdı. Evden uzaklaşan Maşallah Kaya kısa bir süre sonra babası 57 yaşındaki Ahmet Kaya, kardeşleri 32 yaşındaki Ferhat ve 28 yaşındaki Hamza ile tekrar döndü. Tartışmayla başlayan olay bu kez silahlı kavgaya döndü. Tabancasını çeken Maşallah Kaya, kayınbiraderlerine ateş etti. Kanlar içinde kalan Yasin Durdu kaldırıldığı özel hastanede yaşamını yitirdi. Fatih Durdu ise götürüldüğü hastanede yoğun bakıma alındı. Olayın ardından Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Maralla Kaya ile birlikte babası Ahmet, kardeşleri Ferhat ve Hamza'yı gözaltına aldı. Şüphelilerin emniyetteki sorgusu devam ediyor.
Görüntü Dökümü
--------------------------
Olay yerinden genel görüntü
Olay yerinde yerdeki boş kovanın görüntüsü
Ölen şahsın spor ayakkabıları
Polisin güvenlik önlemi alması
Zanlının mahallesinde polisin şahsı araması
Bagajı açık vaziyette olayda kullunılan aracın görüntüsü
Uzun namlu silahlı polis görüntüsü
Olay yeri inceleme yapılırken
Olay yerindeki vatandaşlardan görüntü
SÜRE: 01'48" BOYUT: 110 MB
Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,
======================================================
(ÖZEL)
4)'SÜLEYMANİYE'DEKİ DEPREM, VAN GÖLÜ HAVZASI'NI ETKİLEMEZ'
IRAK'ın güneydoğusunda yer alan Süleymaniye ile Halepçe kentlerinin kesiştiği noktada 13 Kasım'da meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.3 büyüklüğündeki deprem ardından Van'da yaşayanlar endişeye kapılırken, Yüzüncü Yıl üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk, bu depremin Van ve bölge için risk oluşturmadığını söyledi. Yard. Doç. Dr. Selçuk, buna karşılık Van Gölü Havzası'nda aktif fayların bulunduğunu, bundan dolayı da üst yapı ve zemin ilişkisinin net olarak ortaya konulması gerektiğini söyledi. Van'da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de meydana gelen ve 644 kişinin yaşamını yitirdiği depremin izleri halen silinmezken, 2 hafta önce Süleymaniye ve Halepçe kentlerinin kesiştiği noktada meydana gelen 7.3'lük deprem Vanlılar'ı endişelendirdi. YYÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr. Selçuk, depremin güney ve doğu illerinde hissedildiğini, fakat bu depremin, Van Gölü Havzası'ndaki aktif fayları tetikleme riski olmadığını söyledi. Tarihsel dönem içerisinde Van Gölü Havzası'nda büyük depremlerin olduğuna dikkat çeken Selçuk, şöyle konuştu:
"2011 yılındaki depremin tarihsel kayıtlarına baktığımız zaman yine 1600'lü yıllarda Van Gölü havzası içerisinde böyle büyük bir depremin meydana geldiğini görüyoruz. Bu depremin etkilerinin 2 yıl sürdüğü biliniyor. Tarihsel dönemler içerisinde Hoşap'ta, Memedik bölgesi olarak adlandırılan bölgede Van Gölü Havzası içerisinde çok büyük bir depremin meydana geldiği, burada birçok evin kullanılamaz hale geldiği ve binlerce can kaybı olduğu söyleniyor. Ailesel dönemlere baktığımız zaman 1950'li yıllarda Gürpınar fayına bağlı olarak Gevaş bölgesinde meydana gelen deprem, 1976 yılında Çaldıran bölgesinde meydana gelen depremler, Van Gölü havzası içerisinde birden fazla aktif fay olduğunu ve deprem riskinin de yüksek olduğunu gösteriyor. Kesin olan bir şey var ki Süleymaniye'deki deprem Van Gölü havzasındaki aktif fayları tetiklemez, burada büyük bir deprem riski oluşturmaz."
