Mahallelinin taş ocağı tepkisi
Türkiye'deki kekik ihtiyacının yüzde 80'ini karşılayan Denizli'nin Pamukkale ilçesinde vatandaşlar, Güzelpınar Mahallesi'ne yapımı planlanan taş ocağı projesini protesto etti. Projeye karşı çıktıklarını kaydeden Güzelpınar Mahalle Muhtarı Ergün Gürsoy, "CİMER'e yazdık, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne itiraz ettik. Bu bölgede yüzde 100 organik kekik üretiyoruz. Türkiye'nin en önemli kekik üretim merkezlerinden birisiyiz. En az 20 bin kişi bu bölgede nar, ayva, ceviz ve zeytin üretimi yaparak geçimini sağlıyor. Biz burada taş ocağı istemiyoruz. Çivi bile çakılmasını istemiyoruz. Buraya taş ocağı yapılırsa mahallemizde 10 yıl sonra hiçbir ürün yetiştiremeyiz" dedi.
Pamukkale'nin Güzelpınar Mahallesi'ndeki 75 hektarlık alanda özel bir şirket tarafından kalker ocağı ve kırma eleme yıkama tesisi yapımı planlandı. Proje için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) toplantısı, komşu Uzunpınar Mahallesi'nde düzenlendi. Geçen çarşamba günü yapılması planlanan toplantı, yoğun tepki nedeniyle yapılamadı. Güzelpınar Mahallesi'nde yaşayan vatandaşlar, tepkilerini dile getirmek izin dün öğle saatlerinde mahalle meydanında eylem yaptı. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı eylemde vatandaşlar, ellerine taş ve mahallenin temel geçim kaynağı olan kekik bitkisini alarak taş ocağı karşıtı sloganlar attı.
'10 YIL SONRA HİÇBİR ÜRÜN YETİŞTİREMEYİZ'
Açıklama yapan Güzelpınar Mahalle Muhtarı Ergün Gürsoy, açılması planlanan taş ocağının mahalledeki tarımsal üretime zarar verebileceğini söyledi. Projeye karşı çıktıklarını kaydeden Gürsoy, "CİMER'e yazdık, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne itiraz ettik. Bu bölgede yüzde 100 organik kekik üretiyoruz. Türkiye'nin en önemli kekik üretim merkezlerinden birisiyiz. En az 20 bin kişi bu bölgede nar, ayva, ceviz ve zeytin üretimi yaparak geçimini sağlıyor. Biz burada taş ocağı istemiyoruz. Çivi bile çakılmasını istemiyoruz. Buraya taş ocağı yapılırsa mahallemizde 10 yıl sonra hiçbir ürün yetiştiremeyiz" dedi.
"TAŞ OCAĞI DEĞİL, TEKSTİL FABRİKASI YAPSINLAR"
Mahalle sakinlerinden Zülkefil Gürsoy, yaşadıkları bölgenin kekik üretiminin yanı sıra temiz havasıyla da tanındığını söyledi. Projenin bölgedeki tarıma ve doğallığa zarar vereceğini kaydeden Gürsoy, "Bizim bu projeye büyük bir tepkimiz var. Madem bu şirket para kazanmak istiyor, biz onlara bir yer gösterelim. Para da almayalım, gelsin tekstil fabrikası kursun. Taş ocağı kurulursa, Güzelpınar ve çevresindeki mahalleler bu projeden büyük zarar görecek" dedi. Elindeki kekiğiyle birlikte eyleme katılan Gülnaz Uçar, "Bizim mahallemizin en önemli gelir kaynağı kekik. Tarlalarımızın kenarına taş ocağı yapacaklar. Bu kadar insan açlıktan ölsün mü? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyoruz. Bize sahip çıksın" diye konuştu.
