Çukurca'da Güvendağı'na sızmak isteyen 7 PKK'lı öldürüldü (2)
3 ASKER HAFİF YARALI
Çukurca ilçesi'nde güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışma ile ilgili Hakkari Valiliği de açıklama yaptı. Açıklamada, 3 askerin hafif şekilde yaralandığı ve Hakkari Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındığı belirtilerek şöyle denildi:
"12 Mayıs 2017 günü İlimiz Çukurca İlçesi Güvendağ Üs Bölgesinde bulunan görevlilerimizce icra edilen sınır gözetleme faaliyeti esnasında Kuzey Irak bölgesinden sızma girişiminde bulunan 7 bölücü terör örgütü mensubu Bayraktar İHA ile tespit edilmiş olup; F-16 savaş uçakları ve topçu atışlarıyla 7 bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Yaşanan temasta 3 askeri personel hafif şekilde yaralanmış, yaralanan askeri personeller Hakkari Devlet Hastanesine sevk edilmiş olup; tedavilerine başlanılmıştır. Konu ile ilgili adli tahkikat devam etmektedir."
Haber: HAKKARİ
=================================================
(ÖZEL) - Şehit annesi, 17 yıldır kızına her gün pansuman yapıyor
GAZİANTEP'te, 5 çocuğunun ortancası Zeynal'ı Diyarbakır'da şehit veren 48 yaşındaki Sultan Direkçi, halk arasında 'Kelebek' diye bilinen 'Epidermolysis Bullosa' hastası kızı 17 yaşındaki Berivan'ın canı yanmaması için doğuştan bu yana her gün 3 kez düzenli olarak pansumanını yapıyor.
Vatan Mahallesi'nde oturan 3'ü erkek 5 çocuk annesi Sultan Direkçi'nin ortanca oğlu Zeynel Direkçi, vatani görevini yaptığı 2009 yılında Diyarbakır'da bölücü terör örgütü mensuplarıyla girdiği çatışmada şehit oldu. Eşini de uzun zaman önce kaybeden Direkçi, 4 çocuğundan en küçüğünün bir büyüğü ve tedavisi bulunmayan doğuştan 'Epidermolysis Bullosa' hastası olan kızı Berivan'ın bütün bakımlarını kendisi yapıyor. 17 yıldır kızının yaşama tutunmasını sağlayan Direkçi, kızının vücudunda oluşan yanıkları, canı yanmasın diye her gün 3 kez temizleyip pansuman yapıyor.
"KIZIM ÇIKAMADIĞI İÇİN BEN DE EVDEN ÇIKMIYORUM"
Anne Direkçi, kızının dışarıya çıkamaması yüzünden evden ayrılmıyor ve Berivan'ı hep gözü önünde tutuyor. Yaşadığı zorluklara rağmen kızının bütün bakımlarını kendisi yaptığını anlatan Direkçi, şöyle dedi:
"Kızım doğuştan hasta. Bu hastalık için şehir dışında da birçok yere gittik fakat çaresi bulunamıyor. Ben kızımın hastalığı ile yaşamaya alıştım. Yıllardır bütün bakımını ben yapıyorum. Özellikle sıcak havalarda vücudundaki yaralar artıyor. Günde 3 kez pansuman yapıyorum. Yemek yediriyorum, üzerini değiştiriyorum, oturup sohbet ediyoruz. Evden çıkamadığı için bende sürekli olarak kendisiyle evdeyim. Hatada 1 gün sağlık durumu iyiyse özel eğitim alıyor."
HAYALİ DIŞARIYA ÇIKABİLMEK
Hastalığı nedeniyle eve hapsolan Berivan ise, özel eğitimle okuma ve yazmayı öğreniyor. Parmakları olmamasına rağmen dirseklerinin arasına yerleştirdiği kalemle yazı yazan ve şekiller çizen Berikan Direkçi, 17 yaşında olmasına rağmen vücudu 9 yaşındaki bir çocuk kadar gelişme gösterebilmiş durumda. Berivan, "Hastalığım nedeniyle dışarıya çıkamıyorum. Güneşte dolaşınca cildimde yaralar oluşuyor. En büyük hayalim dışarıya çıkabilmek" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Vücudu yanan Berivan'ın elleri ve ayakları
Sultan Direkçi'nin kızına pansuman yapması
Anne ve kızın evde oturması
Berivan'ın konuşması
Sultan Direkçi'nin konuşması
Şehit annesi Sultan Direkçi'nin oğlu Zeynel Direkçi'nin duvarda asılı fotoğrafları
Genel ve detay görüntüler
Haber: Eyyüp BURUN-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)
===============================
Öldürülen çevreci çifte ait eşyalar obrukta bulundu
ANTALYA'nın Finike İlçesi'nde yayla evinde öldürülen çevreci Ali Ulvi Büyüknohutçu ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin cinayet şüphelisi 31 yaşındaki Ali Yumaç'ın evden aldığı cep telefonu, dizüstü bilgisayar, çanta, cüzdan ve bazı özel eşyalar obrukta bulundu.
