Şehit Astsubay, Eskişehir'de gözyaşlarıyla uğurlandı
Isparta Yalvaç'ta düşen askeri nakliye uçağında şehit olan askerlerden Hava Uçak Bakım Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Kadir Arlı, Eskişehir'de toprağa verildi. Şehidin eşi ve 8 yaşındaki kızı törende gözyaşlarına boğuldu.
Şehit Astsubay Arlı'nın cenazesi, Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı'ndaki törenin ardından Reşadiye Camii'ne getirildi. Burada düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Muharip Hava Kuvveti Komutanı Orgeneral Atilla Gülan, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, Ak Parti Eskişehir Milletvekili eski bakan Nabi Avcı, şehidin annesi Hava Narlı, Türkçe öğretmeni olan eşi Berna Arlı, kızı Duru Arlı, yakınları ile çok sayıda kişi katıldı.Şehidin eşi Berna Arlı, kızı Duru'ya sarılıp gözyaşı döktü. Başbakan Yardımcısı Fikri Işık şehidin yakınlarına başsağlığı diledi.Öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu askerlerin omzunda top arabasına kadar taşındı. Duru Arlı, babasının tabutunu öpüp gözyaşı döktü. Bir süre top arabasıyla götürülen şehidin tabutu daha sonra cenaze aracına konuldu. Berna Arlı ile kızı Duru Arlı cenaze aracındaki şehidin tabutuna elleriyle dokundu. Şehit astsubay daha sonra götürüldüğü Eskişehir Hava Şehitliği Mezarlığı'nda gözyaşları içinde toprağa verildi.
Görüntü dökümü:
-----------------------
-cenaze töreninden çekilen görüntü
Haber-Kamera: Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,
================================================
Şehidin madalyası 2 yaşındaki oğluna
Muğla'da, 'Devlet Övünç Madalyası ve Beratı' almaya hak kazanan 7 isim için tören düzenlendi. Törende, Şehit Piyade Yüzbaşı Özgür Özekin'in anısına hazırlanan beraatı, oğlu 2 yaşındaki Yağız Pars'ın alması duygulu anlara sahne oldu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Jülide Sarıeroğlu'nun teklifi, Bakanlar Kurulu'nun onayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tevcihiyle Muğla'daki 5 şehit ailesine ve 2 gazi adına hazırlanan 'Devlet Övünç Madalyaları ve Beratı' törenle verildi.Muğla Valisi Esengül Civelek, bir restoranda düzenlenen törende konuştu. Civelek, "Şehitlerimiz bizim istiklalimizin ve şanlı tarihimizin sembolleridir. Her karışı şehit kanıyla sulanmış bu mukaddes kutsal vatan toprakları üzerinde bağımsız, özgürce huzur içerisinde barış içerisinde birlik beraberlik içerisinde var olan onurlu yaşamınızı aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize borçluyuz. Bizlerde ecdadımızın şehitlerimizin bize emaneti olan bu aziz vatanı sonsuza dek koruyacağız. Şehit yakınlarımıza ailelerimize ve gazilerimize devletimiz ve milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Başta Cumhuriyetimizin kurucu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarıyla ebediyete intikal eden gazilerimiz ve tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, saygıyla anıyor hayatta olan tüm gazilerimize aileleri ile birlikte sağlık, afiyet, huzur dolu uzun bir ömür diliyorum" dedi. Vali Civelek konuşmasının ardından Şehit Jandarma Teğmen Altuğ Pek'in adına, annesi Fatma Pek'e; şehit polis memuru Sefa Altınsoy'un anısına, babası Faruk Altınsoy'a; Şehit Piyade Sözleşmeli Er Adnan Ergen'in anısına, babası Mehmet Ergen'e; şehit sivil memur Orçun Munyas'ın anısına, babası Mehmet Nuri Munyas'a; Şehit Piyade Yüzbaşı Özgür Özekin'in anısına, eşi Müge Özekin'e ve 2 yaşındaki oğlu Yağız Pars'a, malul gazi Piyade Uzman Çavuş Vedat Tuğ'a, Malul Gazi Piyade Er Onur Çolak'ın tedavi için Ankara'da olmasından dolayı annesi Zennube Yaşar Akburak'a 'Devlet Övünç Madalya ve Beraatı'nı takdim etti.
