AFYONKARAHİSAR 2 ŞEHİDİNİ UĞURLUYOR (2)
'VALLAHİ BEN GURURLUYUM, ŞEHİDİM GÜLÜYOR'
Hakkari Çukurca Güvendağı bölgesinde PKK'lı teröristlerle girilen çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Fatih Ak'ın cenazesi Afyonkarahisar Askeri Havalimanı'ndan alınarak karayoluyla memleketi Çay'a bağlı Karacaören Beldesi'ndeki baba evine getirildi. Şehit cenazesi eve gelmeden önce yakınları toplandı. Helallik alınacağı evin önüne gelene baba Ramazan Ak, "Şehidim gülüyor, bak şehidim gülüyor. Vallahi ben gururluyum, şehidim gülüyor. Yavrum gülüyor, ben gururluyum. Vatan sağ olsun" dedi. Helallik alınması öncesi şehidin tabutuna sarılan yakınları ağladı. Bu sırada kız kardeşi Canan Kumalar Türk bayraklı tabuta kapanarak, "Kardeşim, güzel yüzlü kardeşim" diye gözyaşı döktü. Amca Mehmet Ak da, "Onları sevindirmeyeceğiz, dimdik ayaktayız. Lanet olsun size" dedi. Şehidin halası Cahide Alkan, "Çeyizi duvarda asılı kalan, nişanlısı ardında kalan kuzum. Ona mı yanalım, gençliğine mi? Fatih, Fatih'im" diye gözyaşı döktü.
Dua edilmesinin ardından şehide son kez helallik alındı ve daha sonra askerlerin omzunda ambulansa konuldu. Bu sırada şehidin anne ve kız kardeşi, askerler ve yakınlarının yardımıyla tören alanına yürümeye çalıştı. Kız kardeşi yürürken, "Ben sana doyamadım kardeşim. Kızımız sana doyamadı. Kızım dayısına doyamadı, doyamadı. 'Dayım asker' diyordu, gözüm benim"; anne Fadime Ak ise "Ah kuzum ah. Yedi köpekler seni kuzum. Allah'ın verdiği canını köpekler aldı kuzum. Fatih'im, canım kuzum" diye ağladı.
'5 BİN KİŞİ KATILDI'
Cenazenin belde meydanına getirilmesinin ardından öğle namazında tören düzenlendi. Törene, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Afyonkarahisar milletvekilleri Ali Özkaya, MHP'li Mehmet Parsak ve CHP'li Burcu Köksal, Vali Aziz Yıldırım, kent protokolu ve yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Şehidin özgeçmişiyle TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın mesajları okundu. İl Müftüsü Şükrü Kabukçu'nun helallik aldırmasının ardından cenaze namazı kılındı. Namaz sonrası bir süre tören mangasının taşıdığı şehidin Türk bayrağına sarılı cenaze, daha sonra vatandaşlar omuzladı.
ŞEHİT ARKADAŞININ YANINDA TOPRAĞA VERİLDİ
Yaklaşık 2 kilometre boyunca omuzlarda taşınan şehit Uzman Çavuş Fatih Ak'ın cenazesi, belde mezarlığındaki şehitlikte geçen ağustos ayında şehit olan okul arkadaşı Mehmet Esen'in yanında toprağa verildi.
Görüntü Dökümü
------------------
Cenazenin getirilişi
Yakınlarından
Kalabalıktan
Şehidin evinden
Baba Ramazan Ak'tan görüntü
Kız kardeşi Canan Kumalar'ın tabuta kapanması
Amca Mehmet Ak
Halası Cahide Alkan,
Bakan Veysel Eroğlu'ndan
Cenaze töreni
Protokol detay
Mezarlıktan detay
Dua edilmesi
Detay
Haber- Kamera: Onur BAYRAM- Muzaffer NAL/ÇAY(Afyonkarahisar),
==========================================================
DEMİREL'İN 92'NCİ DOĞUM GÜNÜNDE MEZARI BAŞINDA ANILDI
DOKUZUNCU Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 92'nci doğum gününde, Isparta'ya bağlı İslamköy'deki Çalcatepe'de bulunan mezarı başında anıldı.
Geçen yıl 17 Haziran'da 90 yaşında yaşamını yitiren Süleyman Demirel'in doğum günü için doğduğu İslamköy'ün girişinden itibaren köy içerisindeki birçok noktaya posterleri asıldı. Demirel'in doğum günü çelenkleri arasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in çelengi de dikkat çekti. Kırmızı karanfillerle süslenen Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel'in mezarına 'Cumhurbaşkanı' ve 'Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı' yazılı çelenkler bırakıldı.