Finike'de mermer ocaklarına karşı verdiği mücadeleyle tanınan Kiracılar Derneği (KİRADER) Genel Başkanı 61 yaşındaki Ali Ulvi Büyüknohutçu ve aynı yaştaki eşi Aysin Büyüknohutçu, Turunçova Mahallesi Asarönü mevkii Kızılcık Yaylası'nda 'Ali Babanın Çiftliği' olarak adlandırdığı 2 katlı evinde 9 Mayıs günü saat 20.30 sıralarında av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Olayın ardından inceleme başlatan Antalya jandarma istihbarat ekipleri olay gecesi cinayet şüphelisi Ali Yumaç'ı gözaltına aldı. Sorgulanan Ali Yumaç işlemlerinin ardından önceki gece çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
BÜYÜKNOHUTÇU'YA AİT MALZEMELER BULUNDU
Cinayet şüphelisi Ali Yumaç'ın ifadesi doğrultusunda Finike Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı üzerine, cinayetin işlendiği eve yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta Asarönü Mezarlığı yakınlarındaki obrukta arama yapıldı. İlçe Jandarma Komutanlığı koordinesinde, Antalya Özel Mağaracılık ve Dağcılık Arama Kurtarma Timi tarafından yapılan aramada, Ali Yumaç'ın obruğa attığı malzemeler çıkarıldı. Özel timin metan gazı nedeniyle özel kıyafetler ve oksijen tüpüyle daldığı obruktan, Ali Ulvi Büyüknohutçu'ya ait cep telefonu, dizüstü bilgisayar, çanta, cüzdan, bazı özel eşyalar ve cinayette kullanılan av tüfeğine ait boş kartuş ile av tüfeği kayışı bulundu.
AV TÜFEĞİ BULUNAMADI
Cumhuriyet savcılığı ve İlçe Jandarma Komutanlığı'nın çalışması sonucu bulunan malzemeler, Antalya Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğü'ne delil ve parmak izlerinin araştırılması için teslim edildi. Cinayet sırasında kullanılan av tüfeğinin kuyudan çıkmadığı ve arama çalışmalarının devam ettiği belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
Bulunan eşyaların fotoları atıldı
Haber- Suat SÖĞÜT/ANTALYA-DHA)
=========================================
Mersin'de Türk ve Suriyeli çocuklar kaynaştı
MERSİN'de düzenlenen Eğitim Yaratıcı Drama ve şarkılarla Davranış Kazandırma Projesi kapsamında Suriyeli ve Türk öğrencilerin birbirlerine adapte olmaları sağlandı.
Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen etkinliğe Türk ve Suriyeli anaokulu öğrencileri, veliler ve öğretmenler katıldı. Fatih İlkokulu'nda eğitim gören öğrencilerinden oluşan 20 kişilik ekip, 3 aylık çalışma sonucu bir dans gösterisi hazırladı. 10'u Türk 10'u Suriyeli olan öğrencilerden oluşan ekibi kapsayan projede, öğrencilerin birbirlerine adapte olması, birbirlerini anlamaları ve davranış kazandırma amaçlandı. Sahnede el ele tutuşarak birlikteliği simgeleyen koreografiler sergileyen öğrenciler dansları ile katılımcılardan alkış aldı. Kostümleri ve dansları beğeni toplayan öğrenciler dans ederek birbirlerini anlamanın mutluluğunu yaşadı.
Projenin Koordinatörü Hüsnü Karabulut, amaçlarına ulaştıklarını ifade ederek, "Bu gün projemizi uygulamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Okul öncesi eğitime önem vermeyen ülkeler, insan kaynakları potansiyelinin yok olmasına neden olurlar. Ülkelerinin zenginleşmesinin önüne geçmiş olurlar. Biz bu projede okul öncesi eğitim vererek çocuklarımızın davranış bozukluğu yaşamaması ve istikballerinin açık olmasına katkı sağladık. Öğrencilerimiz de bu projede birlikte yer alarak birbirlerini anlamayı öğrendi. Artık söz çocuklarda" dedi.
Yaklaşık 1 saatlik dans gösterisi sunan öğrenciler alkışlar eşliğinde sahneden ayrıldı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Salondan görüntüler
-Katılımcılardan görüntüler
-Öğrencilerin sahnede dans gösterisi yapması
-Projenin Koordinatörü Hüsnü Karabulut'un konuşması
-Dans eden öğrencilerden detaylar
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: İbrahim MAŞE/MERSİN,
===============================================
Ela'nın hayali gerçek oldu
ADANA'da kızamık mikrobunun yol açtığı bir beyin hastalığı olan Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) hastası 20 yaşındaki Ela Alparslan'ın gelinlik hayali gerçek oldu.
Merkez Çukurova İlçesi Huzurevleri Mahallesi'nde oturan ve eşinden ayrılan 4 çocuk annesi Müzeyyen Altıntop, sosyal medya üzerinden faaliyet gösteren, 'Kelebek Çocukların Rüyası Gerçek Olsun' hesabına başvurdu. Kızının gelinlik giymek isteğini söyleyen anneye kısa bir süre sonra dönüş yapan, tekstilci Zeynep Yazıcılar ve şarkıcı Fulden Uras, Ela'nın beden ölçülerini alarak genç kıza gelinlik diktirdi. 4 kız kardeşin en küçüğü olan Ela'ya diktirilen gelinlikle birlikle Adana'ya gelen Fulden Uras, genç kıza gelinlik giydirerek anne Müzeyyen Altıntop'un hayalini gerçekleştirdi.
Adana'ya hayırlı bir iş için geldiklerini söyleyen Fulden Uras, "Bu hastalığın maalesef tedavisi yok. Şuanda kullandığı ilaçları sadece Ela'nın hayatta kalmasına yardım ediyor. Ela kızımızın ve annemizin dileğini gerçekleştirdik çok mutluyuz" dedi. Kızını beyaz gelinlik içinde gören Müzeyyen Altıntop ise, "Kızımı beyaz gelinlikte gördüm, bundan sonra hayatımız bembeyaz olacak" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Ela Alparslan ve annesi Müzeyyen Altıntop'un görüntüsü
Anne Müzeyyen Altıntop'un konuşması
Şarkıcı Fulden Uras ve tekstilci Zeynep Yazıcılar'ın Ela ve annesi ile konuşması
Ela Alparslan'ın gelinlikli görüntüsü
Fulden Uras, Zeynep Yazıcılar ve Ela'nın el sallaması
Haber: Çağlar ÖZTÜRK -Kamera: ADANA,
===================================================
Talasemi projesine AB desteği
TALASEMİ hastalarına daha kaliteli bir hayat sunmak için hazırlanan Endokrin Komplikasyonlarının Tanısı ve Tedavisi Projesi, Avrupa Birliği'nden hibe kazandı.
