Erdoğan'ın mitingine gidenleri taşıyan midibüs devrildi: 3 ölü, 16 yaralı (2)
KİMLİKLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Adana'da katılacağı toplu açılış törenine katılmak için yola çıkan midibüsün kaza yapması sonucu hayatını kaybedenlerin 63 yaşındaki Adil Avcı, 51 yaşındaki Bekir Arıkan ve 53 yaşındaki Tahsin Dal olduğu, Kozan İlçesi'nde oturdukları belirlendi.
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
Haber-Kamera: ADANA
============================================
Başbakan Yıldırım: PKK bitecek, Türkiye rahat nefes alacak (2)
YÜKSEKOVA MİTİNGİNDE KONUŞTU
Başbakan Binali Yıldırım günün ikinci mitingi için yanında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile saat 17.00 sıralarında Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'ne geldi. İpekyolu Caddesi üzerinde toplanan yaklaşık 5 bin kişiye konuşan Başbakan Yıldırım, terör örgütü PKK ve FETÖ'ye yüklendi. Başbakan Yıldırım, 15 yıldır sevgi bağını ilmek ilmek dokuduklarını anlattı. Başbakan Yıldırım, halktan aldıkları destekle Türkiye'nin dağ gibi sorunalarını dağ gibi hizmetlere dönüştürdüklerini belirterek şunları söyledi:
"Ülkemizin dört bir yanını inşa ve imar ettik. Yüksekov'yı da yeniden inşa ediyoruz. 16 Nisan'da verceğiniz destekle daha çok iş yapıp güçleneceğiz. Türkiye'de demokrasi daha da gelişecek, vatandaşlarımız daha da mutlu olacak. Siyaset meşru zeminde yapılır. Siyesetin zeminini kendi kirli amaçları için kullanalar size ihanet ettiler. Hakkari'de, Yüksekova'da yıllardır zulüm yapan PKK terör örgütünün Hakkari'ye Yüksekova'ya vereceği bir hizmet yoktur. Kardeşlerim korkmayın. Bu alçaklar sizlerin kılına dokunamayacak. Devletiniz burda. Ay- yıldızlı bayrağımızın gölgesinde kardeşçe, bir ve beraber olarak yaşayacağız. Siz de biliyorsunuz. Hayatı size zehir ettiler. Çukurlar, hedekler kazarak, binaları yerle bir ettiler. Patlayıcılarla insanlarımızın hayatını yok ettiler. Bunların yaptığının ne Türkle, ne Kürtlükle ne de insanlıkla ilgisi yok. Onlar bataklıktan beslenen PKK terör örgütü, artık devlet ve millet arasına giremeyecek. Onları çıkarıyoruz aradan. Her işimizi berabar yapacağız. Sorunlarınımızı beraber çözeceğiz. Geleceğimizi berabare inşa edeceğiz. Devlet içinde devlet olmaya kalkan çeteleri yok etmek boynumuzun borcudur."
HİZMETE MANİ OLMAK İÇİN 99 KEZ ŞANTİYE BASTILAR
Başbakan Yıldırm, 15 Temmuz darbe girişiminde millet düşmanlarının maskesini düşürdüklerini belirterek, "15 Temmuz gecesi Yüksekova, Hakkari ay- yıldızlı bayrağınızla bu meydana inip gerekli dersi verdiniz FETÖ'ye. Bayrağı indirtmediniz, ezanı dindirtmediniz. Size teşekkür ediyorum. Artık devletle, millet arasına bu terör örgütlerinin giermesine izin verilmeyecek" dedi.
PKK terör örgütünün bölgede yatırımları engellemeye çalıştığını anlatan Başbakan Yıldırım, sözlerinig şöyle sürdürdü: "Yatırımların önünü kesen, haraç isteyen kim olursa olsun karşısında bizi bulacak. Bakın şu Yüksekova Havaalanı'nı, ben Ulaştırma Bakanı iken alanı yaptırabilmek için neler çektim neler. 99 kez şantiyeyi bastılar, çalışanları kaçırdılar, dozerleri kamyonları yaktı alçaklar. Niye buraya hava limanı yapılmasını istemiyorlar. Buralar kalkınmasın, burdaki insanlar dünyanın diğer ucuna, batı illerine gitmesin, yatırım gelmesin buraya. Biz de bunu kullanarak insanların geleceklerini karartalım, çocuklarını dağa götürelim, haraç alalım, aldığımız haraçlarla dağa silah alalım diye yaptırmadılar."
Terör örgütlerinin kenilerinden önceki zayıf iktidarları iyi kullandığını ileri süren Binali Yıldırım, "Annelerin gözyaşı onların derdi değildi. Bu yavrularımızın, gençlerimizin geleceği eğitimi, sağlık sorunları onları ilgilendirmedi. Onların kendilerinin anne ve babalarına, ülkelerine hiç bir faydası olmadı. Artık bu günler geride kaldı. Yüksekova meydanı artık bu topraklarda teröre yer yok, terörden eser kalmayacak diyor. Köklerini kazıyıncaya kadar bu mücedele kararlıkla devam edecek. Türkü, Kürdü artık kol kola, el ele birlikte aydınlık yarınlara" dedi.
