1)KURBAN BAYRAMI ÖNCESİ BERGAMA'DA 20 MAHALLEDE VEBA KARANTİNASI
İZMİR'in Bergama ilçesine bağlı kırsal Yenikent Mahallesi'nde, bir koyun sürüsünde veba olduğu şüphesi üzerine 20 mahalleye küçükbaş hayvan giriş çıkışı yasaklandı. Kurban Bayramı'na kısa bir süre kala alınan bu karar nedeniyle mağdur olduklarını belirten besiciler, yetkilileren soruna bir çözüm bulalarını istedi. Bergama ilçesine bağlı kırsal Yenikent Mahallesi'nde, 40 yaşındaki Şerif Duymaz'a ait koyun sürüsünde veba hastalığı olduğu şüphesi üzerine, Yenikent ile etrafında bulunan Kurfallı, Aşağıkırıklar, Tekkedere, Bozköy, Bozyerler, Cevaplı, Çallıbahçe, Çamköy, Eğrigöl, Karahıdırlı, Sarıdere, Narlıca, Ovacık, Örlemiş, Pınarköy, Sağancı, Süleymanlı, Tepeköy ve Zeytindağ'ın da aralarında bulunduğu toplam 20 mahallede ikinci bir emre kadar küçükbaş hayvan giriş çıkışları yasaklandı. Kurban Bayramı'na kısa bir süre kala alınan bu karar bölgedeki küçükbaş sahipleri ile vatandaşları endişelendirirken, Bergama Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, veba tehlikesi geçinceye kadar Karantina uygulamasının süreceği ve bu sürenin 1 aya kadar uzayabileceği ifade edildi.
'MAĞDURUZ, YETKİLİLERDEN YARDIM BEKLİYORUZ'
Sürüsünde veba şüphesi olan Şerif Duymaz, "Kurban Bayramı öncesi çok mağdur oldum. Sürümdeki 25 koç telef oldu. Vebadan şüpheleniliyor. Sürümün içerisinde kurbanlık olan hayvanlarım da var. Ancak, karantinaya alındı. Bir senedir bu hayvanları kurbanda satmak için besliyorduk. Hayvanları beslemek için borçlanarak aldığım yemlerin parasını nasıl ödeyeceğim? Mağdur durumdayım. Şu an karantinada 90 kurbanlık hayvanım var. Civar mahallelerde de benzer durum var. Yetkililerden bu soruna bir çözüm bulmalarını bekliyoruz" dedi.
'TELEF OLANLAR DIŞARIDAN UCUZ DIYE GETIRILEN HAYVANLAR' İDDİASI
Karantina kararı nedeniyle mağdur olan Yenikent Mahallesi'ndeki besicilerden Orhan Zeytin de "30 kurbanlık koçum var. Hepsi de son derece sağlıklı. Gerekirse veteriner kontrolü yapılsın. Hastalık varsa zaten biz bunları satmayız. Şerif Duymaz'ın telef olan 25 hayvanı, ucuz olduğu için dışarıdan getirilen hayvanlar. Bunun suçlusu biz miyiz" diye konuştu. Eşi ve 2 çocuğunun geçimini kurbanlık satışından elde ettiği aralarla sağladığına dikkati çeken Zeytin, "Mağduriyetimizin bir an evvel giderilmesini bekliyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------
-25 koçu telef olan Şerif Duymaz ile röp.
-Kantina nedeniyle kurbanlık koçlarını satamadığı için mağdur olduğunu belirten Orhan Zeytin ile röp.
-Yenikent Mahallesi'ndeki küçükbaş hayvan sürülerinden görüntü
-Yenikent Mahallesi'nden görüntü
-Yenikent Mahallesi tabelasından görüntü
Haber - Kamera: Cevdet ŞEN/ BERGAMA (İzmir),
================================================
2)BAKAN SELÇUK EĞİTİMDEKİ YOL HARİTASINI ANLATTI
İZMİR'de yaptığı konuşmada Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitimde 2040 yılına hazırlandığını anlatan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye'de üniversite öncesi iş hayatı ile ilgili olarak yeniden yapılandırılması gereken alanlar olduğunu belirterek, "Biz geleneksel enstrümanlarla ekonomiyi gerçekten canlandıramayız. Bizim uluslararası standartları ele alan evrensel bakış açısına sahip bir eğitim sistematiği içinde olmamız lazım" dedi. Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) 34. Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un katılımıyla Çeşme ilçesindeki bir otelde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni çağın ihtiyaçlarının farklı olduğunu kaydederek, "Buraya hazırlanmanın başka bir yolu var. Bizim bakış açımız doğmamış çocukların hukukunu korumak. 2040'a hazırlanmazsak bugünkü eğitimi kaliteli göstermenin anlamı yok" dedi. Eğitimi teknik bir alan olarak ele aldıklarını, standartlar, bileşen analizleri gibi konularla değerlendirdiklerini aktaran Selçuk, bu amaçla bir vizyon programı ortaya koyduklarını vurguladı. Yol haritasını, günlük, aylık ve yıllık olarak belirlediklerini söyleyen Bakan Selçuk, "2023 yılına kadar şunlar yapılacak, hiç kimse sürprizle karşılaşmasın, herkes müktesep hakkını koruyacak ve bir şekilde biz bu yol haritasını topluma hesap vermenin yolu olarak da görüyoruz" diye konuştu. Selçuk, koşulların da değişkenlik gösterdiğini, ama niyet beyanı olarak hedeflerini ortaya koyduklarını ifade etti.
