Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

1)BAŞBAKAN ANTALYA'DAN AYRILDIBAŞBAKAN Binali Yıldırım, Antalya'da katıldığı Uluslararası e-Ticaret Zirvesi'nin ardından gece konakladığı otelden bu sabah ayrıldı.

22.11.2017 10:54

1)BAŞBAKAN ANTALYA'DAN AYRILDI

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Antalya'da katıldığı Uluslararası e-Ticaret Zirvesi'nin ardından gece konakladığı otelden bu sabah ayrıldı. Başbakan Yıldırım, uçakla İstanbul'a hareket etti.

Başbakan Binali Yıldırım, dün Antalya'da düzenlenen Uluslararası e-Ticaret Zirvesi'nin kapanış konuşmasını yaptı. Geceyi G20 Zirvesi'nin de yapıldığı Regnum Carya Otel'de geçiren Başbakan Yıldırım'a, bazı bakanlar da eşlik etti. Başbakan Yıldırım'ın kaldığı otelin çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Rusya'nın Soçi kentinde düzenlenecek Suriye konulu zirveyle ilgili dün akşam bakanlarla bir toplantı yaptığı belirtilen Başbakan Yıldırım, bu sabah otelden ayrıldı. Saat 10.00 sıralarında güvenlik konvoyu eşliğinde çıkış yapan Başbakan Binali Yıldırım'ın geçiş güzergahındaki yollar kapatıldı. Başbakan Yıldırım, Antalya Havalimanı'ndan uçakla İstanbul'a hareket etti.

BAŞBAKAN YILDIRIM İSTANBUL'DA

Başbakan Binali Yıldırım, Swissotel The Bosphorus Hotel'de saat 12.00'de İran Meclis Başkanı Ali Ardeşir Laricani ile görüştükten sonra Asya Parlamenter Asamblesi 10. Genel Kurulu katılımcıları onuruna verilecek öğle yemeğine katılacak. Başbakan Yıldırım, saat 14.00'te ise Davutpaşa Kongre Merkezi'nde Yıldız Teknik Üniversitesi Akademik Yıl Açılışı ve Fahri Doktora Tevcih Töreni ile Hilton Bomonti Otel'de düzenlenecek Türkiye Ekonomi Zirvesi'ne katılacak.

İbrahim LALELİ- Namık Kemal KILINÇ/ANTALYA, -

========================================================

2)ADANA' DA REHİNE KURTARMA OPERASYONU

ADANA'da hakkındaki  kesinleşmiş 9 yıl hapis cezası nedeniyle aranan  Fatih Kahya (36), evine gelen polisleri görünce eve girerek, ablası ve 2 yeğenini rehin aldı. Elinde tabanca olan Kahya, Özel Hareket ekipleri tarafından kuşatılan  2 katlı binanın 2'nci ikinci katına 2 saat sonra düzenlenen operasyonla yakalandı. Müdahale sırasında 1 polis, kolundan hafif yaralandı.

Asayiş Şube Müdürlüğü İnfaz Büro Amirliği polisleri, hakkında yakalama kararı olan Fatih Kahya'nın oturduğu merkez Seyhan ilçesi Kıyıboyu Caddesi'ndeki eve saat 07.00'de baskın yaptı. 9 yıl kesinleşmiş hapis cezasıyla aranan ve polislerin kapıda olduğunu anlayınca teslim olmayacağını söyleyen Fatih Kahya, evde bulunan ve isimleri açıklanmayan ablası ve 14-17 yaşlarındaki 2 kız yeğenini ruhsatsız tabancası ile rehin aldı.

Polisin, 'Teslim ol' çağrılarına olumsuz yanıt veren Kahya'nın ablası ve 2 yeğenini rehin tuttuğu 2 katlı evin çevresini Özel Hareket polisleri kuşattı. İkna çalışmasına karşın teslim olmayan Kahya'yı etkisiz hale getirmek için saat 09.00 sıralarında operasyon başlatıldı. Sokak giriş- çıkışının da kapatıldığı eve yaklaşan Özel Harekat polisleri, 5 metre yüksekliğindeki zırhlı bir aracın üzerinden rehinelerin bulunduğu evin balkonuna atladı. Daha sonra evin içine biber gazı atan polis, önce rehin tutulan anne ve 2 kızı evin ana giriş kapısından çıkardı. Daha sonra polis, yakaladığı Fatih Kahya'yı, evin balkonundan zırhlı aracın üzerine indirdi. Gözaltına alınan Kahya, ambulansta bir süre tutulduktan sonra sorgulanmak üzere emniyet müdürlüğüne götürüldü. Gazdan etkilenen anne ve 2 kızı da ambulansla hastaneye götürüldü. Operasyon sırasında 1 polisin kolundan hafif yaralandığı belirtilirken, başlatılan soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü

------------------------

Olay yerine gelen polis ekipleri

Evin görüntüsü

Polis ekiplerinin evin etrafında güvenlik önlemi alması

Özel harekat polislerinin olay yerine gelmesi

-Özel harekatın eve girmesi

Zırhlı aracın olay yerine gelmesi

Polis özel harekat ında eve girmesi

Eve gaz bombası atması

-Cnakur ekiplerinin olay yerine gelmesi

Evden çıkan rehinenin ambulansa binmesi

Rehinenin alınması

Rehinenin polisler tarafından tekmelenmesi

Emniyet müdürünün açıklaması

Komşularının olayaı anlatması

Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK-Eser- PAZARBAŞI-Gökhan KESKİNCİ/ADANA,

================================================

3)ERZURUM BEYAZA BÜRÜNDÜ

BATI'da etkili olan soğuk ve yağışlı hava Doğu'ya geldi. Erzurum'da dün geceden itibaren aralıksız yağan kar Palandöken'den sonra kent merkezini de beyaza bürüdü. Kar yağışı Kars ve Ardahan'ın da özellikle yüksek kesimlerinde etkili oldu.Kar kalınlığının 10 santime ulaştığı kent merkezinde Büyükşehir ve alt belediyelerin karla mücadele ekipleri çalışmalarına başladı. Bazı işyeri sahipleride sabahın erken saatlerinde dükkanlarının önünü temizledi. Çocuklar da sabahın erken saatlerinde karlı kaplı cadde ve sokalarda yürüyerek okularına gitmeye çalıştı. İşyerlerine özel araçları ile gidenlerse ilk olarak otomobillerinin üzerinde biriken karı temizlediler. Yürümek zorunda olanlar ise sıkıca giyinip dışarı çıktı. Karın Erzurum'a çok yakıştığını belirten vatandaşlar "Karın birçok yararı var ancak sıkıntısı da çok" dediler. Yetkiler, araçlarına kışlık lastik takmadan trafiğe çıkmamaları uyarısında bulunurken, yollarda oluşan buzlanma nedeniyle maddi hasarlı trafik kazaları meydana geldi. Belediye ekipleri ise gelen ihbarlar üzerine belirtilen bölgelerde tuzlama çalışması yaptı. Meteoroloji 12'nci Bölge Müdürlüğü yetkilileri, bölgemizi etkisi altına alan soğuk ve yağışlı havanın sebep olacağı buzlanma ve don olayı, ulaşımda aksamalar, görüş mesafesinde azalma, tipi hadisesi gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini belirtti. Yetkililer, dün gece ölçülen en düşük hava sıcaklğının ise sıfırın altında olmak üzere Erzurum'da ve Ağrı 9, Kars, Ardahan ve Erzincan 7, Iğdır 3 ve Muş'ta 2 derece olarak ölçüldü.

Görüntü Dökümü (ERZURUM)

---------------------------

-Araçlarını temizleyen sürücüler

-Karda yürüyenler

-Beyaza bürünnen pak ve sokaklar

Haber-Kamera: Turgay İPEK/ ERZURUM,

Görüntü Dökümü (KARS)

-Vatandaşın konuşması

-Kar yağışı

-Çocukların karla oynaması ve konuşması

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,

248 MB – 3 DK 50 SN -

==============================================================

4)MİNİBÜSLE ÇARPIŞAN OTOMOBİLİN SÜRÜCÜSÜ KAÇTI

KOCAELİ'nin Darıca İlçesi'nde minibüsle çarpışan otomobilin sürücüsü ile yanındaki kişi kazanın ardından kaçtı. 2 kişinin yaralandığı kazada, otomobilde bira şişeleri görüldü. Kaza gece saatlerinde, Darıca İstasyon Caddesi üzerinde meydana geldi. O.Z. idaresindeki 34 FU 050 plakalı otomobil ile karşı istikametten gelen Ömür Beytut idaresindeki 41 P 3210 plakalı minibüs kafa kafaya çarpıştı. Minibüs sürücüsü Ömür Beytut ile otomobilde bulunan Şahmettin T. yaralandı. Kazanın ardından otomobil sürücüsü O.Z. ile M.A. araçtan inerek olay yerinden kaçtı. Olay yerine gelen 112 Acil ekibi yaralanan Ömür Beytut ile Şahmettin T'ye ilk müdahalede bulundu. Darıca Farabi Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılar tedavi altına alındı.

