CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'de
CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Klııçdaroğlu, sivil toplum kuruluşu (STK) ve iş dünyası temsilcileri, spor kulüpleri yöneticileri ile hemşehri dernekleri temsilcileriyle İzmir'de ayrı ayrı toplantılarda bir araya geldi. Anayasa değişikliklerine hayır oyu verilmesini istedikleri için gösterilen tepkileri eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hayır diyenler teröristtir' diyorlar. Madem güzel bir şey getiriyorlar, niye bu değişikliği anlatmıyorlar da hayır diyenleri terörist ilan ediyorlar? Vatandaşa bunu söyleyin. Güzel bir şey yapıyorlarsa çıkıp anlatsınlar, dinleyelim. İster hayır ister evet oyu kullansın 80 milyon vatandaşın benim başımın üstünde yeri vardır" dedi.
İzmir ziyaretine ilk olarak iş dünyasının temsilcileri ve profesyonel kulüp başkanlarıyla kahvaltıda bir araya gelerek başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Kültürpark'ta STK ve kitle örgütlerinin temsilcileriyle buluştu. İlk olarak katılanların konuşmalarını basına kapalı olarak dinleyen Kılıçdaroğlu, daha sonra onlardan destek istemek üzere kürsüye çıktı. Konuşmasına ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olarak başlayacağını söyleyip, "Çiftçiye alın terinin karşılığını verirseniz, gençlere sahip çıkmaya devam ederseniz ülke kalkınır. Bizim amacımız sadece çiftçilerin değil Türkiye'de çalışan herkesin barış içinde huzur içinde yaşacağı bir ülke olsun. Türkiye'de mazotun KDV'sini kaldırıp, elektrik ile gübre fiyatlarını ucuzlatacağız. Yeter ki üretin Türkiye kazanacak, dünya kazanacak" dedi.
VATANDAŞ KEMAL OLARAK SESLENDİ
Konuşmasına daha sonra vatandaş Kemal olarak sesleneceğini söyleyerek devam eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılacak olan referandumun bir seçim olmadığını söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu referandumda kullanacağız oyun A, B partisi ile ilgisi yok. Bu bir seçim değil. Kullandığım oydan sonra şu parti iktidara gelecek, şu düşecek, böyle bir şey yok. Bu gerçeği bütün vatandaşlarımıza anlatmak zorundayız. Anayasa değişikliklerini oylayacağız. Neleri getiriyor bu? Vatandaşa önce şunu soruyoruz; 'Siz Türkiye'nin saygın bir vatandaşı olarak cumhurbaşkanının taraflı mı tarafsız mı olmasını istersiniz?' Eğer tarafsız olsun diyorsa yapacağı tek şey hayır oyu kullanmak. Ancak 'Biz taraflı cumhurbaşkanı istiyoruz' diyorlarsa o zaman, cumhurbaşkanı taraflı olursa 80 milyonu temsil edebilir mi? Çünkü yeni anayasa değişikliğine göre seçilecek olan başkan, aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. Örneğin ben CHP Genel Başkanıyım ama 80 milyonu temsil edemem. Sayın Binali Yıldırım AK Parti'nin genel başkanı ve aynı zamanda başbakan ama 80 milyonu temsil edebilir mi? Sayın Devlet Bahçeli kendi partisini temsil eder ama Türkiye'yi temsil edemez. Ama bütün siyasi partiler bir araya gelirse 80 milyonu temsil edebilir. Cumhurbaşkanı da ancak kendi partisini temsil edebilir" diye konuştu.
"KÖR TOPAL DA OLSA BİR YARGI BAĞIMSIZLIĞI VAR"
Anayasa değişikliklerine dair maddeler hakkında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni sistemle yargı bağımsızlığının ortadan tamamen kalkacağını savunup "Vatandaşlara şunu sorun; Bir partinin genel başkanı mahkemelere hakim tayin etsin mi etmesin mi? Bunu yaparsa o mahkeme adil davranır mı davranmaz mı? Bir partinin genel başkanı anayasa mahkemesinin 15 üyesinden 12'sini tayin etsin mi etmesin mi? Bunu her vatandaşımızın kendi vicdanında sorgulaması lazım. Bu 80 milyon vatandaşın ortak sorunudur. Vatandaşımız 'Hakim tayin etsin ne olacak' diyebilir. Burada kentsel dönüşüm var. Kamulaştırma yapıldı diyelim. Başkan kentin yarısını kamulaştıracağım dedi, bedel olarak da metrekareye 5 lira düştü. Vatandaş 'Buranın değeri 5 lira değil bin lira' diyecek haklı olarak. Hakkını nerede arayacak, mahkemede. Mahkeme başkanını kim tayin etmiş, kamulaştırma kararını veren başkan. Hakim vatandaşı mı dinleyecek yoksa başkanı mı? Başkanı dinleyecek, yoksa sürülecek. Bağımsız yargının bu kadar önemi vardır. Bugün yargı bağımsızlığı tartışılabilir ama kör topal da olsa yargı bağımsızlığı var. Ama yarın bunu tamamen kaybetmiş olacağız. Adaletten, hukuktan, eşitlikten söz ediyorsak bunun güvencesi adalettir, yargıdır. Bu güvence elimizden alınırsa adaletten, haktan, hukuktan söz edemeyiz" dedi.
"NEDEN İLAVE 50 MİLLETVEKİLİ GETİRİLDİ?"