MESLEK EĞİTİMİNDE DÜZENLEME
Yapıcı eleştiriyi faydalı gördüklerine işaret eden Selçuk, özellikle meslek liselerine yönelik eleştirilerde optimizasyon ve ihtiyaç konusunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getirdi. Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığı'nın tüm alt sistemlerindeki verilerin okul, ilçe, il ve genel müdürlükler düzeyinde aynı bağlamda görülmesi ve otomasyon sistemi sayesinde anında izlenebilmesi için çalışmalar yürüttüklerini söyleyerek "Türkiye'de ilk kez karar destek çerçevesi olan bir yaklaşım ekim ayında başlıyor" diye konuştu. Meslek eğitiminde 30 senedir bekleyen bazı sorunları çözme fırsatı bulduklarını söyleyen Bakan Selçuk, bu yıl yüzde 1'lik dilimden çok sayıda öğrencinin meslek liselerine gittiğini ve bu liselerin de yüzde 98 oranında dolduğunu vurguladı. Selçuk, Türkiye'de üniversite öncesi iş hayatı ile ilgili olarak yeniden yapılandırılması gereken alanlar olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Ekonomi ile meslek liseleri arasında örtüşme olmasından bahsediyorum. Bunu yapabilir miyiz, tabii ki yaparız. Bunun altyapısını oluşturdukça toplumdaki algının da değişececeğini göreceksiniz. Altı ayda yol aldığımızı gördük istatistik olarak. Bunun 1-2 yıl sonrası çok daha parlak olacak ama sizin buna destek vermeniz gerekiyor. Meslek eğitim merkezleri konusunda ben iş dünyasının gündeminde bile olmadığını görüyorum."
EĞİTİMDE ULUSLARARASI STANDART
Dünyanın değiştiğini, son 3 yılda evliliklerin yüzde 50'sinin sosyal medya üzerinden tanışma yoluyla gerçekleştiğini anımsatan Bakan Selçuk, "Bu çocuklar farklı çocuklar. Biz geleneksel enstrümanlarla ekonomiyi gerçekten canlandıramayız. Bizim uluslararası standartları ele alan evrensel bakış açısına sahip bir eğitim sistematiği içinde olmamız lazım" dedi. Bugün ilkokul öğrencisi olan çocukların 2040 yılında iş hayatına atılacağını söyleyen Selçuk, şöyle devam etti:
"Üretimin robotlaştığı, otomasyonun sıradanlaştığı, insan beynine yazılım yüklenen döneme gidiyoruz. İlk defa dünya tarihinde biyolojik bedene yazılım yüklendiği bir çağ geliyor. Bu dönemin ihtiyaçları çok farklı. Sanayi, bilgi çağından sonra yeni bir kırılma yaşanıyor. Buraya hazırlanmanın başka bir yolu var. Bizim bakış açımız doğmamış çocukların hukukunu korumak. 2040'a hazırlanmazsak bugünkü eğitimin kaliteli göstermenin anlamı yok. Gerçekten insani bir eğitim mi... Refah toplumlarında eğitim kalitesi yükseliyor ama açlık ve obezite de aynı anda artıyor. İnsanlığın büyük çelişkisi, bilimin gücü artıkça teknolojinin öldürme gücü artıyor. Bu bilimin etik bir noksanlığı olduğunu gösteriyor. Sermayenin bilimle ilişkisinin gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor."