Konuşmasında partisinin Hakkari birinci sıra milletvekili adayı Ahmet Budak'ın teröristler tarafından çocuklarının gözü önünde katledildiğini anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Babası gözünün önünde öldürülen 12 yaşındaki Samet cenazede İbrahim Süresi'nin 47'nci ayetinin yazılı olduğu pankartı taşıdı. Ayet de 'Allah kimsenin yaptığını kimsenin yanına bırakmaz.' Çukuca'da havan mermisiyle Viyan ve Doğan Kanat'ı katledenler bunlar değil mi? Yer ve gök şahit olsun ki şehitlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız. Şehitlerimiz ve yakınlarının intikamını en acı şekilde alacağız. Şehitler ve gazilerin hesabını bu alçaklardan soracağız. Bu toprakları onlara dar edeceğiz. Türkiye eski Türkiye değil ve olmayacak. Terör örgütleri, anaların babaların gözlerinin yaşlı kalmasını asla başarmayacak. Faili meçhul cinayetleri tezgahlayanlar yok olacak. Devlet içinde devlet olmaya çalışan örgütler, çeteler atık bu torparkalda iş tutamayacaklar. Bu terör ögrütleri bir gövdede iki kol gibidir. Bir kolu FETÖ, bir kolu PKK. Aynı yerden yönetiliyor. Bunları besleyen devletlere de rahat yok."
"ÇUKUR SİYASETİNİ BOŞA ÇIKARDINIZ"
Yütksekovalıların teröristelerin çukur siyasetini boşa çıkardığını belirten Başbakan Yıldırım "Meşru siyaseti gayri meşru emelleri için kullanaları yüz üstü bıraktınız" dedi. Konuşmasının burasında HDP'yi suçlayan Yıldırım, şöyle dedi: "HDP'liler Türkiye partisi olduk dediler. Oylarınızı aldılar. Şimdi HDP'liler gelebiliyorlar mı yanınıza ' Çünkü iradelerini, kendilerini Kandile sattılar. Ama hiç merak etmeyin. Kandili de onları da söndüreceğiz. Çukur siyasetini boşa çıkardınız. Şiddeti reddetiniz. 15 Temmuzda milli iradeye müdahale edenlere karşı bayraklarınızı alıp sahip çıktınız. Recep Tayyip Erdoğan'a, hükümete, başbakana sahip çıktınız. Türkiye'ye sahip çıktınız. Biz sizinle aynı kıbleye yönelmişiz. Biz, siz iman ve ahiret kardeşiyiz. Türkiye Cumnhuriyeti olarak sizlerin emrine amadeyiz, hizmetkarınızız. HDP, PKK demek, hendek çukur demektir. Kandil, terör demek, nefret, öldürmek demektir. Ama bizim siyasetimiz, şefkat, sevgi, merhamet hizmettir. 16 nisanda devlet ile millet arasındaki PKK terörünü çıkarıp atacağız. Örgütlerin artık çocuklarımızı annelerinden, okullarından koparmalarına izin vermeyeceğiz. Bu memleket bizim. Bu bayrak hepimize yeter . Başka bayrağa ihtiyacımız var mı' Sizin kalbinizi kıracak umudunuzu kıracak kimseye izin vermeyeceğiz. PKK ve FETÖ'cülerin canına okuyacağız."
TEMEL ATTI
Başbakan Yıldırım konuşmasının ardından kentsel dönüşüm kapsamında ilk etapta 1800 konut, toplam yatırım bedeli 66 milyon 285 bin 728 lira olan 26 projenin açılışı ve temel atma törenini yaptı.
Mitingin ardından ilçe merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki İran sınırındaki Esendere Beldesi'ne geçen Başbakan Yıldırım, burada da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin işbirliğiyle modernize edilen ve 60 milyon liraya mal olan Esendere Beldesi'ndeki gümrük kapısı kompleksinin açılışını yaptı.
Görüntü DÖkümü
----------------------
-Yıldırım'ın konuşması (CANLI VERİLDİ)
Haber-Kamera: Osman BEKLEYEN-Behçet DALMAZ-Erkan ÇOBANOĞLU-Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA(Hakkari), -
NOT : AKTÜEL GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
==================================================
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye'ye sınır Hatay'da konuştu: Bu yeterli değil (4)
YARALILARI ZİYARET ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hatay'daki toplu açılış töreninin ardından Suriye İdlib'de gerçekleştirilen saldırıda ikiz bebekleri 9 aylık Ahmed ve Aya ile eşini ve ailesinden 13 kişiyi kaybeden Suriyeli Abdulhamid El-Yusuf'la görüştü. El-Yusuf'a başsağlığı dileğinde bulunan Erdoğan, taziyelerini iletti. Erdoğan, daha sonra uçakla Adana'ya geçip, Uğur Mumcu Meydanı'ndaki toplu açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı havaalanından Uğur Mumcu Meydanı'na kadar havadan 2 helikopter ile takip edildi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Uçağın görüntüsü
Havaalanı girişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı karşılamak için bekleyen vatandaşlar
Apartmanın çatısındaki özel harekat polisleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konvoyunun havaalanından çıkışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın otobüsün içinden vatandaşları selamlaması
Erdoğan'ı karşılamak için bekleyn Anne ve kızının rabia işareti yapması
Ömer Çelik'in konvoyunun havaalanından çıkışı ve Çelik'in araç içinden vatandaşları selamlaması
Alınan güvenlik önlemleri
Havadaki helikopter
Pankart açan vatandaşlar
Havaalanı girişindeki polis ekibi
Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI/ADANA,
============================================
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu'nun konvoyunda kaza : 2 polis yaralı
CUMHURBAŞKANI Başdanışmanı Yalçın Topçu'nun aracına eskortluk yapan polis aracı, Çorum'un Alaca İlçesi'nde devrildi, 2 polis yaralandı.