'KEKİĞİN ÖLÜP GİTMESİNİ İSTEMİYORUZ'
Mahalle sakinlerinden Kezban Ünlü ise, çocuklarını kekik üreterek okutmaya çalıştığını anlatarak, "Biz taş ocağı istemiyoruz. Organik olarak ürettiğimiz kekiklerimizin yurtdışına ihraç olmasını istiyoruz. Kekik üreterek geçimimizi sağlıyoruz. Bu ürünümüzün ölüp gitmesini istemiyoruz. Biz üreten olmak istiyoruz. Mevsimlik işçi olmak istemiyoruz. Biz çocuklarımızın ihtiyaçlarını kekik üreterek sağlıyoruz. Lütfen tarlalarımızı, turizmimizi öldürmeyin" dedi.
Görüntü Dökümü
----------
-Vatandaşların protestosundan detaylar
-Sloganlar atılmasından görüntü
-Ellerinde kekik ve taş tutan kadınlardan görüntüler
-Mahalle Muhtarı Ergün Gürsoy ile röp.
-Mahalle sakinlerinden Zülkefil Gürsoy ile röp.
-Gülnaz Uçar ile röp.
-Kezban Ünlü ile röp.
Haber-Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,
=============
4 kişinin yaralandığı kaza güvenlik kamerasında
Aydın'ın Efeler ilçesinde, hafif ticari aracın önce aydınlatma direğine, sonra tabelaya çarptığı kazada 1'i çocuk 4 kişi yaralandı. Kaza anı ise yol kenarındaki bir akaryakıt istasyonunun güvenlik kamerası tarafından görüntülendi.
Kaza, dün saat 22.30 sıralarında, Aydın- Muğla karayolu Yenipazar ilçesi yol kavşağında meydana geldi. Muğla yönünden Aydın'a doğru giden Mehmet Karakuzu, yönetimindeki 16 BD 557 plakalı hafif ticari aracın direksiyon hakimiyetini kaybetti. Önce aydınlatma direğine, sonra yön tabelası direğine çarpan araçtaki, sürücünün de aralarında bulunduğu, 1'i çocuk 4 kişi yaralandı. Hayati tehlikesi bulunmayan yaralılar, ambulanslarla Aydın Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı. Kaza anı ise yol kenarındaki akaryakıt istasyonunun güvenlik kamerasınca görüntülendi.
Görüntü Dökümü
----------
Kaza anının güvenlik kamerası görüntüsü
Haber- Kamera: Burhan CEYHAN- Bahattin ALBAYRAK/ AYDIN,
===============
Samandağ'da yavru kaplumbağaların denize yolculuğu başladı
Her yıl Haziran-Temmuz aylarında Akdeniz bölgesinde en yoğun yuvalama kumsalları arasında yer alan Hatay'ın Samandağ ilçesindeki Çevlik sahiline akın ederek yumurta bırakan caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağalarının yumurtalarından çıkan yavruların denize yolculuğu başladı. Sahile bırakılan yumurtalardan yüzde 80'i yumurtadan çıkarken denize ulaşan kaplumbağalardan ise her 1000 taneden sadece 1'i geri dönüp yumurta bırakabilecek yaşa ulaşabiliyor.
Nesli tükenme tehlikesi altında olan caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağalarına ev sahipliği yapan Hatay'ın Samandağ ilçesindeki Çevlik sahilinde yuvalarından çıkan yavru deniz kaplumbağaları denizle buluştu. Dünya genelinde nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için korunan hayvan nesilleri arasında yer alan kaplumbağalar, nesillerinin devamını ancak yuvalara bıraktıkları yumurtalardan çıkan yavrularıyla sürdürebiliyorlar. Samandağ Çevre Koruma Derneği üyesi doğa gönüllüsü vatandaşlar da kaplumbağaların denize ulaşması için büyük çaba sarf ediyor.