Akdeniz Kan Hastalıkları Vakfı (AKHAV) koordinatörlüğünde İtalya, Almanya ve Bulgaristan'dan üç kurumun ortaklığında yürütülecek olan projenin tanıtım toplantısı Konyaaltı'ndaki The Corner Park Hotel'de yapıldı.
Antalya Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk, Antalya Valiliği Avrupa Birliği Dış İlişkiler Koordinatörü Baki Karaçay ile İtalya'dan yetkililerin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda AKHAV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Duran Canatan projeyle ilgili bilgi verdi.
Başkan Canatan, Türkiye'de evlilik öncesi yapılan talasemi testleriyle hasta doğumlarının azaltıldığını söyledi. Evlilik öncesi talasemi testi sayesine 5 bin yeni hastanın doğumunun önüne geçildiğini anlatan Prof. Dr. Duran Canatan, dünyaya örnek olan bu uygulamaya ilave olarak mevcut hastaların yaşam kalitesinin artırılması için de bir proje hazırladıklarını söyledi. Canatan, Avrupa Birliği Erasmus Stratejik Ortaklıklar Mesleki Eğitim Programı kapsamında gerçekleştirilecek projenin AKHAV koordinatörlüğünde; İtalya, Almanya ve Bulgaristan'dan oluşan 3 yabancı ortakla yürütüleceğini, Avrupa Birliği'nden hibe almaya hak kazandığını açıkladı.
Prof. Dr. Canatan, iki yıllık bir süreyi kapsayan projenin toplam bütçesinin 196 bin Euro olduğunu açıkladı. Projenin Antalya Valiliği, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Akdeniz Kan Hastalıkları Derneği'nden oluşan üç yerel ortağının da olduğunu anlatan Canatan, projenin amacının talasemik hastaların hayat standartlarının yükseltilmesi, yaşam sürelerinin uzatılması ve farkındalık yaratılması olduğunu söyledi.
Canatan, "Proje tamamlandığında Antalya'dan sonra Avrupa'daki ve dünyanın diğer ülkelerindeki talasemi hastalarının daha iyi takip ve tedavi edilmeleri sağlanacak. Böylece hastaların yaşam kaliteleri ve süreleri uzayacaktır. Talasemili olmayanlar gibi eşit bir yaşam sunmak istiyoruz. Bu nedenle projenin kısa adı da eşit yaşamı vurgulamak için Equality olmuştur" dedi.
Proje kapsamında önümüzdeki ekim ayında ülkemizden 10 doktora İtalya'da eğitim verileceğini anlatan Prof. Dr. Duran Canatan, "Eğitim tamamlandıktan sonra arkadaşlarımız, edindikleri bilgi ve tecrübeleri Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi'nde diğer meslektaşlarına aktaracaklar. Türkiye'deki tüm talasemi merkezlerinden doktor arkadaşlarımız da buraya gelecek. Böylece uygulama tüm Türkiye'ye yayılacak" diye konuştu.
Projeyle ilgili İtalya'dan gelen Prof. Dr. Vincenzo de Santis ile Antalya Valiliği Avrupa Birliği Dış İlişkiler Koordinatörü Baki Karaçay da konuşma yaptı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------
Toplantıdan genel görüntüler
AKHAV Başkanı Prof. Dr.Duran Canatan'ın konuşmaları
İtalyan bilimadamı Prof. Dr. Vincenzo de Santis'in konuşmaları
Antalya Valiliği Avrupa Birliği Dış İlişkiler Koordinatörü Baki Karaçay'ın konuşması
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,
======================================================
Zonguldak'tan Avrupa'ya yılda 1500 ton salyangoz ihracı
ZONGULDAK'ın Devrek İlçesi'ne bağlı Çaydeğirmeni Beldesi'nde 1997 yılında kurulan salyangoz işleme fabrikasında, Karadeniz illeri ağırlıklı Türkiye'nin dört bir yanında köylüler tarafından toplanan salyangozlar işlenerek yurt dışına ihraç ediliyor. Fabrika sahibi Sadık Ayanoğlu, yılda 1500 ton salyangozu Fransa başta olmak üzere Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti'ne ihraç ettiklerini, bir nevi atıl olan bir ürünü ekonomiye kazandırdıklarını kaydetti.
Sadık Ayanoğlu'nun ağabeyleri Yılmaz ve İzzet Ayanoğlu, 1960'lı yıllarda canlı salyangoz toplayarak ihracatçılara satmaya başladı. Makine Mühendisi Sadık Ayanoğlu, ağabeylerinin yaptığı işi büyütüp ihracatı kendisinin yapabileceğini düşünerek 1997'de 3 milyon lira yatırımla salyangoz işleme fabrikası kurdu. Nisan ve mayıs aylarında Trabzon, Samsun, Düzce, Giresun gibi Karadeniz illeri ağırlı Türkiye'nin dört bir yanından köylüler tarafından toplanan salyangozlar, nakliyeciler tarafından fabrikaya getiriliyor. Fabrikada kabuğundan ayrılan salyangozlar buzlanarak yüzde 90'ı Fransa olmak üzere Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Makedonya gibi Avrupa ülkelerine gönderiliyor. Yüksek protein ve düşük yağ oranıyla değerli bir besin olan salyangoz bu ülkelerde yoğun tüketiliyor.