Kaza, Alaca- Zile karayolu Çopraşık Köyü mevkiinde meydana geldi. Ankara'dan çeşitli programlara katılmak üzere Tokat'ın Zile İlçesi'ne gitmek için yola çıkan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu'nun aracına eskortluk yapan Alaca İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polislerin içerisinde bulunduğu polis aracı, konvoyda kontrolden çıktı. Topçu'nun aracının hemen arkasında bulunan araç, şarampole devrildi. Kazada, polis memurları 40 yaşındaki Sedat Suna ile 45 yaşındaki Memiş Ünal yaralandı. Yaralı polislerin yardımına, koruma polisleri koştu. Polisler, aracın camlarını kırarark meslektaşlarını çıkardı. Bu sırada Yalçın Topçu da yaralılrın yanına giderek "geçmiş olsunö dedi.
Olay yerine sevk edilen ambulansla yaralı polisler, Alaca Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan polislerin, sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.
Ak Parti Çorum Milletvekili Ahmet Sami Ceylan, Alaca Belediye Başkanı Muhammet Eyvaz ve Ak Parti İlçe Başkanı Ümit Tokgöz, hastanede yaralı polisleri ziyaret etti.
Haber; Yusuf ÇINAR/ÇORUM, -
===============================================
CHP'li vekillerden o iddiaya yalanlama: Polislere git dedik
CHP Milletvekilleri Tuncay Özkan ile Haluk Pekşen, Trabzon'un Maçka İlçesi'nde parti otobüsü üzerinde konuşurken sivil polislerle yaşanan gerginliğin sosyal medyada geniş yer bulması üzerine açıklama yaptı. Yaşananları bazı internet siteleri tarafından, 'CHP Milletvekilleri polise it dedi' şeklinde çarpıtılarak verildiği belirtilen açıklamada, "Milletvekillerimiz şahıslara 'Git' demişler, ancak maksatlı bir biçimde çarpıtılarak 'it' olarak yansıtılmıştırö denildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Trabzon'da yarın gerçekleştireceği miting öncesi kentte bulunan CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, öğle saatlerine Maçka İlçesi'nde parti otobüsü üzerinden vatandaşlara seslendi. Milletvekili Özkan'ın konuşması sürerken Milletvekili Pekşen parti otobüsünün arkasında bulunan bazı kişilerle tartıştı. Yaşanan tartışma üzerine sinirlenen ve konuşmasını yarıda kesen Milletvekili Özkan da, otobüsün arkasına yönelerek söz konusu kişilere tepki gösterdi, polisin müdahale etmesini istedi.
Bir vatandaşın cep telefonuyla kaydettiği gerginliğe ilişkin videonun yayınlandığı bazı internet haber sitelerinde Milletvekili Özkan'ın tartıştığı sivil kişilere, 'İt' şeklinde hitap ettiği iddia edildi.
'2 ŞAHIS PROVOKASYON YAPMAYA ÇALIŞTI'
Bunun üzerine CHP'li vekiller Pekşen ve Özkan, ortak bir açıklama yayınladı ve olayın çarpıtıldığını söyledi. Sosyal medyada geniş tepkilere neden olan olaya ilişkin yapılan haberlerin gerçeği yansımadığı belirtilen açıklamada, "Miting devam ederken konuşmaların yapıldığı otobüse doğru gelen sivil giyimli 2 şahıs, el kol hareketleri yaparak provokasyon yapmaya çalışmışlardır. Otobüsün üzerinde konuşma yapan milletvekillerimiz de bu şahıslara yönelik olarak, 'Gidin buradan, çek git' diyerek bu provokasyon girişimini önlemiş ve polisleri göreve çağırmıştır. Ancak yaşanan olay çeşitli internet siteleri tarafından, 'CHP milletvekilleri polise it dedi' şeklinde çarpıtılarak yansıtılmıştır Yapılan bu haberler kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadırö denildi.