Anayasa değişikliğiyle 550 olan milletvekili sayısının 600'e çıkacağını da anlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir Allah'ın kulu bunun bize neden 600 milletvekili olduğunu anlatsın. Dünyanın parasını ödeyecek bu ülkenin vatandaşları. Niçin? Makulü nedir 450, siz 600'e çıkarıyorsunuz. Daha da önemlisi; 600 milletvekili seçtik, gönderdik. Ne yapacak bunlar, mecliste ne yapacak? Şu anda ne yapıyor? Mecliste yasama görevini yapıyor. Eğer herhangi bir vatandaşın sorunu çıkarsa tanıdığı milletvekiline sorunu iletiyor, milletvekili bürokrata telefon ediyor, Ankara'ya gidip derdini anlatıyor, sorunu çözmeye çalışıyor. Sorun çözülür ya da çözülmez ama sohbet eder çay kahvesini içer, memleketine döner. Yeni düzenleme ile milletvekili ile milletin arasındaki bağ kalkıyor. Milletvekili asla bir bürokrata telefon edemiyor. İstedikleri gibi güvenoyu yok. Benim seçtiğim vatandaş olarak parlamentoya gönderdiğim milletvekillerinden bir hükümet güvenoyu istiyorsa bu millete duyulan güvensizliktir. Niye güvenoyu istemeyelim? Böyle daha güvenli çalışmaz mı, 'gel arkadaş ben sana güvenoyu verdim sen neden böyle yaptın?' Bu soruyu sorabilir. Bunları vatandaşlar bilmiyor, vatandaşa anlatacağız. O zaman Türkiye'yi gerçek anlamda demokratik standartların egemen olduğu bir ülke haline getireceğiz" diye konuştu.
Konuşmasında "Kimsenin hesap vermediği bir yapı mı istiyorsunuz" sorusunu da yönelten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Oturduğunuz apartmanda yönetim kurulu var, aidat ödüyorsunuz. Peki o aidatlar doğru yere harcanıyor mu diye denetim kurulu seçiyorsunuz. Apartmanda yaptığınız olayı koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nde niye yapmıyorsunuz? Dünyanın hangi ülkesinde vatandaş vergi verir, siyasi otoriteri hesabını vermez? İster Papua Yeni Gine ister Uganda'ya gidin böyle bir model yoktur. Bunu herkese anlatmak zorundasınız. TBMM neden önemli? Sevgili İzmirliler, saygı değer STK yöneticileri, çünkü TBMM Milli Kurtuluş Savaşını yöneten meclistir. Dünyada milli kurtuluşu yöneten tek meclis TBMM'dir. O yüzden TBMM'ye gazi meclis denir. Şimdi o vatandaşımıza söyleyin, bir kişiye Meclisi feshetme yetkisini verelim mi vermeyelim mi? Gazi Meclisi bir kişi çıkacak diyecek ki 'Feshettim yeniden seçime gideceğiz.' Bu yetki verilsin mi? Vatandaş bu ayrıntıların hiçbirini bilmiyor. Özellikle bilmemesi için çalışılıyor. Anlatacak olan benim, sizlersiniz. Vatandaş Kemal olarak konuşuyorum, bunun siyasi parti ile ilgisi yok. Vatan millet edebiyatı değil. Bilgiye dayalı. Gerekirse açacaksınız kitabı. Anlatacaksınız. Biz TBMM onurunu korumak zorundayız."
"EVET DEMEK TÜRKİYE'Yİ FELAKETE SÜRÜKLEYECEK"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Evet demenin Türkiye'yi nasıl bir felakete sürükleyeceğini hepinizin görmesi lazım. Bu ayrıntıları herkese anlatmak zorundasınız. Cumhurbaşkanının kaç yardımcısı olacak bunu da sorun vatandaşa. Şu cevabı verin; 'Biz de bilmiyoruz. 50 mi, 500 mü, 100 bin mi bilmiyoruz. Afganistan'da iki yardımcı var, seçimle geliyor. Peki Türkiye'de başkan yardımcı sayısı ve hiçbirinin seçimle gelmemesi içinize siniyor mu? Bunu anlatın vatandaşa. Vatandaşın oyu değerli ama bundan sonra değersiz olacak. Senin seçip Meclise gönderdiğin milletvekili, sayısı 600'e çıktı. Bunlar Meclise ne yapacak? Maaş alıp oturacaklar. Seçilen başkan bir süre diyecek ki 'Bu Meclise ne gerek var? Bunu da kapatalım' diyecek. Hazırlanan tuzağın uzun vadeli geleceği nokta burasıdır. 'Milli irade' diyorlar. Egemenlik milletindir. İyi de milletin seçtiği milletvekili ve parlamentoyu sen nasıl feshedersin kardeşim. Parlamentonun gerekçe gösterilmeden feshedilmesi milli iradeye ihanettir. Bunu her yerde anlatın.!
Anayasa değişikliğiyle başkanın bir kararname ile muhtarlıkları bile kapatabildiğini ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Anayasa değişikliğine göre devletin yapısı ve işleyişi işle ilgili kararname çıkarma yetkisi var. Belki bazı muhtar arkadaşlarım 'Olur mu efendim' der. Ona söyleyin; öyle bir yetki veriyorsunuz, bırakın muhtarlığı, adam TBMM'yi feshediyor, muhtarlığı mı kapatmayacak. Bu anaysa değişikliğine hayır demenin ne kadar hayırlı bir sonuç doğuracağını önce kendinizden bilmek zorundasınız. Muhtarlık seçimleri demokrasinin en saf tecelli ettiği seçimlerdir. Demokrasiye tahammül edemeyenler, gün gelir muhtarların yetkilerini muhtarların elinden alırlar. Devletin yapısı ve işleyişi. Bugün bir bakanlık kurulduğunda, Meclis kurar. Kim müsteşar olacak, kim genel müdür, elçi, vali olacak TBMM belirler. Kimin müsteşar olacağını, kimin devlette genel müdür olacağını biliyoruz dolayısıyla. Değişiklik geçerse, devletin yapısı ve işleyişi ile ilgili tek yetkili organ başkan olacak. Örneğin amcasının oğlu ortaokulu mezunu, bir kararname yayınlayacak ve 'ortaokul mezunu müsteşar olabilir' diyecek. Tak atayacak amcaoğlunu. Tutup kendi partisinin tüm il başkanlarını başkan yardımcısı yapabilir" dedi.