EĞİTİM, EKONOMİ VE DEMOKRASİ BAĞI
Çocukları uluslararası standartlardaki yeni soru tipleriyle tanıştırdıklarını aktaran Selçuk, eğitim sistemini kademeli olarak değiştirdiklerini, önce altyapıyı ve öğretmenleri hazırladıklarını dile getirdi. Bakan Selçuk, eğitimi ülke ödevi olarak gördüklerini dile getirerek, "Bizim için çocuğun üstün yararı bu ülkenin faydası önemli. Hamasetle, sloganla, nutukla değil bilimle akılla metotla eğitimi güçlendireceğiz. Sadece sanayinin ihtiyaç duyduğu bireyi yetiştirmek için değil insanın bütünsel tekamülü üzerinden hareket ediyoruz" diye konuştu. Eğitim, ekonomi ve demokrasi arasındaki bağın güçlendirilebileceğini dile getiren Selçuk, nesil yetiştirmenin uzun mesafeli bir koşu olduğunu da sözlerine ekledi.
'ÖĞRETMENLERİN EĞİTİM İHTİYACI'
Toplantının açılışında konuşan ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ali Kasalı, eğitimin ülkelerin toplumsal ve ekonomik gelişiminin temel taşı olduğunu söylerek 2003 yılından bu yana eğitim sistemini iyileştirmeye yönelik farklı çalışmalar yapıldığını dile getirdi. Eğitimde çağın gereklerine göre uyarlamaların yapılmasının her ülke için zorunlu bir olgu olduğunu kaydeden Kasalı, eğitim programlarının sürekli sil baştan yapılmasının istikrar açısından sorgulamaları da beraberinde getirdiğini ifade etti. Kasalı, "Türkiye 2003 yılından bu yana Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sıralamalarında geriliyor. 2015 sonuçlarında 70 ülke arasında okuduğunu anlama konusunda 48'inci, matematikte 49'uncu, fen konularında ise 51'inci sırada yer aldık. PISA ile 2017 yılında yapılan KPSS Öğretmen Alan Bilgisi Testi sonuçlarını üst üste koyduğumuzda çok daha vahim bir tablo ile karşılaşmaktayız. Öğrencileri eğitecek olan öğretmenlerin eğitim ihtiyacı bulunduğu aşikar. Bakanlığımızın açıkladığı 2023 Eğitim Vizyonu'nda da benzer bir şekilde öğretmen temelli yaklaşım benimsendiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz" dedi. Yıllar içerisinde bütün öğretim sistemini üniversiteli olmaya endeksleyen bir eğitim politikasının hayata geçirildiğini söyleyen Kasalı, buna karşın ara işgücü meselesinin göz ardı edilerek asıl odaklanılması gereken alanın boş bırakıldığını anlattı. Kasalı şöyle konuştu:
"İhtiyacımızdan çok daha fazla sayıda üniversite öğrencisini her yıl mezun ediyoruz. Üniversite içerisinde geçen süre boyunca işsiz nüfusu ötelemiş ve işsizliği azaltmış oluyoruz. Öte yandan mezun ettiğimiz gençlerimizi bu kez de işsizlik kabusu ile baş başa bırakmış ve beklenti çıtasını çok daha fazla yukarı çekmiş oluyoruz. Günümüz iş dünyasında yenilikçi, yaratıcı, analitik düşünen, sorgulayan, katma değeri yüksek üretim yapabilecek bireylere ve işgücüne ihtiyacımız var. Bu doğrultuda, böyle bireyler yetiştirebilecek bir eğitim sistemine de ihtiyaç var. Burada meslek liselerine ayrıca değinmek istiyorum. Birey açısından mesleki eğitim; teorik eğitim ile uygulama arasında köprü kurarak istihdam edilebilirliğini sağlar ve çalışma hayatına hazırlar. İşletmeler açısından ise, verimliliği, performansı, rekabet yeteneğini, araştırma ve inovasyon kapasitesini güçlendirir. Eğitim sistemini sürekli olarak deneme yanılma tahtası haline dönüştürmek suretiyle içinden çıkılmaz bir hale getirdik. Eğitimi kendi tercihlerimiz doğrultusunda toplumsal mühendislik aracı olarak kullanarak, ayarları ile oynadık. Bir ülkenin eğitimi ve eğitim sistemi bu kadar çok konuşuluyor ve gündem haline getiriliyorsa, ortada sadece eğitim alanında değil pek çok alanda sıkıntı var demektir. Son 20 yılda aynı parti de dahil olmak üzere 9 milli eğitim bakanı ile birlikte değişen eğitim politikaları ile eğitim sistemine dair kafa karışıklıkları da oluşmuştur."