'POLİS, BİR PARTİNİN DEĞİL DEVLETİN GÜVENLİK GÜCÜDÜR'
Olayın maksatlı olarak çarpıtıldığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Öncelikle otobüse doğru gelen bu şahıslara hiçbir şekilde 'it' şeklinde bir söylemde bulunulmamıştır. Milletvekillerimiz şahıslara, 'Git' demiş, ancak maksatlı bir biçimde çarpıtılarak 'it' olarak yansıtılmıştır. Görüntüler dikkatli bir şekilde incelendiğinde milletvekillerimizin, 'Polis gelin, buna müdahale edin' dediği çok net bir şekilde görülmektedir. Kaldı ki otobüse doğru gelen şahıslar sivil kıyafetlidir. Bu şahısların polis oldukları daha sonra öğrenilmiştir. Böyle bir provokasyonun olmasını gayet normal karşılıyoruz. Ancak bu provokasyonun devletin güvenlik kuvvetleri tarafından yapılması, kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Polis, bir partinin değil, devletin güvenlik gücüdür. Polisin görevi bu tür provokasyonlara alet olmak değil, orada miting yapan milletvekillerinin ve vatandaşın güvenliğini sağlamaktır. Bu provokasyonun ardından Maçka İlçe Emniyet Müdürü Şemsettin Kulaksız, milletvekillerimizden özür dilemiştir. Meydana gelen bu provokasyon ve sonrasında medyada yer alan asılsız ve iftiraya dayanan haberler göstermektedir ki; bu olay bilinçli olarak yapılmıştır. Bu tür olaylar ve haberler referandum sürecinde bilinçli olarak yapılmakta, partimiz ve milletvekillerimiz hedef gösterilerek yıpratılmak istenmektedir. Halkın üstünde her türlü baskıyı kullanarak milletin iradesini teslim alınmaya çalışıldığı böyle tarihi bir dönemde şu net bir şekilde bilinmelidir ki; ne Cumhuriyet Halk Partisi ve milletvekilleri, ne de Trabzon halkı, ülkemizin ve milletimizin geleceğini, Cumhuriyetimizi savunmaktan asla vazgeçmeyecektir.ö
Görüntü Dökümü
------------------------
-İnternette yayınlanan cep telefonu görüntüsü
-Milletvekillerinin konuyla ilgili açıklaması
Haber: Fatih TURAN Kamera: Osman ŞİŞKO/ TRABZON,
======================================
CHP'li İnce, Simav'da 'hayır'ı anlattı
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Küttahya'nın Simav İlçesi'ndeki mitingte, kendisini yağmur altında 1.5 saat bekleyen kalabalıktakilere, neden 'Hayır' oyu kullanmaları gerektiğini anlattı.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandum çalışması kapsamında Simav'a geldi. İnce, Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingte, kendisini yağmur altında 1.5 saat bekleyenlere seslendi. 16 Nisan'da yapılacak referandum üzerinden hükümeti eleştiren İnce, vatandaşlara tercihlerini 'Hayır'dan yana kullanmaları gerektiğini söyledi. Referandumda oylanacak 18 maddede halkın yararına hiçbir şey olmadığını savunan İnce, şöyle konuştu: "En az 50 kere okudum. Acaba dedim, bu maddelerin birinde işçiler için bir şeyler var mı? Emekliler için bir şeyler var mı? Terörle mücadele var mı? Sana, bana emekliye işçiye memura öğrencisine, işsize, köylüye, çiftçiye, besiciye, orman köylüsüne, hiçbir şey yok burada. Bu 18 maddeyi bir okusanız neyine evet diyeceksiniz ki? Size bir şey yok burada Simavlı kardeşim. Şimdi 'Tek bayrak için evet' diyorlar. Yarın 'Hayır' çıkarsa, çift bayrak mı olacak? Sen Ankara'nın göbeğine, Barzani'nin diktiği bayrakla karıştırıyorsun. Şimdi her şeyin adı değişti. Mesela mitinglerin adı 'toplu açılış' oldu. Mesela PKK yok artık, Kandil var. Mesela Abdullah Öcalan yok. İmralı var. Mesela zam yok, fiyat güncellemesi var. Benzine hiç zam gelmiyor 4-5 senedir. Sadece fiyatları güncelliyorlar. Türkiye'nin durumu budur. Özet yapayım mı size Simavlılar. Evet dersen Bilal oğlan. Hayır dersen senin oğlan. ya milletin bahtı ya da tek adamın tahtı. Zenginin çocuğu 20 bin lira maaşla vekil olacak. Fakirin çocuğu 20 yaşında El Bab'da şehit olacak. Ben hayır diyorum buna. Evet dersen 400 trilyon parayı milletvekillerine fazladan vereceksin. 80 milyonun bütçesine bir kişi bakacak. Bunun neyine evet diyeceksiniz. Evet derseniz Cumhurbaşkanına 5 ay süreliğine olağanüstü hal ilan etme yetkisi vereceksiniz. Bunun neyine evet diyeceksiniz?"