MTA TARAFINDAN 2013 YILINDA VAN'DA 6 AKTİF FAY TANIMLANDI
Van'da 1945 yılında bir depremin meydana geldiğini, bu depremi meydana getiren fay hattının Alman araştırmacı tarafından haritalandırıldığını ancak bu fay üzerinde tam olarak çalışılmadığını ve fayın Van'ın doğusundan geçtiğini, risk oluşturduğunu belirten Yard. Doç. Dr. Selçuk, şöyle devam etti:
"Maden Teknik Arama (MTA) tarafından 2013 yılında yapılan çalışmada Türkiye'deki tüm aktif fayların bulunduğu bölgeler güncellendi. Van Gölü havzası içerisinde de yaklaşık 6 aktif fay tanımlandı. Bu aktif faylar içerisinde özellikle Van ilinin güneyini ve kuzeyini etkileyecek 3 fay tanımlandı. Bunlar Gürpınar fayı, Tabanlı fayı ve Tabanlı fayının kuzeyinde bulunan Yeni Köşk fayı ve yukarıda da bizim Erciş ve Çaldıran fayımız var. Erciş Fayı yine aktif bir fay mekanizması Edremit fayı gibi yani 2011 yılında 9 Kasım'da deprem üreten fay gibi. Gürpınar fayı Van'ın güneyinde bulunuyor. Yine 1950'li yıllarda olduğu gibi büyük deprem üreten bir fay. Van'ın içerisinden geçen faydan dolayı 1945 yılında bir deprem meydana geliyor ve Alman araştırmacı Lann tarafından haritalanıyor, 'Beyüzümü fayı' diye adlandırılıyor. Bu tam olarak üzerinde çalışmamış fay hattı Van'ın doğusundan geçiyor. Bu da Van ili içerisinde büyük risk oluşturan faylardan biri. Van'ın kuzeyine geçtiğimizde Tabanlı fayı var 2011 yılında da deprem üreten bir fay. Onun hemen kuzeyinde de Yeni Köşk fayı bulunuyor. Yeni Köşk fayı Van için riski büyük. Çünkü biz fayları tanımlarken hepsini birbirine göre tanımlıyoruz. Bu tanımlama içerisinde 2011 yılındaki depremde fay hattı Van'a daha yakın olmasına rağmen Erciş daha büyük bir yıkım yaşadı. Çünkü o blok hareket etti, Van'a göre daha fazla hareket ettiği için yıkım o tarafta daha fazla oldu. Yeni Köşk fayı da hareket ederse hareket eden taraf bizim taraf olacak, yani Van ili daha fazla hareket edeceği için yıkım Van ilinde daha fazla olacak."
ZEMİN YAPI İLİŞKİSİNE DİKKAT ETMELİYİZ
Yard.Doç.Dr. Selçuk, bunlara rağmen Van'da geçmişten beri zemin yapı ilişkisine göre binaların inşa edilmediğini söyledi. 2011 yılında meydana gelen depremden sonra da kentte hızlı bir şekilde düzensiz bir kentleşmenin sürdüğünü belirten Selçuk, şöyle devam etti:
"Deprem korkulacak bir şey midir? Kesinlikle değildir, bizim en çok dikkat etmemiz gereken noktalardan biri zemin ve yapı ilişkisi. 1976 yılında Çaldıran ilçesinde meydana gelen depremde resmi kayıtlara göre 5 bin kişi hayatını kaybetti. Kayıt dışı bunun 5 binden fazla olunduğu biliniyor. 10 binden fazla ev kullanılamaz hale geldi. Bu evlerin çoğu tek katlı ve kerpiç evlerdi. Biz evleri zemin yapı ilişkisine göre yapmıyoruz. Neresinin manzarası daha güzelse, neresi daha düzse ona göre evimiz inşa ediyoruz. 2011 depreminde yine aynı şey başımıza geldi. Van, Erciş bölgesi içerisinde 30 binden fazla bina kullanılamaz hale geldi. Bunlardan yaklaşık 17 bin yapıya ağır hasarlı raporu verildi. Van'da 2011 yılından sonra kentleşme hızla devam ediyor. Depremden korkmamamız gerekiyor. Ama şunu yapmamız lazım. Zeminimiz hangi özellikte, hangi tür malzeme kullanılması lazım, biz buna dikkat etmiyoruz. Binayı manzarasına göre yapıyoruz, çok katlı yapıyoruz. Bina- yapı ilişkisi artık çok gelişmiş düzeyde. Dış ülkelere bakıyoruz onlarda daha büyük depremler oluyor, ama can kayıpları daha az. Neden diye sorgulayacak olursak, zemin hangi özellikte üzerine kuracağımız binayı hangi yapı malzemesine bağlı olarak yapmamız gerekiyor. Depremden korkmayın her an deprem olabilir, depremin ne zaman olacağını hiç kimse bilemez ama binalarımızı buna göre yaparsak, deprem yönetmeliğine göre bina inşa edersek hiçbir şekilde korkulacak bir durum ortaya çıkmaz."