Kazaya karışan otomobil kullanılamaz hale gelirken, içerisinde bir poşet dolusu bira şişesi olduğu görüldü. Polis kazanın ardından kaçan sürücüyü ararken, soruşturma başlattı.

Görçüntü Dökümü

--------------------

Otomobil ve midibüsten görüntüler

Otomobil içerisindeki bir poşet içerisindeki bira şişelerinden görüntü

Kaza yerinde itfaiyenin temizlik çalışması

KOCAELİ/DHA

===========================================================

5)TURUNÇ YAĞI LİTERATÜRE GİRDİ

AYDIN'ın Nazilli ilçesinde Mucit İş Adamları Platformu üyesi Mehmet Şimşek'in ürettiği turunç çekirdeği yağı, Gazi Üniversitesi'nde yapılan araştırmayla literatüre girdi.

Aydın ve çevresinde bol miktarda üretilen turuncun çöplerde heba olması üzerine, değerinin arttırılması için araştırmalara başladıklarını anlatan Mucit İş Adamları Platformu üyesi ve endemik bitkiler araştırmacısı Mehmet Şimşek, turunç içerisinde bol miktarda bulunan çekirdeği, yağ haline dönüştürdüklerini söyledi. Turunç yağı ile literatüre de girdiklerini söyleyen Şimşek, katma değer yaratma çalışmalarının devam ettiğini belirterek, "Tüm caddelerimizi süsleyen bu ürün sadece pidecilerimiz tarafından kullanılıyordu. Ağaçlarda kalanlar da yerlere dökülerek çöpe gidiyordu. Çekirdeğini yağ haline dönüştürdük. Turunç suyundan da konsantre elde ettik. Mükemmel bir içecek haline dönüştürdük. Zaten kabuğu da biliniyor. Üniversitenin çalışmaları sonucunda portakalgiller ailesinden daha fazla aroma içerdiği ortaya çıktı. Sabun ve krem hammaddesi dışında hem ağrılarda hem de cilt kremi olarak kullanılabilir" dedi.

"TURUNÇ HAK ETTİĞİ DEĞERİ ALACAK"

Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden Doç. Dr. Ufuk Koca Çalışkan başkanlığında bir ekibin yaklaşık 1 yıla yakın çalışmalar sonunda uluslararası makale yayınladığını kaydeden Mehmet Şimşek, bu makalede de omega yönünden zengin bir içeriğe sahip turunç yağının bir ilaç hammaddesi olarak değerlendirilebileceğinin tespit edildiğini belirtti. Şimşek şunları söyledi:

"Üniversite araştırmasının ardından ürünümüzün tapusunu almış olduk. Bundan sonra her yerde caddeleri süsleyen turunç ağaçlarındaki turunçlar yerlere düşmeyecek, meyveler değerlendirilecek. Hatta katma değer elde edilerek ülkemize yüklü miktarda döviz girdisi sağlanmış olacak. Bundan sonra belediyelerimiz ile işbirliği yaparak yerlere dökülüp heba olan bu turunçları değerlendireceğiz. Bizim bu çalışmalarımız bir başlangıç. Gerek sivil toplum kuruluşlarımız ile gerekse üniversitelerimiz ile bu çalışmaların daha iyi bir yerlere getirilebileceğini düşünüyorum. Artık tüm familyaya adını veren turunç ürününü portakalı, limonu, greyfurtu, mandalinanın anası olan ve içerisinde de çok bol miktarda da çekirdek barındıran bu ürünü yani turuncu kutsal olarak addediyoruz. Hak ettiği yeri de bundan sonra alacak diye düşünüyoruz."

Şimşek, turunç yağından hazırlanan kremlerin kısa bir süre sonra eczanelerde satılmaya başlayacağını söyledi.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Turunç çekirdeği yağı ve bu yağdan elde edilen ürünlerden detay görüntü,

-Mehmet Şimşek ile röp,

-Gazi Üniversitesi öğretim görevlilerinden Ufuk Koca Çalışkan ve ekibi tarafından yayınlanan makaleden görüntüler.