Görüntü Dökümü
---------------------
Törenden görüntü
Haber- Kamera Cavit AKGÜN/ MUĞLA,
==================================================
TBB Başkanı Feyzioğlu Muharrem bebek için Van'a geldi
Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Metin Fevzioğlu, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Gürpınar İlçesi'nin Yalınca Köyü Çalık Mezrası'nda yolların kardan kapanması nedeniyle ölen, babası tarafından da çuvala konularak sırta taşınan Muharrem Taş olayı ile ilgili verdiği karar üzerine Van'a geldi. Karara itiraz edeceklerini belirten Fevzioğlu, "Muharrem 2 yaşındaydı, bir iğne yapılsa ölmeyebilirdi. Bu olayın bu kadar kolay bir şekilde kapatılmasını ve bilirkişi raporunda da bütün sorumluluk ailededir denilerek işin içinden çıkılmasını biz Muharreme karşı haksızlık olarak görüyoruz." dedi.
Gürpınar'a bağlı, daha önce köy statüsünde olan Yalınca Mahallesi Çalık mezrasında, 1 Şubat 2014 gecesi yolların kardan kapalı olması nedeniyle zamanında hastaneye götürülemeyen Taş ailesinin 1.5 yaşındaki çocukları Muharrem öldü. Otopsi işlemlerini yapmak ve suç duyurusunda bulunmak için, minik Muharrem'in cenazesini bir çuvala koyup sırtlarında taşıyan baba Abdulvahap Taş ve yakınları, yürüyerek 16 kilometre uzaklıktaki Yalınca'ya geldi. Daha sonra bir araca konulan cenaze, Yüzüncü Yıl üniversitesi Tıp Fakültesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi'nde otopsisi yapıldıktan sonra Van'daki Şabaniye Mezarlığı'nda toprağa verildi. Taş ailesi, çocuklarının ölümünden sorumlu tuttukları kurumlar hakkında şikayetçi olunca da soruşturma başlatıldı. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın da müdahil olduğu soruşturma kapsamında Başsavcılık, ihmali olduğu öne sürülen 112 Acil Komuta Merkezi, jandarma ve dönemin Özel İdare çalışanları hakkında, 'taksirle ölüme neden olmak' ve 'görevi kötüye kullanmak' suçlarından soruşturma başlattı. Başlatılan bu şoruşturma tamamlandı. Müşteki ve dosyada ihmali bulunduğu öne sürülen kurumlardaki görevlilerin ifadeleri ile bilirkişi raporlarını alan Başsavcılık, şüpheliler hakkında kovuşturmanın yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Bu gelişmeler üzerine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Van'da bir otelde basın toplantısı yaparak değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya Van Baro Başkanı Murat Timur da katıldı. Baro Başkanı Feyzioğlu, Muharrem Bebek davasındaki bilirkişi raporunu eleştirerek, "Muharrem 2 yaşındaydı, bir iğne yapılsa ölmeyebilirdi. Bu olayın bu kadar kolay bir şekilde kapatılmasını ve bilirkişi raporunda da bütün sorumluluk ailededir denilerek işin içinden çıkılmasını biz Muharreme karşı haksızlık olarak görüyoruz. Bilirkişi raporunu tetkik ettik, bu raporda asla kabul edemeyeceğimiz cümleler var. Bilirkişi sanki kendi meselesiymiş gibi aile kış günü Çeli mezrasında ne yapıyor diyor. Ben cevap veriyorum 'Kardan Adam' yapmıyordu. Fukaralıktan dolayı oradaydılar. Babası hayvanlara bakıyordu, çocuk küçük annesinden ayrılamazdı o yüzden oradaydılar. 112 şöyle cevap vermiş çağrıların çok büyük kısmı yanlış çağrı, bize köy yollarını açtırmak için hastamız var diyorlar. Bir daha da aramadılar gibi bir mazeret ortaya koymuş. Mezrada telefon evin olduğu yerden çekmiyor. Babanın evden uzaklaşıp telefonun çekeceği yerden haber verip geri tekrar işinin başına dönmesi gerekiyor. Baba gereğini yapmış, korucuyu aramış, korucu gereğini yapmış kardeşlerini aramış, kardeşleri peşinden koşmuş. Burada 112 tarafından bir ön yargı var. Köy yolunu açtırmak için asılsız ihbar yapılmış diye düşünmüşler. 112 üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmede imtina etmiş. Size gelen 100 ihbardan çoğu asılsız bile olsa siz o bir tanesi doğru çıkabilir diye uğraşacaksınız çünkü o bir tanesi sizin varlık sebebiniz. O bir tanesi Muharrem'in hayatı. Muharrem yaşasaydı belki doktor olacaktı, belki de bu ülkenin geleceğinde söz sahibi olacaktı. Biz evlatlarımızı bu kadar kolay harcayamayız. İl Özel İdaresini arıyorlar, idare diyor ki araçlarımızın mazotu donuk, hareket edemiyoruz. Bir kamyoncuya da mı soramıyorsunuz, aracın mazotu donuksa nasıl üstesinden gelinebilir diye, 4 buçuk saat geçiyor hala araçların mazotu donuk deniyor. Siz 4 saat önce donan mazotu çözmeye çalışsaydınız belki de oraya ulaşacaktınız"dedi. Mahkeme kararına itiraz edeceklerini söyleyen Başkan Feyzioğlu: "Takipsizlik kararına itiraz edeceğiz. Bu olayda bazılarının sorumluluğu olmayabilir ama sorumluluğu olanlar da var. Bilirkişi raporunda sorumluluğu aileye yükleyen satırları isyan ederek okuyoruz. Fukaralığı suç olarak rapora geçtiği ilk örnektir. Bu vatandaşımızın kışın orada kalmasının kusur olarak aileye bildirildiği herhalde ilk örnektir. İnsafsız bir rapor. Bir taraftan ceza soruşturması yürürken avukatlarımız aile adına hizmet kusuru nedeniyle tazminat davası açmışlardı. Çünkü hizmet kusuru var burada. Kurumların koordinasyonsuzluğu var" diye konuştu.