CHP'li İnce'nin konuşmasını alanı dolduranlar sık sık 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganıyla kesti. CHP'li İnce, "Korkmayacaksınız. Cesur olacaksınız. Ucunda ölüm bile olsa korkmayacaksınız. Hayırlı bir iş yapacaksınız. Bundan eminim" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------------------------
Muharrem İnce'nin Cumhuriyet Meydanına gelişi
Otobüs üzerinden halka seslenişi
Miting detayları
Haber- Kamera: Mehmet YENEN/ SİMAV (Kütahya),
======================================
CHP'li İnce: Evet çıkarsa Bilal oğlan, hayır çıkarsa senin oğlan kazanacak
CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandumda hayır oyu isteyerek, "Sandıktan 'evet' çıkarsa Bilal oğlan, 'hayır' çıkarsa senin oğlan kazanacak" dedi.
Kütahya'nın Simav İlçesi'ndeki programının ardırdan Afyonkarahisar'a gelen Muharrem İnce, İstasyon Meydanı'nda partililere seslendi. 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasında 'hayır' oyu verilmesi çağrısında bulunan Muharrem İnce, " Van'dan Edirne'ye, Sinop'tan Silifke'ye kadar her yeri gezdim. İnanın sandıktan 'hayır' çıkacak. Sandıktan 'hayır' çıkacak diye de rehavete kapılmak yok. Daha çok çalışıp, 'hayır' oylarını daha da yükselteceğiz" dedi.
Referandumla getirilmek istenilen sistemin Türkiye için hayırlı bir sistem olmadığına savunan İnce, seçilme yaşının 18'e indirilmesinin de köylü ve fakir çocukları için değil, zengin çocukları için getirildiğini ileri sürdü.
İnce, "Neymiş efendim seçilme yaşını 18'e indirmişler. Kim için, kimin çocuğu için? Afyonkarahisarlı köylü Mehmet Ağa sana sesleniyorum; sandıktan evet çıkarsa Bilal oğlan, hayır çıkarsa senin oğlan kazanacak. Bunu unutma ve sandıkta oyunu ona göre ver" diye konuştu.
Muharrem İnce, konuşmasının ardından Uşak'a gitmek için kentten ayrıldı.
Haber: Sait KARADUMAN/AFYNKARAHİSAR, -
=================================================
Feyzioğlu: Bu anayasa değişikliğinin yazarı maalesef 2010'daki gibi küresel kuklacılardır (2)
HEDEF ATATÜRK'ÜN BİZE ÇİZDİĞİ HEDEFTİR
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve Prof. Dr. Süheyl Batum, Mersin'in Silifke İlçesi'nde halka hitap etti. Başbakanın kendilerini siyaset yapmakla suçladığını ifade eden Feyzioğlu, "Eğer Sayın Cumhurbaşkanı bizi duymuş olmak isteseydi biz bugün yollara düşmezdik. Düştüysek Sayın Cumhurbaşkanının ve maalesef Sayın Başbakanın sadece ve sadece kendilerini doğrulayan insanları dinlemek istemeleri sebebiyledir. Oysa biz, doğru bildiğimizi, ne pahasına olursa olsun söylemek zorundayız. Yarına çıkmayacağımız bilsek yine doğruyu söylemek zorundayız. Çünkü evlatlarımızın geleceği, milletimiz söz konusu. Bunun için bir büyük millet Türk milleti, evlatlarımız bedel ödeyeceğine biz bedel ödeyelim. Hedef, Mustafa Kemal Atatürk'ün bize çizdiği hedeftir. Çağdaş uygarlık düzeyinde omuz omuza yürümektir" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Süheyl Batum'un Konuşması
-Metin Feyzioğlu'nun konuşması
Haber-Kamera Mehmet OKUR/SİLİFKE) (Mersin),
=============================================
Savcı, Sezgi Kırıt davasında beraat istedi
ANTALYA'da 2009 yılında 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın götürüldüğü evde uyuşturucu verilip tecavüz edildikten sonra hayatını kaybetmesine ilişkin tutuklu yargılanan 3 sanık hakkında savcı beraat talebinde bulundu. Kırıt ailesinin avukatı Sibel Önder, talebe tepki göstererek, "Sanıklar, mahkemenin karşısında sessiz sedasız durup, ellerini önüne bağlayıp, taktıkları kravatla indirim alabileceklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar, hepsi cezalandırılacak" dedi.
Antalya'da 31 Ağustos 2009 günü ekmek almak için evden ayrılan Sezgi Kırıt, Facebook'tan tanıştığı Osman Küçük ile buluştu. Osman Küçük, Sezgi Kırıt'ı iş arkadaşı Ali Karpi'nin evine götürdü. İddiaya göre burada vücuduna uyuşturucu enjekte edilen Kırıt, 3 kişinin şiddet ve tecavüzüne uğradı. Aynı gece evde yaşamını yitiren Sezgi Kırıt'ın cesedi, delil bırakmamak için yıkandıktan sonra üzerindeki giysiler çıkartılarak, Isparta yolunda bir araziye bırakıldı.