Haber - Kamera: Bahattin ALBAYRAK/ NAZİLLİ (Aydın),

=======================================================

6)DOĞUŞTAN ENGELLİ 'MS' HASTASI, TUTKUSUYLA, ÖDÜL KAZANDI

KONYA'da doğuştan bedensel engelli 48 yaşındaki İsmail Değirmenci, 8 yıl önce 'MS' hastalığına yakalandı. Değirmenci, hastalığını ise çocukluğundan itibaren tutkusu olduğu fotoğrafçılıkla yenmeye çalışıyor. Doğa ve manzara fotoğrafı çekerek hastalığıyla mücadele etmeye çalışan Değirmenci'ye, dünyada 5 ofisi bulunan Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu'nun  (FIAP), Konya'daki Sille Sanat Sarayı ofisi tarafından 'Yılın sanatçısı' kategorisinde onur ödülü verildi.

Konya'da yaşayan İsmail Değirmenci, anne karnında iken göbek kordonunun koluna ve bacağına dolanmasıyla engelli doğdu. Yüzde 72 oranında engeli bulunan Değirmenci, 8 yıl önce bir bayram sabahı görme kaybı yaşadı. Hemen doktora giden İsmail Değirmenci'ye 'MS' hastalığı  teşhisi kondu.  İlaç tedavisiyle 1 haftada görme sorunu ortadan kalkan Değirmenci'ye doktorların, hastalığını aza indirmek için stresten uzak durması ve çalışmaması tavsiyeleri üzerine kendini çocukluk tutkusu fotoğrafa verdi. İsmail Değirmenci, çektiği  doğa ve manzara fotoğraflarıyla farklı illerde 4 sergi açtı, 5'de ödül aldı. En son ödülü ise dünyada 5 ofisi bulunan Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu'nun  (FIAP), Türkiye ofisi Sille Sanat Sarayı tarafından geçen ekim ayında 'Yılın sanatçısı' onur ödülüne layık görüldü.

SAYESİNDE HASTALIĞI UNUTTUM

Hastalıktan uzaklaşmak için kendini çocukluk tutkusu fotoğrafa veren İsmail Değirmenci, şunları söyledi:

"İlk fotoğraf makinamı 18 yaşımda aldım. 90'lı yıllarda da profesyonel makinaya geçiş yaptım. MS hastası olana kadar hatıra fotoğrafı çekiyordum. 'MS' olduktan sonra, doktor bana fazla çalışma sen gez dolaş dedi. Ben de elime makinamı alıp, dağ taş gezdim. Fotoğraflar çektim, sergiler açtım. Fotoğraf benim hayatım oldu. Bu tutkuyla 'MS' hastalığımı en aza indirdim. Çünkü 'MS' bir stres hastalığı ve bunu düşük seviye de tutmayı başardım. Fotoğraf benim ufkumu açtı, hastalığımı unutturdu. Fotoğraf benim için bulunmaz bir nimetti. 2009 yılından buyana çok büyük bir kriz geçirmedim. Fotoğraf çekmeye başladıktan sonra çok düşük seviyelerde krizleri atlattım. Çünkü benim gibi hastalar kriz geçirdiğinde gözleri görmüyor yatalak oluyorlar"

ULUSLARARASI ONUR ÖDÜLÜ KAZANDI

Üyesi olduğu FIAP'ın Türkiye ofisi Sille Sanat Sarayı tarafından onur ödülüne layık görüldüğünü anlatan Değirmenci, "Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu'nun  (FIAP) Türkiye ofisi olan Sille Sanat Sarayı, uluslararası bir fotoğraf topluluğu, yaklaşık 50 ülkeden 400'e yakın üyesi bulunuyor. Geçtiğimiz ay 20 ülkeden 200 üyenin katılımıyla üyeler buluşması düzenlendi. Bana bir ödül takdim edildi. 'Hayatı fotoğraf oldu' şeklinde bir takdim ile ödüle layık görüldüm." diye konuştu.

2 BİN MS'Lİ HASTAYLA TANIŞTIM

Kendisi gibi MS'li hastalarla bağlantı kurduğunu ancak yabancı dil bilmemesine rağmen çektiği fotoğraflarla anlaştığını ifade eden İsmail Değirmenci, "Yabancı MS'li hastalarla konuşmak istedim hep. Ama benim yabancı dilim yok. Fotoğrafın dili evrensel olduğun inandım. Çektiğim fotoğraflarla hastalıkla mücadele ettiğimi anlattım. Bugün Japonya'dan, ABD'ye kadar herkesle hem MS  hastalığı hemde fotoğraf üzerine konuşuyorum.  MS'li hastaların hep bir şeylerle uğraşması gerektiğine inanıyorum. Hastalığı unutup yeni bir hayata başlanması lazım. Ben bugüne kadar 2 bin MS'li hastayla tanıştım hepsine de kendimi anlattım." dedi.