SÖNMEZ: SAMANDAĞ SAHİLİNDE 80 BİN YAVRU DENİZLE BULUŞACAK
Kaplumbağaların korunması görevini yürüten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Timur Karabal Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Bektaş Sönmez, Samandağ sahillerinin her yıl daha da yoğun olarak caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağalarının üremelerine ev sahipliği yaptığını söyledi. Üreme sezonunun gelmesiyle mayıs ayı itibariyle çalışmalara yoğun bir şekilde başladıklarını kaydeden Dr. Sönmez şu bilgileri verdi;
"2019 yılı üreme sezonu içerisinde ekiplerimiz çalışmalarına başladı. Sezon başından itibaren yapılan çalışmalar sonucunda bin 200'ün üzerinde yuva tespiti yaptık. Bin 200 yuva demek yaklaşık 120 bin tane yumurta demek. 120 bin yumurtanın 100 bin tanesinden yavru çıkacağı anlamına geliyor. 100 bin yavrunun da yaklaşık 80 bin tanesi denize ulaşmış olacak. Yani biz 2019 üreme sezonu içerisinde yaklaşık 80 bin tane yavrunun denize ulaşmasını bekliyoruz. Tabi Samandağ kumsalında olumsuz etkilerimiz var. Mesela kıyı erozyonumuz, ışık kirliliği gibi bunlara karşı biz önlemlerimizi alıp denize ulaşan birey sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Sezonumuz yoğun bir şekilde devam ediyor. Eylül sonuna kadar ekiplerimiz burada çalışmaya devam edecekler. Tabi bu işin özellikle alt yapısında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün Hatay il Müdürlüğü'nün bize faydası katkısı çok yüksek kendilerine buradan çok teşekkür ediyorum."
ATİK: ÇALIŞMALARIMIZIN MEYVELERİNİ ALMAYA BAŞLADIK
Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği Başkanı Mişel Atik ise Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği kurulduğu 1991 yılından beri nesli tehdit altında olan yörelerine ait canlıların korunması adına çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "Bu canlıların en önemlisi yeşil deniz kaplumbağaları. Yeşil deniz kaplumbağaları ile ilgili 2001 yılından itibaren üniversite ile Doğa Koruma ve Milli Parklarla çalışma içine girildi. Bu çalışmanın meyvelerini almaya başladık. 60-70 yuva saptadığımız zamanları iyi biliyoruz. Şimdiki sayımız gerçekten bize bir memnuniyet veriyor" dedi.
Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz da "Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan yeşil deniz kaplumbağalarının yuvadan çıkıp maviye doğru maceralarını izledik. Biz bunu çok önemsiyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------
-Kaplumbağaların sahile gelerek yumurta bırakması
-Kaplumbağaların yumurtadan çıkarak denize ulaşması için toplanan gönüllüler genel
-Yuvanın kazılarak yavruların çıkarılması
Bektaş Sönmez Röp.
Yuvadan çıkan yavrulardan genel ve detay görüntüler
Mişel Atik röp.
Yuvadan çıkan yumurta kabukları ve içinden yavru çıkmayan yumurtalardan görüntüler
Refik Eryılmaz röp.
Gönüllülerin yavrularla ilgilenmesi
-Yavruların denizle buluşması genel ve detay görüntüler
SÜRE: 05.13 BOYUT: 584 MB
Haber-Kamera: HÜSEYİN BOZOK/ HATAY
=================
Doğu Karadeniz'i esir alan böcek için biyolojik mücadele
Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Akıner, Doğu Karadeniz'de 2007 yılında görülmeye başlanan, son yıllarda sayıları hızla artıp tarım arazilerine zarar veren 'Ricania simulans' adlı kelebek türü böcek ile ilgili uyarıda bulundu. 'Vampir kelebek' olarak da bilinen böcek türüyle mücadelede üreticilere tavsiyelerde bulunan Akıner, "Eylül ayı ortalarında yumurtlama dönemine girecek böceğin yumurtladığı dal uçlarını ve bahçedeki tek yıllık kuruyan bitkileri temizleyin. Yoksa bu sene binlerce olan sayı gelecek sene milyonlara ulaşacak. Üniversitemiz olarak, biyolojik mücadele şeklinde bir yöntem geliştirmeye çalışıyoruz" dedi.