SANAYİCİNİN SORUNU NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞI
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri 34. Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada küresel konjonktürde gerginliğin geçen yıldan beri hız kesmediğini belirterek hem ekonomide hem de siyasette alışılan düzenin sarsıldığını öne sürdü. Ekonomi boyutunda küresel ticaret savaşlarında korumacılığa doğru ilerleyen bir tutumun gözlemlendiğine dikkat çeken Sivri, "Türkiye'nin küresel ekonomi içerisinde daha kilit bir rol oynaması için nitelikli bir şekilde büyümesi şarttır. Biz de ESİAD olarak büyümenin niteliğine her dönemde vurgu yaptık. Büyümenin sürdürülebilir ve kapsayıcı olması ve gerçek toplumsal kalkınmayı yaratmasını arzu ediyoruz. Sanayinin GSYİH içindeki payının arttırılmasını, ileri teknoloji yoğunluklu sanayilere ağırlık verilmesini ve sanayide daha yüksek katma değerli üretim ve ihracatı hedeflemektedir.Yüksek ihracat hedefi ancak nitelikli iş gücü yetiştirilmesi ile verimlilik artışı ve yüksek değer yaratan rekabetçi üretim ortamı ile sağlanabilecektir" diye konuştu. Sanayinin büyütüp, kalkındırdığını, üreten bir sınıf yarattığını, nitelikli işgücünün ve eğitimin gelişmesini tetiklediğini ifade eden Sivri, ESİAD olarak, rekabetçi bir ekonominin temelini oluşturan nitelikli iş gücünün ve yeni neslin geleceği konusunda görüşlerini paylaşmak istediklerini kaydetti. İş dünyasının ve özellikle sanayinin insan kaynakları ve işgücü ile ilgili acil ve kalıcı çözüm bekleyen sorunları bulunduğunu anlatan Fadıl Sivri konuşmasına şöyle devam etti:
"Genç kuşağın teknik alanlarda, üretimde ve sanayide çalışma isteği azalmaktadır. Her kademede nitelikli insan kaynağı açığı tüm sanayiciler tarafından dile getirilen bir sorundur. Meslek liseleri ve yüksek okullarda yetişen gençlerimizin yetkinlikleri ve pratik bilgileri ile iş başı eğitimlerinin sınırlı olması onları iş hayatına atıldıklarında uzun adaptasyon süreleri ve verimsizlik ile baş başa bırakmaktadır. İşletmelerimizde ara ve teknik eleman ihtiyacı karşılanamamaktadır. Bu nedenlerle eğitim reformuna en çok iş dünyası ve sanayiciler ihtiyaç duymaktadır. Sanayinin yol haritası ile işgücü ve nitelikli çalışanların yetkinliklerinin eşgüdümlenmesi geleceğin teknolojileri ile üretim yapacak sanayilere değer katacaktır. Aynı zamanda işsizlik sorununa da önemli ölçüde çözüm getirecektir."
NİTELİKLİ İŞGÜCÜ İÇİN ÖNERİLERİNİ SIRALADI
Üniversiteye giriş sınavlarında alınan başarı sonuçlarının her yıl daha da düştüğüne dikkat çeken Sivri, geçtiğimiz haftalarda açıklanan 2019 YKS sonuçlarının da bunu bir daha gösterdiğini vurguladı. Üniversite sınavında 15 bin öğrencinin puanının, yarım net dahi yapamadığı için hesaplanamadığını anlatan Sivri, "Kamuya ait okullarda orta öğretimdeki zayıflama da endişe vericidir. Ülkemizde öğretmen yeterliliklerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bunu yapabilmek için eğiticilerinin eğitimi semineri ve kursları açılmalıdır. Meslek dersleri öğretmenlerinin işletmelerdeki mesleki teknoloji bilgileri transferi sağlanmalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılarak güçlü öğretmen modeli oluşturulmalıdır. Mesleki eğitim müfredatı; esnek olmalı, öğrencinin ilgi alanına göre branşlaşabilmeyi sağlamalı, yeni nesil mesleklere açık olmalıdır. Meslek liselerinde meslek lisesi kökenli bölge iş adamlarından oluşan danışma kurulları oluşturulmalı, okulun stratejik hedefleri belirlenmelidir. Periyodik aralıklarla değerlendirmeler yapılmalıdır. Sanayi sektörlerinin iş gücü ihtiyacı tespit edilmeli, meslek ders öğretmenlerine işletmelerde oryantasyon eğitimi sağlanmalı, fuar ve seminer gibi organizasyonlarla dünya görüşleri genişletilmelidir. Öğrenciler öğretim hayatının başından itibaren iş dünyasındaki yetkin şirketler ve işletmelerle eşleştirilip mentör-menti ilişkileri içinde iş başında eğitimler planlanmalı, öğrencilerin aidiyet duyguları 10. Sınıftan itibaren verilmelidir" diye konuştu.