I BEYİN ÇEKER, MAKİNA SADECE KAYDEDER

Fotoğraf çekmine ilgi göstermeden önce  kimseyle diyalog halinde olmadığından  içine kapanık bir duygusal yapıya sahip olduğunu ifade eden Değirmenci, şöyle konuştu:

"Fotoğraf benim aklımı aldı. Önceden ben kimseyle konuşamazdım. Karşımdan geçen birine selamı zor veren biriydim. Fotoğraf ben de tutku olduktan sonra karşılaştığım herhangi birinin fotoğrafını çekebiliyorum. Fotoğraf farklı bir şey. İnsanı gülümsetir, dertlendirmez. Fotoğraf sayesinde Türkiye'nin birçok yerinde arkadaş edindim.  Bana soruyorlar hep nasıl bir makina alalım. En güzel hangisi çeker diye. Ben de onlara fotoğrafı beyin çeker makina sadece kaydeder diyorum."

Görüntü Dökümü

-------------------------

İsmail Değirmenci röp.

İsmail Değirmenci'nin fotoğraf çekmesi

Genel ve detay

Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

=====================================

7)TRUVA'NIN KOMŞU KÖYÜ YENİLENECEK

ÇANAKKALE Valiliği himayesinde, bir akaryakıt firmasının 'Tarihe Saygı Projesi' kapsamında 5 bin yıllık geçmiş sahip Truva Antik Kenti'ne komşu Tevfikiye Köyü'ndeki çeşitli yapılar, rehabilitasyon çalışmalarıyla yenilenecek.

Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki köyleri, 'Tarihe Saygı Projesi' ile yenileyen firmanın, aynı projeyle Truva Ören Yerini sınırları içinde barındıran, kent merkezine bağlı Tevfikiye Köyü'nü de yenileyeceği proje için protokol imza töreni düzenlendi. Tevfikiye Köyü'ndeki törene; Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, daire müdürleri ve köylüler katıldı.

Törende konuşan Öztürk, "Truva topraklarında belki bizim dünyaya 'Biz de Truvalıyız' diyeceğimiz bir günün başlangıcı. Neden Milattan Öncesi yıllardan bugüne kadar hep aynı yerde yerleşmişiz. Neden dünya üzerindeki pek çok çocuk Truva adını bilmeden büyümez? Neden bu çocuklar Truva Atı'nı bilmeden büyümezler? Bu da bize gösteriyor ki, aslında dünya Truva'yı bizden çok daha iyi biliyor. Evet, acı gerçek şu; Dokuz kez üst üste kurulmuş olan bu topraklarda biz 10'ncu kez kurulmuşuz ve bir bedel ödemişiz. Kanımızla, canımızla bu topraklara sahip olmuşuz. 'Fatih'in torunlarıyız' diyoruz. 'Atatürk'ün çocuklarıyız' diyoruz. Ama iş Truva'yı anlatmaya gelince neden dünyanın bize anlattığı kadar biz onlara bir şey anlatamıyoruz. İşte bugün bizim de dünyaya Truva'yı anlatacağımız günün başlangıcıdır diye düşünüyorum" dedi. Çanakkale Valisi Tavlı ise, "Çanakkale'mizin ve yöre halkının tarih, kültür, turizm, kalkınma ve ekonomik olarak gelişiminin her öğesini içerisinde barındıran Truva Antik Kenti'nin değerlendirilmesi için tüm kurum ve kuruluşlarımızla birlikte çalışmaktayız. İmzalayacağımız protokol ile Truva Antik Kentinin var olan turizm potansiyelinin belirginleşmesini sağlayarak, yerel ekonomik kalkınmayı, yöresel ürün pazarlarını canlandırarak, istihdam yaratarak vatandaşlarımızın yaşam kalitesini daha da arttıracağız" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Çanakkale Valisi Orhan Tavı ile OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, Tevfikiye Köyü'ndeki yenileme ve rehabilitasyon çalışmaları için protokol imzaladı. Tören, Köy Komitesi üyelerinin tanıtılmasıyla sona erdi.

Gelecek yıl ağustos ayında tamamlanacak çalışmalar kapsamında, köydeki binalar boyanacak. Estetiği bozan görüntüler düzenlenecek. Evlerin etrafları çiçeklendirilip, ağaçlandırılacak. Köy kahvesi ve düğün salonundaki tuvaletler yenilenecek. Köy girişindeki hediyelik eşya stantları yeniden yapılacak. Köyün giriş yolu ve çevresi düzenlenecek. Köy meydanında peyzaj çalışması yapılacak ve köy müzesi kurulacak. Muhtarlık binası ve sağlık ocağı yenilecek.