Başkan Feyzioğlu, Muharrem Bebeğin ailesine verilen tazminatın mahkeme tarafından temyiz edilmesini kabul edilecek bir durum olmadığını söyledi. Feyzioğlu: "İdare mahkemesi bir tazminata hükmetti. Bu tazminatla ailenin başını sokabileceği bir ev alındı. Fakat sağlık bakanlığı maalesef Muharrem bebeğin ailesine hak görünen bu tazminat kararını temyiz etti. Devletimiz büyüktür, devletimizin hizmet kusurunun olduğu yerde aileye ödenen parayı geri almak için tazminat davasını temyiz etmesi bize göre gereksizdir, yersizdir. Bu temyiz kararı doğru değildir. Ben Sağlık Bakanının da bu konudan haberdar olduğunu sanmıyorum. Van Valisi Zorluoğlu, bu konuyu Sağlık Bakanına ileteceğini söyledi. Bakanlık arzu ederse bizde bizzat bakan beyle görüşüp konuyu anlatabiliriz. Sağlık Bakanlığının temyiz talebini geri çekmesini istiyoruz. Muharrem bebeğe saygıdan ötürü bunu istiyoruz" dedi. Fezioğlu, gündeme dair değerlendirmelerde de bulundu. OHAL'in uzatılmasından Türkiye'nin olumsuz etkileneceğini söyleyen Feyzioğlu, tek tip elbise kararını da eleştirdi. Fevzioğlu, "İddia ediyorum. Tek tip elbisenin renklerle takdim edildiği gün, Pensilvanya'daki örgüt başı, Kandildeki bir eli yağda bir eli balda haremlerinde yaşayanlar, bütün teröristler, terör yöneticileri birbirine sarılarak mutluluk gözyaşları döktüler. Çünkü Türkiye'de yargılamanın ön yargılı olduğunun bu tek tip elbisenin gerekçesi adeta ikrarı oldu. Biz insanları yargılarken bir suçlu olarak damgalayan sistemin aslında suçlulara yaradığını söylüyoruz. Çünkü suçlular suçsuzların arkasına sığınıyorlar" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin bekaası için Afrin'e operasyon yapma hakkının olduğunu söyleyen Feyzioğlu, "Türkiye Cumhuriyeti bekası için ne gerekiyorsa müttefikleri ve irtibatlı olduğu devletlerle görüşerek yapar. Afrin'e operasyon yapılması bizim bekamız için gerekiyorsa, vatandaşımızın güvenliği için gerekiyorsa yapılır. Türkiye bundan çekinecek değildir. Beni düşündüren şu; YPG' yi silahlandıran ABD'nin orada ne yaparsanız yapın demesi. Çünkü aldığımız duyumlara göre Afrin halkı, YPG'ye mesafelidir. YPG'nin Afrin'de halk tabanı oluşmamıştır. Afrin'e yönelik bir operasyon YPG'ye taban kazandıracak olmasından endişe ederiz. Bunun yanında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), her ne kadar Türkiye Cumhuriyetinin denetim alanında bulunan bir silahlı yapılanma ise de, netice itibariyle bizim askerimiz değildir. ÖSO'nun elindeki bir havandan bölgedeki bir Rus birliğine bir havan mermisi düşmesi dahi sıkıntı yaratabilir. Yanlışlıkla olabilir ya da ÖSO arasına karışmış Türkiye'ye zarar vermek, Türkiye ile Rusya'nın arasını açmak için kendisine görev verilmiş birinin müdahalesi ile olabilir. Bölgede Rus birlikleri vardır, tek bir ABD askeri yoktur. YPG, bahsedildiği gibi güçlü değildir. ABD'nin; sınır muhafızları ordusu kurduğu yer ile Afrin'in ilgisi yoktur. Yani orası başka bir yerdir, burası başka bir yerdir. Zaten öyle olduğu içinde ABD, 'Ne yaparsanız