Türkiye'de orta uzun vadede özellikle teknik alanlarda ara eleman yetiştirebilme kabiliyetinin cari açığı kapatmak için önde gelen konuların başında geldiğini ifade eden Fadıl Sivri, yakın gelecekte bugünkü mesleklerin yüzde 70'inin ortadan kalkacağını söyleyerek bu işlerin bir bölümünün robotlar ve yapay zeka barındıran sistemler tarafından yapılacağını dile getirdi. Birbirileri ile ilişkili disiplinler arası birden çok uzmanlık alanında yetkinliğin aranır hale geldiğini belirten Sivri şunları söyledi:
"Bugünkü makineler artık akıllıdır ve makine, elektronik ve bilişim disiplinlerinin ortak katkısı ile ortaya çıkmaktadır. Artık makine sanayinde çalışmak için sadece makine mühendisi olmak yeterli gelmeyecek. Nitekim eğitimin her sürecinde artık vazgeçilmez olarak internet, sanal gerçeklik, interaktif uygulamalar gibi teknolojik uygulamalar ve dinamik içerik yaratan teknolojiler yer almaktadır. Eğitim sitemimizde bunların artırılması ve yaygınlaştırılmasına da gerek duyulmaktadır. Eğitim ve teknoloji o kadar iç içe girmeye başlamıştır ki sadece başlıklarına yer verebileceğim dijital okur yazarlık, STEM+A, kodlama, tekno-yaratıcı düşünceyi destekleyici uygulamalar, kişisel gelişime ve yetenek alanlarına uygun içerik yaratılması gibi birçok alan daha bulunmaktadır. Çocuklarımız için bu noktada teknolojiyi en az eğlence ve dinlence kadar eğitim ve öğrenme ile yetenekleri keşfetmek için de kullanır hale getirmeliyiz. Eğitim reformu ihtiyacı açıktır. Ancak, herkesçe malumdur ki tek başına yeterli olmayacaktır. Ülkemizde adalet, özgürlükler, güvenin tesis edilmesi; ve rakamsal büyüme yerine çağdaş kapsayıcı bir kalkınmayı da ön plana alan siyaset ortamı da olmazsa olmazlardır. Türkiye bu alanlarda da ilerleme sağladığı takdirde eğitim reformu daha da anlam kazanacak ve geleceğin çağdaş rekabetçi Türkiyesi olma hedefi yakalanacaktır."
Konuşmaların ardından, toplantının soru cevap kısmı basına kapalı olarak devam etti.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Toplantıdan genel ve detay görüntü,
-Konuşmalardan görüntü,
-Bakan Ziya Selçuk'un konuşmasından görüntü.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,
=====================================================
3)KAYIP KEÇİSİ YÜZÜNDEN 8.5 AY CEZA ALDI, YARGITAY KARARI BOZDU (YENİDEN)
ANTALYA'nın Korkuteli ilçesinde çiftçi Fahrettin Kündü'nün (49), 7 yıl önce kaybolan keçisine çarpan araç takla attı. 2 kişinin yaralandığı kazanın ardından hakkında kamu davası açılan Kündü'ye 8.5 ay hapis cezası verildi. Yargıtay, keçi sahiplerinin yaşam tarzı hakkında bilgisi olmayanların rapor vermesinin yanlış olduğunu belirterek kararı bozdu. Kündü, Yüce adalet beni haklı gördü. Ben 7 yıldır çok perişan halde yaşadım. Şu an aracım bağlı ve icralık dedi.
Korkuteli'ne bağlı Kargalık Mahallesi'nde oturan Fahrettin Kündü'nün, çobanlık yaptığı Eylül 2012'de sürüden ayrılan bir keçisi kayboldu. Günlerce keçisini arayan Fahrettin Kündü bir sonuç elde edemedi. 10 Eylül günü karayolunda bir keçiye çarpan araç takla attı ve 2 kişi yaralandı. Jandarma kulağındaki küpeden keçinin Fahrettin Kündü'ye ait olduğunu belirledi. Jandarma tarafından ifadesi alınan Fahrettin Kündü, keçisinin kaybolduğunu ve 9 gündür aradığını ancak bulamadığını kaydetti. Soruşturmanın ardından keçisinin yola çıkmasından sorumlu tutulan Fahrettin Kündü hakkında 'taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmak' suçlamasıyla kamu davası açıldı.