Görüntü Dökümü

-----------------------------

İmza töreninden genel ve detay görüntüler

Nurten Öztürk konuşma

Vali Orhan Tavlı konuşma

Köy meydanından görüntüler

(Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

========================================================

8)KEMER'İN SUALTI GÜZELLİKLERİ BÜYÜLÜYOR

ANTALYA'nın Kemer ilçesi, sahilleri ve doğasının yanında su altındaki yaşamıyla ilgi çekiyor. Tarihi eserleri, flora ve faunasıyla büyük ilgi gören Kemer'in sualtı güzellikleri dalış tutkunlarını cezbediyor. Turizmin başkenti Antalya'nın en önemli turizm bölgelerinden Kemer ilçesi, tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin gözdesi durumunda. Kemer, sualtı zenginlikleriyle de son zamanlarda özellik dalış turizmi ve sualtı fotoğrafçılarının ilgi odağı haline geldi. İlçede yaşayan önemli sualtı fotoğraf sanatçılarından, altın cankurtaran eğitmeni ve 3 yıldız dalış eğitmeni Adnan Büyük, bölgede yaptığı dalışlarda sualtı zenginliklerinin fotoğraf ve görüntülerini çekti. Bölgenin sualtı faunasının değiştiğini ve bunun özellikle sualtı sporları ve sualtı fotoğrafçıları için rengarenk bir dünya sunduğunu belirten Adnan Büyük, birçok sualtı canlısının değişen su sıcaklıkları nedeniyle özellikle Kızıldeniz'den bölgeye geldiğini söyledi.

"HER TÜRLÜ CANLIYI GÖREBİLME ŞANSINIZ VAR"

Bölgedeki sualtı zenginlikleri ve dalış alanları hakkında bilgi veren Adnan Büyük, şunları kaydetti:

"Kemer marinadan sezonda yüzlerce kişi dalış yapmak için denize açılır. İlk olarak karşılaştıkları dalış noktası Birinci Dünya Savaşı'nda, hemen marinanın açığında batmış olan Paris 2 adlı Fransız savaş gemisidir. Peki nasıl batırıldı? Her zaman söylerim batırılışı bir kahramanlık öyküsüdür. 13 Aralık 1917'de Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul tarafından denizin maviliklerine gömülmüştür. Artık denizin altında onu ziyaret edecek dalıcıları beklemektedir. Buradan sonra Kiriş yönüne doğru yol aldığımızda bir dalış noktasından bahsetmek gerek. Birincisi 'döküntü taşlar' denilen noktada her gün sualtıyla yeni tanışan misafirlerin en popüler yeridir. Suyun altına indiklerinde karagöz, melanur, sarpa sürülerinden bir ordu etraflarını saracaktır. Muhteşem bir deneyime böyle bir adım atmak herkese nasip olmaz. ve bu bölgedeki öteki dalış noktaları için biraz yol alacağız. Nereye doğru tabii Üç Adalar. Tekirova açıklarında üç tane adadan oluşan bu yerde suyun altında her türlü canlıyı görebilme şansınız var."

"12 FARKLI NOKTADA DALIŞ YAPABİLİRSİNİZ"

Bölgede mağara dalışı yapılabileceğini vurgulayan Adnan Büyük, "İster uçak batığına dalın, ister SG 120 batığına veya kanyon adı verilen dalış noktasında duvar boyunca balık sürüleri arasında dalışınızı tamamlayın. Piramit taşlarda dalmadan gitmemenizi tavsiye ederim. Görüntüsü harika, üstlerinde her zaman renkli deniz tavşanlarını görebilirsiniz" dedi. Bu bölgede yaklaşık 12 farklı noktada dalış yapılabildiğine değinen Adnan Büyük, "Bunların başlıcaları kanyon, piramit taşlar, havalı mağara, derin mağara, uçak batığı, SG 120 batığı, x reef, adventure reef, turtle point. Üç Adalar'dan sonra buraya en yakın dalış bölgesi Adrasan. Burası da dalışa açık olan bölgeleri eşsiz güzellikte, Pırasa Adası'nda duvar mağara ve drift dalışı yapabilirsiniz. Yarasalı mağara, fener burnu, Hacivat buralardaki sualtı güzellikleri sizin tekrar buraya gelmenizi sağlayacaktır. Antalya'da dalış bölgeleri olarak başlıcaları şuralardır; Antalya merkez, Kemer ve Üç Adalar, Side- Manavgat, Adrasan, Demre, Kaş, Alanya, Kalkan usta dalıcıların ve sualtı fotoğrafçılarının tercih ettikleri dalış noktalarıdır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------