yapın. Çünkü çatışacağınız ben değil, çatışacağınız Rusya olur' demiştir ve kendini çekmiştir. ABD'nin YPG'yi silahlandırıyor olmasını biz doğru bulmuyoruz. Bu bölgede Amerika'nın da, Rusya'nın da yeri yoktur. Biz bu bölgede birbirimizle barış içerisinde yaşamalıyız. Bizim meselemiz öncelikli olarak Türkiye olmalıdır" şeklinde konuştu. Başkan Feyzioğlu, İstanbul Barosu eski Başkanı Ümit Kocasakal'ın CHP Genel Başkanlığına adaylığını da değerlendirerek "Benim için de aday olacak deniliyor. Hiç bir siyasi partide ne dün ne bugün, ne de yarın bir yarış içinde olmayacağımı, siyasi particilik yapmak niyetinde olmadığımı söylemiştim. Gelecekte de bugün ki şartlarda siyaset yapmayı düşünmüyorum. CHP Genel Başkanlığı için aday olan Ümit Bey'in yolu açık olsun, hayırlı olsun. Kendi tercihidir, Türkiye için değerli bir insandır. Görüşlerinden faydalanmak gerekir" diye belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------------
Toplantı salonundan detaylar
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun açıklamaları
Detaylar
03 DAKİKA 24 SANİYE, 210 MB
Haber: Arif KARAKAŞ/VAN,
==================================================
Destici: PKK ile yanlış mücadele edildiği dönemler oldu
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, terör örgütü PKK ile doğru bir mücadele yürütüldüğünü söyledi. Teröre karşı topyekün bir mücadele verildiğini ve bunu desteklediklerini belirten Destici, "30 yıldan fazla süre içerisinde PKK'yla doğru mücadele edildiği gibi yalnış, eksik mücadele edilen dönemler oldu. Ama bugün geldiğimiz noktada PKK'nın tüm unsurlarına karşı topyekün bir mücadele var. Hem dağdaki, hem de şehirdeki teröriste, sivil toplum örgütlerin içine girmiş, devlet kademelerine yerleşmiş, belediye başkanı, milletvekili olmuş bunların tamamına karşı topyekün bir mücadele var ve biz de bu mücadeleyi sonuna kadar detekliyoruz" dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici beraber geldiği Alperen Ocakları Genel Başkanı Murat Aslan ile birlikte Van'daki bir kahvaltı salonunda gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Birlik ve beraberlik mesajları veren Destici, ülkenin içinde bulunduğu şartlara bakarak, daha çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Suriye'de yaşananların bunun en trajik örneği olduğunu belirten Destici, şöyle konuştu: " İran'da yaşananları da hep birlikte gördük. Biirliğimizi ve kardeşliğimiz çok önemsiyoruz. Kürt, Türk, Türkmen, Arap, Zaza, Çerkez, Laz, Boşnak, Alevi, Sünni hiç bir ayrım gözetmeden etnik yada mesevi anlamda hiç bir ayrım gözetmeden bütün insanlarımızı kucaklamak ve hepsini kardeşimiz olarak görüp, ona göre hareket etmek gibi bir mükellefiyetimiz var. Bizim gibi siyasetçilerin toplumun önünde olan insanların siyasi parti genel başkanları başta olmak üzere temsilcilerinin, sivil toplum örgütlerinin bunun başında bulunan kişilerin bu sorumluluğun bu mesuliyetin normal bir vatandaşımızdan kat be kat daha fazladır. Onun için azemi derecede buna dikkat göstereceğiz."