Sezgi Kırıt'ın cesedi 2 Eylül 2009 günü Isparta'nın Gönen İlçesi'nde boş arazide çıplak halde bulundu. Kimliği saptanamayan ceset, iddiaya göre Adli Tıp'ta yapılan otopside de şüpheli bir durum çıkmayınca 'kimsesizler mezarlığı'na gömüldü.
40 GÜN SONRA MEZARDAN ÇIKARILDI
Aile, sahipsiz bir ceset bulunup gömüldüğünü 40 gün sonra öğrenince, mezar açılıp ceset çıkarıldı. İncelemede cesedin Sezgi Kırıt'a ait olduğu anlaşılınca, soruşturma başlatıldı. Olayla ilgili şüpheliler Osman Küçük, Ali Karpi, kızkardeşi Emine Karpi ile Emine'nin oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar gözaltına alındı. İfadelerinde birlikte alkol alıp uyuşturucu kullandıklarını anlatan şüpheliler, kızın ölmesi üzerine cesetten kurtulmak istediklerini ve araziye attıklarını söyledi. Adli Tıp otopsi raporunda da 'tecavüz ve darp bulgusu belirtilmediği için şüpheliler serbest bırakıldı. Şüphelilerden Ali Karpi 1 Kasım 2014 tarihinde vefat etti. Ulusal Kriminal Büro'nun Sezgi Kırıt'ın ölümüyle ilgili verdiği raporda, olayın 'zorlamalı ölüm ve tecavüz' olduğu belirtilmesi üzerine Osman Küçük, Mehmet Mutlu Kurtlar ve Emine Karpi tutuklandı. Olaydan 7 yıl sonra Osman Küçük ve Mehmet Mutlu Kurtlar hakkında 'mağdurun ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, Emine Karpi hakkında ise bu suçlara yardımcı olduğu iddiasıyla 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
SAVCI BERAAT İSTEDİ.
Çok sayıda kadın derneğinin de müdahil olduğu davanın 7'nci duruşması bugün 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Cumhuriyet savcısı, yapılan yargılama sonucu Sezgi Kırıt'ın ölümüne neden olacak şekilde 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan cezalandırılmalarına yönelik yeterli delil bulunmadığını belirterek, sanıkların isnat edilen suçlardan ayrı ayrı beraatını talep etti. Buna karşı sanıkların 16 yaşındaki çocuğu alıkoyma suçundan cezalandırılmasını isteyen Cumhuriyet savcısı sanıkların hükümle birlikte tahliyesini istedi.
Sezgi Kırıt'ın ailesi, avukatları Sibel Önder ile davaya müdahil olan diğer kurumların avukatları ise Cumhuriyet Savcısının mütalaasını kabul etmediklerini söyledi. Sanıklar da tahliye ve beraatlerini istedi. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 28 Nisan'a erteledi.
İNSANLAR ÇOCUKLARINI BÜYÜTÜRKEN BEN BU DOSYAYI BÜYÜTTÜM
Duruşma çıkışı açıklama yapan Kırıt ailesinin avukatı Sibel Önder, çocuğu gibi gördüğü bu davayı elinde büyüttüğünü söyledi. Sibel Önder, savcının beraat talebiyle ilgili olarak, şunları kaydetti:
"Şu an çok üzgünüm. 7 sene sadece bu dosyayla uğraştım. 7 sene boyunca insanlar çocuğunu büyütürken ben bu dosyayı büyüttüm. Tüm delilleri tırnaklarımla toparladım. Bunları bir araya getirip sayın mahkemenin huzuruna getirdim. Sonuç ne diye sorarsanız, sayın savcının istemiş olduğu beraat talebidir. Pes ettim mi? Hayır. Sayın savcının talebi de beni yıldıramayacaktır. Hiçbirimizi yıldıramayacaktır. Ölünün dili yok ama benim var. Mahkemenin karşısında sessiz sedasız durup, ellerini önüne bağlayıp, taktıkları kravatlarıyla indirim alabileceklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar. Sanıkların hepsi cezalandırılacak. Mahkemenin içerisinde mütalaada beraat varsa, kanunda da cezalarla ilgili açık hükümler var. Sanıkların cezalandırılmaları için son nefesime kadar uğraşacağım."
POLİS İZİN VERMEDİ
KADEM Avukatı Pınar Kandemir Hacıbektaşoğlu ise olay tarihinde Adli Tıp Kurumu'nun yüzeysel soruşturmasından dolayı Cumhuriyet Savcısının sanıklar hakkında beraat talebinde bulunduğunu söyledi.
Ancak bu talebin asla bu toplum vicdanında kabul görmeyeceğini ileri süren Hacıbektaşoğlu, bu mütalaanın hiçbir öneminin olmadığını söyledi. Hacıbektaşoğlu açıklamasına devam ederken önüne geçen polis ekipleri, adliye bahçesinde basın açıklaması yapmanın yasak olduğunu belirterek gazetecilerin çekim yapmasını engelledi. Hacıbektaşoğlu. Basın açıklaması yapılmasına müdahale edilmesine tepki gösterdi. Cumhuriyet Başsavcılığının basın açıklamalarına izin vermediğinin bildirilmesi zerine avukatlar ve KADEM üyeleri adliyeden ayrıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------
KADEM üyeleri
Avukat Sibel Önder'in pankat açıp Sezgi için adalet istemesi
Duruşma sonrası Sibel Önder ile beraberindeki kadem avukatlarının açıklama yapması
Avukat Pınar Kandemir Hacıbektaşoğlu açıklama yaparken gelen polislerin sonlandırması
Adliyeden genel görüntü
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,
===============================================
Midibüsün çarptığı otomobildeki kadın öldü, oğlu yaralandı
GAZİANTEP'te, şehir içi yolcu taşıyan halk midibüsünün çarptığı otomobildeki 59 yaşındaki Perihan Gürpınar yola savrularak yaşamını yitirdi, oğlu Ümit Gürpınar yaralandı.
Kaza, akşam saatlerinde Ünaldı Mahallesi'nde meydana geldi. Demokrasi Bulvarı'nda kırmızı ışık ihlali yaptığı iddia edilen Barış Mutlu yönetimindeki 27 H 0440 plakalı yolcu midibüsü, 25 yaşındaki Ümit Gürpınar'ın kullandığı 46 DY 414 plakalı otomobile çarptı. Çarpmanın etkisiyle sürüklenen otomobil, refüjdeki aydınlatma direğine çarpıp durdu. Kazada otomobilde bulunan ve emniyet kemeri takılı olmayan Perihan Gürpınar, araçtan dışarıya savrularak olay yerinde yaşamını yitirdi, oğlu Ümit Gürpınar ise yaralandı.
Yaşamını yitiren kadının cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumu'na götürülürken, yaralı sürücü Ümit Gürpınar ise, sağlık görevlileri tarafından ambulansla hastaneye götürüldü. Kazayı haber alarak olay yerine gelen Gürpınar'ın yakınları gözyaşlarına boğuldu. Midibüs sürücüsü Barış Mutlu'nun ise yakındaki polis merkezine giderek teslim olduğu belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
Kazanın meydana geldiği yer
Kazaya karışan otomobil
Yerdeki ceset
Ölen kadının yakınlarının ağlaması
Kaza yapan otomobilin çekilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Eyyüp BURUN -GAZİANTEP -DHA)
==========================================
Genç kadın su kuyusunda ölü bulundu
MUĞLA'nın Seydikemer İlçesi'nde yaşayan 35 yaşındaki Fatma Şekerci, 15 metre derinliğindeki su kuyusunda ölü bulundu. Vücudunda kesici ve delici herhangi bir yara izi bulunmayan Şekerci'nin cesedi otopsiye gönderildi.
Seydiler Mahallesi Bağlıçam Mevkii'ndeki 2 katlı evin zemin katında, annesi Hafize Kamber ile birlikte yaşayan Fatma Şekerci, bu sabah ortadan kayboldu. Şekerci'yi evin yakınlarında bulamayan ağabeyinin eşi Gülcan Şekerci, çevrede aramaya çıktı. Yenge Gülcan Şekerci, saat 11.00'de, eve 50 metre mesafedeki 15 metre derinliğinde ve 80 santimetre genişliğinde olan su kuyusunun başında kayıp kadına ait terlikleri buldu. Kuyuyu kontrol edilince, suda yüzüstü yüzer vaziyette duran Fatma Şekerci'nin cesedi bulundu. İhbar üzerine olay yerine jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri geldi. Şekerci'nin bedeni, kuyuya halatla sarkıtılan itfaiye eri tarafından başka bir halata bağlanarak kuyudan çıkarıldı. Yapılan kontrolde, Fatma Şekerci'nin yaşamını yitirdiği tespit edildi. Savcı ve jandarma ekiplerinin çevrede yaptığı incelemelerin ardından Fatma Şekerci'nin cesedi, otopsiye, Muğla Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Şekerci'nin vücudunda kesici ve delici herhangi bir yara izi bulunmadığı belirtildi. Jandarma, olayla ilgili soruşturma başlattı.
"OTOPSİ SONUCUNU BEKLEYECEĞİZ"
Seydiler Mahalle Muhtarı Mehmet Güven, Şekerci'nin uzun yıllardır psikolojik tedavi gördüğünü söyledi. İntihardan şüphelendiklerini ancak bunun için karar vermek için erken olduğunu kaydeden Güven, "Şekerci annesi ile birlikte yaşıyordu. Annesi sabah pazara gitmek için evden çıkmış. O sırada Şekerci evde uyuyormuş. Daha sonra ortadan kayboluyor ve kuyunun dibinde boğulmuş vaziyette bulunuyor. Sürekli olarak ilaç kullanıyordu. Ancak toplum içinde dikkat çekecek bir tavır ya da davranışı yoktu. Normal bir insan gibi gözüküyordu. Otopsi sonucunu bekleyeceğiz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Şekerci'nin düştüğü su kuyusundan görüntü
Kuyunun başındaki terliklerin görüntü
Jandarmanın incelemesinden görüntü
Cesedin kuyudan çıkarılmasından görüntü
Haber- Kamera: Ergün TOS/ SEYDİKEMER (Muğla),
========================================
Bosna Hersek'ten Suriye'ye yardım
BOSNA Hersek'te faaliyet gösteren dayanışma forumunun düzenlediği kampanyada toplanan 20 ton sıvı yağ, 385 ton un, 32 ton çocuk bezi Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nden Suriye'nin İdlib kentine gönderildi.
Bosna Hersek'ten 16 TIR ile gönderilen yardım İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın Reyhanlı İlçesi'ndeki Suriye Çalışmaları Lojistik Merkezi'ne ulaştı. Burada işlemleri yapılan yardım TIR'ları Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan çıkış yaparak Suriye'nin İdlib kentine gönderildi.
Görüntü Dökümü
------------------------
İHH lojistik merkezi
TIR'lar
Malzemeler yüklenirken
İş makineleri
İşçiler çalışırken
İHH basın danışmanının açıklaması
Yüklemeden detay
Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),
=================================
Erzurumsporlu futbolcu: Çıkan haberler asılsız
Büyükşehir Belediye Erzurumspor futbolcusu Doğan Can O., sosyal medyadan tanıştığı öğretmen P.D.'nin kendisine gönderdiği fotoğraf ve videoları internete yüklemediğini iddia etti. Doğan O., "Çıkan haberler asılsız. Haberlerle ilgili gerekli işlemler yapılacak" dedi.
Büyükşehir Belediye Erzurumsporlu futbolcu Doğan Can O., sosyal medyadan tanıştığı öğretmen P.D.'nin gönderdiği fotoğraf ve videoları arkadaşlarına gönderip, internete yüklediği yönünde çıkan haberleri yalanladı. Yazılı bir açıklama yapan Doğan Can O. şunları söyledi: "Aramızda 1 yıl önce yaşanan küçük bir sorun nedeniyle kendisi şikayetçi olmuştu. Şikayet konusu fotoğraf ve videoları yüklemekle alakalı değil. Bana gönderdiği fotoğraf ve videoları internete koymadım. Kendisi de her hangi bir mağduriyet yaşamadı. P.D. ile sadece 1 kez yüz yüze görüştük. Konunun nasıl bu kadar büyüdüğünü de anlamış değilim. İkimiz de sporcuyuz, kariyerlerimiz önemli. Olaylar tamamen çarpıtılmıştır. Ortada taciz gibi bir konu söz konusu dahi değildir. Çıkan haberler asılsız. Haberlerle ilgili gerekli işlemler yapılacak. İkimizde en kısa sürede olayın kapatılmasını istiyoruz."
'ARAMIZDAKİ KÜÇÜK BİR PROBLEM ABARTILDI'
Büyükşehir Belediye Erzurumsporlu futbolcu Doğan Can O.'nun, kendisine ait fotoğraf ve videoları internete yüklediği iddiaları ile olarak öğretmen P.D. de açıklama yaptı. Olayın abartılarak farklı anlatıldığını belirten P.D., "Doğan Can O. ile aramda bir sene öncesinden yaşanan problem medyada farklı ve abartılarak yansıtıldı. Buradaki amacın iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. İkimiz de başarılı sporcularız ve kariyeri olan insanlarız. Başarılarımızı baltalamak adına taciz olarak başlık atmak hiç etik değil. Bunlar bizim başarılarımızı engellemez, sadece hırslandırır. Bizler, kendi sorunlarımızı bu vatanın çağdaş medeni birer vatandaşı olarak hukuki yollarla çözüyoruz, inşallah bu sorunu da çözeceğiz. Biz daha büyük başarılar için yollara çıktık, böyle şeylerle moralimizi bozmaz" diye konuştu.
Haber: ERZURUM, -
=============================================
Buca'da pazarcılar belediyeye yürüdü (2)
TARAFLAR PAZARTESİ BULUŞACAK
Buca Belediyesi tarafından yapılacak yeni pazaryerinin inşaası tamamlanıncaya kadar, pazarcıların geçici pazaryerine taşınmadan önce kura çekimi sırasında çıkan tartışma sonrası belediyeye yürüyen pazarcılar eyleme son verdi. Belediye yetkilileriyle görüşen pazarcılar, sorunun çözülmesi için pazartesi günü kuranın çekileceği pazaryerinde buluşma kararı aldı. Bu arada belediye yetkilileri, bir yanlış anlaşılma olduğunu; pazarcılardan daha önce her hafta alınan 7 TL'lik işgaliye ücretinin önümüzdeki 4.5 yıl boyunca alınmayacağını, ancak belediye firması Bucamar tarafından kiralanıp geçici pazaryeri haline getirilen 15 bin metrekarelik alana yapılan giderlerin karşılanması amacıyla, pazarcılardan 60 hafta boyunca haftalık tezgah başına 100 TL ücret alınacağını, bunun dışında yeni pazaryerine taşınma sürecinde de tahsis ücreti dahil bir başka ücret alınmayacağını kaydetti.
Haber: İZMİR
=============================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 13 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?