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr. Azad Sağlam Selçuk ve haritalardan detay görüntüler
-Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr. Azad Sağlam Selçuk ile ropörtaj
-Detaylar
Orhan AŞAN- Arif KARAKAŞ/VAN,
======================================================
5)FETÖ'NÜN 'GAYBUBET EVLERİ' OPERASYONUNDA 7 TUTUKLAMA
DENİZLİ'de, FETÖ/PDY'nin kentteki örgüt mensuplarını gizlemek amacıyla oluşturduğu 'gaybubet evleri'ne yönelik polis tarafından yapılan operasyonda 7 kişi, gözaltına alındı. Ayrıca hediye paketlerine ve zarflara gizlenmiş halde olan, firari örgüt elemanlarına dağıtılacağı belirtilen yüklü miktarda Türk lirası ve dolar ele geçirildiği belirtildi. Adliyeye sevk edilen 7 şüpheli de tutuklandı. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın, (FETÖ/PDY) Denizli'de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan operasyonlar sonucu dağılan yapılanmasını tekrar organize etmeye çalıştığı belirlendi. Bunun üzerine harekete geçen Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ'nün özellikle önem verdiği firari üyelerini saklandığı ve 'gaybubet evleri' olarak adlandırılan yerlerden sorumlu örgüt elemanını deşifre ederek, takibe aldı. 'Gaybubet evleri'nden sorumlu olan örgüt elamanı M.S.'nin 1 ay önce firari olan örgüt üyelerini sakladığını ve onlar için yurt dışına kaçma planları yaptığını tespit eden ekipler, Muğla'nın Marmaris ilçesinde düzenlediği operasyonda 13 örgüt üyesini, yurt dışına kaçmaya çalışırken yakaladı. Yakalananlar arasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün sözde 'Aydın il imamı', 'Balıkesir ili eğitim danışmanı' ve 'Erzurum bölge imamı' olduğu değerlendirilen şüphelilerin de bulunduğu örgüt üyeleri tespit edildi. Şüphelilerin tamamı ise sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Polis ekipleri, Marmaris'teki operasyondan sonra örgüt üyelerinin saklandığı Denizli'deki 6 ayrı 'gaybubet evini' tespit etti. Özel harekat ve organize suçlarla mücadele ekipleri, eş zamanlı olarak evlere operasyonlar düzenledi. Kapıları koçbaşıyla kırarak, giren polisler, evlerde saklanan ve örgüt üyesi olduğu ileri sürülen 7 kişiyi gözaltına aldı. Evlerde yapılan aramalarda, hediye paketlerinin ve zarfların içine konularak, hazırlanmış yüklü miktarda Türk lirası ve dolar ele geçirildi. 'Kayınpederin borcu' yazılı bazı zarfların içinde bulunan paraların, firari örgüt üyelerine dağıtılacağı değerlendirilerek, paralara el konuldu.