Ayanoğlu Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Ayanoğlu, fabrikayı kurduğu ilk yıllardaki yıllık 1 milyonluk ihracatını şimdi yıllık 1500 ton ile 2 milyon 500 bin dolara kadar çıkardıklarını söyledi. Fabrikada 100 kişinin çalıştığını ifde eden Ayanoğlu, "Bir nevi atıl olan bir ürünü ülkemize döviz kazandırarak binlerce kişiye ekmek sağlamaktayız. Bunu toplayanları da düşünürsek on binleri buluyor istihdam sağladığımız kişi sayısı.Trabzon, Samsun, Çorum dahil Düzce olmak üzere güvendiğimiz toplayıcılar bunları köylülerden toplar ve fabrikaya getiriyorlar. Geçen 20 yılda yaklaşık 50 milyon dolar bir ihracat gerçekleştirdik" dedi.
Ağabeyleri ihracatçılara salyangoz satarken merak edip bu işe girdiğini anlatan Ayanoğlu, "Memnunuz işimizden. Bölgemize istihdam sağlıyoruz, devletimize vergimizi veriyoruz. Genel olarak başta Fransa olmak üzere Çek Cumhuriyeti, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelere vermekteyiz. Oradaki ana alıcılar diğer Avrupa ülkelerine ve Amerika'ya ihracat yapıyorlar. Bu Fransa'nın olmazsa olmazı aperatif bir yemeğidir. Nasıl midye bizde tüketiliyorsa onlarda da salyangoz o şekilde tüketilmektedir. Paris yılda 50 milyon turist çekmektedir. Fransa'ya gelen her bir turist bu salyangozu tatmak için sıraya giriyor" diye konuştu.
Ayanoğlu, kırsal kesimlerdeki betonarme yapılaşmanın ve büyük şehirlere göçün etkisiyle salyangoz toplamada azalmalar olduğunu, büyüme hedeflerinin yerine mevcudu koruma yönünde çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
Görüntü Dökümü:
-Salyangoz fabrikası
-Kadınların çalışması
-Kabuğundan ayrılan salyangozlar
-Sadık Ayanoğlu ile röp.
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,
================================================
33 yıllık otobüs kütüphane oldu
NİĞDE'de 33 yıllık yolcu otobüsü okul kütüphanesine dönüştürüldü.
Merkeze bağlı Konaklı Belde Belediyesi'ne ait 33 yıllık otobüs Konaklı Ortaokulu'na kütüphane oluşturulması için hibe edildi. 'KOP Okuyor' projesi kapsamında eski otobüs baştan aşağıya yenilerek kütüphaneye dönüştürüldü. 'Otobüs Kütüphane' öğrenciler için hizmete açıldı. Konaklı Ortaokulu Müdürü Bülent Kantaş, "Otobüsümüzü 1.5 ay gibi kısa bir süre içerisinde bu hale getirdik. İçerisinde 1800 kitap var. 6-14 yaş grubu öğrencilerimizin faydalanacak"dedi.
Konaklı Belediye Başkanı MHP'li Maksut Özçelik ise kütüphaneyi öğrencilerin çok sevindiğini söyledi. Özçelik, "Konaklı ilkokul müdürümüz belediyemize gelerek KOP projesi kapsamında gezici kütüphane yapılması konusunda talepte bulundu. Biz de bunu belediye meclisinden geçirerek hepimiz uygun gördük. Öğrencilerimiz çok sevdiler böyle faaliyetlerin devam etmesini istediler"diye konuştu.
Ortaokul öğrencileri ise daha önceden okullarda oluşturulan köşelerde kitap okuduklarını otobüste kitap okumanın daha çok zevkli olacağını söyledi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Otobüsün dışından ve içinden detay görüntü
Kütüphanenin açılışından görüntü
Otobüs içerisinde öğrencilerin kitap okuması
Okul müdürünün açıklaması
Belde belediye başkanının açıklaması
Otobüs kütüphaneye binen öğrencilerden görüntü
Öğrenci ve otobüsten genel görüntü
Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,
==================================================
(ÖZEL) 15 Temmuz şehitleri anısına 8 kilo altından tank yaptı
KAHRAMANMARAŞLI kuyumcu Mehmet Reyhanlıoğlu, FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişiminde şehit olanların anısına 8 kilo 24 ayar saf altından tank yaptı. Reyhanlıoğlu, yaptıkları tankın paha biçilemez olduğunu söyledi.
Kuyumcu Mehmet Reyhanlıoğlu, atölyesinde 15 Temmuz şehitleri anısına 8 kilo 24 ayar saf altın kullanarak tank yaptı. Reyhanlıoğlu, 10 ayda tamamı altından yapılan tankı, kentte dün 13'üncüsü açılan Ortadoğu Kahramanmaraş Altın Mücevher Gümüş ve Saat Fuarı'nda sergilemeye başladı. Saf altın kullanılan tankı 15 Temmuz şehitleri anısına yaptıklarını söyleyen Reyhanlıoğlu, tankı satmayacaklarını ve müzede sergileyeceklerini belirtti. Reyhanlıoğlu, şöyle dedi:
"Bugün yaşıyorsak, gerçekten evimize rahatça gidebiliyorsak, çocuklarımızı sevebiliyorsak 249 şehidimizin sayesinde yaşıyoruz. Şehitlerin anısına yapıldığı için tanka hem maddi, hem de manevi olarak değer biçilemez. Onları unutmamak, o günü yaşatmak, nesilden nesile bunu unutturmamak adına kendi müzemize koyacağız bu tankı."
50 BİN LİRALIK FİNCAN TAKIMI
Fuarda sergilenen ilginç ürünlerden biri de Kahramanmaraşlı bir diğer kuyumcu Hacı Öz tarafından yapılan altın işlemeli kahve takımı. Fuara gelen kadınların yoğun ilgi gösterdiği 2 fincan, 1 şekerlik ve 1 tepsiden oluşan ve etrafı 22 ayar altınla kaplanıp zümrüt ve zirkon taşlarla süslenen kahve takımının fiyatı ise 50 bin lira. Tepsi ve fincanları Kütahya'dan aldığını belirten Hacı Öz, kahve takımının tamamının büyük bir sabır gerektiren ve 1,5 ay süren el işçiliği ile yapıldığını söyledi. Öz, "300 gram 22 ayar altınla el işiyle işlenen ve üzerinde zümrüt taşların bulunduğu güzel bir takım ürettik. Bu fincanla kahve içmenin bedeli ise 50 bin lira" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
Altın tank
Reyhanlıoğlu'nun konuşması
Altın kaplama kahve takımı
Öz'ün konuşması
Kahve takımından detay
Başkan Erkoç'un kahve takımını incelemesi
Kadınların kahve takını incelemesi
Altınlardan ve mankenlerden detaylar
Fuarın tabelası
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
====================================================
Gözleri bağlı annelerini tanıdılar
AMASYA'da Vedia Zeren Anaokulu 4 yaş grubunda eğitim-öğretim gören çocuklar, Anneler Günü için hazırladıkları programda gözleri bağlanarak annelerini yüzlerinden ve kokularından tanıdı.
Amasya'da Vedia Zeren Anaokulu'nda eğitim-öğretim gören 4 yaş grubu elma şekerleri ve neşeli kalpler sınıfından 21 çocuğun Anneler Günü için hazırladıkları programda gözleri kapalıyken annelerini hissederek ve kokularından tanımaya çalıştı. 4 yaş grubunda öğrencilerin hazırladıkları programda şiirler, yarışmalar ve gösteriler sergilendi. Annelerin de dahil edildiği yarışmada çocuklar kendi annelerini gözleri kapalı olarak yüzlerine temas ederek ve kokularından tanıdı. Annelere ayrıca çocukluklarında oynadıkları sandalye kapmaca ve elden ele top çevirme oyunları oynatıldı. Anaokulu müdürü Esra Tilkicioğlu, "Bugün anneler günü dolayısıyla 4 yaş grubu öğrencilerimizin 2 sınıf olarak hazırlamış olduğu bir program sunduk. Programımızda öğrencilerimiz rontlarla, şiirlerle katılırken, biz bu sene bir değişiklik yapıp annelerimizi de programa dahil ettik. Farklı yarışmalarla onlarda katıldıö dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------
-Çocukların gösterilerinden detay
-Annelerin top çevirme oyunundan detay
-Çocukların gözleri bağlı annelerini tanımalarından detay
-Anaokulu Müdürü ile röportaj
-Diğer detaylar
Haber-Kamera: Sinan HARMANCI/AMASYA,-
==================================================
Anneler Günü'nde uçuran hediye
AFYONKARAHİSAR'da 33 yaşındaki Aliye Sert, eşi ve ikiz çocuklarının Anneler Günü hediyesiyle havaya uçtu. Özel pilot eşliğinde paramotora binen Aliye Sert, yaklaşık yarım saat kent turu attı.
Afyonkarahisar'daki bir özel anaokulunda satranç öğretmeni olarak görev yapan Aliye Sert, eşi Murat Sert ve 5 yaşındaki ikizleri Eren ile Enes'ten ilginç Anneler Günü hediyesi aldı. Afyonkarahisar'da faaliyet gösteren Gökyüzü Hava Uçuşları ve Doğa Sporları Kulübü'nden paramotor uçuşu hediye edilen Aliye Sert, yaklaşık yarım saatlik bir uçuş yaptı.
Özel pilot eşliğinde paramotorla havalanan Aliye Sert, havadan kenti seyretme imkanı buldu. Uçuş sırasında çocukları ve eşi tarafından hazırlanan 'Anneler günümüz kutlu olsun' yazılı dövizi açan Aliye Sert, havada bardaktan kahve de içti.
Aliye Sert, uçuş sonrası tüm annelere böyle bir hediye almalarını temenni etti. Sert, "Eşim ve çocuklarım bana 'Anneler Günü'nde seni havalara uçuracağız' demişlerdi, gerçekten de öyle oldu. Çok mutluyum böyle bir hediye aldığım için. İkizlerime ve eşime bu hediyelerinden dolayı çok teşekkür ederim" dedi.
Anne Sert, ikizleri Eren ile Enes'in uyku saatleri olduğu için de kendisini seyretmeye gelemediklerini aktardı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
Paramotor hazırlık detayları
RÖP: Aliye Mete Sert (Anne)
Havadan Aliye Sert ve şehir detayları (MP4 olduğu için montaj yapamadım, direkt gönderdim, ne kadarını kullanırlar bilmiyorum)
HABER- KAMERA: Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR,
=====================================================
Engelli gençler askerlik yapıp teskere aldı
MUĞLA'nın Dalaman İlçesi'nde, 11 engelli genç, 1 günlük eğitimle askerlik yapıp teskere aldı.
Ortaca Coşku Özel Eğitim Merkezi önünde davul zurna eşliğinde ellerine kına yakılan engelli gençler, konvoy eşliğinde askere uğurlandı. Kısa bir şehir turu sonrası gençler, aileleriyle vedalaşıp, bir günlük temsili askerlik yapmak üzere Dalaman Hava Meydan Komutanlığı nizamiye kapısından sabah giriş yaptı. Eğitim verilen gençler için öğle saatlerinde yemin töreni düzenlendi. Bayrak ve silah üzerinde asker yemini eden engelli gençler, ardından törenle tezkerelerini aldı. Dalaman Kaymakamı Ali Güldoğan, Ortaca Kaymakamı Fatih Ürkmezer, Dalaman Belediye Başkanı CHP'li Muhammet Şaşmaz, Garnizon Komutan Vekili Hava Pilot Yarbay Savaş Cenik, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Yılmaz, Dalaman Emniyet Müdürü Namık Söylemez, Ortaca İlçe Emniyet Müdürü İsmail Ayhan, Ortaca Jandarma Komutanı Jandarma Yüzbaşı Evren Ekmekçi, Dalaman Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Üsteğmen Emre Altan, engelli gençler ve aileleri törene katıldı.
Dalaman Hava Meydan Komutan Vekili Hava Pilot Yarbay Savaş Cenik, "Bazen sözlerin yetersiz kaldığı anlar vardır, şimdi de o anlardan birini yaşıyoruz. Bizleri onurlandıran 11 vatan evladımız, sizlerin tanıklığında yemin ederek, birer havacı asker oldu. Buna hep beraber tanıklık ettik. Bu vatan evlatları kutsal Türk bayrağı ve silahın üzerine ellerini koyarak yemin etti. Bu yemini hayatları boyunca unutmayarak, sadık kalacaklarına inancım tamdır" dedi.
Törenin ardından engelli askerlere, ailelerine ve törene katılanlara çeşitli ikramlarda bulunuldu. Törende Coşku Özel Eğitim Merkezi'nde eğitim gören Selçuk Eroğlu, Yusuf Çaylı, Melih Yavuz, Fettah Aslan, Ali Aziz Yıldız, Fatih Avcı, Mehmet Yasin Bayrakçı, Cenk Büyükkılıç, eski öğrencilerinden Okan Karahan, İbrahim Özdemir ve Ortaca'dan Ramazan Oğuzalp terhis belgesi aldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Kına yakılmasından görüntü
Konvoydan görüntü
Askeriye içinde törenden görüntü
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Cihan KAYA/ DALAMAN (Muğla),
==============================================
Silopili öğrencilerin İstanbul hayali gerçek oldu
ŞIRNAK'ın Silopi İlçesi'ne bağlı Çukurca Köyü'ndeki okulda görev yaptıktan sonra 2014'te İstanbul'a tayin olan beden eğitimi öğretmeni Pınar Demiray'ın girişimleri sonucu, Silopi'deki 9'u kız toplam 17 öğrenci İstanbul'a götürüldü. Uçakla gittikleri İstanbul'u ve denizi ilk kez gören öğrenciler, sevinç çığlıkları attı. İstanbul'daki mektup kardeşlerleriyle bir araya gelen Silopili öğrenciler, İstanbul'dari bir çok tarihi ve turistik mekanı da gezme fırsatı buldu.
Silopi İlçesi Çukurca Köyü İlk ve Ortaokulu'nda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yaptığı 2014 yılında İstanbul Bahçelievler Mustafa Kemal İlk ve Ortaokulu'na tayin olan Pınar Demiray, eski öğrencileri ile iletişimi kesmeyerek mektup kardeşliğini başlatmıştı. Çukurca Ortaokulu 7/A sınıfı öğrencileri ile Mustafa Kemal Ortaokulu 7/H sınıfı öğrencileri arasında mektup kardeşliğini başlatan Pınar Öğretmenin eski öğrencilerini İstanbul'a götürme ve mektup kardeşleriyle buluşturma hayali de gerçek oldu.
"Mektuplardan bir gönül bağı" projesi kapsamında daha önce sadece bir birleri ile mektuplaşan öğrenciler, İstanbul gezisi ile bir araya geldi. Bu çerçevede 2 öğretmen ile birlikte 9'u kız toplam 17 öğrenci,İstanbul'a geziye gönderildi.
Çukurca Ortaokulu önünde servis aracı ile öğrencilerin köyden alınması sırasında duygusal anlar yaşandı. Ailesi ile vedalaşan bazı öğrencilerin gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü. Şırnak Şerafettin Havalimanı'na gelen öğrenciler ilk kez uçağa bindi ve ilk kez İstanbul'u gördü. Silopili öğrenclier, İstanbul'da Bahçelievler Mustafa Kemal Ortaokulu'ndaki mektup kardeşleri ile bir araya geldi. Bir birlerine sarılan öğrenciler, ilk kez gördükleri mektup arkadaşları ile okul bahçesinde bir süre tur atarak, konuşup kaynaştı.
Üzerinde Türk Bayrağı ile "Şırnak-İstanbul" yazılı tişörtleri giyen her iki okulun öğrencileri, öğretmen ve idareciler ile okul merdiveninde toplu resim çektirdi. Daha sonra okulda verilen tanıtım konferansının ardından, İstanbullu öğrencilerin aileleri tarafından hazırlanan pasta ve yemekler, misafir öğrencilere ikram edildi. Hayalleri gerçek olan Silopili öğrenciler, ilk kez gördükleri denizde, vapurla Boğaz Turu'na çıktı. Vapurda şarkı söyleyen, dans ederek eğlenen öğrenciler, daha sonra Eminönü'nde balık ekmek yedi. 5 gün süren gezi kapsamında İstanbul'un tarihi ve turistik mekanları, camileri dolaşan öğrenciler, Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürü Emin Çıkrıkçı'yı da makamında ziyaret etti. Çıkrıkçı, öğrencilere tavsiyelerde bulunduktan sonra her bir öğrenciye kalem ve kitap hediye etti.
Tarihi mekanların ardından Miniatürk'te gerçeklerin tıpkısına benzetilen maket yapıları gören öğrenciler, büyük şaşkınlık yaşadı. Minyatür yapılara hayran kalan Silopili öğrenciler, bol bol hatıra fotoğraf çektirdi. Tren ile tur atan çocuklar daha sonra alışveriş merkezleri, sahil gezisi, lunapark gibi eğlence mekanlarında coşkuyla eğlendi.
Mustafa Kemal Ortaokulu 7'inci sınıf öğrencisi Beyza Aşkın, Silopili mektup arkadaşlarını görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Arkadaşlarımızı gördüğümüz için çok mutlu olduk. Mektuplaştığımızda onları tanımıyorduk. Mektupla biraz tanıdık. Ama şimdi nasıl olduklarını tanıyacağız" dedi.
Mektup kardeşleri Mustafa Kemal Ortaokulu öğrencisi Cemre Doğan ile Çukurca Ortaokulu öğrencisi Dılbin Öktem ilk defa yüz yüze gelmenin mutluluğunu yaşadı. Cemre Doğan, "3 sene önce ben Dilbin arkadaşıma mektup yazmıştım. O da bana göndermişti. Onları tanımadan, onlarla mektuplaşıyorduk. Sadece bir gönül bağımız vardı. Şimdi İstanbul'a geldiler. Artık gerçekten bir arkadaşımmış gibi ona mektup yollayacağım. Onları çok seviyorum" dedi. Silopili Dılbin Öktem de, "Cemre arkadaşımızla mektuplaştık. Şimdi onun yüzünü görüyorum. Onunla bir arkadaş bağımız oldu ve onun elini tutabiliyorum. Onu çok seviyorum. Onunla çok iyi arkadaş oldum" şeklinde konuştu.
Çukurca Ortaokulu öğrencisi Songül Atilla, İstanbul'da gezdiği tarihi yapıların minyatürlerini gördüğü için mutlu olduğunu anlattı. Projenin mimarı Mustafa Kemal Ortaokulu beden eğitimi öğretmeni Pınar Demiray ise imkansız gibi görünen bir buluşmayı gerçekleştirmekten dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Çok duygulu anlar yaşıyoruz onlarla beraber. Hayatlarında bütün ilkleri İstanbul gezisinde yaşadılar. Uçağa bindiler, vapura bindiler. Buradan ayrılmak istemiyorlar. Arkadaşlarını da çok sevdiler. Çocuklar bizleri köylerine davet ediyorlar. İnşallah bizde Şırnak'a gideceğiz. Onların hayallerini gerçekleştirdim. Çocukları her gördüğümde duygulu anlar yaşıyorum. Onlarda öyle İstanbul'u çok sevdiler. Çocuklar şuan çok mutlular."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Öğrencilerin aileleri ile vedalaşmaları
Annesine sarılıp ağlayan öğrenci
Öğrencilerin uçağa binişleri
Öğrencilerin mektup kardeşleri ile buluşması
Öğrencilerin vapur gezisi
Öğrencilerin minyatür yapılar gezmesi
Sahil ve luna park gezisi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ (Şırnak), -
=========================================
Ortaca'da bisiklet festivali
MUĞLA'nın Ortaca İlçesi'nde bu yıl 2'inci kez düzenlenen Hürpedal Bisiklet Festivali, 250 bisiklet tutkununun katılımıyla başladı.
Ortaca Belediyesi Kent Konseyi ve Hürpedal Bisiklet Topluluğu tarafından gerçekleştirilen festival kapsamında, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen farklı yaş aralıklarından bisiklet tutkunlarının katıldığı bisiklet turu, Ortaca Kültür Park'tan start aldı. Festivalin startını Ortaca Kaymakamı Fatih Ürkmezer, Belediye Başkan Vekili Mehmet Ali Avcı, İlçe Emniyet Müdürü İsmail Ayhan ve İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Evren Ekmekçi verdi.
Hürpedal Bisiklet ve Doğa Sporları Derneği Başkanı Sevgi Kirak, "İlk planladığımızda da bu şekilde karar almıştık. Mayıs ve ekim aylarında her yıl bu festivali yapacağız. Bu sene kayıtlar çok erken tamamlandı. Yaşadığımız bu cennet gibi bölgeyi gelip yerinde görmelerini istedik. Yılda 2 defa bu etkinliği yapıyoruz. Festival kapsamında, ilçe merkezinden pedal çevirmeye başlayan bisikletçiler, ilk gün Yuvarlakçay, ikinci gün Sarıgerme- Dalyan, son gün ise aşı koyu etabı ile toplamda 180 kilometre yol yaparak etkinliğimizi tamamlayacak. ve konuklarımızı uğurlayacağız" dedi
Belediye Başkan Vekili Mehmet Ali Avcı, "Güzel bir etkinlik olduğuna inanıyorum. Yurdun dört bir tarafından katılım var. Belediye olarak bu tür etkinlikleri destekliyoruz. Ben tüm katılımcılara iyi sürüşler diliyorum" diye konuştu.
Kaymakam Fatih Ürkmezer ise "Bu etkinliğe ev sahipliği yapmaktan gerçekten çok mutluyuz. İnşallah kazasız belasız güzel bir şekilde bisiklet festivalini tamamlarız. Etkinliğe katılanlar inşallah gönüllerince eğlenirler" dedi.
Etkinliğe Kars, Elazığ, Tekirdağ, Keşan, Trabzon başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinden 250 bisiklet tutkununun festival için Ortaca'ya geldiğini öğrenildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Konuşmalardan görüntü
Yarışın startından görüntü
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Cihan KAYA/ ORTACA (Muğla),
=================================================
Anadolu'dan bisikletle yavru vatana
Türkiye'nin çeşitli illerinden bir araya gelen bisiklet tutkunları, 10 günlük Kıbrıs turuna çıktı. 19 Mayıs' Gençlik ve Spor Bayramında Kuzey Kıbrıs'ta olmayı hedefleyen 24 kişilik bisiklet grubunun içinde Amerikalı gezgin Bryan Keith dikkat çekti.
7. Nuray Karakaya Kayseri Kıbrıs kamplı bisiklet turu Kayseri'den başladı. Sabah Cumhuriyet meydanında toplanan 24 kişilik bisiklet grubu toplamda 10 günlük program kapsamında Mersin Taşucu üzeriden KKTC'ye gidecek. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını orada kutlayacaklarını söyleyen bisikletçi Nuray Karakaya, " Düzenlediğimiz kamplı Kıbrıs turumuza Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen 24 bisikletçi katıldı. 399 kilometrelik Taşucu'na 6 günlük yolculuğun ardından ulaşacağız. Taşucu'ndan gemiye binerek Kıbrıs'a gideceğiz. Burada tarihi yerleri ziyaret edip, 19 Mayıs'ı yavru vatanda karşılayacağızö dedi.
KKTC turuna katılan Amerikalı gezgin Bryan Keith ise yaptığı açıklamada " Türkiye'nin birçok coğrafyasında bisiklet sürme imkanı buldum. Dünyada yaklaşık 50 ülkede pedal çevirdim. Afrika, Amerika ülkelerinde en uzun bisiklet gezim 20 bin kilometre sürdü. Bisiklet sürmenin insanlara birçok faydası var. Öncelikli olarak spor yapıyorsunuz. Ulaşımı ücretsiz şekilde sağlamak, farklı insanlar tanımakta bu işin iyi olan yanı. Bundan sonraki hedefim Almanya'dan başlayarak Danimarka ve İsveç turu gerçekleştirmektir. Anadolu'daki gezilerimde insanlar sıcakkanlı davranıp, ayran gözleme ikram ediyorlar" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Bisikletçilerin meydanda buluşması
Bisikletlerde genel görüntü
Bisikletçilerin hazırlık yapması
Bisiklet tutkunu Nuray Karakaya ile röportaj
Amerikalı Bryan Keith ile röportaj
Detay
Haber- Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,
==============================================
Anne kucağında öldüren kızakta savcı kızağı kiraya veren görevlinin hapsini istedi
ULUDAĞ'da, annesi 38 yaşındaki Ceyda Uymuşlar'ın kucağında kayarken, kızağın devrilmesi sonucu yaşamını yitiren 7 yaşındaki Elif Uymuşlar'ın ölümüyle ilgili Bursa 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada savcı esasa ilişkin görüşünü açıkladı. Savcı tutuksuz yargılanan anne Ceyda Uymuşlar, kızak kiralayan firmanın sahibi İsmail Tilki, kazanın olduğu pistin sahibi Bülent Taşdemir'in beraatine, kızağı kiraya veren Bahadır Gültuşgil'in ise 15 yıl hapis ile cezalandırılmasını istedi.
Olay, Türkiye'nin önemli kayak merkezlerinden Uludağ'da, 25 Ocak 2015 tarihinde meydana geldi. İstanbul'da bir kamu kurumunda memur olan Ceyda Uymuşlar, kızları 13 yaşındaki Zeynep ve Elif ile yarıyıl tatilinde Uludağ'a geldi. 40 yaşındaki İsmail Tilki 'ye ait kızak kiralama yerine giden anne Ceyda Uymuşlar, burada çalışan 36 yaşındaki Bahadır Gürtuşgil'den kızak kiralamak istedi. Gürtuşgil, pistlerin kapalı olması nedeniyle kızakları kiraya veremeyeceklerini söyledi. Gürtuşgil, ısrar eden ve 20 TL veren Ceyla Uymuşlar'in isteğini yerine getirerek kızak verip, ikinci bölgede olan 58 yaşındaki Bülent Taşdemir'e ait piste yönlendirdi.
250 metre uzunluğundaki piste giden Ceyda Uymuşlar, kızlarıyla birlikte aynı kızağa binerek kaymaya başladı. Pistin eğimli olması sebebiyle kızağın hızlanması üzerine Uymuşlar, kontrolünü kaybetti. Zeynep Uymuşlar, kızaktan düşerken, anne Ceyda ile Elif Uymuşlar ise 5 metre yüksekliğindeki dere yatağına yuvarlandı. Başını kayaya çarparak yaralanan Elif Uymuşlar, Çekirge Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olay sonrası ifadeleri alınan Ceyda Uymuşlar, Bülent Taşdemir, İsmail Tilki ve Bahadır Gültuşgil tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcılık soruşturması sonrası Bursa 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Ceyda Uymuşlar hakkında, 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 2-15 yıl, diğer şüpheliler Bülent Taşdemir, Bahadır Gürtuşgil ve İsmail Tilki hakkında ise 'taksirle ölüme ve yaralanmaya' sebep olma suçlarından 2 ile 18 yıl arası hapis cezası istemiyle dava açıldı. Duruşmada ifade veren Ceyda Uymuşlar, şöyle dedi: "Görevli bana kazanın olduğu kızak ile kayılan yeri gösterdip, 'Bu alan bizim bölgemiz burada kaymak zorundasınız' dedi. Ben de 20 lira karşılığında kızağı kiraladım ve kendisine memuriyet kimliğimi verdim. Ben ve 2 kızım kızağa binerek aşağı doğru kaymaya başladık. Kızağın hızı artınca kontrolümü kaybetmeye başladım. Orada kızak yapan birkaç kişiye çarptım. Bunun üzerine büyük kızım kızaktan düştü ve yuvarlandı. Etrafta tabela, uyarı ve file yoktu. İleride bir tümsek olduğunu gördüm. Burada duramadım ve 3- 4 metre aşağıdaki dere yatağına düştük. Kızımın durumu çok iyi değildi. Yardım istediğimi hatırlıyorum. Bu kazanın yaşanmasında ihmali olan tüm kişi ve kurumlardan şikayetçiyim."
Mahkemede ifade veren diğer üç sanık ise yöneltilen suçlamayı kabul etmediği duruşmada, mütaala veren Cumhuriyet Savcısı, kızağı kiraya veren Bahadır Gültuşgil'in, 'taksirle ölüme ve yaralanmaya' neden olmak suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasını, diğer üç sanığın ise beraatlerini istedi. Dava, karar verilmek üzere ertelendi.
Haber: Halil ÖZÇOBAN/ BURSA, -
========================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?