Doğu Karadeniz Bölgesinde birkaç yıldır hızla çoğalan ve 'vampir kelebek' diye isimlendirilen 'Ricania simulans' adlı kelebek türü böcek, tarım alanlarına zarar veriyor. Bitkinin özsuyunu emerek kurutan ve özellikle bölgenin temel geçim kaynağı çay ve fındıkta rekolte düşüşlerine neden olan böcek, özellikle yaz aylarında ortaya çıkıyor. Eylül ayı ortalarına doğru yumurtlama dönemine giren vampir kelebekle mücadele hazırlanan eylem planı çalışmaları sürüyor.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Akıner de, zararlı böcek türüyle mücadeleye ilişkin bir dizi uyarılarda bulundu. Akıner, "Bu canlı türü yumurta bırakma evresine doğru geçmek üzere. Özellikle Eylül ortalarından itibaren Ekim başına kadar bulabildikleri tüm uygun bitki dallarına yumurtalarını bırakacaklar. Bunun anlamı, eğer biz bu yumurta bıraktıkları alanları temizlemezsek ya da dikkat etmezsek bir sonraki yılda bir bireyin minimum 40-50 arası yumurta bıraktığını düşünürsek bu sene binlerce olan sayı gelecek sene milyonlara ulaşacak" dedi.
'BİYOLOJİK MÜDACELE İÇİN YÖNTEM GELİŞTİRİYORUZ'
Bilgi paylaştığı böcek türüyle mücadelede biyolojik yöntem geliştirdiklerini aktaran Akıner, "Mayıs ayında ilk yumurtalar açılıp nif dönemine geçtikleri andan itibaren bitki dallarına konmaya başlayıp daha sonra bu bitkilerin öz sularını emiyorlar. Bitkilerinin sularını emdikten sonra ise bitkide çeşitli hasarlara neden oluyorlar. Özellikle çayda ve fındıkta ciddi rekolte düşüklüğüne neden olduğunu zaten biliyoruz. Bu nedenle bu tür ile yapılabilecek mücadelenin nasıl olması gerektiği ya da neler yapılması gerektiği üzerine üniversitemiz olarak çeşitli araştırmalar yapıyoruz. 2007 yılında Gürcistan'dan getirilen bitki fideleri ile ülkemize giren böceğin 2009 yılından itibaren popülasyon seviyelerinin yani birey sayılarının ciddi anlamda arttığını biliyoruz. 2016-2017 yıllarından itibaren de Doğu Karadeniz'in tamamına yayılmış olduğu ve bitkilere ciddi zarar verdiği gözleniyor. Bunun haricinde İstanbul'da ve Düzce'de bazı bölgelere yayıldığı görülüyor. Bu da özellikle çay ve fındık tarımı için ciddi bir tehdit teşkil ediyor. Bilimsel anlamda çalışmalar yapılıyor. Biz de üniversitemiz olarak bu konu ile ilgili kimyasal bir mücadele şekli kullanmadan biyolojik mücadele şeklinde bir yöntem geliştirmeye çalışıyoruz. Son 2 yıldır Kimya Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Asu Usta ve Dr. Emine Kılıçkaya Selvi hocalarımızla birlikte özellikle kendi bölgemizde yetişen ya da doğal olarak bulunabilen çeşitli bitki türlerinden özütler elde ederek bu canlının üzerinde öldürücü etkisi var mı? Kullanılabilir mi? bunu araştırıyoruz" diye konuştu.
'BAHÇE TEMİZLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ'
Böceğin yumurtlama evresinde bahçe temizliğinin önemine vurgu yapan Akıner, "Bölgemizde çay 3 defa kesim yapılan bir bitki ve 3'üncü kesimden sonra dalların uçlarına yumurta bırakıyor. Tek yıllık bitkiler üzerine de yumurta bırakıyor. Vatandaşların özellikle bahçe temizliğine dikkat etmeleri, 3'üncü kesimden sonra kalan dal uçlarında yumurta olup olmadığını kontrol edip varsa kesip yakarak imha etmeleri, tek yıllık kuruyan bitkileri temizlemeleri gerekiyor. Yoksa bu sene binlerce olan sayı gelecek sene milyonlara ulaşacak. Bu gelecek sene ortaya çıkacak popülasyon seviyesini düşürme anlamında etkili olacaktır. Ülkemizin en önemli temiz su kaynaklarının olduğu ve gözde turizm alanlarımızın bulunduğu bölgede kimyasal bir mücadeleye yönelmek aslında ne bizim ne devletimizin istediği bir durum değil. Fakat en son aşamada artık daha da mücadele edilemez bir konuma geldiği zaman tek önlem kimyasal mücadele olarak görülmekte. Çay, fındık ve kivinin bölge ekonomisine ciddi katkısı olduğunu biliyoruz. Eğer bu tür bu şekilde yayılmaya ve popülasyon seviyesi artmaya devam ederse rekoltelerde ciddi düşüşler olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle de hem bürokratlarımızdan hem devletimizden bunun çözümüne yönelik ciddi katkılar bekliyoruz" ifadesinde bulundu.
Görüntü Dökümü
----------
-Böcekten detaylar
-Bitkilere yapışan böcek görüntüleri
-Mustafa Akıner röportaj
HABER: Arzu ERBAŞ KAMERA: Mehmet Can PEÇE/RİZE
============
Bursa'nın içme suyu Japon balıkları ile test ediliyor
Bursa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) ekipleri, kentin su ihtiyacını karşılayan Dobruca İçme Suyu ve Arıtma Tesisi'nde 50 ayrı arıtma ve birçok laboratuvar testlerinden geçen suların ilk kontrolünü, akvaryumdaki kobay Japon balıkları ile yapıyor. BUSKİ yetkilileri kentte çeşmeden akan suyun, 'şişe su' kalitesinde olduğunu söylüyor.
BUSKİ, kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan Doğancı ve Nilüfer Barajı'ndan gelen suyu, Dobruca İçme Suyu ve Arıtma Tesisi'nde arıtıyor. Çeşitli testlerin yapıldığı tesiste, barajdan gelen ham suyun ilk kontrolü, akvaryumdaki kobay Japon balıklar ile yapılıyor. Baraj suyuna herhangi bir zehirli maddenin karışması durumunda balıkların tepki vereceğini belirten yetkililer, bu nedenle akvaryumun 24 saat izlendiğini belirtiyor. Balıkların testinden geçen suya daha sonra çeşitli fiziksel ve kimyasal arıtma işlemleri uygulanıyor. Tesislerde arıtılan ve sürekli örnek alınan su, şehre dağıtımı yapılmadan önce laboratuvar ortamında birçok testten geçiriliyor. Bu işlemlerin ardından yetkililer suda sağlığa zarar verecek bir maddeyle karşılaşmazlarsa su şehir şebekelerine aktarılıyor. Türkiye'nin en önemli su markalarının dolum yaptığı yer olan Bursa, şehir şebekelerine verdiği suyun kalitesi ve temizliği ile de dikkat çekiyor.
'ŞEHRE VERDİĞİMİZ SUYU, HER NOKTADA TEST EDİYORUZ'
2014 yılından sonra Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak sınırlarının tüm Bursa olarak genişlediğini belirten BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Devrim İzgi, "Bu kapsamda Bursa'daki tüm ilçelerin içme suyu ve kanalizasyon ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Bursa merkez, Gürsu, Kestel, Mudanya, Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer ilçelerimizin su ihtiyaçlarını bu tesisimizden karşılıyoruz. Bursa'mızı besleyen bir pınar su kaynaklarımız var, bir de barajlardan aldığımız içme suyu kaynaklarımız var. Kurak giden dönemlerde yer altı su kuyularından da Bursa'nın içme suyu ihtiyacını karşılıyoruz. Tesisimizde içme sularımızı saatlik, iki saatlik, günlük, haftalık ve 3 aylık olmak üzere rutin kalite kontrollerinden geçiriyoruz. Kalite kontrol yaptığımız suların içilebilir olduğu kanıtlandıktan sonra şehrimize içme suyumuzun depolarını besliyoruz. Şehrimize suyu verdikten sonra da içilebilir sulardan emin olmak için sürekli şehrin 50 noktasından numune alıp laboratuarımıza getiriyoruz. Bunların içinde bakteriyolojik analizlerine bakıyoruz. Sadece laboratuar kısmında 19 arkadaşımızla beraber sürekli olarak içme sularının içilebilir olduğunu görmeye çalışırız. Aksi bir durumda gerekli tedbirleri almak isterizö dedi.
BARAJLAR YÜKSEK GÜVENLİK İLE KORUNUYOR
Barajların korunması üzerine bilgiler veren İzgi, "İçme suyu arıtma tesisimiz çalışırken burada en önemli şey barajdan aldığımız suyun kalitesidir. İçme suyu arıtma tesisini çalıştırmanın en önemli yolları da bir şehrin içme suyu havzasını korumaktan geçer. Biz BUSKİ olarak içme suyu havzamızı korumak üzere bir yönetmeliğimiz var. Bu yönetmelikte içme suyu havzamıza hiç bir şekilde ne fabrika yapılmasına ne de yapılaşmanın açılmasına izin veriyoruz. Bu şekilde baraj havzamızı korumak istiyoruz. İçme suyu baraj havzamızı tel örgülerle kapattık. Vatandaşların baraj havzasında piknik yapmasını bile engellemeye çalışıyoruz. Orada bulunan ekibimiz belli devriyelerle gezerek baraj havzamızda güvenlik önlemlerini alıyorlar. Vatandaşlarımıza özellikle söylemek istiyorum, baraj havzasında lütfen piknik yapmayalım. Yapanları da BUSKİ'ye bildirelim. Biz gerekli önlemlerimizi alırız. Çünkü baraj temizliği çok önemli. Suyun kalitesini belirleyen en önemli nedenlerden bir tanesidirö diye konuştu.
'SUYUN OLASI KİRLİLİĞİNDE İLK BALIKLARDA ÖLÜM GERÇEKLEŞİR'
Suyun ilk testinin balıklar tarafından yapıldığını belirten İzgü, "Laboratuvarımızda akvaryumumuz bulunmaktadır. Barajdan aldığımız ham suyla sürekli akvaryumu besleriz. Olası ani bir kirlilik ya da tespit edemediğimiz herhangi bir kirlilik geldiği zaman ilk olarak balıklarda ölüm gerçekleşir. Olası bir durumda suyumuzu balık testinden geçiririz. Bugüne kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadıkö dedi.
'VATANDAŞLARIMIZ RAHATLIKLA ÇEŞMEDEN SU İÇEBİLİR'
Uludağ'da çok fazla içme suyu kaynaklarının olduğunu söyleyen İzgi, "İçme suyu kaynaklarından dolayı Bursa'da çok fazla içme suyu şişeleme tesisi de bulunmaktadır. Bunların da suyu içilebilir. Ancak bizim verdiğimiz suyla onların vermiş olduğu su arasında da bir fark vardır. Bizim verdiğimiz sularda klor var. Olması gereken parametrelerden biridir. Ancak o sularda klor bulunmamaktadır. Bizim sularımız da içilmektedir. Vatandaşlarımız rahatlıkla tüketebilirler. Hiç bir sakıncası yokturö diye konuştu.
"KURBAN BAYRAMINDA SU TÜKETİMİ REKOR SEVİYEYE ÇIKTIö
Şehrin su tüketiminin saat ve günlerle bile değişkenlik gösterdiğini söyleyen İzgi, "Bulunduğumuz tesisten yaklaşık 2 milyon 100 bin kişilik bir nüfusumuz içme suyunu karşılıyor. Çok değişken bir içme suyu tüketim değerlerimiz var. Kış aylarında ortalama 300 bin metreküp gün kapasiteyle çalışan tesisimiz yazın ortalama 400 bin metreküp gün ortalama ile çalışmakta. Kurban bayramının birinci günü de en son maksimum tüketim yaptığımız günlerden biridir. O gün 470 bin metreküp günle kendi tesisimizin en büyük içme suyu tüketimini sağlamış oldukö dedi.
Görüntü Dökümü
-----------
-Arıtma tesisinden detaylar
-Test yapan balıklardan detaylar
-Arıtma testi yapan personelden detaylar
-Drone görüntüleri
Haber: Muammer İRTEM-Berktuğ ÖNCÜ - Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA,
=============
Manavgat'ta Kurtalan Ekspres konseri
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda fener alayı ve Kurtalan Ekspres konseri düzenlendi.
Manavgat Cumhuriyet Meydanı'ndan başlayan fener alayına Belediye Başkanı Şükrü Sözen, CHP Manavgat İlçe Başkanı Aliye Coşar ve yüzlerce vatandaş katıldı. Cumhuriyet Meydanı'ndan başlayan fener alayında vatandaşlar, yapay şelale önünden Atatürk Kültür Merkezi'ne (AKM) yürüdü. Yürüyüşte dev Türk bayrağı açıldı.
Fener alayının ardından AKM önünde müzik grubu Kurtalan Ekspres tarafından konser verildi. Bir saatten fazla süren konserde Kurtalan Ekspres, Barış Manço, Neşet Ertaş ve Cem Karaca gibi sanatçıların eserlerini seslendirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Fener alayından görüntü
Konserden görüntü
HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT,
=====================
Alanya'da Zafer Bayramı coşkusu
Antalya'nın Alanya ilçesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 97'nci yıl dönümü coşkuyla kutlandı. Fener alayının ardından Alanya Belediyesi tarafından düzenlenen Çelik konseriyle vatandaşlar zafer coşkusunu doyasıya yaşadı.
Alanya'da 30 Ağustos Zafer Bayramı, büyük coşkuyla kutlandı. Atatürk Anıtı önünde düzenlenen resmi törenle başlayan kutlamalar akşam saatlerinde Alanya Belediyesi ve Kent Konseyi işbirliğinde düzenlenen fener alayı ile devam etti. Atatürk Anıtı önünde buluşulduktan sonra fener alayı saat 20.00'de Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in ilk meşaleyi yakmasıyla başladı. AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, ilçe protokolü, siyasi parti ilçe başkanları ve vatandaşların katılımıyla gerçekleştirilen fener alayı, Belediye Binası arkasındaki konser alanında sona erdi.
ELİ ÖPÜLESİ ECDAT
Alanda toplanan yaklaşık 20 bin kişiye Çelik konseri öncesinde bir konuşma yapan Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, "Şanlı tarihimizin altın sayfalarından biri olan ve Kurtuluş Savaşı'nı sona erdiren Büyük Taarruz zaferimizin 97'nci yıl dönümünü milletçe idrak etmenin mutluluk ve gururunu yaşıyoruz. Kanlarıyla destan, inanmışlıklarıyla tarih yazarak bize bu vatanı bırakan tüm şehitlerimize, elleri öpülesi ecdadımıza cenabı Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
ÇELİK'TEN COŞTURDU
Başkan Yücel'in konuşmasının ardından sevilen sanatçı Çelik, birbirinden güzel şarkılarını seslendirdi. Bir ara sahneden inerek izleyicilerin arasına karışan Çelik, 30 Ağustos coşkusunu dinleyicileriyle yaşadı. Çelik konserinde atılan havai fişekler geceye renk katarken, Belediye Başkanı Yücel, Çelik'e teşekkür plaketi ve üzerinde resmi olan su kabağı hediye etti. Çelik, özellikle su kabağı üzerine işlenen resmini ve Atatürk portresini çok beğenirken, Başkan Yücel ve ekibine teşekkür etti.
Görüntü Dökümü
------------
-Fener alayından görüntüler
-Çelik konserinden görüntüler
Haber-Kamera: Engin ANAK/ALANYA,
===================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 7 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?