Gözaltına alınan 7 kişinin sahte kimlik kullandığı öğrenildi. Aramalarda 20 örgüt üyesine ait sahte kimlik ve 5 pasaport ile dijital veriler ele geçirildi. Gözaltına alınan 7 kişi, sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Görüntü Dökümü
--------------------------
Örgüt üyesinin takip edilmesi
Eve özel harekat polislerinin kapıyı kırarak girmesi
Evde bulunan paralardan görüntü
Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN/ DENİZLİ,
=======================================================
6)HDP İL BİNASINA YAPILAN SALDIRIDA 2 SANIĞA BERAAT 1 SANIĞA 15 AY HAPİS
KAYSERİ'de 15 askerin şehit düştüğü bombalı saldırı sonrası HDP İl Binasına yapılan saldırı ile ilgili açılan davada yargılanan 3 kişiden ikisi beraat ederken, bir kişi de 15 ay erteleme ceza aldı. Mahkeme bu cezayı da hükmün açıklanmasını geri bıraktı. Davayı HDP Van milletvekili Lezgin Botan da takip etti.17 Aralık 2016'da 1. Komando Tugayından çarşı iznine çıkmak üzere bindikleri otobüste yaşanan bombalı saldırı sonucu 15 askerin şehit olduğu 54 askerin ise gazi olduğu saldırının meydana geldiği gün, Merkez Melikgazi İlçesine bağlı Cumhuriyet Mahallesinde bulunan HDP İl binasına bir grubun yaptığı saldırı ile ilgili açılan dava Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanık sıfatı ile yargılanan Celal Topuz, Kamil Ulu, Yenel Kılıçaslan davaya katılmazken, müşteki sıfatı ile HDP İl Başkanı Cezvet Işık katıldı. Davayı HDP Van Milletvekili Lezgin Botan'da takip etti. HDP İl Başkanı Cezvet Işık verdiği ifade de " Sanıklardan şikayetçiyim. Parti'ye yapılan saldırıda sadece bu üç sanık yoktu. Maddi zararımız vardır ve karşılanmasını talep ediyorum. Görevde ihmali bulunanlardan da şikayetçiyim " dedi.
Yargılama sonunda hakim sanık sıfatı ile yargılanan Kamil Ulu, Yenel Kılıçaslan'ın beraatine, Celal Topuz'a " Mala zarar vermek" suçundan 5 ay, "Konut dokunulmazlığından" 10 ay hapis cezası verdi. Mahkeme başkanı hükmün açıklamasını geri bırakarak davayı bitirdi.
Görüntü Dökümü
----------------------
Mahkeme sonrası vekilin ve iş başkanının adliyeden ayrılışı
Diğer detaylar
Haber - Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ, DHA)
DV 1 DOSYA, 1 dakika 15saniye/ 51 MB
===================================================
7)TRABZON'DA HASTANIN KARNINDAN HAVLU ÇIKTI
TRABZON'da şiddetli karın ağrısı şikayetiyle doktora giden 35 yaşındaki N.A. adlı kadın hastanın çekilen tomografisinde karnında havlu olduğu ortaya çıktı. 3 yıl önce yurt dışında geçirdiği bir ameliyat sonrası hastanın karnında unutulduğu sanılan havlu, 3 saat süren operasyonla çıkarıldı. İlginç olay, Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ortaya çıkarıldı. Şiddetli karın ağrısı ve mide bulantısı şikayetiyle hastaneye başvuran N.A., Genel Cerrah Uzmanı Ayhan Çağılcı tarafından muayene edildi. Kadının çekilen tomografi filminde karın boşluğunda birden fazla kitle ve havlu olduğu belirlendi. 3 yıl önce yurt dışında tıpta 'Histerektomi' olarak bilinen rahim ameliyatı geçiren kadının karnında unutulduğu sanılan havlu, 3 saat süren başarılı operasyonla alındı. Doktor Ayhan Çağılcı, kadın hastanın karnından havlunun çıkarılma anına ilişkin fotoğrafı paylaştı.
DOKTOR ÇAĞILCI: ŞOK OLDUK
Ameliyatı gerçekleştiren Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Ayhan Çağılcı, hastanın karnından çıkardıkları havlu ile şok olduklarını söyledi. Hastanın sağlık durumunun şuan iyi olduğunu belirten Çağılcı şöyle konuştu:
"Hastamız Avrupa'da yaklaşık 3 yıl önce rahim ameliyatı olmuş. Burada son zamanlarda şiddetli karın ağrısı ve mide bulantılarının artması üzerine bize geldi. Sancıları olduğunu söyledi. Muayenesi sonrası gerekli tetkikleri yaptık. Karın bölgesinde ne olduğunu bilmediğimiz yabancı cisimler göründü. Bunun üzerine hastamızı yatırdık. Tedavi sonrası sabah saatlerinde ameliyata aldık. Ameliyatta açım sırasında 3 hemşire birde ben doktor olarak görünenler karşısında şok olduk. Havlu ve diğer kitleyi başarılı geçen operasyonla hastanın karnından çıkardık. Hastamızın durumu iyi. Bir kaç gün daha misafirimiz olacak"
DAHA DİKKATLİ OLUNMALI
Yurt dışında yapılan ameliyatı da eleştiren Cağılcı "Ameliyatta her ne olursa olsun malzemeler yazılır. Sonrada sayım yapılır. Bu sayımlar 'Tamam' demeden karın kapatılmıyor. Bu sorunları yaşamamak için çok dikkatli olması gerekirö ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
----------------------
Hastane detayları
Doktor Ayhan Çağılcı'nın açıklamaları
Ameliyatta havlunun çıkarılma anı fotoğrafı
Detaylar
Haber-Kamera: Fatih TURAN TRABZON-DHA
====================================================
8)MEZARLIĞA ÇİRKİN SALDIRI
ADANA'da Küçükoba Mezarlığı'ndaki bazı mezar taşlarının ve bir çeşmenin mermer yapısı kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından kırıldı. Olay, merkez Seyhan ilçesine bağlı Yenidam Mahallesi'nde bulunan Küçükoba Mezarlığı'nda meydana geldi. Adana Büyükşehir Belediyesi görevlileri, 16 mezar taşı ile bir çeşmenin mermer yapısının kırıldığı belirledi. Kırılan mermerler görevliler tarafından kaldırıldıktan sonra, mezarllar temizlendi. Polis saldırganları yakalamaya çalışıyor.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Kırılan mezar taşlarından detay görüntüler
Ali hocalı mezarlığı dış görünümü
Mazarlık görevlisi ile röp
SÜRE: 03'27 BOYUT: 211 MB
Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ ADANA,
=============================================
9)ÇALDIĞI 4 BİN LİRALIK AKÜLERİ 200 LİRAYA SATTI
KAHRAMANMARAŞ'ta, bir GSM şirketinin baz istasyonundan çaldığı 4 bin liralık aküleri 200 liraya satan Ramazan Y. (19) yakalandı.Bir GSM şirketinin merkez Dulkadiroğlu İlçesi'nin Doğukent Mahallesi'ndeki baz istasyonunda bulunan 2 akü, 3 Kasım günü çalındı. Her biri 50 kilo ağırlığında olan aküleri çalan kişiyi bulmak için Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Çalışmalar sonunda çalınan akülerden birinin Aslanbey Mahallesi'nde bir evin bahçesinde bulundu. Aküyü daha önceden suç kaydı olan Ramazan Y.'nin bıraktığını tespit eden polis evin çevresinde beklemeye başladı. Evin olduğu sokağa geldiğinde polisleri fark eden Ramazan Y. kaçmaya başladı, ancak kısa süren kovalamaca sonrası yakalandı.