"SANDIĞA GİTTİĞİNİZ SIRADA DÜŞÜNÜN"
"Ayın 16'sında sandığa gittiğiniz zaman düşünmemiz gerektiğini, elimizi vicdanımız üzerine koymamız gerektiğini, komşuları, toplumu, milleti, çocuklarımızı düşünmemiz gerektiğini söylüyorum" sözleriyle konuşmasını sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti "Size düşünün ve öyle sandığa gidin diyorum. Bu kadar tehlikeli bir sonuç olmamalı Türkiye için. Bugünkü sistem iyi çalışmıyormuş. Niye? 'Çift başlılık var.' Kim çift başlı? İki cumhurbaşkanı, iki başbakan mı var? Hayır. Peki yeni değişiklik çıktığında asıl o zaman çift başlılık olacak. Başkan hem başkan hem parti genel başkanı olacak. Vali kimi temsil edecek? Bugünkü anayasal düzende vali cumhurbaşkanını temsil eder. Parti il başkanı Binali Beyi temsil eder. Eğer anayasa değişikliği geçerse illerde vali ve il başkanı arasında müthiş bir kavga çıkar. O diyecek, 'Ben başkanı temsil ediyorum', o diyecek 'Ben başkanı temsil ediyorum.' Kimin sözü geçecek? Devlette tek seslilik bitecek devlet tam bir kaosun içine sürüklenmiş olacak. Valiler; tarafsızlığınızı koruyun. Referandumda şöyle veya böyle oy kullanın diye vatandaşı zorlanmayın. Devlet valisiysen devletin valisi gibi davranın. Vatandaşı evet demeye zorlamayacaksınız. Söylüyorlar çünkü baskı kuruyorlar."
"HAYIR DİYENLER TERÖRİSTİR" TEPKİSİ
Anayasa değişikliklerine hayır oyu vereceklere yönelik tepkileri de eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hayır diyenler teröristtir' diyorlar. Madem güzel bir şey getiriyorlar, niye bu değişikliği anlatmıyorlar da hayır diyenleri terörist ilan ediyorlar? Vatandaşa bunu söyleyin. Güzel bir şey yapıyorlarsa çıkıp anlatsınlar dinleyelim. İster hayır ister evet oyu kullansın. 80 milyon vatandaşın benim başımın üstünde yeri vardır. Bu ülkede huzur mu istiyoruz? Birlikte yaşamak mı istiyoruz? İş ve AŞ mı istiyoruz? Bunların hepsinin yolu yönetimi var. Hiçbirinin anayasa değişikliği ile ilgisi yok. Bu değişiklik geçerse terör bitecekmiş. 15 yıldır terörü bitirdiniz de biri elinizden mi tuttu? Bunu kapalı kapılar ardında söylüyorlar. Değişiklik geçerse ekonomide istikrar olacakmış. 15 yıldır tek parti yönetiyor, ekonomide istikrarı sağlayamadınız da kaos ortamında mı sağlayacaksınız? Birileri size engel mi oldu? 15 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, valiler, polisler, askerler sizden. Bu milletin yakasından niye düşmüyorsunuz? Bunu hangi gerekçe ile dayatıyorsunuz" dedi.
GENÇERE SESLENDİ
Gençlere de seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir madde daha getirmişler.18 yaşında elbet milletvekili olsun ama 18 yaşında milletvekili yapacağımız çocuğun askerlikten muaf olması sağlanacak. Çiftçinin çocuğu milletvekili olacak mı? Bakkalın çocuğu olacak mı? Manavın çocuğu olacak mı? Kendi çocuklarını 18 yaşında milletvekili yapıp ve askere gitmeme yollarını açacaklar. İtiraz eden vatandaşa bunu anlatın. Sözde gençlerin ağzına bal çalacaklar. Onları da kullanarak oy almaya çalışıyorlar. Gençlerin siyasete girmesini isterim ama gençlerimizin tuzağa düşmesini istemem. Neden evet oyu istediklerini anlatamıyorlar. Yeri geliyor, 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. Amerika, Fransa, Japonya'da, 80'lerde Türkiye'de önemli olaylarda siyasi parti liderleri televizyona çıkardı, bizler de cevap verirdik. Vatandaş da kanaatini oluştururdu. Ben çağrıyı yaptım. Buyurun ben yanılmış olabilirim, belki siz doğruları söylemiş olabilirsiniz. Ben de kitapçığı alacağım siz de alın. Nerede yanlış söylediğimi anlatın bana. Geliyorlar mı gelemezler. Neden? Çünkü onlar da biliyorlar ki ben doğruları söylüyorum. Hangi konuda yanlış söyledik? Onu da söyleyemiyorlar. 'Hayır çıkarsa kaos olur, ekonomi kötüye gider' diyorlar. Hayır çıktığında cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını, Sayın Binali Yıldırım başbakanlık görevini yürütecek. Hayır diyerek aslında Binali Beyi koruyoruz, koltuğuna sahip çıkıyoruz. 'Görevini sürdür' diyoruz. Bu değerli milletimiz 'Biz sizi seçtik. Herkese anayasal sınırları içinde görevini yapsın' demeli" diye konuştu.
Referandumdan asıl 'evet' çıkarsa o zaman kaos çıkacağını öne süren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı kararnamesinde değişecek kanun sayısı 2 bin 20'nin üzerinde. Eskiden bunları Meclis yapıyordu, şimdi Meclis yapamayacak. Asıl tehlike nerede? Asıl tehlike; bir kişiyi ikna ettiğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti Devletini en geç 24 saat içinde ele geçiriyorsunuz. Fethullah Gülen devlete sızmak için 35 yıl çalıştı. Her alana sızdı. Şimdi bu kadar çaba göstermeye gerek yok. Bir kişiyi ikna ettiğinizde tek bir kararname ile kendi adamlarını bir günde yerleştirebilir. Bizim insanımız bu kadar yetkiyi bir kişiye verebilir mi? Vermemesi lazım. Bir Anadolu deyimi var. Bu kadar yetkiyi evliyaya verirseniz evliyayı da azdırısınız. Anadolu deyimi. Bunları parti genel başkanı olarak değil ülkesini, insanını seven, insana hizmet etmeyi kutsal görev olarak gören vatandaş Kemal olarak anlattım. Herkes sandığa gitsin. 'Bugün pazar, hava da güzel. Bir oyla bir şey olmaz' demeyin. Sandığa gitmediğiniz takdirde torunlarınıza ve çocuklarınıza hesap veremezsiniz. Çocuklarınıza ileride söyleyeceğiniz en güzel cümledir; 'Gittim hayır oyu kullandım.' Eğer komşu gitmiyorsa onu ikna edeceksiniz. Konuşurken belli çevreler provokasyon yapabilir. Tahrik edebilir. Kutuplaşma yaratmak isteyebilir. Bunu karşılıklı parti mücadelesi haline getirmeye çalışabilir. Tahriklere kapılmayacağız. Sessiz, sakin, özgüven içinde anlatacağız. O zaman amacımıza ulaşmış oluruz" dedi.
"Oylamanın, iki ayağı var demokrasi mi istiyoruz tek adam mı istiyoruz" sözleriyle konuşmasını bitiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra parti yöneticileriyle yemeğe geçti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelmesinden görüntü
Toplantıladan görüntü
Genel ve detay görüntüler
-Kılıçdaroğlu'nun konuşması (CANLI VERİLDİ)
Haber: Taylan YILDIRIM- Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR
NOT : AKTÜEL GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
=========================
Bakan Soylu: Yeni sistemde esas patron millet olacak
İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'deki mevcut sistemde her an bir kurumun patron olabildiğini öne sürerek, "Bir gün yargı patron, bir gün yasama patron, bir gün yürütme, bir gün medya patron. Eğer hafif bir ekonomik kriz olursa IMF patron. Yeni sistemde esas patron millet olacak" dedi.
Muğla'nın Bodrum ilçesine gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milas-Bodrum Havalimanı'ndan karayolu ile Bodrum'daki Konyalı Restoran'a geldi. AK Parti Muğla Milletvekilleri Hasan Özyer ve Nihat Öztürk, Muğla Valisi Amir Çiçek, AK Parti İl Başkanı Kadem Mete ve Bodrum İlçe Başkanı Macit Gündoğdu'nun eşliğinde restorana gelen Soylu, 10'uncu Yıl Marşı, AK Parti'nin eski seçim şarkısı ve Türk bayrakları ile karşılandı. Bodrumlu sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla birlikte kahvaltı yapan Soylu'ya, CHP'li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrumspor atkısı hediye etti. Bodrumluların sıcak ilgisi ve yaklaşık 800 kişilik grup tarafından karşılanan Soylu, referandum sürecinin 21'inci yüzyıl Türkiyesi için yepyeni bir fırsat penceresi açtığını kaydetti. Mevcut sistemi eleştiren Soylu, "Bu sistemde yeniden 27 Mayıs darbesi ile karşılaşabiliriz, yeniden 80 darbesi ile karşılaşabiliriz, yeniden gezi olayları ile karşılaşabilir, yeniden 28 Şubat'ı yaşayabiliriz. Yeniden 15 Temmuz'u yaşayabiliriz. 27 Mayıs ile karşılaşacak mıyız diye sürekli arkamıza bakacağız, acaba 1971 muhtırası verilecek mi diye hep arkamıza bakacağız. Önümüzdeki işler ile meşgul iken arkamızdan hangi tehlikenin hangi tehdidin geleceğini düşüneceğiz. Bu nedenle bu sistemden kurtulmalıyız" dedi.
"HDP VE PKK İLE İTTİFAK ETMEYİN, MİLLETİN CANINI ACITMAYIN"
Bugün vesayet makamlarının değil milletin egemen olduğunu kaydeden Soylu, "Eğer referandumda ittifak yapmak gerekiyorsa, buradan uyarıyorum HDP ile ittifak etme PKK ile ittifak etme. Bu milletin canını acıtmayın. HDP ve PKK ile ittifak edeceğine ülkenin yarınlarını düşünen benim evlatlarıma, eksi 30 derecede pusu kurarak şehit etmeye çalışanlarla değil karda kışta ana ata düşünmeden, vatanı düşünenlerle birlikte ititfak edin. Hiçbirimiz bu memleketin geleceği ile ilgili bir yanlış yapmak istemeyiz. 2023'te ne yapacağını bilen, 2053 ve 2071'de ne yapacağını bilen bir Türkiye, yakaladığı bu fırsatı kaçırmamalı, bu sistemi değiştirmezsek bu fırsat kaçar. Güçlü ve kudretli olmak zorundayız ki dünyaya söyleyecek sözümüz karşılık bulsun. 400 yıl Suriye ile aynı bayrak, aynı sancak aynı topraklarda yaşadık. Ne yapsaydı yani Tayyip Erdoğan? Güçsüz ve kuvvetsiz bir ülke olsaydık ne yapabilirdik? Ama güçlü ve kuvvetli olduğumuz için aynı kıbleye dönüp namaz kıldığımız, aynı düğünlerde halay çektiğimiz, evlilikler kurduğumuz Suriyeli kardeşlerimizin başına bu iş gelip sınıra geldiğinde, Avrupa gibi Almanya, İngiltere, Belçika ya da Hollanda gibi para, tarih, medeniyet ve insanlık hesabı mı yapmalıydık" diye konuştu.
"PKK'NIN ADINI SİLECEĞİZ"
Bakan Soylu, terör örgütü ile ilgili olarak "Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım'ın terör konusunda talimatı açıktır. Kimsenin kuşkusu olmasın. Biz bu PKK'nın adını bu ülkeden silip yok edeceğiz. Bölgenin sadece terör boyutu ile değil ekonomik ve sosyal boyutu ile de yakından ilgileniyoruz. Ben bir kız babasıyım. Eğer 13-14 yaşındaki bir kız çocuğunu, anasının kucağından, anasının sevgisine ihtiyacı varken dağa götürüp o yaşta taciz ediyorlarsa ve ben bugün bu ülkenin İçişleri Bakanı isem bana haram olsun. 7 Haziran'dan sonra HDP özerklik ilan edecekti. Cizre ve Nusaybin'de özerklik ilan edeceklerdi. Başarılı olamadılar. Bugün, her an birisinin her an bir kurumun patron olduğu sistem içerisindeyiz. Bir gün yargı patron, bir gün yasama patron, bir gün yürütme, bir gün medya patron. Eğer hafif bir ekonomik kriz olursa IMF patron. Bunların hepsini birlikte yaşıyoruz. Yeni sistemde esas patron millet olacak. Parlamento eski sistemden çok daha güçlü olacak" dedi.
"BU MİLLET OYU NASIL KULLANACAĞINI BİLİR"
Soylu, milletin oy kullanmayı bilmediğine yönelik eleştirilere ise "Bu millet her zaman yanlış yapar diyen bir anlayış var. Bu milletin 50 gramlık oy pusulasını nereye atacağına aklı ermeyecek öyle mi? Hadi ordan. Bu milletin üzerine koyduğunuz vesayet yeter artık" dedi.
Soylu konuşmasının ardından vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi ve karayolu ile Milas'taki Tarım Fuarı'na katılmak üzere ilçeden ayrıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Bakan Süleyman Soylu'nun karşılanmasından görüntü,
-Bakan Süleyman Soylu'nun konuşması.
Haber: Yaşar ANTER - Kamera: Nilüfer DEMİR/ BODRUM (Muğla),
===========================================
Bakan İsmet Yılmaz, Başkanlık sistemini anlattı (2)
CHP'Yİ OLUMLU YÖNDE DEĞİŞTİRDİ
Osmaniye'de esnaf ziyaretinin ardından AK Parti İl Başkanlığı'na geçen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, burada vatandaşlara seslendi. Konuşmasında, halk oylaması için daha sandığa gidilmeden CHP'nin olumlu yönde değiştiğini ileri süren Bakan Yılmaz, şunları söyledi:
"CHP'yi nasıl olumlu yönde değiştirdi. Ne diyordu bu anayasa oylamaları yapılırken, 'Anayasa Mahkemesine gideceğim' dedi. Şimdi anayasa mahkemesine gitti mi? Hayır. İşte olumlu değiştiler, neden? Millet adına karar vermeye sahip bir organa gidip de ne diyorsun diye soracağına zaten milletin yetkili gücün, asıl sahibi milletin önüne geliyor. Ona sorulacak yerde, dolaylı yoldan başkasına sorulur mu? Asil varken vekilin vekiline bakılır mı? İşte bu olumlu yönde değişme. Yine CHP eskiden başörtüsüne irtica derlerdi, devlet meydan mı okuyorsun derlerdi. İşte milletvekilimize tabiri unutmayın, 'Burası devlete meydan okuyacak yer değildir' Ne yapmış baş örtüsüyle meclise girmiş. Ancak şimdi ne oldu, Maltepe'de başörtülü bir kardeşimize kendini bilmez birisi uygunsuz bir harekette bulununca Kılıçdaroğlu bu hanım kardeşimizi Maltepe'de ziyarete gitti ve 'kimsenin kılığına kıyafetine dokunmayın' dedi. CHP'yi olumlu yönde değiştirdi mi? değiştirdi. Bunu ne değiştirdi, işte halk oylaması, adı yetti adı iyiye dönüştürmek için."
Görüntü Dökümü
-------------------------
Bakan Yılmaz'ı çiçeklerle karşılayan çocuklar
Partililerle tokalaşması, Ak Parti binasından genel görüntü
Bakan Yılmaz'ın vatandaşları selamlaması
Bakan Yılmaz'ın konuşması
Haber-Kamera: İbrahim EMÜL/OSMANİYE,
===============================================
Bakan Akdağ: Gençler arasında tütün kullanımı artıyor (2)
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM, BAKANI CEP TELEFONUNDAN ARADI
Ordu'da bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, öğle namazını kıldığı Yalı Camii'de namaz çıkışında çay ocağında vatandaşlarla çay içip sohbet etti. Bakan Akdağ, vatandaşlarla sohbet ederken, Kırşehir'de referendum mitingi için bulunan ve kendisini cep telefonuyla arayan Başbakan Binali Yıldırım ile görüştü. Başbakan Yıldırım'dan izin alarak telefonun hoparlörünü açıp vatandaşlara dinleten Bakan Akdağ, kendisinin de Ordu'dan evli olduğunu ve Ordulular'ın eniştesi olduğunu hatırlattı. Başbakan Yıldırım, "Vatandaşlarımıza selamlarımızı iletiyoruz. Memleketin her köşesinde heyecan dorukta, sabırsızlıkla 16 Nisan'ı bekliyor. İnşallah bu halk oylamasıyla birlikte çok daha güzel hizmetleri, işleri milletimize hızlı birşekilde ulaştırmış olacağız. İstikrar kalıcı hale gelecek. Kuvvetli hükümetler sayesinde de artık böyle darbe girişmleri, krizler, artık tarihe karışacak. İnşallah her şey çok daha güzel olacak.Ordululara karşı sorumluluklarını unutmayalım, enişte olmak kolay değil. Ordu'ya ne yapsanız yakışırö dedi.
Kırşehir'de çocuğu aşırı bağımlı olan bir kadına yardımcı olunması için Bakan Akdağ'a telefonla talimat da veren Başbakan Binali Yıldırım, "Burada yanımda bir hanımefendi var. Çocuğu aşırı bağımlı, ana temel plana alıyorlar. Çakmak gazı emiyormuş, annesine eziyet ediyor, evi kırıp döküyor. Esaslı bir şekilde tedavi ettirmemiz lazım. Birini görevlendir de o çocuğu buradan alsın. Vali bey biliyor konuyu. Vali beyle temas kur, önemliö diye konuştu.
Bakan Recep Akdağ ise konuyla hemen ilgileneceğini söyledi.
Görüntü Dökümü :
---------------------
Bakanın vatandaşlarla sohbeti
Bakanın Başbakanla telefonla konuşması
Detaylar
Haber-Kamera : Nedim KOVAN-ORDU
=====================================
CHP'li Bingöl: Hayır oyu verecekler arasında Ak Parti ve MHP'li de var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl Muş'ta yaptığı açıklamada, "Hayır oyu verecekler arasında geçmiş dönemde Ak Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerimiz var. Bütün siyasi yelpazede olan vatandaşlarımızın uzlaştıkları bir hayır söz konusu. Bunları sırf kendilerine yönelmediler diye, oy vermediler diye ellerinin tersiyle itip terörist ilan etmek en büyük haksızlık ve saygısızlıktır" dedi.
Bingöl'de katıldığı bir taziye sonrası Muş'a gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, referandumla ilgili yaptığı bir değerlendirme yaptı. 'Evet' veya 'Hayır' oyu verecekleri ayrıştırmanın yanlış olduğunu söyledi. Tekin Bingöl, "Yüzde 50 ve üzerinde bir hayır oyu söz konusu. Eğer siz hayır oyu kullanan vatandaşlar içerisinde geçmişte AK Parti'ye oy veren seçmen kardeşlerimizi ya da diğer partilere oy verenleri 16 Nisan'da hak etmedikleri bir suçlamayla karşı karşıya bırakırsanız, bu gerçekten bir siyasetçinin yapacağı en büyük yanlıştır. Hayır oyu verecekler arasında geçmiş dönemde Ak Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerimiz var. Bütün siyasi yelpazede olan vatandaşlarımızın uzlaştıkları bir hayır söz konusu. Bunları sırf kendilerine yönelmediler diye, oy vermediler diye ellerinin tersiyle itip terörist ilan etmek en büyük haksızlık ve saygısızlıktır" diye konuştu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin Almanya'da mitinglere katılımının engellenmesiyle ilgili bir soruya Tekin Bingöl, Almanya'da bakanlara karşı yapılan yaklaşımı asla doğru bulmadıklarını bildirdi. Böyle bir yasaklamayı içlerine sindiremediklerini anlatan Bingöl, bu konuda şunları söyledi: "Seçimle iş başına gelmiş bir bakan böyle bir muameleye maruz bırakılmamalı, bu bizi üzmüştür. Fikir özgürlüklerini çok geniş bir şekilde kullanması gereken Avrupa ülkesinin her zaman özgürlüklerden yana olduğunu ifade eden bir Avrupa ülkesinin bir bakanı, gidip orada düşüncelerini özgürce ifade etmesini engellemesi, hiç de doğru bir yaklaşım değildir, bunu kabul etmiyoruz. Umut ediyorum ki bu tavırdan en kısa süre içerisinde vazgeçilir. Bir bakana yapılan haksızlığa biz şiddetle karşı çıkıyorsak, böyle bir muameleye maruz bırakılmamaları gerektiğini ifade ediyorsak, Türkiye'de de aynı anlayışla özgür düşüncelerini ifade etmelerini sağlamak gerekiyor. Bütün dünyada 300'e yakın tutuklu ve gözaltında gazeteci var. Bunun yarıdan fazlası 157'si maalesef benim ülkemdeki gazeteciler. Aylardır tutuklanan gazetecilerin iddianameleri hazırlanmadığı için mahkemeye çıkamıyorlar. Özgürlükler eşit bir şekilde mutlaka kullanılmalı. Bu Türkiye'de Avrupa'da da böyle olmalı."
Görüntü DÖkümü
--------------------
-Bingöl'ün açıklamaları
Haber-Kamera: Yusuf Özgür BÜLBÜL/ MUŞ,-
===========================================
CHP'li Cankurtaran: "6 bin Türk milyoner ülkeyi terk etti"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Denizli'de referandumla ilgili açıklamalar yaptı. Başkanlık gelirse sermayenin Türkiye'den kaçacağını ve işsizliğin patlayacağını söyleyen Cankurtaran, "Güney Afrika merkezli araştırma şirketi New World Wealth, geçen yıl 6 bin Türk milyonerin Türkiye'yi terk ettiğini belirledi. Ne olacağı belli olmayan sistemde sermaye durmaz" dedi.
CHP İl Başkanlığı'nı ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, basın mensuplarına açıklamalar yaptı. 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumuyla ilgili konuşan Cankurtaran, "Geçtiğimiz günlerde medyada yer alan bir haberde yer aldı, Güney Afrika merkezli araştırma şirketi New World Wealth, geçen yıl 6 bin Türk milyonerin Türkiye'yi terk ettiğini belirledi. Kesin olan bir şey var ki, 2016 yılının ilk 10 ayında Türkiye'ye gelen dış yatarım, 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 44 geriledi. Çünkü 2016 yılı baskıların arttığı bir yıl oldu. Bunun üstüne bir de başkanlık adı altında tek kişiye dayalı, ne olduğu belirsiz ucube bir sisteme geçilirse, sermaye Türkiye'den kaçar, işsizlik patlar" dedi.
İSTİHDAM SEFERBERLİĞİNİN ZAMANLAMASINI HATIRLATTI
Referandum öncesi istihdam seferberliği başlatılmasını eleştiren Cankurtaran, "Türkiye'de aylardır işsizlik konuşuluyor. Ancak Çalışma Bakanı durmuş durmuş, aklına referanduma günler kala mı bu kampanyayı başlatmak gelmiş. Devletin bütün imkanlarını 'evet' çıkarmak için seferber etmişler ama ne yapsalar olmuyor. İstihdam diye 6 aylığına geçici olarak işe aldıkları insanları 'evet' çıkarsa işten çıkarırlar" diye konuştu.
"ALMANYA'NIN YAPTIĞINI KINIYORUZ"
Bakanlar Bekir Bozdağ ve Nihat Zeybekci'nin referandum kapsamında Almanya'da toplantı yapmasına izin verilmemesini de kınadıklarını ifade eden Cankurtaran, "Çuvaldızı önce kendine batır. Hem Almanya'yı konuşmamıza izin vermediği için şikayet ediyoruz ama Türkiye'de de muhalif görüşteki insanların konuşmasına ve kendisini ifade etmesine izin verilmiyor. Pek çok yerde 'hayırcıların' çalışmaları engelleniyor. Almanya'yı utandırmak istiyorsanız, hayırcıların ifade özgürlüğüne saygı duyun" diye konuştu.
CHP İl Başkanı Teoman Sancar ise dün (cuma) orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin temel atma töreni için Denizli'ye gelmesini eleştirerek, "Geçtiğimiz günlerde Acıpayam'da şehit cenazesine bakan göndermeyen AKP'liler, burada iki bakanla sertifika dağıtır hale geldiler. Ülkenin halini gördükçe 'hayır' demekten onur ve gurur duyuyorum. Bakanın talihsiz açıklamasını dinledim. 'Referandum bir Kurtuluş Savaşı meselesidir' demişlerdir. Kurtuluş Savaşı bu ülkenin padişahlıktan, tek adamlıktan, diktatörlükten kurtuluşunun, Cumhuriyet ve demokrasinin kuruluşunun anahtarıdır" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Toplantıdan görüntü
CHP İl Başkanı Teoman Sancar'ın konuşması
CHP Genel Başkanın konuşması
Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN/ DENİZLİ,
==============================================
Eskişehir'de 'Nöbet bizde' eylemi
ESKİŞEHİR'de çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri, askeri okulların tekrar açılması için 'Nöbet Bizde' adı verilen eylem yaptı.
Aralarında Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin de (ÇYDD) bulunduğu 16 sivil toplum kuruluşunun temsilcileri İsmet İnönü Caddesi'nde bir araya geldi. 'Nöbet başına, askeri okullar açılsın' yazılı pankart açan grup adına basın açıklamasını Ulaşım-İş Sendikası İl Temsilcisi Muammer Kutlusan okudu. Askeri okulların açılmasını isteyen Kutlusan şöyle konuştu: "Ülkemiz tarihinde önemli bir yer tutan ve herkesin bildiği 15 Temmuz ihanet kalkışması sonrasında olağanüstü hal ilan edilmiş ve Türkiye, çıkarılan çok sayıda Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilir hale gelmiştir. Çıkarılan iki Kanun Hükmünde Kararname ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta yapısı zafiyete uğratılmış, milli ordumuzun yüzlerce yıllık kurum kültürü yok edilmiş ve bu kurum kültürünü gelecek kuşaklara taşıyacak askeri eğitim kurumları kapatılmıştır. Sevr Antlaşmasının 168'inci maddesinin askeri okulların kapatılmasını hükmettiğini biliyoruz. Burada toplanan ve gücünü Mustafa Kemal Atatürk'ün ışığından alan 16 sivil toplum kuruluşunun üyeleri olarak bizler askeri okulların bir an önce tekrar açılmasını ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üzerinden ellerin çekilmesini talep ediyoruz. Askeri okullar kapatılmamalıdır."
Yapılan konuşmaların ardından 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve 'Askeri okullar kapatılamaz" şeklinde sloganlar atan grup daha sonra dağıldı.
Görüntü dökümü:
-Grubun görüntüsü,
-Muammer Kutlusan'ın basın açıklamasını okuması,
-Grubun slogan atmasından çekilen görüntü bulunuyor
Haber-Kamera: Hakan TÜRKTAN-Saadet YÖRÜKÇÜ-ESKİŞEHİR,
====================================================
Suruç'ta silahlı kavga: 5 yaralı
ŞANLIURFA'nın Suruç İlçesi'nde akraba 2 aile arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan kavgada 5 kişi yaralandı.
Olay, öğleden sonra Zeki Mahallesi'nde meydana geldi. Aralarında arazi anlaşmazlığı nedeniyle husumet bulunan Çınar ve Çelik aileleri, öğle saatlerinde aynı nedenle yeniden tartıştı. Kısa sürede büyüyen tartışma, otomatik silahların kullanıldığı kavgaya dönüştü. Kavgada 63 FE 333 plakalı otomobilde bulunan Mehmet Çınar ile Bekir Yüksel vücutlarına isabet eden fişeklerle yaralandı. Kanlar içerisinde otomobille uzaklaşan Çınar ve Yüksek, kendi çabalarıyla Balıklıgöl Devlet Hastanesi'ne geldi. Otomobille gelen 2 yaralının ardından 3 yaralı da ihbar üzerine giden ambulanslarla acil servise taşındı. Kavganın ardından gerginliğin görüldüğü mahallede jandarma yoğun güvenlik önlemi aldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
Acil servis önünde park halindeki otomobil
Kurşun izi camlarına bulunan otomobil
Acil servis önünde bekleyen yaralı yakınları
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)
========================================
Depremde yıkılan evdeki ailesini sürükleyerek kurtardı
ADIYAMAN'ın Samsat İlçesi'nde çiftçi, 5 çocuk babası, 46 yaşındaki, Hamza Dağ, 5.5 büyüklüğündeki depremde yıkılan kerpiç evinde toprak altında kalan 2 kızı ile eşi Nazime Dağ'ı sürükleyerek güçlükle dışarı çıkardığını söyledi.
Samsat İlçesi'nde Perşembe günü meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depremde 5 çocuk babası Hamza Dağ'ın Taşkuyu Köyü'ndeki kerpiç evi yıkıldı. Yıkılan kerpiç evde 8 yaşındaki Ayşegül ve 6 yaşındaki Gurbet Dağ isimli kız kardeşler toprak altında kalırken, Nazime Dağ mutfakta bayıldı. Hamza Dağ, yanında bulunan 3 çocuğunu çıkardıktan sonra toprak altında kalan 2 çocuğu için zamanla yarıştı. Yıkılan kerpiç evdeki toprak altında güçlükle çıkardığı Ayşegül ve Gurbet'i de dışarı bırakan Hamza Dağ, mutfakta bayılan eşi Nazime'yi ise sürükleyerek evin dışına çıkarmayı başardı. Deprem sırasında güçlük çektiğini ancak ailesini kurtarmayı başardığını anlatan Hamza Dağ, şunları söyledi: "Deprem olduğunda ben dışarıdaydım birden yer beşik gibi sallandı. İki çocuğum toprağın altında kaldı. Diğerler de diğer odaydı. Onları da kurtardım. İki kızım toprak altında kalmıştı. Zor ve tek başıma onları da kurtardım. Çocuklarım ağlıyordu korkmuşlardı. Evimiz artık kullanılamaz hale geldi. Deprem anında ne kadar sallansam da o anda çocuklarımı kurtarmayı başardım."
Hasar tespit çalışmalarının sürdüğü Samsat'ta, depremzedeler çadır yaşamına alışmaya çalışıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
Hamza Dağ'ın yıkılan evi
Çocukların oyuncakları
Baba Hamza Dağ, olayı anlatması
Vatandaşlar ile röp.
Evde yıkılan yerler
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)
================================
Van'da 40 bin paket kaçak sigara ele geçirildi
VAN'da polisin yaptığı operasyonda 40 bin paket kaçak sigara ele geçirildi, 2 kişi gözaltına alındı.
Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Van ve ilçelerinde haksız kazanç sağlamak amacıyla gümrük kaçağı ticareti yapanlara yönelik başlattıkları çalışmalar kapsamında, İpekyolu İlçesi'ne bağlı Yeni Mahalle'de 2 ayrı eve operasyon düzenledi. Yapılan ilk operasyonda evde arama yapan ekipler 21 bin 500 paket, ikinci operasyonda ise 18 bin 500 paket kaçak sigara ele geçirdi. Toplamda 40 bin paket kaçak sigara ile ilgili 2 şüpheli gözaltına alındı.
GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
Haber-Kamera: VAN,-
=========================================
Balıklıgöldeki çamur temizleniyor
ŞANLIURFA'da dün etkili olan dolu yağışının ardından, tarihi kale eteğinden akan çamurların dolduğu balıklıgöl'de temizlik çalışması yapıldı.
Kentin simgesi olan Balıklıgöl'de dün akşam saatlerinde etkili olan sağanak dolu yağışı yüzünden taban sularının yükselmesi nedeniyle Balıklıgöl tünel girişi çamurlu suyla doldu. Onlarca araç çamur balcığına saplanması sonucu sürücüler mahsur kaldı. Suların çekilmesinin ardından belediye ekipleri Balıklıgöl'de temizlik çalışması başlattı. Temizlik ekipleri, yağış nedeniyle çevresinde biriken çamurlu suyun aktığı tarihi Balıklıgöl'de bir yandan bölgeyi yıkarken bir yandan da göldeki suyun yüzeyinde oluşan kirliliği filelerle temizliyor. Yabancı pek çok maddenin bulunduğu gölde tıkanan su giderleri de sürekli açık tutulmaya çalışılıyor. Su yüzeyindeki çamur, kirlilik ve yoğun bulanıklık nedeniyle balıkların suyun yüzeye çıkmadığı görüldü. Ekipler, balıkların zarar görmemesi için gölde sürekli pompalarla oksijen takviyesi yaparak temizlik çalışmasını sürdürüyor. Kentte, dün akşam etkili olan dolunun ardından rögarların tıkanması nedeniyle biriken suyun aktığı Balıklıgöl'de taşmasına neden olduğu kaydedildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
Balıklıgöl'de temizlik çalışması yapan ekipler
Gölde balıklar için pompalarla oksijen verilmesi
Balıklıgöl platosunda yapılan temizlik
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)
=============================================
Halı saha maçından sonra kalp krizi geçiren eğitimci toprağa verildi
Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde fizik mühendisi ve eğitimci 49 yaşındaki Metin Kanmaz, hala saha maçının ardından geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
İskenderun Belediyesi Sahil Spor Kompleksinde halı saha maçı yaptıktan sonra fenalaşarak Metin Kanmaz, özel bir hastaneye götürüldü. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Kanmaz yapılan tüm müdahaleye karşın kurtarılamadı.
Eczacı Ümran Kanmaz ile evli olan 2 çocuk babası Metin Kanmaz'ın cenazesi düzenlenen törenin ardından Çankaya Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Haber: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),
================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?