Mezarı başındaki doğum günü ve anma törenine TBMM eski Başkanı İsmet Sezgin, eski bakanlar Yaşar Topçu, Esat Kıratlıoğlu, Hamdi Üçpınarlar, Vefa Tanır, Isparta Valisi Şehmuz Günaydın, Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, Demirel'in doktoru Aylin Cesur ve çok sayıda seveni katıldı. Törende adını taşıyan Süleyman Demirel Üniversitesi'nden ve İslamköy İlkokulu'ndan öğrenciler de Demirel'i doğum gününde yalnız bırakmadı.
DOĞUM GÜNÜ ARKADAŞLARI
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunduğu Demirel'i anma programında, onunla uzun yıllar birlikte siyaset yapan isimler İsmet Sezgin, Esat Kıratlıoğlu, Yaşar Topçu, Hamdi Üçpınarlar ve Vefa Tanır, üzerinde 'Doğum Günü Arkadaşları' yazılı kırmızı karanfillerle süslü bir çelengi Demirel'in mezarına bıraktı. Törende Kuran-ı Kerim okunarak, dua da edildi. Törende Demirel'in eski çalışma arkadaşları ve dostları olan eski bakanlar Demirel'i anlattı.
ESKİ DOSTLARI DEMİREL'İ ANLATTI
Türkiye'ye en az 60 yıl hizmet eden büyük bir adamın anısını ifade etmenin çok zor olacağını belirten İsmet Sezgin, "Ne mutlu Ispartalılara, bu daracık köyden iyi yetişmiş, dünyanın dört bir tarafını bilen ve dünyada sevilen, sayılan, inanılan bir lideri çıkarmış olması bu köy için fevkalade önemlidir. Ölüsünün gördüğü itibar en az dirisi kadar kıymetli olan, en az dirisine gösterilen itibar kadar değerli olan bir büyük insan için toplandık. Demirel deyince akla demokrasi, özgürlük, bağımsızlık, korkusuz yaşanan bir ülke, konuşan bir ülke geliyor. Akla her şeye rağmen karşı durmasını bilen, cesaretle, olayların üzerine giden yepyeni bir ruh, kafa ve iman geliyor. Sayın Demirel üç beş kısa cümleyle geçiştirilecek bir lider değildir. Demirel Türkiye'yi değiştiren, yön veren ve Türkiye'de demokrasiyi işleten, çalışan bir ülke yaratan, ülke ve ulusuyla bölünmez bir bütün şeklinde getirdiği devleti yücelten ve devletin içte ve dışta saygınlığını artıran, bu saygınlık içinde vatandaşımızın daha iyi yaşadığı, güvenli olduğu, yarına daha emniyetle baktığı bir ülke ve onun insanları olmuştur" dedi.
TÜRKİYE İÇİN ÇOK BÜYÜK KAYIP
Özellikle içinde bulunulan dönemde Demirel gibi büyük bir devlet adamının olmayışının Türkiye için büyük kayıp olduğunu kaydeden Sezgin, çok kısa bir zamanda onun anıt mezar inşaatının başlayacağını da açıkladı. İsmet Sezgin, "İslamköy'e, Isparta'ya, Türkiye'ye, dünyaya yaraşan bir anıt yükselecektir. İşte o anıt Türkiye'nin geleceğidir, Türkiye'nin geçmişinden bugüne getirdiği, taşıdığı yenilikleri, güzellikleri, insan sevgisi, dostluk, merhamet, her şeyden önce insana değer vermektir. Sayın Demirel için ne söylesek az. Hepimizin beyninde, ciğerinde, ellerimizde, kollarımızla, vücudumuzda, anılarımızda çok büyük yeri olan bir zattır" dedi.
'AŞIK OLDUĞUN TOPRAKLARDASIN'
Demirel'in mezarı başında Demirel'e seslenen eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu, "Sayın Genel Başkanım, Başbakanım, Cumhurbaşkanım aşık olduğun bu toprakta, uğruna ömrünü feda ettiğin, hizmetini memleketinle birleştirdiğin bu torağın bağrında senin doğum gününü kutlamak için geldik. Cenabı Allah sana cennetin en iyi mekanını bahşetsin" dedi. Demirel'i 1955 yılında tanıdığını belirten Esat Kıratlıoğlu, yanından hiç ayrılmadığını ve bütün hizmetlerine şahit olduğunu anlattı.