Gözaltına alınan Ramazan Y., emniyette suçunu itiraf ederek her biri 2 bin lira olan diğer 2 aküyü 100'er liradan hurdacıya sattığını itiraf etti. Sorgulaması tamamlanan Ramazan Y., sabah saatlerinde sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
Şüphelinin hastaneye getirilişi
Hastaneye girmesi
Hastaneden çıkarılması
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 62 MB
========================================================
10)KEKOVA'DA DÖRT MEVSİM DALIŞ
ANTALYA'nın Demre ilçesindeki ünlü Kekova bölgesi, dört mevsim dalış tutkunlarının ilgisini çekiyor. Dalış için Kekova'yı tercih eden bir grup sualtı tutkunu da yaptıkları dalışla bölgenin zengin sualtını görme fırsatı buldu.Türkiye'nin birçok bölgesinde kış etkisini gösterirken, Demre'nin ünlü Kekova bölgesi hem yerli ve yabancı tatilcileri hem de dalış tutkunlarını çekmeye devam ediyor. Sualtındaki eşsiz güzellikleriyle ilgi çeken Kekova bölgesine Ankara'dan gelen bir grup dalgıç, deniz suyunun 22- 23 derece, hava sıcaklığının ise 20- 21 derece olduğu bölgede dalış yapıp, denizde yüzmenin tadını çıkardı.
Dalış turuna Üçağız Mahallesi'nden tekneyle Kekova'ya açılarak başlayan dalgıçlar, teknede dalış noktaları hakkında ders aldı. Ardından özel elbiselerini giyen dalgıçlar kendilerini Akdeniz'in mavi sularına bıraktı. Kekova Adası'nın güneyindeki doğa harikası Mavi Mağara'da ilk dalışı gerçekleştiren grup, mağaradaki balık sürüleri ve deniz canlıları başta olmak üzere farklı güzellikleri görme fırsatı buldu. 72 metre boyundaki İberian Coast Batığı'na da dalış yapıldı. Yaklaşık 1 saatlik dalışta bazı dalgıçlara özel eğitim de verildi.
KUZEYDE DALIŞ YASAK
Kekova bölgesindeki Kekova Adası'nın güneyinde dalışa izin veriliyor. Adanın kuzeyindeki Batık Kent'te dalış ve yüzmek yasak. Kekova Bölgesi'nde 32 noktada dalış yapılabiliyor. Bunların başında Mavi Mağara, İberian Coast Batığı, Deniz Feneri, değişik mağaralar, Antrum Mağarası, değişik batıklar yer alıyor. Suyun altında bitki ve canlı zenginliği var.
"SU MÜKEMMEL, HAVA MÜKEMMEL"
Kekova'da dalış yapanlardan Naciye Akbıyık, "Dalış amaçlı geldim. Su mükemmel, hava mükemmel. Su berrak, çok güzel. Dört mevsim Kekova'da hem yüzebilirsiniz, hem de dalış yapabilirsiniz" dedi.
"HER MEVSİM DALIŞ YAPILABİLİR"
Özge Güçit, "Kekova'da, kasımın son haftasında Mavi Mağara'ya dalış gerçekleştirdik. Gerçekten görüş çok güzel. Su sıcaklığı 22 derece civarında. Çok sayıda bu mevsimde canlı görmek mümkün. Kekova'da her mevsim dalış yapılabileceğinin en güzel örneği bence" diye konuştu.
"12 AY BURAYA GELMEYİ TERCİH EDİYORUZ"
Dalış gurubuna öncülük eden Başkent Üniversitesi öğretim üyesi ve Dalgıç Okulu Başkanı Asutay Akbayır da şöyle dedi:
"Türkiye'nin favori dalış noktalarından biri olan Kekova'dayız. Bugün bir batık dalışı ve bir kovuk dalışı yaptık. Arkadaşlar çok mutlu döndü. Kasım ayında da dalış yapılabiliyor bu harika beldede. Burada çok güzel kovuklarımız var. Bu kovuklarda yaşayan çok fazla canlı çeşitliliği mevcut. Bir de çok büyük bir batığımız var. Su ise diğer bölgelerle karşılaştırılamayacak derecede berrak. O yüzden biz 12 ay buraya gelmeyi tercih ediyoruz. Herkese de tavsiye ediyoruz."
Görüntü Dökümü
-------------
Yata biniş
Kekova'dan genel görüntüler
Yatta ilk ders
Suya giriş
Suda yüzenler
Sualtından bölümler
Sudan çıkış
Su üstündeki görüntüler
Röportajlar
264 MB/// 08.18"
HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/DEMRE (Antalya),
==============================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?