KAYYUM ATAMALARINA DESTEK
Yıllardan bu yana terör belasının ülke insanının arasına nifak ve fitne tohumları ekmeye çalıştığını anlatan Destici, baskı ve şiddet altında hayat mücadelesi verilmesine rağmen birlik ve beraberliğin bozulmadığına dikkat çekti. Destici, bölgedeki kayum atamalarına destek verererek şöyle konuştu: "Vanlı kardeşlerimizin tamamına şükranlarımı sunuyorum. Van'daki yerel yönetimlere kayyum atanması hususunda da parti olarak daha önce defaatle uyarlarımızı yaptık. Seçilmiş insanların ister yerelde ister genelde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde terör örgütleriyle aralarına mesafe koymalarına, terör örgütlerine pirim vermemelerine, onların talimatlarıyla hareket etmemelerine, teröre ve teröriste destek vermemeleri noktasında defaatla uyarılarda bulunduk. Bizim yaptığımzı uyarıları devletimizi yönetenlerde yaptı. Ama malesef netice alınmadı. Bu bölgedeki yerel yöneticiler devlete değil, millete değil, PKK'ya ve onun organlarına onun mensuplarına hizmet etmeye devam ettiler. Tabi ondan sonra devlet gereğini yaptı. ve haklı olarak onları görevden aldı ve onların yerine bu görevi daha iyi bir şekilde ifa edecek yetkilileri atadı. Yeni atanan Belediye Başkanlarının hizmete yoğunlaştığını ve Van halkının da Diyabakır halkı gibi bu hizmetlerden memnun olduğunu gördük. Büyük Birlik Partisi olarak elbetteki önceliğimiz kişilerin mutluluğudur, insanlarımızın mutluluğudur, huzurdur, güvenliğidir, özgürlüğüdür. Devletimizin varlığı, milletimizin ve ülkemizin bütünlüğü de herşeyin üzerindedir."
'TERÖR MÜCADELESİNİ DESTEKLİYORUZ'
Etnik köken üzerinden bir ayrımcılık içerisinde olmadıklarını, siyasi görüşünden dolayı da bir ayrımcılık yapmadıklarını anlatan Destici, terör örgütü PKK'ya karşı da doğru bir mücadele yürütüldüğünü söyledi. Destici, 30 yıldan bu yana yürütülen mücadele destek verdiklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama bugün geldiğimiz noktada PKK'nın tüm unsurlarına karşı topyeküm bir mücadele var. Dağdaki, şehirdeki teröriste, sivil toplum örgütlerin içine girmiş, devlet kademelerine yerleşmiş, belediye başkanı olmuş milletvekili olmuş bunların tamamına karşı topyeküm bir mücadele var ve bizde bu mücadeleyi sonuna kadar detekliyoruz. Devletimizin ve milletin yanında olduğumuzu bir kere daha vurguluyorum. Bu mücadele yapılırken devletimiz şu hassasiyeti de başından itibaren gösteriyor. Hukuk içinde kalarak bu mücedeleyi sürdürmenin ne kadar önemli ve değerli olduğunu asla unutmamak gerekir. Geçtğimiz yıllarda özellikle 90'lı yıllarda hukuk dışına çıkılarak dönem dönem tabi devletin kararı olarak değil bir takım bölgedeki askeri yada sivil brokrasinin hukun dışına çıkılarak güya terörle mücadele ediliyor anlamında teröristle halkı aynı kefeye koyduğu uygulamalarında Türkiye bedelini ödedi. Biz o dönemde bunların yalnış olduğunu ifade de ettik. Geçmişte yaşanan acıların yada yalnışların bir daha asla tekrarlanmaması lazım. Bu mücadeleyi Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugüne kadar olduğu gibi hukuk içerisinde, insan hak ve özgürlüklerine bağlı kalarak ve en önemlisi de bölgedeki kardeşlerimizin hassasiyetlerine duyarlılık göstererek onların güvenliğini, onların refahını, onların özgürlüğünü ön plana alarak yapmak zorundadır. Bölge insanını dinleyerek, bölge insanını muhattab alarak bu süreç sürdürülmelidir." Destici, terörle mücadele edilirken, bölge halkının muhatap alınması gerektiğini de belirterek, şöyle devam etti: "Terörle mücadelede kararlar alınırken ya da bölge ile ilgili kararlar alınırken bunlar; yatırım, bir takım idari kararlar olabilir. Hepsi ile ilgili mutlaka ama mutlaka bölge insanının muhattap alınması bize göre zaruridir. Geçtğimiz süreçte adına 'Çözüm süreci' denilen bizim çözümü getirmediğini iddia ettiğimiz ön gördüğümüz o süreçte de biz şunu demiştik. Dedik ki 'Muhatab olarak PKK'yı yada onun uzantılarını muhatap almayın, bölge insanını alın. Bölgedeki bütün siyasi partilerin temsilcilerini alın. Bölgedeki manevi pınarların öncülerini alın, bölgedeki sivil toplum örgütlerini, oda temsilcilerini muhatap alın. Bunlardan bir muhattab heyetini kurarak bölgde terör nasıl yok ederiz. Bölgeyi nasıl kalkındırırırız, bölgemiz hala Türkiye'nin gelir dağılımdan en az pay alan işsizliğin en yoğun olduğu okuma yazma oranın eğitim sevyesinin en düşük olduğu kalkınmanın düşük olduğu bölgemizdeki bu problemleri nasıl çözebiliriz bütün bunlarla ilgili bölge insanıyla muhattab alarak çözüm önerini ortaya koyalım' dedik. Bugünde bu böyle yapılmalıdır. Evet bugün terörle ilgili ciddi bir mücadele var. Önemli mesafeler alınmıştır. Ama bu mücadeleyi bu alınan terörle mücedelede kazınılan bu zaferi bu başarıyı kalıcı hale getirmenin yolu bölge insanlarıyla oturup konuşup onlardan bir muhattaplık heyeti korup şu anda ne yapacağız bundan sonra ne yepacağız konuşup onlarla birlikte bir yol haritası çizmeliyiz."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin Van'a gelişi
-Kahvaltıda partililerle buluşması
-Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin açıklaması
-Van Ticaret ve Sanayi Odası'na ziyareti
-Detaylar
Haber: Yaşar KAPLAN- Safa ATMACA/VAN,
===================================================
Zekiye hemşire son yolculuğuna uğurlandı
Manisa Alaşehir'de meme kanserinden 42 yaşında yaşamını yitiren ebe ve hemşire Zekiye Kaya Ergenay için, görev yaptığı Alaşehir Devlet Hastanesi'nde tören düzenlendi. Egrenay'ın daha sonra Kadı Şeyh Camisi'ne götürülen cenazesi, burada kılınan namazın ardından Bahçearası Mezarlığı'na götürülüp, toprağa verildi.
Alaşehir Devlet Hastanesi Doğum Servisi'nde 20 yıldır görev yapan ebe ve hemşire Zekiye Kaya Ergenay, bir yıl önce meme kanserine yakalandı. Denizli Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Ergenay, dün (çarşamba) gece doktorların müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Ergenay'ın ölümü yakınları, meslektaşları ve görev yaptığı hastane çalışanlarını yasa boğdu. Ergenay için bugün görev yaptığı Alaşehir Devlet Hastanesi bahçesinde tören düzenlendi. Törene Ergenay'ın aynı hastanede röntgen teknisyeni olan eşi Rıza Ergenay, Alaşehir Kaymakam Abdullah Uçgun ve hastanede çalışan doktor, hemşire, ebe ve diğer personeller katıldı. Ergenay'ın cenazesi hastanenin önüne getirildiğinde gözyaşları sel oldu. Törende konuşan Alaşehir Devlet Hastanesi Başhekimi Orhan Kırmalı, Ergenay'ın hastanede uzun süredir görev yapan, sevilen, çalışkan, başarılı ve güler yüzlü biri olduğunu belirtip, "Ölümü bizleri üzdü. Çevresinde sevilen biri olan personelimizi bugün son yolculuğuna uğurluyoruz. Haklarınızı helal ediniz" dedi. Konuşmaların ardından dua edilip, helallik alınmasından sonra Ergenay'ın cenazesi Alaşehir Kadı Şeyh Camisi'ne götürüldü. Burada öğlende kılınan cenaze namazının ardından, Bahçearası Mezarlığı'na götürülüp, toprağa verildi.
Görüntü Dökümü
--------------------
-Ebe ve hemşire Zekiye Kaya Ergenay'ın opağı
-Hastane bahçesindeki törenden görüntü
-Ergenay'ın röntgen teknisyeni olan eşi Rıza Ergenay'ın görüntüsü
-Cenaze namazının kılınmasından görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Nurettin DOĞAN/ ALAŞEHİR (Manisa),
=================================================
Tokat'ta şehit aileleri ve gazilere 'devlet övünç madalyası' verildi
Tokat'ta 10 şehit ailesi ile 4 gaziye, "Devlet Övünç Madalyası ve Beratı" verildi.
İl Jandarma Komutanlığı Kışla Gazinosunda düzenlenen programa, Vali Ömer Toraman, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Hidayet Arıkan, Tokat Cumhuriyet Başsavcısı Aydın Turhan, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, şehit aileleri ve gaziler katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı ile başlayan programda daha sonra Kuran-ı Kerim okundu. Törende konuşan Vali Toraman, "Onların göstermiş olduğu fedakarlıklar milletimizin tarihinde unutulmayacak şekilde isimlerini yazdırdılar. Gelecek kuşaklarda bu kahramanlarımızı ve kahramanlıklarını okuyarak onları anlayarak, emanetlerini sürdürmek sorumluğu ile ülkemizi geleceğe taşıyacaklar. İnşallah biz her zaman olduğu gibi bu topraklar üzerinde hür ve bağımsız olarak yaşamaya devam edeceğiz. Bugün kendileri ile iftihar ettiğimiz şehitlerimiz, kahraman gazilerimiz bunun en büyük teminatı. Biz hepsi ile ayrı ayrı gurur duyuyoruz" dedi.
ŞEHİT ANNESİ FENALAŞTI
Vali Toraman'ın konuşmasının ardından şehit yakınları ve 15 Temmuz gazilerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tevdi edilen 'Devlet Övünç Madalyası ve Beratı" tevcih edildi. Mardin'in Nusaybin ilçesinde terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda ağır yaralanarak, kaldırıldığı GATA'da 16 Nisan 2016 tarihinde 28 yaşında şehit düşen özel hareket polisi Kürşat İnan'ın annesi Asiye İnan törende duygusal anlar yaşadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tevdi edilen "Devlet Övünç Madalyası ve Beratı"nı Vali Toraman'ın elinden alan şehit annesi fenalık geçirdi. Fenalık geçiren şehit annesine 112 Acil Yardım ekipleri müdahale etti. Program sonrası Vali Toraman ve il protokolü şehit aileleri ve gazilerle birlikte öğle yemeği yedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
-Programdan görüntüler
-Vali Toraman'ın konuşması
-Beratların verilmesi
-Fenalaşan şehit annesine sağlık ekibinin müdahalesi
Haber-Kamera: Halil İbrahim YEL/TOKAT,
================================================
Komşusunu eşini taciz ettiği iddiasıyla öldürüp foseptik çukuruna atmış
Karaman'da 6 gündür kayıp olarak aranan Yasin Uzun'un (35), komşusu Hikmet Y.(45) tarafından sopayla dövülerek öldürülüp, cesedinin fosetip çukuruna atıldığı ortaya çıktı. Ceset, foseptik çukurundan çıkartılırken Hikmet Y., eşi ve 3 kardeşi de gözaltına alındı. Hikmet Y.'nin ilk ifadesinde Yusin Uzun'u, eşine sürekli sözlü tacizde bulunup rahatsız ettiği için öldürdüğünü ileri sürdüğü öğrenildi.
Karaman'ın Sudurağı Beldesi'nde çiftçi evli Yasin Uzun, 6 gün önce kayıplara karıştı. Ailesinin başvurusu üzerine arama çalışması başlatan jandarma, Sudurağı Beldesi halkıyla tek tek görüştü. Yapılan görüşmede Yasin Uzun'un, komşusu 5 çocuk annesi Hamiyet Y. (45) ile ilişkisi olduğu yönde dedikodu olduğunu öğrendi. Araştırmasını derinleştiren jandarma Hamiyet Y. ile eşi Hikmet Y. ile görüştü. Ancak çiftin tedirgin davranışları ve çelişkili ifadeler vermesinden şüphelenen jandarma, Hikmet Y., eşi Hamiyet Y. ile Hikmet Y.'nin kardeşleri Mehmet Y., Ümit Y., ve Ali Y.'yi gözaltına aldı. Yapılan çapraz sorgulamada Hikmet Y., komşusu Yasin Uzun'u eşine sözlü tacizde bulunup rahatsız ettiği iddiasıyla sopayla döverek öldürdükten sonra cesedini evinin foseptik çukuruna attığını belirtti.
Jandarma Hikmet Y.'nin tek katlı müstakil evinin bahçesinde yaptığı aramada foseptik çukurunda Yasin Uzun'un cesedini buldu. Çukurdan çıkartılan Uzun'un cesedi otopsi için Karaman Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. Şüpheli Hikmet Y.'nin, sosyal paylaşım sitesindeki hesabında Yasin Uzun'un, yerel medyada çıkan kayıp haberleriyle ilgili paylaşımda bulunduğu göründü.
Gözaltına alınan 5 kişinin sorgusu sürüyor.
Görüntü Dökümü:
------------------------
Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi
Öldürülen Yasin Uzun'un fotoğrafı
Evin ve çukurun fotoğrafı
Haber- Kamera: Muammer ŞEN KARAMAN,
=================================================
Aksaray'da ambulansla, otomobil çarpıştı: 5 yaralı
Aksaray'da bir fabrikada çalıştığı atölyede elinden yaralanan işçiyi taşıyan ambulansın, otomobille çarpışması sonucu 5 kişi yaralandı.
Kaza, bugün saat 13.00 sıralarında Şehirlerarası Otobüs Terminali Kavşağı'nda meydana geldi. Savaş Öztapan, çalıştığı kamyon fabrikasının atölyesinde elinden yaralandı. Yaralı Öztapan, fabrikaya ait ambulansla, hastaneye götürülmek için yola çıktı. Alper Oğul yönetimindeki ambulans, kavşakta Bayram Aydoğdu idaresindeki 68 DZ 606 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada sürücüler Aydoğdu ve Oğul ile ambulansta yaralı olarak taşınan Öztapan, sağlık memuru Alaaddin Aygül ve işçi temsilcisi Ali Aydoğan yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
-----------------
Kaza yerinden detay
Otomobil ve ambulanstan detay
Haber- Kamera: Hasan BÖLÜKBAŞ AKSARAY,
============================================
Sivas'ta lise öğrencileri kar duası yaptı
SİVAS'ta Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından kar duası yapıldı.
Sivas Anadolu İmam Hatip Lisesi Kadı Burhanettin Öğrenci Meclisi hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle kar duası yaptı. Kardeşler Tepesi'nde yapılan duaya lise öğrencileri ile öğretmenler katıldı. Dua öncesi Kur'an-ı Kerim okundu. Ardından ise Meslek Dersleri Öğretmeni Recep Doğan tarafından kar ve yağmur duası yapıldı. Doğan yaptığı duada, "Allah'ım sen zenginsin biz fakiriz. Bize bol rahmetini ihsan et. İndirdiğin kar ve yağmuru bize kuvvet ve güç eyle. Kar ve yağmuru muhtaç olduğumuz güne kadar indir yarabbi. Rahmetini üzerimize saç ve dağıt Allah'ım. Ölmüş topraklarımıza hayat ver. Allah'ım bize yardım eden, içimize sinen, bol ve faydalı, her tarafa akıp giden kar ve yağmur ihsan eyle Allah'ım" dedi. Duanın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Okul Müdürü Hacı Ömer Özdemir ise kar yağışının kısmen gerçekleştiğini ancak yetersiz olduğunu belirterek, "Memleketimizde görülen bu kuraklık nedeniyle, günahsız yavrularımızla birlikte Kardeşler Dağı mevkisine çıkarak Allah'a dua ettik. İnşallah dualarımız kabul olur ve memleketimiz bu kuraklıktan kurtulur. Memleketimize bol rahmet inmesini temenni ediyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Etkinlikten görnütüler
-Öğretmenin dua ettirmesi
-Öğrencilerin el açarak eşlik etmesi
-Okul müdürünün açıklaması
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,
==============================================
Çorlu devlet hastanesinde yangın tatbikatı
Tekirdağ'da Çorlu Devlet Hastanesi'nde düzenlenen yangın tatbikatı gerçeği aratmayan görüntülere sahne oldu.
İlçedeki Omurtak Caddesi üzerinde bulunan Çorlu Devlet Hastanesi'nin ek binası olan Münir Alkan hastanesinde yangın tatbikatı yapıldı. Senaryo gereği hastanenin fizik tedavi bölümündeki klimada yangın çıktı. Yangın nedeniyle dumanlar fizik tedavi ünitesinin tamamını sardı. Bunun üzerine hastanede yangın alarm verildi. Hastalar sedye ve tekerlikle sandalyeler ile tahliye edilirken, ihbar üzerine hastaneye itfaiye ve ambulans ekipleri geldi. Senaryo gereği çıkan yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü. Tatbikatın başarı ile geçtiğini belirten Çorlu Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Çağatay Onar, "Çorlu Devlet Hastanesi olarak Münir Alkan binamızı devir almış bulunuyoruz. 15 Temmuz hain girişiminden sonra binayı devraldık. İşletmesi tamamen Çorlu Devlet Hastanesi'nin eline geçti. Mevcut yapı tarihi olması hasebiyle önem arz ediyor. İkinci dereceden SİT alanı. Hem bulunduğumuz alan hem de binanın yapısı SİT alanı. Dolayısıyla bir afet durumunda, yangın anında ne yapacağımızı bilmemiz hepimiz açısından çok önemli. Çorlu Devlet Hastanesinin günlük poliklinik sayısı 6 bini geçmiş durumda. Bu hastalarımızın önemli bir kısmını da Münir Alkan binamızda tedavi görüyor. Bu hastalarımızın sağlığı ve sıhhat içerisinde evlerine dönmeleri çok önemli" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Alarm verilmesi
-Hastaların tahliye edilmesi
-İtfaiyenin gelmesi
-Güvenlikçiler ile kavga
-Başhekim açıklama
-Bina tabelası
Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-10 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?