KUSURU OLMADIĞINI SAVUNDU
Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmalarda ifade veren Fahrettin Kündü, kayıp keçisinin hasta olduğunu ve sürüden geri kaldıktan sonra kaybolduğunu anlattı. 9 gün sonra keçiye bir aracın çarptığını öğrendiğini kaydeden Kündü, olayda kusuru olmadığını savundu. Keçisinin küçük olduğunu ve bir aracın takla atmasına sebep olamayacağını, bu nedenle de karşı tarafın zararını karşılamayacağını belirten Kündü, asıl onların hayvanın parasını ödemesi gerektiğini söyledi.
RAPORLAR HAZIRLANDI
Davaya ilişkin Adli Tıp Kurumu'ndan alınan bilirkişi raporunda, keçinin bölünmüş yola çıkıp otomobilin seyir güvenliğini bozduğu, çiftçinin asli kusurlu olduğu, yaralananların ise kusursuz olduğu belirtildi. Fahrettin Kündü, bunun üzerine yaralananların alkollü olduğu gerekçesiyle hem Adli Tıp raporuna hem de olay yeri keşif raporuna itirazda bulundu. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Ulaştırma Anabilim Dalı'nda görevli 2 profesör ve 1 doçentten oluşan heyet yeni bir bilirkişi raporu hazırladı. Raporda keçinin taşıt yoluna kontrolsüz olarak girdiği ve bunun olayda asli derecede etkili olduğu anlatılırken, keçinin kayıp olmasının keçinin davranışının olaydaki rolünü ortadan kaldırmayacağı kaydedildi. Buna karşı kazada yaralananların da alkollü olduğu ve aracın hızlı olduğu gerekçesiyle tali kusurlu oldukları aktarıldı.
'MASADA ÇALIŞANLARIN KUSUR RAPORU VERMESİ HAKKANİYETLİ DEĞİL'
5 Şubat 2015 tarihinde sonuçlanan davada Fahrettin Kündü 8.5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kaza yapan aracın kasko firması da Kündü'ye 8 bin liralık haciz işlemi başlattı. Karara itiraz eden Fahrettin Kündü dosyayı Yargıtay'a taşıdı. Dosyayı inceleyen Yargıtay Başsavcılığı, keçilerin doğası gereği başıboş bırakılması ve tek başına otlatılmasının mümkün olmadığını belirtti. Yargıtay Başsavcılığı, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi'nde sürekli masada çalışan mühendis, doktor veya İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak görev yapan, hayvancılıkla, keçiler ve keçi sahiplerinin yaşam tarzları veya sosyal hayatlarına ilişkin hiçbir bilgi ve ilgisi bulunmayan kişilerin kusur raporu vermesinin hakkaniyetli olmadığını belirtti.
YARGITAY KARARI BOZDU
Bu olaydaki bilirkişi heyetinin yörede hayvancılıkla ilgilenen, keçiler ve keçi sahiplerinin sosyal yaşamlarını bilen, ileri gelen köylülerden ve veterinerlerden oluşması gerektiğini belirten Yargıtay 12'nci Ceza Dairesi ise 9 gündür kayıp olan keçiden sahibinin sorumlu tutulamayacağını kaydederek, verilen kararı bozdu.
'YÜCE ADALET BENİ HAKLI GÖRDÜ'
Fahrettin Kündü, Çobanlık yaptığım sırada 100'e yakın keçim vardı. Keçinin birinin kaybolduğunu fark ettim, aradım ancak bulamadım. O gün keçi sürüsünü bir keçi eksik eve götürdüm. Bu keçi hastaydı. Sürüden geri kalmış, iğne yapılmıştı. Daha sonraki günler aramama rağmen bulamadım. 9 gün sonra da o keçi yolun kenarında gezerken, yoldan geçen bir araç çarpmış. Araç içinde bulunan 2 kişi yaralanmış. Kaza sonrası araçtakiler kaskodan para almak için bana dava açtılar. Mahkeme beni suçlu bulunca 8.5 ay hapse çarptırdı. Kazadaki aracın kasko firması da 8 bin lira haciz gönderdi. Ben yüksek mahkemeye itiraz sonrası yüce adalet beni haklı gördü. Ben 7 yıldır çok perişan halde yaşadım. Şu an aracım bağlı ve icralık dedi.