'NE ŞAPKASINI ALIP GİTMESİ'
Demirel 1965 yılında iktidara geldiğinde Türkiye'de 70 bin yerleşim merkezinin ancak 264'ünde elektrik olduğunu kaydeden Kıratlıoğlu, "Kahrolası 12 Eylül 1980 ihtilalinde ayrıldığımız zaman köylerimizin yüzde 75'i elektriğe kavuşmuş, yüzde 25'i de inşaat halindeydi. Bu memlekette sanayinin temelini sen attın. Rafineriler senden başka bir daha rafineri görmedi. Bütün sanayi tesislerinin bugünkü ana varlığını sen meydana getirdin. ve memleketimizin hürriyet aşkı diye yandığı zaman onun mücadelesini en iyi sen verdin. Demirel şapkasını alıp giden bir insan değildi. Demirel'i hep yanlış takdim etmişlerdir. Ne şapkasını alıp gitmesi. O şapka sayesinde Türkiye gölgeye, hürriyete kavuştu" diye konuştu.
CİLTLERE SIĞMAZ
Demirel dendiği zaman ciltlere sığmayacak kadar çok şey yazmanın mümkün olduğunu belirten Yaşar Topçu ise Demirel'i şöyle anlattı; "Demirel cumhuriyettir, demokrasidir, inançtır, en önemlisi hoşgörüdür. Kendisi de 'Ben cumhuriyetim' derdi. Hayatımda çok siyaset adamıyla, birçoğunun avukatı olarak da ilişkim oldu. Demirel gibi hoşgörü sahibi, engin bir ufka sahip ve hayatını o ufka ulaşmak, milletini ulaştırmak için hoşgörü içerisinde vakfetmiş başka bir lider tanıyamadım" dedi.
Demirel'in kendisine bir köy kahvesinde küfür eden ve başbakana hakaretten tutuklanan bir vatandaşla ilgili hikayesini de anlatan Topçu, Demirel'in 'Biz o vatandaşa kim bilir farkında olmadan nasıl bir kötülük ettik, nasıl sıkıştırdık, ona yanlış bir şey yaptık da sövdü. Durup dururken bir ülkenin vatandaşı o ülkenin başbakanına sövmez. Benim sizden ricam, size şoför de versinler git adamı çıkar hapisten" diyerek, 600 km uzaklıktaki bu yere gönderdiğini ve adamı hapisten çıkardığını anlattı.
'BİZİM ASKERİMİZİN DEMOKRASİ TERBİYESİ YOK'
Demirel'in bir Cumhuriyet çocuğu olduğunu belirten Yaşar Topçu, başkanlık sistemi tartışmalarına dikkat çekerek, "Türkiye 8 senedir yerinde sayıyor. Tek başına iktidar var, istikrar söylemi var. Ama 2008'den bu tarafa da 8 senedir olduğu yerde sayıyor. Bunun rejimle sistemle alakası yok. Kalkınma özgürlük, demokrasi ve bir kafa işidir. Ona inananların başa gelip ülkeyi yönetmesi işidir. Çok yanlış, parlamenter rejim Türkiye'yi tökezletmedi. Darbe oldu. Ne yani başkanlık istemi olunca olmayacak mı, askerin ne yapacağını bilemezsiniz. Bizim askerimizin demokrasi terbiyesi yok. Gönül ister ki bunlar hiç olmasın. 1971 muhtırasında Demirel muhtırayı verenleri görevden almak için kararnameyi hazırladı, cumhurbaşkanına gitti. Cumhurbaşkanı imzalamadı. Arkasından siyasiler Demirel'i suçluyor. Şapkasını alıp gitti diyorlar. Demirel şapkasını alıp falan da gitmedi. Çekildi evine. Onun için bizim askerimizin demokrasi terbiyesi alışkanlığı demokrasiye olan bağlılığı tartışmalı. Ama dediğim gibi bunun sistemle alakası yok kafa meselesidir" diye konuştu.
AYLİN CESUR: ÖZLÜYORUZ
Törende Demirel'in uzun yıllar doktorluğunu yapan ve yanından hiç ayrılmayan doktoru Aylin Cesur ise duygularını şöyle ifade etti:
"1 Kasım sayın Cumhurbaşkanımızın doğum günü. Kendisi 1 Kasımları önemserdi. Her sene 1 Kasım'da Türkiye'nin birçok yerinden binlerce insan ziyaretine gelmek isterdi. Onlar geldiklerinde bir muhasebe yapardı. Bu hem hizmetle geçen 40 yılın hem de Cumhuriyetin muhasebesiydi. Çünkü Cumhuriyet haftasına rast gelir. O yüzden 1 Kasım'ı çok severdi. Bütün ömrü Cumhuriyetin kazanımlarını anlatmakla geçti. Arkadaşları yine doğum gününde kendisini ziyaret etmek ve mezarı başında dua etmek istediler. Demirel Vakfı böyle bir tören tertipledi. Törenin burada yapılmasının maneviyat bakımından önemi var, hem de ömrünü adadığı iki dava var. Biri demokrasi diğeri kalkınma mücadelesidir. Çalcatepe kalkınma mücadelesinde önemli bir yere sahip. Çocukluğunda burada koyunlarını otlatırken bu tepenin ardında bir medeniyet var mı o medeniyet buraya getirilir mi davasını daha 5 yaşında kafasına koymuştu. ve bir ömür boyunca o medeniyeti Türkiye'nin her tarafına götürmeyi hedefledi. İkinci merkezi de Güniz Sokak'tır. O da demokrasi davasının en önemli merkezidir. Aziz hatırasının önünde saygı ile eğiliyoruz. Özlemle doluyuz. Olmadığı için buruğuz."
90 YAŞINDA VEFAT ETTİ
1 Kasım 1924 tarihinde doğan Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015'te yaşamını yitirdi. Türkiye'nin 9'uncu Cumhurbaşkanı olan Demirel, 1965- 1993 tarihleri arasında 7 farklı hükümette toplam 10 yıl 5 aylık süreyle başbakanlık görevinde bulundu. Ayrıca, 1964'ten 1980 yılına kadar Adalet Partisi, 1987-1993 yılları arasında ise Doğru Yol Partisi genel başkanı olarak görev aldı. Demirel, siyasi kariyeri boyunca birçok ilki gerçekleştirdi. Türkiye'nin çok partili sisteme geçtiği 1946'dan sonraki dönemde, kurduğu 7 hükümetle en çok hükümet kuran siyasetçi, Türk siyasi tarihinde İsmet İnönü ve Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra en uzun süre görev yapan başbakan, 41 yaşında başbakanlık koltuğuna oturan en genç başbakan, 40 yaşında parti genel başkanı olan en genç politikacı ve 30 yaşında bir kamu kurumuna atanan en genç genel müdür rekorlarını kırdı. Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015'te, tedavi gördüğü hastanede solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle 90 yaşında hayatını kaybetti.
Görüntü Dökümü
-----------------
Alandan detay görüntüler
Eski bakanlardan ismet sezginin konuşması
Esat Kıratlıoğlu'nun konuşması
-Yaşar Topçu'nun konuşması
Hamdi Üçpınar'ın konuşması
Öğrencilerden detay görüntü
337 MB/// 10.35"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (2)
--------------------
Törene gelen yaşlı bi dedenin görüntüsü
Eski bakanların alana gelişi ercakırın anonsları
Bakanlardan detay görüntüler
DHA Muhbari Mehmet Erçakır'ın anonsu^(1)
Çocuklardan detay görüntüler
DHA Muhbari Mehmet Erçakır'ın anonsu (2)
227 MB/// 06.57"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (3)
-------------------
RÖP1: Süleyman Demirel'in doktoru Aylin Cesur
Röp2: SDÜ eski Rektörü Prof. Dr. Lütfi Çakmakçı
Röp: Eski Bakan Yaşar Tpcu ile röp
328 MB/// 10.19"
Haber: Mehmet ÇINAR- Mehmet ERÇAKIR- Kamera: Emrah GÜL- Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,
========================================================
BİNGÖL'E MEVSİMİN İLK KARI DÜŞTÜ (ek)
3)TUNCELİ PÜLÜMÜR DE BEYAZA BÜRÜNDÜ
Bingöl ve Elazığ ile birlikte Tunceli'nin Pülümür İlçesine de mevsimin ilk karı düştü. Havaların soğumasıyla birlikte başlayan kar yağışı nedeniyle Pülümür ilçesi beyaza büründü. Bölgede sıcaklıkların düşmesi sonucu Pülümür'de gece saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışı, sabah saatlerine kadar devam etti. Kar yağışıyla beraber ilçe beyaza büründü.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Kar yağışı
-İlçenin beyaza bürünmesi
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: TUNCELİ,
======================================================
4)MUŞ'TA ÇİÇEK SERALARINI SU BASTI
Muş'ta dün öğlen saatlerinden itibaren aralıksız yağan yağmur bazı iş yerleri ve seralarda su baskınlarına neden oldu. Cadde ve sokaklardaki su birikintisi sürücülere zor anlar yaşattı.
Muş- Bitlis Karayolları Kültür Müdürlüğü yanındaki bir çiçek firmasının bulunduğu alanda binlerce fidan ve çiçek sular altında kaldı. Firma sahibi Çaçan Algan, "4 bin civarında çeşitli süs bitkileri gül ve çam fidelerimiz tamamen sular altında kaldı. Özellikle süs bitkilerin gülleri zarar gördü. Sular içinde kalan fide, süs bitkileri ve çiçekleri kurtarmaya çalıştık ancak etkili olan sağanak yağış buna izin vermedi" diye konuştu
Son günlerde havaların yağışlı gitmesi nedeniyle işlerde yüzde 90 oranında düşüş yaşandığını vurgulayan Algan, "Talep olursa elimdeki ürünlerin fiyatına bakmaksızın hemen satacaım. Burada yaklaşık sadece 120 bin cam fidesi bulunmakta" dedi
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Serada su baskını
-Su altında kalan çiçek ve fidanlar
-Sera sahibi ile röp
(Haber-Kamera: Eser AYDIN/ MUŞ,
===========================================================
5)ESKİ EŞİNİN BİRLİKTE YAŞADIĞI PAZARCIYI ÖLDÜRDÜ
MUĞLA'nın Fethiye İlçesi'ndeki semt pazarına yanındaki av tüfeğiyle gelen 46 yaşındaki M.E. (Mehmet Ertuğrul), 3 yıl önce boşandığı 50 yaşındaki Hülya H.'nin (Huylu) birlikte yaşadığı 81 yaşındaki Muammer Öztop'u, onlarca kişinin gözü önünde iki el ateş edip öldürdü. Polis tarafından yakalanan M.E.'ye vatandaşlar tepki gösterirken; Hülya H., 2 yıldır tehdit edildiğini belirterek, koruma talep ettiğini, ancak cevap alamadığını öne sürdü.
Olay, bugün saat 11.00 sıralarında, Tuzla Mahallesi'ndeki semt pazarında meydana geldi. Yanına tek kırma av tüfeğini alan M.E., 3 yıl önce boşandığı Hülya H'nin birlikte yaşadığı pazarcı Muammer Öztop'un yanına geldi. Hülya H.'nin de bulunduğu ortamda tartıştığı Öztop'a silahı doğrultan M.E., onlarca kişinin bakışları arasında 2 el ateş etti. Kaçmak isteyen M.E., pazarda alışveriş yaparken silah sesini duyan sivil giyimli polis memuruyla kendisini durdurmak isterken boğuşma yaşadı. Bu sırada motosikletli polislerin de olay yerine gelip müdahale etmesiyle, M.E., olay yerine 25 metre mesafede yakalandı. Elleri kelepçelenen M.E.'ye, olayı gören vatandaşlar tepki gösterdi. M.E., polis aracıyla Fethiye Polis Merkezi'ne götürüldü.
10 DAKİKA KALP MASAJI YAPILDI
Karnından vurulan Öztop'a ise olay yerine çağrılan 112 ekipleri müdahale etti. Kalbi duran Öztop'a olay yerinde 10 dakika boyunca kalp masajı yapıldı. Daha sonra ambulansla Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi'ne götürülen Öztop, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
"KORUMA TALEP ETTİM VERMEDİLER"
Eski eşinin kurşunlarından son anda kurtulduğu belirtilen Hülya H. ise olay yerinde sinir krizi geçirdi. M.E.'den 3 yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandığını anlatan Hülya H., 2 yıldır tehdit edildiğini, ancak koruma talebine olumlu yanıt alamadığını söyledi. Öztop ile birlikte tezgahta saat sattığını anlatan Hülya H., "İki el ateş etti. Beni de vuracaktı. Tam o anda geriye çekildim" dedi.
Görgü tanığı Ferhat Bölük ise, M.E.'nin tartıştığı Öztop'a pazarda alışveriş yapanların gözü önünde ateş ettiğini anlattı. Ertuğrul'un bir kez ateş etmesinin ardından tüfeği bir kez daha doldurduğunu anlatan Bölük, "Sonra yerdeki Öztop'a bir kez daha sıktı. Kaçmaya çalıştı, ancak yakaladık" diye konuştu. M.E.'nin eski eşiyle Muammer Öztop'un birlikteliğini hazmedemediği için birlikte olan çifti tehdit ettiği öne sürüldü. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü Dökümü
--------------------
Mehmet Ertuğrul'un gözaltına alınmasından görüntü
Yerdeki Muammer Öztop'a kalp masajı yapılması
Sinir krizi geçiren Hülya H.'den görüntü
Öztop'un ambulansa alınması
Polis ekiplerinin incelemesi
Hülya H.'nin konuşması
Görgü tanığı Ferhat Bölük'ün konuşması
(Haber- Kamera: Ergün TOS/ FETHİYE (Muğla),
=====================================================
6)FOÇALI CHP'LİLERDEN CUMHURİYET OPERASYONUNA TEPKİ
İZMİR'in Foça ilçesinde düzenlenen basın açıklamasıyla Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan operasyonu protesto eden CHP Foça İlçe Başkanı Günal Biçer, yaşananların darbe dönemlerinde bile görülmediğini ileri sürdü.
CHP Foça İlçe Başkanlığı üyeleri bugün (salı) Foça Demokrasi Meydanı'nda yaptıkları açıklamada Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan operasyona tepki gösterdi. CHP'li Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, belediye meclis üyeleri, ilçe yönetim, kadın ve gençlik kolları üyeleri, bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile yaklaşık 200 kişinin katıldığı açıklamada konuşan CHP Foça İlçe Başkanı Günal Biçer, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'a yönelik saldırının yarası kapanmadan Cumhuriyet Gazetesi'ne operasyon başlatıldığını, bunun darbe dönemlerinde bile görülmemiş bir durum olduğunu iddia etti. Biçer, hukuksuz tüm girişimleri ve saldırıları şiddetle protesto ettiklerini söyleyerek "Tezcan'a ve Cumhuriyet'e yönelik saldırı sadece CHP'ye değil, hukuk devleti mücadelesinedir. Tüm Türkiye'yedir. Cumhuriyet adını Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu bir gazetedir. Türkiye'nin tarihine tanıklık etmiş, ulusal mücadele ve sonrası süreçte üstlendiği misyon ile uğradığı onlarca badire ve katliamla sıradan bir gazete olmadığını göstermiştir. Demokrasi, Mustafa Kemal devrimleri, laiklik, çağdaşlaşma ve özgürlükler için ödün vermeyen, yazarları katledilen, baskı ve işkenceye maruz kalan, buna rağmen bir kale gibi dimdik durmayı başaran Cumhuriyet, bugün gerici, anti laik, anti demokrat, tarihte faşizm dönemlerinde görülen bir baskı ve dayatmayla karşı karşıya. Cumhuriyet şu an laik Türkiye'ye ödetilmek istenen bedel gibi yok edilmek isteniyor. 2 gün önce 93. yılını kutladığımız Cumhuriyet'i kimse yıkamaz. Cumhuriyet susmaz, Cumhuriyet Halk Partisi pes etmez" dedi.
Ellerinde, '12 Tv, 11 Radyo, 15 Ajans, Gazete, Dergi Kapatıldı', 'Özgür Basın Susturulamaz', 'Gazetecilik Suç Değildir', 'Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek' yazılı pankartlar ile 'Teslim Olmayız' manşetiyle çıkan Cumhuriyet Gazetesi taşıyan katılımcılar açıklamanın ardından "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek", "Faşizme Karşı Omuz Omuza" sloganları attıktan sonra olaysız olarak dağıldılar.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Demokrasi meydanı ve katılımcılardan genel görüntü,
-Basın açıklamasından bölümler,
-Pankart ve atılan sloganlardan görüntü.
Haber - Kamera: Seyfi GÜL/ FOÇA (İzmir),
============================================================
7)GAZİANTEP'TE AVUKATLARDAN ADLİYEYE 'TAZİYE' ZİYARETİ
GAZİANTEP'te Baro üyesi avukatlar, OHAL kapsamında Kanun Hükmünde Kararnamelere tepki amacıyla adliye bahçesinde, 'adalet' için temsili taziye ziyaretinde bulunup yas ilan etti.
Gaziantep Adliyesi'nde toplanan Bora üyesi bazı avukatlar, sloganlarla halk girişine kadar yürüdü. Avukatlar, adliye bahçesindeki süs havuzunda 'adalet' için temsili taziye ziyaretinde bulundu. OHAL kapsamında Kanun Hükmündeki Kararnamelerle yürütülen uygulamalara tepki gösteren avukatlar, adliyedeki süs havuzuna karanfil bıraktı.
Avukatlardan Önder Alkurt, savunma hakkı elinden alınan herkes için tepki gösterdiklerini belirterek, şöyle dedi:
"Bugün ülkede adaletin yok sayıldığı, hukukun yok sayıldığı özellikle savunma mesleğinin yok sayıldığı bir yas ilan ettik kendi arkadaşlarımızla. Savunmanın olmadığı bir hukuk sisteminde, adaletin olmayacağını, hukukun olmayacağını, olamayacağını anlatmaya çalıştık. Bu noktada sessiz bir eylem olup kendi meslektaşlarımızla yas ilan ettiğimiz için adliyenin bahçesine karanfil bırakarak tepkimizi ortaya koymaya çalıştık. Bu tepki niye? Bu tepki; bizim için, halk için, ülke için, dün Cumhuriyet Gazetesi'nin 15 yazarının gözaltına alınması için, ulusal anlamda bütün halklar için yapıldı. Avukatın olmadığı, hukukun olmadığı ve daha da kötü bir ülke olma aşamasındayız. Biz ne mutlu ki ülkede avukatlar var diyoruz. Ama siyasal iktidar, savunmanın en temel hakkını elinden almaya çalışmaktadır."
Avukat Deniz Kurtoğlu ise, fiilen yok sayılan avukatlık mesleğinin son kararname ile resmiyette de yok edildiğini savunarak, şunları söyledi: "676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile fiilen yok sayılan avukatlık mesleği artık resmiyette de yok edilmiştir. Özellikle Gaziantep Valiliği'nin almış olduğu son yasaklarla birlikte, vatandaşların hak arama özgürlüğü, eylem yapma özgürlüğü tamamen hiçe sayılmıştır. Biz şunun bilincindeyiz; savunma mesleği, yargının üç sac ayağından birisidir. Savunmanın olmadığı bir yargılama sisteminden bahsedilemez. Yargı yok olmuştu, vefat etmiştir, ölmüştür. Biz de tüm bunlara tepki olsun, halkın duygularına tercüman olsun diye taziye ziyaretinde bulunduk. Bu taziyenin yaşanmasına sebep olanlar utansın diyoruz. Neden Gaziantep Adliyesi, sonuçta taziye evi burası dedik. Halkın kendisini ifade edebilmesi adına avukat olarak sözcülüğünü yapmaya çalıştık."
Avukatlar eylemin ardından adliyeye girip duruşmalara katıldı.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Avukatların ellerinde karanfillerle adliyeye yürümesi
Avukatların slogan atması
Avukatların adliye önüne karanfil bırakması
Avukatların uzun süre alkış çalma eylemi
Önder Alkurt'un konuşması
Deniz Kurtoğlu'nun konuşması
Genel ve detay görüntüler
( Haber: Mücahit YOLCU-Kamera: Ahmet ÖZER -GAZİANTEP-DHA)
===================================
8)AGÜ'YE FETÖ OPERASYONU: 16 GÖZALTI
ABDULLAH Gül Üniversitesi'nde (AGÜ) aralarında araştırma ve öğretim görevlisi ile memur olmak üzere 16 kişi, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 'ByLock' programı kullandıkları iddiası ile gözaltına alındı.
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülmekte olan soruşturma dosyası kapsamında Abdullah Gül Üniversitesi'nde çalışan Uğur Peker, Ahmet Güç, Şerife Mertoğlu, Mustafa Öz, Zübeyir Çınkır, Ünal Şen, Bekir Çakıldere, Halil Zeybek, Aslıhan Aygün, Ahmet Yılmaz, Tuğrul Bozkurt, Hakan Semerci, Fatih Çopur, Ali Susar, Altun Gülşen ve Serhat İnan hakkında gözaltı kararı verildi. Gözaltına alınan şüpheliler sağlık kontrolü için Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tabipliği'ne getirildi. Burada yapılan işlemlerin ardından şüpheliler ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.
Görüntü Dökümü
---------------------------
-Şüphelileri sağlık kontrolüne getirilmesi
-Detaylar
Haber-Kamera: Gökhan KURT/KAYSERİ, DHA)
================================================
KAMYON LASTİĞİNDE ESRAR
OSMANİYE'de şüphe üzerine durdurulan bir kamyonun lastiklerine gizlenmiş 80 kilogram toz esrar ele geçirildi, araç sürücüsü gözaltına alındı.
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ve Uyuşturucu ile Mücadele Şubesi ekipleri D400 Karayolu bölge trafik kavşağındaki uygulama yaptı. 17 HE 595 plakalı kamyonu durduran polis ekipleri, sürücünün şüpheli hareketleri üzerine aracı detaylı arama için İl Emniyet Müdürlüğü bahçesine götürdü. Narkotik köpeğinin de kullanıldığı aramada, araç lastiklerine gizlenmiş 80 kilogram toz esrar bulundu. Uyuşturucu maddenin, Diyarbakır'dan alındığı, Çanakkale'ye götürüldüğü öğrenildi. Kamyon sürücüsü 30 yaşındaki Abdullah G. gözaltına alınırken, olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
--------------
Emniyet müdürlüğü bahçesindeki kamyon, sivil polisler
Narkotik köpeğinin araç lastiklerinde tepki verirken
Araç lastiğinin sökülüp yerde açılmaya çalışılması
Lastik içerisinden toz esrar paketlerinin indirilmesi
Paketlerin yere atılması
Yere dizilmiş esrar paketleri
Kamyon tekeri ve esrar paketleri
Emniyet Müdürlüğü tabelası
Esrar paketlerine numara verilmesi
Paketlerin emniyet merdivenlerine dizilmesi
Emniyet Müdürlüğü tabelası önünde esrar paketleri
SÜRE: 01'17" BOYUT: 79.3 MB
Haber-Kamera: İbrahim EMÜL/OSMANİYE,
======================================================
KANALİZASYON ÇALIŞMASI SIRASINDA BULUNAN TARİHİ MEZARDA, ARKEOLOG EŞLİNDE ÇALIŞMA
KONYA'nın Ereğli İlçesi'nde kanalizasyon kazı çalışması sırasında bulunan ve Roma Dönemi'ne ait olduğu saptanan tarihi mezarda, arkeolog eşliğinde çalışma başlatıldı. Yapılan çalımada, yine gözyaşı şişesi ve kemik bulundu.
Konya Büyükşehir Belediyesi bağlı KOSKİ ekipleri, Ereğli İlçesi'ne bağlı Orhaniye Mahallesin'de geçen 15 Ekim günü kanalizasyon çalışması başlattı. İşçiler kepçe ile kanalizasyon çukuru açarken tarihi mezara rastladı. Kazı çalışması durdurulurken toprakların arasından insan kemikleri ile birlikte tarihi gözyaşı şişesi, cam vazo ve toprak testi çıktı. İşçiler tarafından yapılan ihbar üzerine sevk edilen jandarma ekipleri, tarihi mezarın bulunduğu bölümde güvenlik önlemi aldı. Tarihi mezarın bulunduğu bölgede bu kez Konya ve Ereğli Müze Müdürlüğü ekipleri eşliğinde, mezar kalıntılarını detaylandırmak için kazı çalışması başlatıldı. Kazı çalışmasında mezarın bir kişiye ait olduğunu ve giriş kapısının kuzeyde olduğu saptandı. Uzmanlar, mezarın giriş kapısının kuzeyde olması nedeniyle mezarlığın Roma dönemine ait olduğu üzerinde duruluyor. Kazı çalışmalarında yine gözyaşı şişesi ve insan kemiği bulundu. Çalışmaların arkeolog eşliğinde devam edeceği öğrenildi.
(Görüntü Dökümü
--------------
_ Kazı çalışmasından detay
Mezardan detay
Genel ve detay
(Haber- kamera: Atilla ATMACA EREĞLİ KONYA DHA))
======================================
BEYAZ ÖNLÜKLÜLERDEN MESLEKTEN İHRAÇLARA TEPKİ
MERSİN Tabip Odası, 15 Temmuz sürecinde sağlık görevlilerinin meslekten ihraç edilmesini protesto etti.
Tabip Odası'nda düzenlenen toplantıda, kent genelinde meslekten ihraç edilen 21 doktor ve 40'a yakın yardımcı sağlık personeli hakkında verilen kararı kınayan sağlıkçılaradına açıklama yapan Oda Başkanı Ful Uğurhan, 'gelinen noktanın dehşet verici olduğunu' söyledi.
Adaletsiz bir sürecin yaşandığını belirten Uğurhan, "Bırakın hakkaniyetle soruşturmaların yapılmasını, soruşturma dahi yapılmadan, kişilerin suçlandıkları konularda savunmaları alınmadan hüküm verilerek, kamu hizmetinden ihraç edildiğini gördük. İhraç edilenler arasında meslek örgütümüz bünyesinde iyi hekimlik değerleri için yıllardır büyük bir özveri ile çalışan, demokrasi ve insan haklarının yılmaz savunucusu meslektaşlarımız ve diğer pek çok kamu emekçisi var. Bu arkadaşlarımızın en ile suçlandığını ne kendileri biliyor ne biz biliyoruz" dedi.
İbrahim MAŞE/ MERSİN, -
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?