Sualtı dalış görüntüsü

RÖP: Adnan Büyük

Sualtı dalış görüntüsü

RÖP: Adnan Büyük

Dalıştan görüntüler

RÖP: Adnan Büyük

Dalış detay

148 MB/// 04.39

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

========================================================

9)ARKA SOKAKLAR DİZİSİNİN MESUT KOMİSERİ SUR'DAKİ ÇOCUKLARI SEVİNDİRDİ

KANAL D'nin sevilen dizisi, 'Arka Sokaklar'da 'Mesut komiser'i canlandıran Şevket Çoruh, merkez Sur ilçesindeki Köprübaşı ilk ve ortaokulu öğrencilerine spor malzemesi yardımında bulundu. Çoruh'un gönderdiği yardımlar okula teslim edilirken, öğrencilerden Nurhayat Medeni, daha önce okulun spor malzemelerinin olmadığını ve yapılan bu yardımlardan dolayı Şevket Çoruh'a teşekkür ederek, Çoruh'a teşekkür ederek okullarına davet etti. Elif Üçdağ adlı öğrenci ise, malzemelerini aldıklarını ve artık bu malzemelerle beden eğitimi derslerini daha rahat işleyeceklerini söyledi.

Merkez Sur ilçesinde bulunan Köprübaşı Ortaokulu ve İlkokulu öğrencileri için beden eğitimi öğretmeni Ümit Karakaş, sosyal medya üzerinden yardım kampanyası başlattı. 30 köy, 8 mezra'daki toplam 958 öğrencinin öğrenim gördüğü okulun ihtiyaçları, beden eğitimi öğretmeni Karakaş tarafından kalem kalem yazıldı. Sosyal medya paylaşımlarının ardından listedeki spor malzemeleri için Kanal D'nin sevilen dizisi 'Arka Sokaklar'ın oyunucusu Şevket Çoruh, harekete geçti. Bu kapsamda öğrencilere iki minyatür kale, forma, futbol topu ve eşofman takımlarının bulunduğu yardım kolileri okula gönderildi.

"Arka Sokaklar" dizisinin Mesut Komiseri Şevket Çoruh'un gönderdiği malzeme kolilerini alan öğrenciler kendisine teşekkür etti. Öğrencilerden Nurhayat Medeni, daha önce okulun spor malzemelerinin olmadığını ve yapılan bu yardımlardan dolayı ünlü sanatçı Çoruh'a teşekkür ederek, "Bizi düşündükleri için teşekkür ederiz. Bizim buna ihtiyacımız vardı. Şevket Çoruh'u okulumuza davet ediyoruz"dedi. Elif Üçdağ ise, malzemelerini aldıklarını ve artık bu malzemelerle beden eğitimi derslerini daha rahat ve formatına uygun işleyeceklerini belirtti. Diğer öğrenciler de, ihtiyaçlyarı olan malzemeleri gönderen ünlü Sanatçı Şevket Çoruh'a teşekkür etti.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Okulun genel görünütüsü

-Öğrencilerin malzemeleri alması

-Öğrenciler ile röportaj

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Burak EMEK/DİYARBAKIR,

=======================================================

10)BABA-KIZIN RESİM MERAKI (ÖZEL)

SİVAS'ta bir kamu kuruluşunda özel güvenlik görevlisi olarak çalışan 40 yaşındaki Selim Özcan, resim yeteneği ile dikkat çekiyor. Çalışmalarına 8 yaşındaki kızı Melek ile devam eden Özcan, yaptığı ilginç resimler ile dikkat çekiyor.

Sivas'ta yaşayan ve bir kamu kuruluşunda özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Selim Özcan'ın boş zamanlarında çizdiği resimler dikkat çekiyor. Hiç bir eğitim almadan hevesle başladığı resim çizme merakı zamanla hobiye döndü. Evinin bir odasını resim atölyesi olarak kullanan Özcan, kara kalem çalışmalarından yağlı boya resimlere, duvar resimlerinden, heykellere kadar birçok sanat eseri yapıyor. Özcan'ın resim yaparken en büyük yardımcısı ise 8 yaşındaki kızı Melek oluyor. Babası resim yaparken devamlı onu izleyen Melek babasından öğrendikleri ile kendi resimlerini çizmeye başladı. Özcan, çeşitli eserlerinde kızını da resmediyor.