Görüntü Dökümü
--------------------------------
Fahrettin Kündü ile röportaj
Kündü'nün küçükbaş hayvanlarıyla
Genel detaylar
(Haber- Kamera Adem DURMAZKORKUTELİ (Antalya),
=====================================================
17 YAŞINDAKİ SÜRÜCÜ KAZADA ÖLDÜ, KARDEŞİ YARALI
4)KAZA GÜVENLİK KAMERASINDA
Diyarbakır'da ehliyetsiz sürücü Mehmet Zeyrek'in öldüğü, 4 yaşındaki kardeşi Ayaz Zeyrek 'in de yaralandığı kaza, güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, Mehmet Zeyrek, aynı yöne giden kamyonet ile bir başka otomobili makas atarak geçerken kullandığı otomobilin kontrolünü kaybedip, yol kenarındaki parke taşlarına çarpıyor.
Görüntü Dökümü
---------------
-Kazanın güvenlik kamerası görüntüsü
DİYARBAKIR/DHA
=================================================
5)SİLAHLI KAVGADA VURULAN 3 KARDEŞ ÖLDÜ, BABA AĞIR YARALI (2) - YENİDEN
ŞANLIURFA'da, husumetli iki grup arasında çıkan silahlı kavgada Mehmet Güven (68) ile oğulları İbrahim Halil (32), Murat (35), Ramazan Güven (38), vücutlarının çeşitli yerlerinden vurularak yaralandı. Hastaneye kaldırılan 3 kardeş yaşamını yitirirken, babanın da durumunun ağır olduğu belirtildi. Olay, öğle saatlerinde, Bağlarbaşı Mahallesi'nde meydana geldi. Husumetli olan iki grup sokak ortasında karşılaşınca aralarında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede büyüyüp silahlı kavgaya dönüştü. Kim tarafından ateşlendiği henüz belirlenemeyen tüfekten çıkan saçmalar ve tabancadan çıkan mermiler, Mehmet Güven ile oğullları İbrahim Halil, Murat, Ramazan'a isabet etti. 4 yaralı kanlar içinde yere yığılırken, şüpheliler olay yerinden kaçtı. Olayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Polis çevrede güvenlik önlemi alırken, sağlık görevlilerince ilk müdahaleleri yapılan yaralılar ardından Balıklıgöl Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
3 KARDEŞ ÖLDÜ
Balıklıgöl Devlet Hastanesi'nde tedaviye alınan İbrahim Halil, Murat ve Ramazan Güven kardeşler hayatını kaybetti. Yaralı baba Mehmet Güven'in tedavisi ise devam ediyor. Ölümü ile yakınlarını yasa boğan 3 kardeşin cenazeleri otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis, olayın ardından kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışmasını sürdürüyor
Ali LEYLAK/ ŞANLIURFA, -
========================================================
6)KAHRAMANMARAŞ'TA İKİ AİLE ARASINDA KAVGA: 1 YARALI
KAHRAMANMARAŞ'ta, eczacı Serkan K. ile öğretmen eşi Özlem K. arasında çıkan tartışma, aile fertlerinin de dahil olmasıyla kavgaya dönüştü. Tabancayla havaya ateş açılan kavgada, 1 kişi darbedilerek yaralandı. Olay, sabah saatlerinde Merkez Onikişubat ilçesi Yirmiikigün Mahallesi'nde meydana geldi. Eczacı Serkan K. ile öğretmen eşi Özlem K. arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Aralarındaki anlaşmazlığı çözemeyen çift telefonla ailelerini arayıp durumu anlattı. Bunun üzerine iki ailenin fertleri eve geldi. Bir süre sonra çiftin arasında çıkan tartışmaya aileler de dahil oldu. Tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Apartman bahçesinde devam eden kavgada, tabancayla rastgele ateş açıldı. Tabancanın sesini duyan mahalle sakinlerinin ihbarı üzerine, olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Polislerin müdahalesiyle kavga sona ererken, bir kişinin darbedilerek yaralandığı belirlendi. Yaralı, sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı. Olayda, Serkan K., ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
Olay Yeri
Polislerin Çalışması
Olay Yeri İnceleme
Genel ve detay görüntüler
Haber: -Kamera: Kadir GÜNEŞ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 352 MB
========================================================
7)UMKE'NİN EN BÜYÜK TATBİKATI TAMAMLANDI
Malatya'da, Sağlık Bakanlığı'nca 8'incisi düzenlenen Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi'nin (UMKE) en büyük tatbikatı, başarıyla tamamlandı.
Malatya'da, Şeker Fabrikası içinde Sağlık Bakanlığı'nca bu yıl 8'incisi düzenlenen Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) tatbikatına, Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, Malatya Vali Yardımcısı Ali Deniz Sürmen, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Sağlık Bakanlığı ile AFAD yetkilileri katıldı. 50 kamerayla eş zamanlı koordinasyon merkezinden canlı izlenen tatbikat, Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci'nin yerleşkede hazır bekleyen ekiplerine yaptığı telsiz anonsu ile başladı.
Tatbikatın başlama anonsunu duyan 81 ilden gelen 500 kişilik UMKE personeli yerleşke içinde hazırlanan alana geldi. Fabrikada oluşturulan kamp alanında 22 Temmuz'dan bu yana hazırlıklarını sürdüren UMKE ekipleri, tatbikatı başarıyla gerçekleştirdi. Tatbikatta, 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından Şeker Fabrikası yerleşkesinde kimyasal tankın devrildiği, devrilen kimyasal tanktan sızıntıların meydana geldiği, yüksek bir kule üzerinde çalışan kişinin düştüğü, Akçadağ ilçesi Levent Vadisi Kanyonunda kayalıklar üzerinden bir kişinin düştüğü ve helikopter ile nakli, Beydağı Mahallesi'nde çok sayıda evin yıkıldığı, bir binada yangın çıktığı, Demiryolları İşletme Müdürlüğü önünde yolcu treninin yandığı ve devrilen bir vagonda çok sayıda yaralının bulunduğu, Beyler Deresi mevkisinde zincirleme trafik kazasında çok sayıda yaralının olduğu, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi binasında meydana gelen şiddetli sarsıntı sonucu hastaların tahliyelerinin gerçekleştirilmesi senaryoları işlendi.
Tatbikatta, 500 kişilik UMKE personelinin yanı sıra 36 kişilik destek personeli, 79 tam donanımlı UMKE aracı, 29 tam donanımlı ambulans, 9 mobil komuta aracı, 10 hizmet aracı, İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) temsilcileri de yer aldı.
Tatbikat öncesi konuşan Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Semih Korkut, 11 bin gönüllüyle çalıştıklarını kaydederek, "4 ambulans uçağı, dünyanın neredeyse en genç ambulans helikopter filosuna sahip bir Sağlık Bakanlığımız var. 5 bin 500 ambulansımız yaklaşık 3,5 yaş ortalamasına sahip. Her geçen gün yaptığımı tatbikatlarla çok daha ileriye gittiğimizi görüyoruz" dedi.
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ise uzmanlaşmak için tatbikatlar ile pratiklerini geliştirdiklerini belirterek, "Biz sahada UMKE ile omuz omuza çalışmaktan dolayı çok memnun ve mutluyuz. Tatbikatta da omuz omuza bir çalışmayı sergiliyoruz" diye konuştu.
'TEMEL İLKEMİZ 72 SAAT İÇİNDE HER ŞEYİ YÖNETİLEBİLİR KONUMA SOKMAK'
Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, 2004'te kurulmuş olan UMKE'nin bugün tamamen gönüllü binlerce kişiyle hizmet verdiğini belirtti. Tatbikatın ana temasının deprem olduğunu anlatan Birinci, şunları söyledi:
"117 yılda 210 deprem yaşanmış, 82 bin insanımızı kaybetmişiz, 600 bin konut ağır hasar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiş. Bizim bu durumda temel ilkemiz 72 saat içinde her şeyi yönetilebilir duruma sokmak ve bütün sağlık ekipleri olarak her şeye hazır olmak. Burada bütün bunların tatbikatını yaşamış olacağız. Hiçbir zaman gerçeğini arzu etmediğimiz ama karşılaştığımız zamanda burada önlemlerimizin ne kadar güçlü olduğunu, ne kadar hazır olduğumuzu ortaya koyacağımız bir prova yaşayacağız. 500'e yakın UMKE temsilcilerimiz var. Yurt dışından katılımcı arkadaşlarımız aramıza bulunuyor. Buradaki temel amaçlarımızdan biri aynı zamanda elde ettiğimiz bu deneyimi başka ülkelerle paylaşmak. Gönül coğrafyamızdaki insanların her birine şimdiye kadarki kazanımlarımızı çok hızlı bir şekilde elde edilmesini sağlamak."
Görüntü Dökümü
------------------------------------
Katılanlar
- Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Semih Korkut'un konuşması
- AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu'nun açıklaması
- Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci'nin konuşması
Bakan Yardımcısı Birinci'nin anonsu
Ambulanslar ve UMKE ekipleri
Fabrika gaz sızıntısı kurtarma
Ekiplerin çalışması
Yerde yatan yaralılar
Devrilen trende ölen ve yaralılar
Ekiplerin müdahalesi
Depremde yıkılan binan altına kalanlar
Ekiplerin yaralıları enkazdan çıkarması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 1 GB
=======================================================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ-13 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?