İNŞAATÇIYKEN, RESSAM OLDU

Özcan, daha önce inşaatta çalıştığını belirterek, "Küçük yaşlardan beri resim yapıyorum. Yağlı boya yapmaya başlayalı da 13 yıl oldu. İnşaatta çalışırken bir süre rahatsızlandım ve işe gidemedim. Daha önceden de iki tane yağlı boya resim yapmıştım. Onları satmak için çerçeveciye götürdüm. O da dedi ki bu resimleri alırız, ama senden sipariş alalım dedi ve o şekilde başladım. Resim konusunda eğitim almadım. Kendimi geliştirmek için çabaladım. Git gide de geliştiriyorum kendimi. Resim işi sabır işi biraz da. Sabrettikçe, uğraştıkça daha iyi yerlere gidiyorum. Resim yapmak boş zamanlarımı değerlendirmek açısından bana çok şey kazandırdı." dedi.

"LİSEDE RESİM DERSİNDEN KALDIM"

Lisede arkadaşlarının resim ödevlerini yaptığı için hocasının sınıfta bıraktığını aktaran Özcan "İlkokul 3'e giderken Ankara'da bir resim yarışması düzenlendi. Bizim sınıf öğretmenimiz resim çizdirdi. Çizdiğim resim Ankara'da dereceye girdi, birinci oldum. Daha sonra okula bir mektup geldi. 'Bu yaşta bir çocuk böyle bir resim çizemez. Birinci seçildi ama birinciliği iptal oldu' dediler. Sınıf öğretmenimiz de çok uğraştı ama birinciliğimi geri vermediler. Onun dışında Valilik tarafından düzenlenen Aşık Veysel resim yarışmasında yaptığım resim birinci oldu. Lisede resim dersinden kalmıştım. Diğer arkadaşların resim ödevlerini yapıyordum. Hoca da birkaç kez uyarmıştı ama arkadaşlarımı kıramıyordum. Onların ödevlerini yaptığım için hoca da sınıfta bıraktı beni. Daha sonra resim dersleri verdim. Kara kalem, yağlı boya dersleri verdim. Onun dışında taş heykel ve ahşap heykel de yapıyorum. Burada üniversitedeki heykel bölümü olsun, resim bölümündeki olsun öğrencilerin çoğunun ödevlerini ücret karşılığında yaptım." diye konuştu.

"EN BÜYÜK DESTEKÇİM KIZIM"

Resim yaparken kendisine en büyük destekçisinin kızı Melek olduğunu ifade eden Özcan "Resimleri sipariş üzerine çalışıyorum. Kişilerden aldığımız fotoğraflar üzerinden bazen kara kalem, bazen de yağlı boya şeklinde oluyor. Çay ocağı, kafe, lokantalar gibi yerlerde de duvar resimleri çiziyorum. İş yerine uygun şekilde duvarlarını süslüyorum. Kara kalem resimlerini 2-3 saatte çiziyorum. Yağlı boya resimleri de 4-5 saat sürüyor. Ebatlarına göre değişiyor tabi. Resim yaparken en büyük destekçim kızım Melek. Annesi de yardımlarını esirgemiyor. Melek ben resim çizerken sürekli odama gelip beni izliyor çok meraklı. Görsel bir şey de olduğu için bakarak da öğrenebiliyor." ifadelerini kullandı. Özcan, çizdiği resimlerde kızına da sık sık yer verdiğini belirterek, Valiliğin açtığı yarışmasında birinci olan resminde, Aşık Veysel'i fidan dikerken, kızını da fidana can suyu verirken resmettiğini anlattı.

"RESİM YAPMAYI ÇOK SEVİYORUM"

İlköğretim 2'nci sınıf öğrencisi Melek Özcan da resim yapmayı babasından öğrendiğini ve çok sevdiğini ifade ederek "Sınıfta yaptığım resimleri çok beğeniyorlar. Bir keresinde de yaptığım resmi panoya astılar. Resim yapmayı seviyorum. Çizgi film karakterlerini çizmeyi çok seviyorum. Resim dersimizde arkadaşlarım benden hep yardım istiyor. Öğretmenimiz de 'güzel resim çiziyorsun' diyor ve çizdiğim resimleri beğeniyor. Resim yapmak çok hoşuma gidiyor." dedi.

Görüntü Dökümü:

----------------------------

-Evdeki atölyeden görüntüler

-Yaptıkları resimler

-Baba kızın birlikte çalışmaları

-Selim Özcan'ın konuşmaları

-Kızının konuşması

Haber-Kamera:  İrfan ÖZŞEKER/SİVAS,

(455 mb)

============================================================

========================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement