Dha Yurt Bülteni-1 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-1

EFES 2018 TATBİKATI'NIN GÜNDÜZ BÖLÜMÜ NEFES KESTİ (EK)HULUSİ AKAR'DAN ÖNEMLİ MESAJLARTürk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Efes Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı'nın başarıyla sonlanmasından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, açıklamalarda bulundu.

11.05.2018 08:49

EFES 2018 TATBİKATI'NIN GÜNDÜZ BÖLÜMÜ NEFES KESTİ (EK)

HULUSİ AKAR'DAN ÖNEMLİ MESAJLAR

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Efes Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı'nın başarıyla sonlanmasından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, açıklamalarda bulundu. Tatbikatın, 23 dost ve kardeş ülkenin katılımıyla icra edildiğini söyleyen Hulusi Akar, "Savaş insanlıkla birlikte var olup, tarih boyunca yöntem uygulama bakımından sürekli değişen, kapsamlı, dinamik bir olgudur. Bu yapısı gereği savaşa dair ortaya atılan teorilerde zamanla çeşitli değişimler yaşanmış, birçok teorisyen, devlet adamı ve düşünürün değerlendirmeleri de bu değişimi şekillendirmiştir. Çin'li bir düşünürün söylediği gibi mükemmellik yüz savaşın yüzünü de kazanmak değildir, asıl maharet savaşmadan düşmana boyun eğdirmektir. Bu sözde de belirtildiği gibi güçlü bir ordunun en büyük başarısı caydırıcı niteliği ile savaşlara meydan vermeden sorunların çözümüne katkı sağlamasıdır" dedi.

KÜRESEL GÜVENLİK VURGUSU

"Küresel güvenlik ve istikrara dair sorunların çözümüne katkı sağlayabilecek, etkin, caydırıcı ve saygın bir orduyu güçlü kılan en önemli unsurlardan biri de teorik alanda aldığı eğitimi uygulamaya dönüştürebilendir. Nitelikli, çok yönlü personel sahip olmaktır" diye konuşan Orgeneral Akar şöyle devam etti: "Tarih boyunca geliştirdikleri yeni savaş strateji ve taktiklerini muharebe sahasına yansıtabilen eğitimli personele sahip olan orduların zafere ulaştığı görülmektedir. Türk ordularının kazanmış olduğu zaferlerde bunların örneklerini görmek mümkünüdür. Sultan Alparslan'ın Anadolu'nun kapılarını açtığı Malazgirt Savaşı'nda Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinde, Barbaros Hayrettin Paşa'nın Preveze Deniz Savaşı'nda, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nda elde ettiği başarılarda önceden kazanılmış deneyimlerin, geliştirilen savaş strateji, taktik ve tekniklerinin ve aldıkları eğitimi sahaya yansıtabilen askerlerin hayati rolü olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği gibi askerlerin sanatını anlamada başarı, yazılı kuralların hükümlerini uygulama anında hatırlayabilmek ve uygulama alanında deneyim ve alışkanlık kazanmakla mümkün olur. Bu bağlamda harp sanatına ilişkin deneyim ve alışkanlıkların kazanılmasının en etkin yolu tatbikatlardır."

TATBİKATLARIN ÖNEMİ

Tatbikatların orduların barışta personeli savaşa hazırlamada en önemli faaliyet olduğunu da söyleyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, "Personel savaş zamanında neyi nerede ne zaman ve nasıl yapacağını tatbikatlar sayesinde uygulama yoluyla öğrenir ve pekiştirir. Özellikle birden fazla kuvvetin ve ülkenin katıldığı müşterek ve birleşik tatbikatlar bir ordunun tüm unsurlarıyla topyekün bir biçimde nasıl hareket edebileceğini göstermesi açısından büyük öneme haizdir. Güvenlik yönünden geleceğin belirsizlik içeren karmaşık ortamında sınır ötesi tehdit ve tehlikelere karşı dost ve müttefik ülkelerle ortak çalışma platformlarının oluşturulması kaçınılmazdır. Bu kapsamda ileri askeri uygulamalar içeren Efes - 2018 Tatbikatı, NATO içinde seçkin bir yere sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin imkan ve kabiliyetleri ile dost ve müttefik ülkelerle harekat icra edebilme becerisini göstermesi ve ortak gayretlerin arazide denenmesi bakımından önemli bir faaliyettir" dedi.

YENİ MÜCADELE YÖNTEMLERİ ÇIKTI

Yaşanılan çağda bilgi ve teknoloji alanındaki gelişmeler, kitle imha silahlarının yayılması, siber saldırılar, terörizm ve suç örgütleri gibi unsurları doğrudan, yasadışı göç, iklim değişikliği, enerji güvenliği ve benzeri unsurları ise dolaylı olarak etkilediğini söyleyen Hulusi Akar, "Genel güvenlik ortamını şekillendirmekte buna bağlı olarak bugünün ve yakın geleceğin harekat ortamı hızla değişen karmaşık, öngörülmesi güç, hibrit bir yapıya dönüşmektedir. Bu karmaşık ortamda her türlü tehdit ve tehlikeye karşı koymak, bunlarla mücadele etmek, alışılagelmiş savunmaya dayalı yöntemler yerine milli güç unsurlarının birbirlerini tamamlayacak ve destekeleyecek şekilde kullanılmasını esas alan, kapsamlı yaklaşım stratejilerinin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Harekatın başarısı harekat ortamındaki asker ve sivil bütün kurum kuruluşların katıldığı, işbirliği diyalog ve koordinasyonlu çalışmasına bağlıdır. Aksi taktirde salt askeri harekatın etkisi ve devamlılık sınırlı olacaktır" dedi.

"TERÖR SADECE TÜRKİYE'NİN SORUNU DEĞİLDİR"

Orgeneral Hulusi Akar konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bölgesel güvenlik ve istikrardaki dalgalanmanın küresel etkilere neden olduğu, geleceğin güvenlik boyutunun ülkemizin çevresindeki coğrafyada şekillenmeye başladığı bugünkü konjonktürde Türkiye çok boyutlu ve çeşitli terör tehdidiyle doğrudan doğruya karşı karşıya bulunmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki terör sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın sorunudur. Türk Silahlı Kuvvetleri bu duygu ve düşüncelerle en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar terörle mücadele etmekte kararlıdır. Özellikle 2011 yılından beri Suriye ve Irak'ta devam eden istikrarsızlık ve buna bağlı otorite boşluğundan istifade ile kendileri için güvenli alanlar oluşturan DEAŞ ve aslında birbirinden farkı olmayan PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleri bölgedeki istikrarsızlığın en temel nedeni ve kaynağı haline dönüşmüşlerdir. Türkiye ilk günden itibaren her fırsatta dost ve müttefiklerine bu konuda gerekli önlemlerin zamanında ve birlikte alınması gerektiği, aksi taktirde bu bölgelerin hepimizi olumsuz etkileyecek birer bataklığa dönüşeceği uyarısında bulunmuştur. Bugün tüm dünya bu konuda gereken adımların zamanında atılmamasının bedelini ödemektedir. Ancak Suriye ve Irak'ta devam eden istikrarsızlık nedeniyle en fazla zararı da maalesef ülkemiz Türkiye görmektedir."

TÜRKİYE 40 MİLYAR DOLAR HARCADI

Türkiye'de halen 3 milyondan fazla Suriyeli ve Iraklıya evsahipliği yapıldığını vurgulayan Akar, "Yaklaşık 40 milyar dolar harcayarak mülteci krizinin Avrupaya ve dünyanın diğer yerlerine yayılmasının önüne geçen Türkiye'nin bu özverili insani çabaları müttefikleri tarafından maalesef yeterince desteklenmemiştir. Oysa Türkiye daima bölgesel barış ve istikrar için çaba sarfetmiş, iyi komşuluk ilişkilerini savunmuş, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini daima destekelemiştir. Bu tutumumuz baki kalmakla birlikte gelinen noktada ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamak ve aynı zamanda bölgede güvenlik ve istikrarı tesis etmek maksadıyla sınır ötesi harekat kaçınılmaz hale gelmiştir" dedi.

DEAŞ ve PKK'ya yönelik operasyonlara da değinen Hulusi Akar, "Bu süreçte Türkiye DEAŞ ve yıkıcı ideolojisine karşı yürütülen küresel savaşta ön safta yer almış, sınırlarını DEAŞ'tan temizlemek için Özgür Suriye Ordusunu destekleyerek 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekatını başlatmıştır. Bu harekat sırasında sivilleri korumak için her türlü tedbir alınarak 3 bin civarında DEAŞ'lı terörist etkisiz hale getirilmiş, DEAŞ'a böylece Suriye'de büyük bir darbe vurulmuştur. Kendisine yönelik her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmekte kararlı olduğunu Fırat Kalkanı Harekatıyla gösteren Türk Silahlı Kuvvetleri, aynı azim ve kararlılıkla hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla 20 Ocak 2018 tarihinde de Zeytin Dalı Harekatı'nı başlatmıştır. Zeytin Dalı Harekatı ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624 sayılı kararı ve BM sözleşmesinin 51. maddesinde yer alan meşru müdafaa çerçevesinde Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edilmektedir. Şanlı tarihimiz ve kültürsüz gereği harekatın planlanmasında ve icrasında sadece teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçler hedef alınmıştır" diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivil ve masum kişilere hiçbir ülkenin göstermediği dikkat ile hassasiyetle davrandığını da söyleyen Akar, "Harekat sırasında Hava Kuvvetlerimiz ve kara ateş destek vasıtalarımız tarafından uluslararası hukuk ve anlaşmalarla yasaklanan hiçbir mühimmat kullanılmamıştır. Zaten esasen bu tür mühimmat Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde de bulunmamaktadır. Bu harekatın sivillere zarar vermeden üstün bir başarıyla icra edilmesinde yerli ve milli silah sistemlerinin özellikle de insansız hava araçlarının etkin şekilde kullanılmasının payı büyüktür. Afrin Afrinlilerindir gerçeğinden hareketle yıllarca terör örgütlerinin zulüm ve baskısı nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan Afrin halkı, bölge mayın ve el yapımı patlayıcılarından temizlendikçe evlerine güven ve huzurla dönmektedir. Bundan hiçbir engel yoktur. Bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katkısı ile sağlık hizmeti başta olmak üzere temel ihtiyaçların süratle karşılanmasına ve diğer yardım malzemelerinin ulaştırılmasına yönelik çalışmalar ile insani yardım faaliyetleri aralıksız sürdürülmektedir. Bu vesile ile Zeytin Dalı Harekatı'nın başarıyla yürütülmesinde en büyük pay sahibi aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, kahraman gazilerimizi şükranla anıyor, harekatın planlanmasında hazırlanmasında icrasında emeği geçen tüm arkadaşlarımı başarılarından dolayı kutluyor, alınlarından öpüyorum" dedi.

FETÖ'YE KOMUTAN TEPKİSİ

Türkiye'nin PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi örgütlerin yanı sıra evrime uğramış terörizmin ilk örneği olan ve ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarına sızmış bulunan Fetullahçı Terör Örgütü ile de aralıksız mücadele ettiğini anlatan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, "Her fırsatta Türk Silahlı Kuvvetleri'ni zayıflatmak ve yıpratmak için çalışan içimizdeki hain, alçak FETÖ mensupları 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'ne, demokrasimize ve onun köklü değerleriyle saygın kurumlarına kast ederek asil milletimizin özgürlüğünü hedef almıştır. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman evlatları ve asil milletimiz birlik içerisinde yüksek siyasi direktifler doğrultusunda FETÖ'ye karşı durmuş, demokrasiye sahip çıkarak bu örgütü başarısızlığa uğratmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, FETÖ mensuplarından temizlendikçe çok daha güçlenmektedir. Bu tatbikat da gösterilen başarı da bunun en son somut kanıtı olmuştur" diye konuştu.

EGE DENİZİ İÇİN ÇABA GÖSTERİYORUZ

Emir Çaka Bey, Turgut Reis, Barbaros Hayrettin Paşa ve Kılıç Ali Paşa gibi büyük amirallerin başarıları sayesinde denizlerin mavi vatan olduğunu vurgulayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, "Denizlerin kullanımı konusunda Türkiye, Ege başta olmak üzere denizlerde mevcut sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözüme kavuşturulmasından yana olduğunu her fırsatta dile getirmekte, Ege Denizinin bir barış, dostluk ve işbirliği denizi olması için iyi niyetle her türlü çabayı göstermektedir. Bununla birlikte tüm denizlerimizde ülkemizin ve milletimizin uluslararası hukuk ve anlaşmalardan kaynaklanan hak ve menfaatlerini koruma azim ve kararlılığında olan Türk Silahlı Kuvvetleri, bir oldu bittiye asla müsade etmeyecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Doğu Akdeniz'e de Türkiye'nin ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs adasında uluslararası garanti ve ittifak anlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir. Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri, gerek Ege Denizinde gerek Doğu Akdeniz'de her türlü tedbiri kararılıkla almaktadır. Savaş ve güvenliğin sürekli değişen doğasına karşı değişmeyen tek ihtiyaç dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de eğitimli çok yönlü personel ihtiyacı olacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en önemli gücü sahip olduğu eğitimli personeldir. En büyük taktir güvenilmek, en büyük başarı da bu güvene layık olmaktır. Bu anlayışı benimsemiş olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman ve fedakar mensupları yurt içinde ve sınır ötesinde üstün başarılarla icra edilen terörle mücadele harekatıyla, başta Afganistan olmak üzere uluslararası barışı destekleme harekatlarında aldıkları eğitimin niteliğini ve çok yönlü yeteneklerini her defasında ispatlamış ve daima asil milletimizin ve dünyanın takdirine mazhar olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri, Efes-2018 Tatbikatı'nı başarıyla icra ederek, her zaman milletinin emrinde, daima görevinin başında olduğunu bugün bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri asil milletimizin sevgi ve güveninden aldığı güçle karada, denizde ve havada ülke sınırlarımızın güvenliğini sağlama, şehit kanlarıyla sulanmış, bayraklaşan vatan topraklarının bütünlüğüne, egemenlik ve bağımsızlığımıza yönelecek her türlü tehdidi yok etme azim ve kararlılığındadır" dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın konuşmasının ardından mehter takımının ve Türk Yıldızları'nın gösterisi nefes kesti.

AKAR'DAN GEMİYE ZİYARET

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Efes Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı'nın başarıyla sonlanmasından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, öğle yemeğini yerli ve milli imkanlarla yapılan, tatbikatta ilk kez görev alan çıkarma gemisi TCG Bayraktar'da, gemi personeliyle yedi. Orgeneral Akar, İzmir'in Seferihisar ilçesinde gerçekleştirilen tatbikatın ardından helikopterle TCG Bayraktar'a gitti. Gemi personeliyle birlikte öğle yemeği yiyen Akar, onlarla sohbet etti. Yabancı ülke genelkurmay başkanlarının da gemi gezisinde eşlik ettiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, tatbikatta gösterdikleri başarı nedeniyle personeli tebrik etti, başarılarının devamını diledi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın konuşmasından görüntü

Tatbikattan görüntü

Haber: Taylan YILDIRIM -Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

MUHARREM İNCE: TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINI KUCAKLAMAK İSTİYORUZ

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, miting için gittiği Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde Türkiye'nin dört bir yanını kucaklamak istediklerini söyledi. İnce, "Bugün Hakkari'deyiz, yarın Rize'deyiz, akşam ise Antalya'dayız. Türkiye'yi düşünün dört köşesini Edirne, Hakkari, Rize ve Antalya, dört bir köşeyi de kucaklamak istiyoruz" dedi.

Hakkari mitingine katılmak üzere özel uçakla Yüksekova ilçesine gelen cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Selahaddin Eyyubi Havalimanı'nda partililer tarafından karşılandı. Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzen, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Bülent Öz, Rıza Yalçınkaya, Necati Yılmaz, İlhan Cihaner, Fikri Sağlar, Mevlüt Dudu, Gaye Usluer, Niyazi Nefikara, Ali Şeker, Orhan Sarıbal ve Mehmet Tüm'ün eşlik ettiği Muharrem İnce, Hakkari'ye hareket etmeden önce, gazetecilere kısa bir açaklamada bulundu. Tüm Türkiye'yi kucaklamak istediklerini belirten İnce, "Toplumu ayrıştırmaya, bölmeye çalışmıyoruz. Tam tersine, amacımız ülkemize huzur gelmesi. Hep beraber yaşamak istiyoruz. Dün Edirne'de miting yaptık. Bugün Hakkari'deyiz, yarın Rize'deyiz, akşam ise Antalya'dayız. Türkiye'yi düşünün, dört köşesini, Edirne, Hakkari, Rize ve Antalya, dört bir köşeyi de kucaklamak istiyoruz. Sayın Temel Karamanoğlu'nu ziyaret ettim, başarılar diledim. Sayın Meral Akşener'i ziyaret ettim, başarılar diledim. Sayın Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret ettim başarılar diledim. O da bana başarılar diledi" dedi. Demirtaş'ın kendisine espiri yaptığını da belirten İnce, "Demirtaş, bana 'Muharrem Hoca bu böyle olmuyor' dedi. 'Nasıl olsun' dedim, 'Başkanım her aday birer hafta sırayla hapis yatsın. Hepsini ben yatmayayım. Adaylar birer hafta nöbetleşe hapis yatsın' dedi. Konuştuk, sohbet ettik. Daha sonra Sayın Erdoğan'a gittim, başarılar diledim. Sayın Perinçek imzayı doldurdu, o da artık aday. Ona da en kısa zamanda uğrayacağım, ona da başarılar dileyeceğim" diye konuştu. Muharrem İnce'yi karşılayanlar arasında bulunan, iki dönem CHP milletvekilliği de yapan HDP eski Milletvekili Esat Canan, Demirtaşı ziyaret ettiği için Hakkari adına İnce'ye teşekkür ettiğini söyledi.

Muharrem İnce, daha sonra karayoluyla miting yapacağı Hakkari'ye geçti.

MUHARREM İNCE, HAKKARİ'DE HALKA SESLENDİ

Muharrem İnce, Yüksekova ilçesinden karayoluyla Hakkari'ye geçti. İnce, Hakkari'ye 7 kilometre uzaklıkta bulunan Depin Polis Kontrol Noktası'nda aracından inerek, görevli polislerle selamlaştı. CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, daha sonra Hakkari kent merkezinde Cumhuriyet Meydanı'nda halka hitap etti. İnce, zaman zaman yağmurun etkili olduğu Hakkari'de, konuşmasına başlamadan önce başındaki kasketi kendisini dinleyen kalabalığa doğru atarken, bazı kişilere de yağmurluk dağıtıldı.

'PROJEMİZ HAFRİYAT DEĞİL, HUZUR PROJESİ'

Muharrem İnce, "Bizim, benim projemiz hafriyat değil huzur, huzur projesi. Birlikte yaşama, kardeşlik projesi. Köprü, yol, bunlar en kolay iş. Birinci köprüyü Demirel, ikinci köprüyü Özal, 3'üncü köprüyü Erdoğan, 4'üncü köprüyü de Muharrem İnce yapar. Köprü yapmak kolay iş, huzuru bulmak zor iş. Türkiye'nin normalleşmeye, barışa, kardeşliğe, demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı var bunu gerçekleştireceğiz. Kimseyi ötekileştirmeden herkesi severek" diye konuştu.

Dün Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü hatırlatan İnce, "Akşam 21'de sayın Erdoğan'a gittim. Emeklilik günleri gelmiş birisini yuhalamayın. Güzel gönderelim. Yuh yapmayın. Sayın Erdoğan'a da başarılar diledim. Kimseyi dışlamak istemiyorum 81 milyon ile barışmak istiyorum. Bütün rakiplerim 'Hakkari'ye bizden de selam ilet' dediler onların selamını iletiyorum" dedi.

ERDOĞAN 'HAKKARİ'YE GİTTİĞİNDE TÜRK BAYRAĞI OLACAK MI?' DEDİ

İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan görüşmesindeki konuşmalara ilişkin kendisinin de Erdoğan'ın da açıklama yapmadığını belirtip, "Memleket sorunlarını konuştuk tabi ben de o da basına yansıtmadı. Ancak bana sorduğu bir soruyu açıklamam lazım. Bana kinayeli bir şekilde dedi ki; 'Yarın Hakkari'ye gittiğinde orada Türk bayrağı olacak mı?' dedi. Ben de 'Tabi olacak' dedim. Kameralar gösterin sayın Erdoğan da görsün bayrakları. Tek olan şey bir grubun olamaz, 81 milyonun olur hepimizin olur. 81 milyonun cumhurbaşkanı olur. Aday olunca CHP rozetini çıkardım" diye konuştu.

'KÜRT SORUNU AÇIK YÜREKLİLİKLE SÖYLEYECEĞİZ'

Muharrem İnce, "Bir sorunumuz var; Kürt sorunu. Açık yüreklilikle söyleyeceğiz. Kürt sorunu nedir? Bir siyasal, kültürel, eksik demokrasi sorunudur. Say da say. Asıl Kürt sorunu bir ahlak sorunudur. Neden? Politikacı Diyarbakır'a Hakkari'ye gelir güzel laflar eder, Kürtlerin hoşuna giden laflar. Sonra başka bir yere gider bambaşka adam olmuş. Ben size söz veriyorum; Burada yapacağım konuşmayı Rize'de yapamazsam bu siyaseti yapmam ben. Ne ben sizi kandıracağım ne de FETÖ beni kandıracak. Yapamayacağımızı söylemeyeceğiz. Bazen siz bazen Yalovalılar, Diyarbakırlılar kızacak. Biz doğruyu bulacağız. 81 milyon kendisine şu soruyu soracak; 'biz beraber mi ayrı mı yaşayacağız?' Bu soruyu sorduktan sonra gerisi gelecek zaten" açıklamasında bulundu.

'SORUNLARI 3B İLE ÇÖZECEĞİZ'

Sorunları kendilerinin çözeceklerini söyleyen Muharrem İnce, şöyle devam etti:

"Bu sorunları nasıl çözeceğiz? 3B ile çözeceğiz. Bir barışacağız, iki büyüyeceğiz üç bölüşeceğiz. Yani adil paylaşacağız. Mahkemelerimiz bağımsız oldukça, yargımıza insanlar saygı duydukça yabancı sermaye de gelecek. 'Türkiye demokratik, uygar bir ülke Türkiye'nin mahkemelerine saygı duyulur hukukun üstünlüğü var' denilecek güven duyulacak yatırım gelecek, gelir artacak.  Geliri adil paylaştıracağız. Türkiye'yi büyütürken, adil paylaşırken önümüze zorluklar çıkacak emperyalist güçler, yabancılar, iç düşmanlar çıkacak ölümü göze almak gerekecek."

'MANİFESTOYU BEN AÇIKLARIM. O İFLAS BELGESİ AÇIKLAYABİLİR'

Muharrem İnce, Erdoğan'ın açıkladığı manifestoyu da eleştirerek, "Geçtiğimiz günlerde Erdoğan manifesto açıkladı. Yani gelecek bildirisi. 16 yıldır iktidardasın ben gelecekte şunu yapabilirim diyebilir mi? Manifestoyu ben açıklarım. O iflas belgesi açıklayabilir" dedi. İnce şunları söyledi:

"Bunlar yine insanları korkutuyorlar. Muhafazakar insanlara diyorlar ki; 'CHP gelirse, Muharrem İnce seçilirse başörtünüzü çıkarır' diyorlar. Bu yalan. Söz veriyorum, evinde, sokakta, devlette nerede istersen tak. Bu konu kapanmıştır. Bunu yeniden tartışmanın anlamı yok. Niye böyle söylüyorlar; ince hastalık korkusu sardı. buradan çıkış yok. O kadar eminler ki. 'Çıraklık, ustalık, kalfalık dönemim' dedi. Şimdi hep birlikte onun emeklilik dönemini hazırlayacağız. Merak etmesin, evrensel kuralların işlediği Türkiye'de, o da rahat, özgür yaşayacak."

MAL BEYANINI BASINA DAĞITTI

İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelik sözlerini anımsatarak, "Geçen gün bana 'Gariban cumhurbaşkanı adayı' dedi. 5 ay ondan kıdemliyim. Mal beyanını YSK'ya verdik. Ama gizli verdik. Olmaz öyle gizli. YSK'daki hakim bilecek de Hakkarili esnaf niye bilmesin? Mal beyanımı basın mensuplarına dağıtıyorum. 5 yılda neyim artmış neyim azalmış görülsün. Sözüm söz siz zenginleşmeden ben zenginleşmeyeceğim. Sorunları çözüp 5 yıl sonra emekli bir cumhurbaşkanı olarak torunlarımla birlikte Sümbül Dağı'na bakarak sabah demli bir çay içmek istiyorum" diye konuştu.

İnce, "Sizden tek şey istiyorum; bana bir avuç pirinç verin size bir kazan pilav yapayım ondan. Kuşkunuz olmasın. Kötü yönetildiği için, soyulduğu için ne yazık ki insanlarımız fakir. Hepimiz otobüsün içindeyiz şoför Erdoğan. O kendi istediğini yapıyor yolcuların istediğini yapmıyor. Yapmamız gereken şoförü değiştirmek" dedi.

'CUMHURBAŞKANI ADAYI TUTUKLU OLMAZ. GELSİN YARIŞSIN'

HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ile de dün Edirne'de cezaevinde görüştüğünü hatırlatan İnce, "Ortada bir yarış var. Birinin elini bağlayarak güreş olur mu? Cumhurbaşkanı adayı tutuklu olmaz. Gelsin yarışsın. Öyle adaletsizlik istemem. 2002'de Tayyip Erdoğan, milletvekili olamadı. Anayasayı değiştirdik milletvekili olsun diye. 8 kez oy kullandık. Anayasa değişikliği olduğu için 4 madde 8 kez. Milletvekili olsun diye oy veren insanlardan biriyim. Olmaz öyle. Yarın Erdoğan tutuklu olursa onun da yarışa adil eşit girmesini isterim. Bu taraf tutmak değil insanlık, vicdan, adalettir" diye konuştu.

'TÜRKİYE'Yİ YİNE SOL TARAF KURTARACAK'

İnce, kendisini dinleyenlere seslenerek, "Hukuk yoksa hiçbir şey yoktur. Bunu gerçekleştirmeye hazır mısınız? Sağ taraf, sol taraf hazır mı?" diye sorduktan sonra, "Bu sağ tarafta hiç ses yok. Bu sağcılar hep böyle zaten. Türkiye'yi yine sol taraf kurtaracak. Ne varsa yine orada var" dedi. Konuşmasının sonunda İnce, eşi Ülkü İnce ile birlikte  kalabalığa doğru barış güvercinleri uçurdu.

MUHARREM İNCE MAL VARLIĞINI AÇIKLADI

Hakkari'ye gelen CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce halka hitap ettiği sırada, mal varlığını içeren ve üzerinde imzası bulunan kağıtlar da görevliler tarafından basın mensuplarına dağıtıldı. İnce'nin basın mensuplarına dağıttığı fotokokopilerde Gazi Osman Paşa Mahallesi, Elmalık Köyü, Fevzi Çakmak Mahallesi, Çankaya Alaçatlı'da kendisi ve eşi Ülkü İnce'ye ait toplam 1 milyon 350 bin TL değerinde arsa, eşine ait 109 bin TL değerinde BMW marka araç, kendisine ait 408 bin TL değerinde Mercedes ve BMW araçlar, 20 bin TL değerinde tabanca ve tüfek, kendisi ve eşine ait 100 bin TL para, 20 bin dolar ve 30 bin Euro, eşine ait 40 bin TL değerinde Cumhuriyet altını bulunuyor. İnce'nin TEB finansman bankasında ise tüketici kredisi olarak 31 bin 327 TL borçlu olduğu belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı adayı İnce, miting sonrası ise Hakkari'den ayrıldı. Karayolu ile Yüksekova'ya geçen İnce, buradan da geldiği özel uçakla Trabzon'a gitti.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Muharrem İnce'nin Özel Uçakla Selahaddin Eyyubi Havalimanına inişi

-Partilerilerce karşılanması

-Vip odasında gazetecilere açıklaması

-Detaylar

Haber: Behçet DALMAZ-Yaşar KAPLAN-Mehmet ÖZKAN/HAKKARİ,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

===============================================

MHP'Lİ AYCAN: GENEL BAŞKANIMIZIN SIRTINDA BIÇAKLANMADIK YER KALMADI

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sefer Aycan, partisinin lideri Devlet Bahçeli'nin birçok ihanete uğradığını öne sürerek, "Genel Başkanımızın artık sırtında bıçaklanmadık yer kalmadı. 'Evladım' dediği, birtakım yerlere getirdiği insanlar maalesef genel başkanımızı hep birlikte üzdüler" dedi.

Sefer Aycan, Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinde Esnaf ve Sanatkarlar Odası Konferans salonunda düzenlenen aday adayları tanıtım toplantısında partililere bir araya geldi. Aycan, burada yaptığı konuşmada MHP'den ayrılıp İYİ Parti'ye geçen milletvekillerinin ihanet şebekesi olduğunu söyledi.

"HANIMEFENDİ 15 TEMMUZ TARİHİ BİLİYORDU"

İYİ Parti'ye geçenlerin MHP'lilerin oylarıyla seçildiğini ve partiyi karıştırmaya başladığını ifade eden Sefer Aycan şunları söyledi:

"Bunlar zaten baştan art niyetli ve bozuk kafalar olduğunu gösterdiler. Tabi bunların hepsi bir oyundu, partimizi parçalamak ve genel başkanlığı ele geçirmek üzere görevlendirilmiş kişilerdi. Dikkatinizi çekmek istiyorum, hanımefendi o günlerde bile 15 Temmuz'dan bahsediyordu, yani 15 Temmuz'un tarihini biliyordu ve Başbakan olacağını söylüyordu. Demek ki birileri bunu yönlendirmiş, birileri buna bu güvenceyi vermişti. Bu görevli şahsiyet, uzaktan kumandalı şahsiyet partimizin içerisinde yaptığı tahribat sonrasında emelini gerçekleştirdi ve ayrı bir parti kurarak bugün seçimlere kendileri de katılıyor. Ona çok üzülmüyorum, bizim içimizde görülen, bizimle yol yürümüş, sırt sırta vermiş, kardeşimiz dediğimiz insanların bugün partimizin karşısında olmalarından dolayı da utanıyorum. Bazılarının bu noktaya gelmesinde benim de rolüm olduğu için hepinizden özür diliyorum."

'EVLADIM' DEDİĞİ İNSANLAR GENEL BAŞKANIMIZI ÜZDÜ

Bazı kişilerin menfaatleri ters düşünce partiye ihanet ettiğini ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Sefer Aycan, şöyle devam etti:

"İnşallah bundan sonra beyinleri uzaktan kumandalı kişileri aramıza sokmayalım. Defalarca bu ihaneti gördük. Sayın Genel Başkanımızın artık sırtında bıçaklanmadık yer kalmadı. 'Evladım' dediği, birtakım yerlere getirdiği insanlar maalesef genel başkanımızı hep birlikte üzdüler. Ülkücü camianın birer erleri olan bu kişiler, ülkü ocaklarında belirli kademelerde görev almış bu kişiler maalesef hem genel başkanımıza hem de size ihanet ettiler. Geçmişi bir yere bırakalım, yarın aramıza geldiklerinde onlara da öyle davranın çünkü bunu hak ediyorlar."

Aycan'ın konuşmasının ardından milletvekili aday adayları tanıtıldı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Sefer Aycan'ın karşılanması

Aycan'ın konuşması

Adayların kedilerini tanıtması

Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 785 MB

Haber-Kamera: İskender ZENGİN-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

================================================

İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU: 'SEÇİMLERDE ENERJİ ALTYAPISINA DAİR ÖNEM ARZ EDEN YERLER KORUNACAK'

İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, toplam 531 bin kolluk kuvvetinin seçim günü görev başında olacağını ve seçim günü enerji altyapısına dair önem arz eden yerler gibi önemli yerlerin korunacağını söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, üçüncüsü Samsun'da düzenlenen Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı'na katıldı. Samsun'da bir otelde düzenlenen toplantıya Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdür Vekili Erhan Gülveren, Sahil Güvenlik Komutanı Tuğamiral Bülent Olcay, Amasya, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon Valileri katıldı.

Samsun Valisi Osman Kaymak'ın açılış konuşmasının ardından konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 24 Haziran'da yapılacak seçimler ile ilgili valilere uyarılarda bulundu. Soylu, hali hazırda 264 bin 526 emniyet personeli, 195 bin 695 jandarma, 50 bin 793 güvenlik korucusu ve 19 bin 993 güvenlik korucusu ile beraber toplam 531 bin personelin seçim günü görev başında olacağını ve enerji altyapısına dair önem arz eden yerlerin de korunacağını söyledi.

16 Nisan referandumunda seçim güvenliği nedeniyle belli bölgelerde bir düzü toplantılar gerçekleştirdiklerini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Temel olarak Türkiye'yi 7 bölge üzerinden alarak programlarımızı yaptık. Geçen hafta Ankara'da ilkini gerçekleştirdiğimiz toplantı serimizin bugün üçüncüsü için bir aradayız. Bu toplantımızda, Amasya, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop ve Trabzon illerimizde görevli arkadaşlarımızla birlikteyiz" dedi.

24 Haziran seçimlerinin 16 Nisan 2017 de yapılan referandumla kararlaştırılan yeni bir sistemin ilk seçime olacağını ifade eden Bakan Soylu, "Dolayısıyla mahiyet itibariyle hem hukuki olarak hem de teknik olarak bir takım yenilikler söz konusudur. Dünyanın da yakından takip ettiği bütün süreçlerin ulusal toplum tarafından yakından izlendiği bir seçim tecrübesini hep birlikte yaşayacağız. Seçim vatandaşın, halkın seçimidir. İçişleri Bakanlığı olarak bizim görevimiz vatandaşımızın ferdin, bireyin özgür iradesini sağlıklı bir şekilde herhangi bir aksiliğe veya güvenlik zafiyetine meydan vermeden sandığa yansıtabileceği ortamı temin edebilmektir. Bu itibarla bilgimiz ve seviyemiz ne seviyede olursa olsun bir, tedbiri elden bırakmamak gerekir bu toplantıları da bunun için gerçekleştiriyoruz. Yıllardan beri bu işleri takip ediyoruz" diye konuştu.

Seçimin kritik bir iş olduğunu belirten Bakan Soylu, "Bir hata Allah muhafaza seçimin başkaları tarafından vatandaşın hür iradesinin özgür iradesinin sandığa yansıtılmasının başkaları tarafından sabote edilmesine meydan vermemek işin esasıdır. Millet için en önemli gün seçim günüdür. Bir oyu var ve verdiği bir oyu vatandaşlık görevidir aynı zamanda da ona tanınan en önemli haktır. Bizim görevimiz o hür oyun sandığa gidebilmesini temin edebilecek anlayışı ve gerekli hassasiyeti oluşturmaktır" şeklinde konuştu.

Seçim güvenliğini bakanlık olarak 3 başlıkta ele aldıklarını ifade eden Bakan Soylu, "Birincisi kampanya ve propaganda döneminin güvenliği, ikinci kısım da seçim günü oy verme güvenliği, üçüncüsü de seçim günü akşamı oy sayımının güvenliğidir. Sonuçların, listelerin, söz konusu bütün evrak ve oy pusulalarının ilgili yerlere sağlıklı bir şekilde seçim hukukuna uygun bir şekilde iletilmesidir. Kampanya döneminde özellikle miting alanlarında, toplanma alanlarında ki bu ramazan ayında olacak. İftar programlarında özel tedbirlerimiz elbette ki olacaktır ve bu tedbirler alınırken seçimlerdeki propaganda faaliyetlerine engel olmayacak bir yaklaşım göstermeye özel bir dikkat göstermenizi istirham ediyorum. Yani propaganda kurallar içerisinde herkesin kendini ifade edebileceğiz bir ortamda yapabilmesini temin etmekte esas itibariyle bizim görevimizdir. İnsan için en kıymetli meselelerden birisi kendisini seçecek kişiyi, kendi seçecek iradeyi bir şekilde ortaya koyabilmesidir. Hepimiz için bu böyledir. Hayatın genel inşaatını yönetme yetkisini, ne kadar vergi vereceğimizin, nasıl bir kanun anlayışı ile yaşayacağımızı belirleme yetkisini birilerine teslim etmekteyiz.  Bu önemli bir karardır. Hayatın olağan akışından her şey bundan sonra gelir. Burada temel mesele özgürlüğü temin etmektir. Güvenlik özgürlüğü sağlamak, özgürlük ortamını oluşturabilmek için vardır. Zaten bizim yapmamız gereken insanların başkalarının özgürlük alanlarına müdahil olmayacağı, insanların seçimlerine yaşamlarına ilişkin tercihlerini özgürce yapabilecekleri güvenli ortam tesis etmektirö dedi.

SEÇİM GÜNÜ ENERJİ ALTYAPISINA DAİR ÖNEM ARZ EDEN YERLER KORUNACAK

Seçim günü enerji altyapısına dair önem arz eden yerleri de koruyacaklarını belirten Bakan Soylu, "Valilerimizin devamlı söylediği bir laf var; özellikle bizim alanda çok kullanılır, 'güvenlik özgürlük dengesi'. Bu oluşturulmuş bir laftır. Gerçekçi bir yaklaşım değildir. Güvenlik, özgürlük bir dengesi olmaz. Esas olan, var olan özgürlüğün kendisidir. Güvenlik, özgürlüğü sağlayabilmektir. Her şey öyle değil midir? Ailenizden düşünün, yani güvenlik, özgürlüğün çok daha iyi bir noktada yaşanabilmesi, en üst seviyede olabilmesi için temin edilmiş bir yaklaşımdır. Onun için bunun yanı sıra seçim gününe ilişkin de ayrı bir tedbirler bütünü üzerine değerlendirmeler olacaktır. Seçim gününde İçişleri bakanlığındaki kolluk birimlerindekilerin bütün izinleri geçmiş dönemlerde olduğu gibi kaldırılmıştır. Hali hazırda 264 bin 526 emniyet personelimiz, 195 bin 695 jandarmamız, 50 bin 793 güvenlik korucumuz ve 19 bin 993 güvenlik korucumuz ile beraber toplam 531 bin personelimiz seçim günü görev başında olacaklardır. Gerek enerji altyapısına dair önem arz eden yerlerin korunması, gerek kampanya dönemindeki güvenlik konularında tüm birim ve personelimiz tam kapasite ile görev başında olacaktır. Seçimlerde özellikle oy kullanılan yerlerde görev alacak personele hizmet içi eğitim verilecektirö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-HD

-İçişleri Bakanın salona gelmesi

-Salondan detay görüntü

-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun konuşması

Haber-Kamera: Gökhan İÇKİLLİ/SAMSUN,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

=============================================

ÇANAKKALE'DE DENİZDE VE KARADA 99 KAÇAK YAKALANDI

Çanakkale'de yasa dışı yollarla Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçiş yapmak isteyen bir kısmı denizde, bir kısmı karada toplam 99 kaçak göçmen yakalandı. Ayvacık ilçesinde bir ihbarı değerlendiren ilçe jandarma komutanlığı ekipleri Bademli köyü Acıdere mevkisi sahiline operasyon düzenledi. Operasyonda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Afganistan uyruklu 42 kaçak yakalandı. Kaçışı organize ettiği ididasıyla da 1 kişi gözaltına alındı. Öte yandan, Edremit Körfezinde devriye görevinde bulunan Sahil Güvenlik ekipleri ise, Mıhlı mevkisi açıklarında lastik bir bot tespit etti. Midilli Adası yönüne seyir halindeki bota düzenlenen operasyonda da Suriye uyruklu 57 kaçak yakalandı. Küçükkuyu Sahil Güvenlik Karakolu'na getirilen kaçaklara burada yiyecek ve giyecek verildi. Bir kısmı karada, bir kısmı denizde yakalanan toplam 99 kaçak jandarma ve Sahil Güvenlik Karakolu'nda tamamlanan işlemlerinin ardından Ayvacık Yabancılar Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Görüntü Dökümü

-------------------

-Ayvacık'ta yakalanan toplam 99 kaçaktan genel ve detay görüntü.

Haber-Kamera: İpek YAVAŞ-Dilara ERDİNÇ/ AYVACIK(Çanakkale),

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

PKK'LI TERÖRİSTLER YAYLA EVLERİNDEN ERZAK ÇALDI

Gümüşhane'nin Kürtün ilçesi sınırlarında bulunan Damlıköy Yaylası'nda, terör örgütü PKK mensupları, pencerelerini ve kapılarını kırarak girdikleri 2 evden erzak çaldı.

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, terör olayları sonrası bir bölümü yakalanan ve sayılarının azaldığı belirlenen teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için özellikle kırsal alanlarda yürütülen geniş çaplı operasyonlar sürdürülüyor. Gümüşhane- Trabzon sınırı kırsalında, geçen ay, teröristler ile güvenlik güçleri arasında sağlanan sıcak temasın ardından özellikle Gümüşhane, Trabzon ve Giresun'da terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlar yoğunlaştırıldı. Arazide Polis ve Jandarma Özel Harekat timlerine destek verilmek üzere gönüllü korucu uygulaması da başlatıldı. JÖH ve PÖH timlerinin de katıldığı operasyonlarda zırhlı askeri araçlar ile insansız hava araçları (İHA) da kullanılarak, kırsal alanlarda bulunan yayla evleri, ormanlıklar ve dere yatakları didik didik arandı.

YAYLA EVLERİNE GİRDİLER

Operasyonlar kapsamında yetkililerin, yöre halkına özellikle kırsal alan ve yayla evlerinde erzak ile yaşamsal malzeme bırakılmaması yönündeki uyarılarına rağmen bölgedeki bir grup terörist, 2 yayla evine girerek erzak çaldı. Hareket kabiliyeti daralan ve yiyecek sıkıntısı yaşayan teröristler, Gümüşhane'nin Kürtün ilçesi sınırlarında, Tonya ve Vakfıkebir ilçe halkının oturduğu Damlıköy Yaylası'nda pencere ve kapılara zarar vererek girdikleri evlerden yiyecek çaldı. Olayın ardından Gümüşhane ve Trabzon'dan gelen askeri yetkililer, evlerde incelemelerde bulundu.

'YİYECEK NE VARSA ALDILAR'

Evinden yiyecek çalınan Neşat Aydın, penceresinin zorlanarak, açıldığı ve pencereden eve girildiğini söyledi. Yiyecekleri Ramazan ayı için yaylaya getirdiğini anlatan Aydın, "Pencerenin kapağı kapalıydı. İlk önce kapağı sonra levyeyle birlikte pencereyi açtılar. Mutfak ve odalara girdiler; ne varsa yiyecek aldılar, çıktılar. Çıkarken belli olmayacak şekilde pencereyi kapattılar. Eşimle eve geldiğimizde, bir baktık mutfak darmadağınık. İçeride bulunan yiyecek ne varsa toplayıp gittiler. Başka bir şeye zarar vermediler. Mutfakta bulunan dolabın dört tane gözünü açtılar, buzdolabında ve masanın üzerinde bulunan un çuvallarını aldılar, mutfak dolabında bulunan bal, pekmez, çay ve şekerleri aldılar. Ramazan'ı burada geçirmek için yiyecekleri buraya getirdim. Yaylada 10-15 gün kalacaktım. Yayladan köye indim, tekrar yaylaya geldiğimde evin açıldığını gördümö dedi.

'BURADA KİMSE TERÖRİST BESLEMEZ'

Teröristler tarafından evine girilen Yüksel Gütepe'nin akrabası ve Damlıköy eski muhtarı Cemal Gültepe ise örgüt mensuplarının yakalanmasını istedi. Gültepe, "Ben Damlıköy'ün eski muhtarıyım. 85 yaşındayım. 15 yıl Hollanda'da kaldım, diğer günlerimi bu yaylada geçirdim. Köyde de kalmıyorum. Bu zamana kadar böyle bir şey işitmedim, görmedim. Burada da katiyen teröristi kimse beslemez, hepimiz teröristlere karşıyız. Bölgeye kameralarda konuldu. İnşallah yakın zamanda yakalanırlar" diye konuştu.Yetkililer, bölgede yaklaşan yayla sezonu öncesi, yayla dönüşü evlerde erzak ve yaşamsal malzeme bırakılmaması konusunda yöre halkına uyarılarını yineledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Yaylanın tabelasından görüntü

-Yayla evlerinden görüntü

-Röpler

-Detaylar

HABER KAMERA: İnan KALYONCU/GÜMÜŞHANE,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

YILDIRIM ÇARPAN KADIN ÖLDÜ, KIZI YARALANDI

ŞANLIURFA'nın Siverek ilçesinde, koyun otlatırken yıldırım çarpan Şükran Akdemir (40) öldü, kızı Melek Akdemir (16) ise yaralandı.

Olay, akşam saatlerinde ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Oluklu Mahallesi'nde meydana geldi. Mahalleden 2 kilometre uzaklıkta bulunan merada koyun otlatan Şükran Akdemir ile kızı Melek Akdemir'e yıldırım çarptı. Yıldırımın çarptığı kadın ve kızını fark eden mahalle sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırılan anne-kızdan Şükran Akdemir, doktorların müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Melek Akdemir'in tedavisi ise sürüyor. Şükran Akdemir'in cenazesi yapılan otopsinin ardından defnedilmek üzere yakınlarına teslim edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------

Hastane acil servis

Toplanan kalabalık

Jandarma ekipleri

Morg ve cenaze arabası

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN/ŞANLIURFA,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

AFYONKARAHİSAR'DA HASTANEDEN SURİYELİ AİLENİN BEBEĞİ KAÇIRILDI/EK

Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'nin yeni doğan ünitesine, personel kıyafetiyle giren kadın, Suriyeli ailenin bebeğini kaçırdı.

Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'nin B Blok 1'inci katındaki Yeni Doğan Ünitesi'ne temizlik görevlilerinin kullandığı mavi kıyafeti giyip, hastane çalışanı gibi giren bir kadının, Suriyeli olduğu belirtilen bebeklerden birini kaçırdı. Annenin durumu fark etmesi üzerine önce hemşirelere, ardından güvenlik görevlilerine haber verildi.Hastane yönetimine durumun bildirilmesi üzerine polisten yardım istendi. Hastaneye gelen polis ekipleri, Yeni Doğan Ünitesi'nde ve hastanenin güvenlik kameralarında inceleme yaptı. Kendisi de Suriye uyruklu olduğu kaydedilen kadın şüphelinin kimliğinin tespit edilip yakalanması ve bebeğin bulunması için operasyon başlatıldı. Afyonkarahisar Valiliği, cumhuriyet savcılığı ve hastane yönetimi konuyla ilgili henüz resmi açıklama yapmadı. Olayı doğrulayan Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Duran ise soruşturma başlattıklarını söyledi. Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürü Serhat Korkmaz da "Konuyu Sağlık Bakanlığı'na bildirdik. Emniyet ekipleri olayla ilgili çalışma başlattı. Tahkikat devam ediyor" dedi. Diğer yandan hastanenin Çocuk Bölümü'nde bebeklerin yattığı bölümlerin kapıları asma kilitlerle kilitlenerek güvenlik önlemleri artırıldı.

KAÇIRILAN BEBEK AİLENİN İLK ÇOCUĞU

Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'nin yeni doğan ünitesine, personel kıyafetiyle giren kadının kaçırdığı erkek bebeğin, Suriye'deki iç savaştan kaçarak Halep kentinden 2 yıl önce Afyonkarahisar'a gelen ve burada tanışarak 1 yıl önce evlenen Amir Zahlül Meeso (39) ve Ravva Zahlül Meeso'nun (29) dün öğle saatlerinde dünyaya gelen 'Muhammed İbrahim' adını verdikleri ilk çocukları olduğu belirtildi.

ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Kadın ve kaçırdığı bebeğin bulunması için çalışmalar sürerken, baba Amir Zahlül Meeso'nun olayla ilgili polis merkezine gittiği ve kendisinin de bilgisine başvurulduğu kaydedildi.

GÜVENLİK GÖREVLİLERİ KONUŞMASINA İZİN VERMEDİ

Olayla ilgili şu ana kadar hiçbir resmi açıklama yapılmazken, Suriyeli bebeğin babası Amir Zahlül Meeso, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi önünde bekleyen gazetecilere kameralar önünde açıklama yapacağı sırada güvenlik görevlileri tarafından engellendi. Baba Meeso güvenlik görevlilerince hastane içerisine götürüldü.

BABA 3 KİŞİNİN DAHA İFADESİNİN ALINMASINI İSTİYOR

Baba Amir Zahlül Meeso, gazetecilere daha sonra yaptığı açıklamada ise hastanede olayla yakından ilgisi bulunan 3 personelin ifadesinin alınması talebinde bulunduğunu söyledi. Meeso, olayı takip eden basın mensuplarının getirdiği tercüman yardımıyla yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

"Bebeğimiz dün dünyaya geldi. Bugün ise işitme ve görme testi için benimle birlikte bir hastane görevlisi testin yapılacağı yere kadar refakat etti. Daha sonra testlerimizi yaptırıp çocuğu emzirmek için tekrar annesine vererek eczaneye ilaç almaya gittim. O esnada eşimin ve bebeğin yanına gelen hastane personeli kıyafeti giyen bir kişi bir takım tetkikler yapılacağını söyleyerek almış götürmüş. Eczaneden geldikten sonra bir süre bekledim çocuğum gelmedi. Daha sonra oradaki sekretere ve hemşirelere sordum. Görmemişler. Daha sonra hastane yetkililerine ve polise bildirdik. Henüz çocuğumun kaçırılmasına ilişkin bir sonuca varılamadı. Hastaneden kulak ve göz taraması için götürülen doktorların ve refakat eden hemşirenin ifadesinin alınmasını talep ettim.ö

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Baba Amir Zahlül Meeso hastane önünden detay

Baba tercüman ile konuşurken

Babadan detay

Güvenlik görevlilerinin müdahalesi

Güvenlik görevlileri babayı basın mensuplarından uzaklaştırırken

Güvenlik görevlilerinden detay

Hastane girişinden detay

Hastane tabelasından detay

Kadın doğum girişinden detay

Kilitli servis önünden detay

Kilitten detay

Kilitli olan servisin önünden detay

Hastane B blok detay

HABER- KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

IRAKLILARIN ÇORUM'DA SEÇİM HEYECANI

Irak'ta 12 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek olan seçimler için Çorum'da yaşayan Iraklılar da oylarını kullanmak üzere sandık başına gitti.

Irak'ta 12 Mayıs Cumartesi günü yapılacak genel seçimler öncesi Çorum'da yaşayan 6 bine yakın Iraklı göçmen için Kale Mahallesi Aydınevler'de bir binada seçim sandığı kuruldu. Oy kullanmak isteyen göçmenler, sabah 07.00'de oy kullanacakları binanın yanında toplandı. Polis binanın etrafında geniş güvenlik önlemleri aldı. Sokak, barikatlarla trafiğe kapatıldı, oy kullanmak isteyen göçmenlerin üst araması yapılararak oy kullanmalarına izin verildi. Seçim sorumlusu Wissam Daham Ahmet yaptığı açıklamada, 12 Mayıs'ta yapılacak genel seçim öncesi Türkiye'de 6 ilde sandık kurulduğunu ve 6 bine yakın kişinin oy kullanacağını söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

---------------

-polisin üst araması

-oy kullanma işlemleri

-Detaylar

Haber-Kamera: Yusuf ÇINAR/ÇORUM,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

BURSA'DA OSMANGAZİ HİPODROMU'NA 900 POLİSLE OPERASYON

Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 900 polis, Osmangazi Hipodromu'na operasyon düzenledi. Operasyonda, ahırlar ve odalar didik didik arandı. Bursa Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele, Asayiş, Terörle Mücadele ve Özel Harekat ekiplerinin bulunduğu 900 polis, merkez Nilüfer ilçesi Altınşehir Mahallesi'ndeki Osmangazi Hipodromu'na operasyon düzenledi. Özel Harekat Ekipleri, zırhlı araçlar ve Çevik Kuvvet ekiplerinin aldığı önlem ile başlayan operasyonda, 250 at ahırı, 170 at yetiştiricisinin üzerleri ve konakladığı odalar didik didik arandı. Operasyonda narkotik madde arama köpeği 'Rona' da yer aldı. Operasyon Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne ait drone ile havadan da görüntülendi. Osmangazi Hipodromu'na giriş ve çıkışlar kapatılırken, arama çalışmaları devam ediyor.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Zırhlı araçlardan görüntüler

-Özel Hareket Ekiplerinden görüntüler

-Ekiplerin arama yapması

At  ahırlarından ve yetiştirenlerden görüntüler

Haber - Kamera: Berktuğ ÖNCÜ/ BURSA,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

=============================================

GECE KULÜBÜNÜ SOYDU, GÜVENLİK KAMERASINA YAKALANDI

ADANA'da, kapı kilidini kırarak girdiği gece kulübünden orgu ve içinde 4 bin lira bulunan bahşiş kutusunu çalan Murat Sert (21) yakalandı.

Olay, Seyhan ilçesi Ziyapaşa Bulvarın'da bulunan gece kulübünde meydana geldi. İddiaya göre, Hasan Ş.'ye ait gece kulübünün kilidini kırarak içeri giren Murat Sert, 14 bin lira değerindeki org ve içinde 4 bin lira bulunan bahşiş kutusunu çaldı. Sabah iş yerine gelen Hasan Ş. soyulduğunu fark edip polisi aradı. Olay yerine gelen Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, çevredeki güvenlik kameralarının kayıtlarını inceledi. Murat Sert'in çaldığı org ile cadde ve sokaklarda yürümesi güvenlik kameralarına yansıdı. Kısa sürede yakalanan zanlı, görüntülerdeki kişinin kendiri olduğunu kabul etti. Murat Sert işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Zanlının emniyetten çıkarılması

Polis aracına bindirilmesi

Emniyet müdürlüğünden görüntüler

(Güvenlik Kamerası)

Zanlının elinde org ile sokaklarda görüntüsü

SÜRE: 45" BOYUT: 46 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

=============================================

'SAVCI' YALANIYLA ÜÇ KİŞİYİ DOLANDIRDI

Antalya'da kendisini 'savcı' olarak tanıtıp, kimlik ve banka hesap bilgilerinin terör örgütünün eline geçtiği yalanıyla 3 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla gözaltına alınan Abdulgani Açar (18), tutuklandı.

Muratpaşa ve Kepez ilçelerinde Abdulgani Açar, telefonla Kerime E., Mehmet Nedim S. ve İsmail T.'yi arayıp, kendisini 'savcı' olarak tanıtarak kimlik ve banka hesap bilgilerinin terör örgütünün eline geçtiğini söyledi. Açar, bu kişileri yakalamak için vereceği hesap numarasına para yatırmaları gerektiğini ve bu hesap üzerinden suçlulara ulaşacaklarını söyleyerek, mağdurları ikna etti. Mağdurlar, 27 bin TL, 415 euro ve 120 doları elden teslim etti. Bir süre sonra dolandırıldıklarını anlayan 3 kişinin başvurusu üzerine harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, onlarca güvenlik kamerasını inceledi. Ekipler, şüphelinin Abdulgani Açar olduğunu tespit etti. Gözaltına alındıktan sonra emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Açar tutuklandı.

Görüntü Dökümü(Cep telefonu)

-----------------

Asayiş dış plan

Zanlının çıkışı

Zanlının araca bindirilmesi

00. 25

Haber: Bülent TATOĞULLARI- Kamera: ANTALYA- DHA)

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ'NDE BÖLÜNME EYLEMİ

ESKİŞEHİR Anadolu Üniversitesi'nde yaklaşık 200 öğrenci, üniversitelerinin bölünmesi kararını protesto etti.

Yunusemre Kampusü'ndeki Kredi ve Yurtlar Kurumu önünde toplanan öğrenciler 'Üniversiteme dokunma, kampüsüme dokunma' yazılı pankart açıp yürüyüşe geçti. Çeşitli sloganlar atan öğrenciler Yunus Emre Kampüsü Cumhuriyet Kapısı girişine kadar yürüdü. Öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Tuğçe Mutluay, Anadolu Üniversitesi'nin de bölünerek Eskişehir Teknik Üniversitesi'nin kurulacağını ifade ederek şunları kaydetti:

"Bir gece yarısı önerge sunulup komisyonda kabul edilen ve içinde üniversitemizin de bulunduğu 20 üniversitenin kurulması yönünde hazırlanan ve 16 üniversitenin bölünmesini içeren yasa, Mecliste de onaylandı. Akademik anlamda ve biz öğrenciler için herhangi bir faydası bulunmayan, sözde üniversite sayısını artırıp, aslında eğitimin içini boşaltan, öğrencilere ve akademisyenlere dayatılan kararın karşısındayız. Büyük emeklerle kazandığımız üniversitemizin, siyasi çıkarlar ve imara açılacak alanlar için peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Bu karar meclisten geçse de üniversitelerden, öğrencilerden geçmez. Kazanmış olduğumuz haklarımızı elimizden almaya çalışanlara karşı direnmeye, bilimsel ve özgür akademiyi savunmaya devam edeceğiz."

Yapılan konuşmaların ardından çeşitli sloganlar atan öğrenciler daha sonra dağıldı.

Görüntü dökümü:

------------------------

-Öğrencilerin toplu halde çekilen görüntüsü,

-Öğrenciler slogan atarak yürürken,

-Üniversite girişindeki basın açıklaması

Haber-Kamera: Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN-ESKİŞEHİR,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

===============================================

KAPALI PAZARIN ÇATISI AKTI, ESNAF SUYUN ALTINA GİRDİ

Adana'nın İmamoğlu ilçesinde sağanak yağış sonrası cadde ve sokaklar göle döndü. Yağmur nedeniyle çatısı akan Fatih Mahallesi'ndeki kapalı semt pazarının esnafından biri iç çamaşırı kalana kadar soyunup,  tepki gösterdi.

İlçede öğlen saatlerinde başlayan şiddetli yağmurdan sonra çatısı akan kapalı pazarda esnaftan bazılarının sattığı ürünler zarar gördü. Bunun üzerine tezgahının üzerine yağmur suyu akan Adnan Kılıç, soyunarak çatıdan akan suyun altına girip tepki gösterdi. Cep telefonu ile kaydedilen görüntülerde esnaf, belediyenin çatıyı yaptırmasını istedi

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Pazarcı esnafı Adnan Kılıç'ın çatıdan akan yağmur suyunun altına girmesi

Belediyeye tepkisi

Soyunarak yoldan akan suya yatması

Haber-Kamera: ADANA,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

=============================================

10 DAKİKALIK YAĞMURDA CADDELER SUYLA KAPLANDI

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde öğleden sonra başlayan gök gürültülü  sağanak yağmur yağışı hayatı olumsuz etkilerken, bazı cadde ve sokaklar suyla kaplandı, araçlar mahsur kaldı.

Hava sıcaklığının en yüksek 20 derece olduğu Çorlu ilçesinde öğleden sonra  başlayan gök gürültülü sağanak yağmurda cadde ve sokaklar su altında kaldı. Yağış nedeniyle, Tekirdağ yolu, Ali Osman Çelebi Bulvarı, İstasyon Mahallesi, Bülent Ecevit Bulvarı ile Çetin Emeç Bulvarı'nda yoğun su birikintileri oluştu. Su birikintileri nedeniyle araç sürücüleri zor anlar yaşadı. Bazı araçlar ise su içinde mahsur kaldı. Sürücüler araçlardan inerek kendilerini kurtardı. Aracı mahsur kalan Mehmet Türk,  "Sadece 10 dakikada bu hale geldi. Bir saattir de belediye ekiplerinin gelmesini bekliyoruz.  Su seviyesi yüksek olunca ekiplerde suyun çekilmesini beklediklerini söylediler. Aracımın içi su dolu yazıktır. Her yağışta burası bu hale geliyor" dedi.

Belediye ekipleri cadde ve sokaklarda biriken suları temizlemek için çalışmada bulundu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

-Yağmur yağışı

-Yağmurdan etkilenen vatandaşlar

- Mehmet Yirun anons

-Suyla kaplı caddeler

-Aracı suda kalan vatandaş ile röp.

-Detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

=============================================

BOĞAZINDA EKMEK KALAN KADIN, YAŞAMINI YİTİRDİ

ADANA'da  yemek yerken boğazına ekmek parçası kaçan 2 çocuk annesi Kadriye Görür (54), yaşamını yitirdi.

Olay, Seyhan ilçesi Fatih Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Kadriye Görür yemek yediği sırada boğazına ekmek parçası kaçtı. Nefes almakta zorlanan Görür, yere düşüp başını yere çarptı. Bu sırada evde bulunan yakınları Görür'ü hastaneye kaldırdı. Görür, doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Hastane yetkilileri ise kadının cenazesini kesin ölüm sebebinin belirlenebilmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Ölen kadının amcasının konuşması

Evin genel görüntüsü

Cenazeye gelen yakınlarının görüntüsü

SÜRE: 01'18"     BOYUT: 79,6 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

CANAN KARATAY: ORUÇ TUTACAKLAR KENDİNİ HAZIRLASIN/EK

KARATAY'DAN 3 BEYAZ UYARISI

İç Hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, Düzce Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Okur-Yazar Buluşmaları' etkinliğinde konuştu. Karatay hayranları salona sığmadığı için sahneye de oturmalarına izin verildi. Beslenme konularında bilgiler veren Karatay, "Şimdi gösterildi ki istikbalimiz, yani geleceğimiz bağırsaklarımızda. Bağırsaklarımız çok önemli bir organ. 3 rafine beyaz da bağırsaklarımız içerisinde bulunan dost hücreleri yok ediyor. Hangi 3 beyaz. Rafine olmuş yani fabrikaya girmiş çıkmış beyaz şeker, fabrikaya girmiş çıkmış rafine olmuş unlar, rafine olmuş tuzlar. Beyaz, saf ve öldürücü. Şeker alışkanlığınızda tekme atın. Özellikle mısır şurubu insan vücudunun her hücresi için beyaz şekerden 7 kat daha tehlikeli, daha zehir ve daha toksit olduğunu göstermiştir. Yediğimiz her şeker, içtiğimiz her gazlı, şekerli içecek, her türlü rafine olmuş unlar. Şekerli içecekler. Şeker hastası olalım olmayalım kan şekerini yükseltir" dedi.

Karatay, vücuda giren her türlü şekerin zararlı olduğuna dikkat çekerek, "O halde her türlü şekerler, lezzetli ben bir şey demiyorum ama vücuda girdiği zaman vücut onu şeker olarak algılıyor. Ne yerseniz yiyin, Gaziantep baklavası olsun, Hatay künefesi olsun ağzımıza aldığımızdan itibaren kan şekerimizi yükseltir. Vücut onu şeker olarak görür. Damak tadı ve beyindeki memnuniyeti aldırmaz vücut, kendini korumak mecburiyetindedir. İnsülin salgılar. Her türlü rafine olmuş unlar, şekerler, tüm şekerli gazlı içecekler, taze ve hazır sıkılmış meyve suları bunlarda şekerdir. Suni tatlandırıcılar, pirinç pilavı, patates, patates kızartması, makarna gençlerimize çok verilen enerji içecekleri çok tehlikelidir. Neden? Çünkü hepsi insülinimizi yükseltir ve zıplatır" diye konuştu.

'ET ALAMIYORSANIZ KEMİK ALIN'

Karatay, kemik suyunun önemine dikkat çekerek, "bana diyorlar ki, 'et diyorsun alamıyoruz'. Kemik alın kardeşim. Kemiği her türlü kemiği düşük ısıda pişirip, haşlayıp rahatlıkla her sabah tüketilebilir. Gençlerimizin, çocuklarımızın enerji kaynağıdır. Beyinleri gelişir. Kafaları gelişir ve imtihanlarına daha iyi çalışırlar" diye konuştu.

'KURTLU ELMA YİYİN'

Karatay son olarak doğada yetişen meyvelerin yenmesi tavsiyesinde bulunarak,  şöyle konuştu:

"Tarım zehri ile yıkanmamış olanlar en sağlıklılardır. Dağ elması yiyebilirsiniz, alıç yiyebilirsiniz. Onlardan yapılan turşuları da yiyebilirsiniz. En sağlıklı yiyeceklerdir diyorum. Kurtlu elma yiyin diyorum. Ama elmayı ısırdığınız zaman kurdun yarısını elmada görmeyin diyorum"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Karatay'ın konuşması

-Salondan görüntü ve detaylar

HABER: Tezcan SOLMAZ/ Düzce

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

BİR AVUÇ PATATES İÇİN

Adana'da markette kilosu 3 liraya kadar yükselen patatesin hasat edildiği tarlalara akın eden yoksul vatandaşlar, başak yapmak (atık toplamak) için saatlerde tarlada çalıştı.Bir ay önce başlayan patates hasadı dar gelirli vatandaşların yüzünü güldürdü. Ürünlerin hasat edilmesinin ardından, traktörle tarla sürülürken toprak altında kalan patatesler de gün yüzüne çıktı. Özellikle kadınların çocuklarıyla birlikte akın ettiği tarladan toplanan patatesler, kimilerinin evinde yemek oldu, kimileri satıp gelir elde etti. Gün boyunca 5-10 kilo patates toplayan vatandaşlar, "Artık patatese de güç yetmiyor" dedi.

Patates tarlası sahibi ise Mehmet Benek ise, " Dar gelirli vatandaşlarımızın kalan patatesleri toplamalarına izin veriyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Patates toplayan kadınlar

Tarladaki traktörün görüntüsü

Toprağın içindeki patatesten detaylar

Patates tarlası sahibi Mehmet Benek'in konuşması

Patates toplayan çocuklardan görüntü

Çuval taşıyan çocuk

Tarladan detay

Kamyona konulmuş çuvallar

SÜRE: 02'27" BOYUT: 150 mb

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

=============================================

ZABITA, DİLENCİYE 'VURUN' DEDİ, KALABALIK LİNÇ ETMEYE KALKTI

Karaman'da dilenci ihbarı üzerine bölgeye giden iki zabıta memuru, bir vatandaşın da yardımı ile dilenci olduğu öne sürülen kişiyi kovalamaca sonucu yakaladı. Zabıta memurlarından biri, çevredekilere yakaladıkları kişiyi göstererek, "Gelin vurun, bu adam şehir dışından  geliyor, burada artistlik yapıyor" dedi. Bunun üzerine kalabalık, yakalanan kişiye saldırdı, linç girişimini diğer zabıta memuru önledi.

Olay, dün Tahsin Ünal Mahallesi Atatürk Parkı yakınında meydana geldi. Çevredekiler zabıta ekiplerini arayıp, elinde dini kitap ve anahtar bulunan kişinin satış bahanesiyle dilencilik yaptığı ihbarında bulundu. Zabıta ekipleri bölgeye gittiğinde, ismi açıklanmayan ve dilencilik yaptığı ileri sürülen kişi kaçmaya başladı. İki zabıta memuru ve onlara yardımcı olan çevreden bir kişi, kovalama sonucu kaçan kişiyi yakaladı. Zabıta memurlarından biri, kendilerine yardımcı olan kişiyle, yere düşen dilenciyi etkisiz hale getirmeye çalıştı.

ZABITA 'GELİN VURUN' DEDİ

Bu sırada diğer zabıta memuru çevredekilere, "Vatandaş, gelin vurun. Bu adam şehir dışından geliyor, burada artistlik yapıyor" dedi. Kendilerine yardımcı olan kişi, yerde yatan dilenciye yumruk atmaya kalkınca diğer zabıta memuru onu önlemeye çalıştı. Bu sırada çevredekilere vurmalarını söyleyen zabıta, diğer arkadaşının kolundan çekerek, "Bırak gel biz gidelim. Bunu vatandaşa bırakalım" dedi. Arkadaşı ise kendilerine yardımcı olan kişinin, dilenciye saldırmasını önlemek için çabasını sürdürdü.

'ŞİKAYET EDİYORSUNUZ, KİMSE GELMİYOR'

Diğer zabıta memuru yine çevreye seslenerek, "Madem öyle şikayet ediyorsunuz. Bir kişi gelmiyor yanımıza" dedi. Bunun üzerine çevrede toplanan kalabalık, tekme ve yumruklarla dilenci olduğu ileri sürülen kişiye saldırdı. Diğer zabıta memuru ise dilenciyi, kalabalığın elinden güçlükle kurtardı. Bu sırada konuşmasını sürdüren diğer zabıta memuru "50 kişi arıyor. Adam burada artistlik yapıyor" dedi.

Ardından dilenci olduğu ileri sürülen kişi, zabıta aracına bindirilip Karaman Belediyesi'ne götürüldü. İsmi açıklanmayan kişinin, hakkında Kabahatler Kanunu'na göre 124 lira idari para cezası uygulandıktan sonra serbest bırakıldığı öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------

Zabıtanın dilenciyi kovalaması

Yakalanması

Zabıta memurunun çevredekilere 'gelin vurun ' demesi

Yardımcı olan kişinin dilenciye saldırması

Diğer memurun engellemeye çalışması

Zabıta memurunun çevredekilerine yine vurun demesi

Çevredekilerin saldırması

Diğer memurun dilenciyi linç etmekten kurtarması

dilencinin araca alınması

Haber- Kamera: Muammer ŞEN KARAMAN

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

ŞIRNAK'TA MİNARE YIKIMINDA POLİSİN ÖNLEMİ OLASI FACİAYI ÖNLEDİ

Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde çürük raporu bulunan bir cami, minaresi ve 4 katlı bir binanın yıkımı sırasında güvenlik önlemi alan polis, meraklı vatandaşları bölgeden uzaklaştırarak olası bir faciayı önledi.

Beytüşşebap'ta yaklaşık 60 yıllık olan Ulu Cami, minaresi ve yanındaki 4 katlı hizmet binası için çürük raporu gerekçesiyle yıkım kararı çıkarıldı. Bu sebeple iş makineleriyle bölgeye ekipler, 4 katlı bina ile caminin yıkımı için çalışmalara başladı. Bu sırada vatandaşlar çevrede toplanarak cep telefonlarına sarıldı. O anları kaydeden vatandaşlar birbirleriyle adeta yarışarak görüntü almaya çalışmaları çalışanları engelledi. Bunu gören müftülük çalışanları durumu polise bildirdi. Bunun üzerine bölgeye gelen polisler, çevredeki vatandaşları uzaklaştırdı. Bina ile caminin yıkımının ardından bu kez, 50 metrelik minare için ekipler bir ucunu iş makinesine diğerini de minareye bağladı. Polisin aldığı önlem sayesinde yıkımı gerçekleşen 50 metrelik minare ise iş makinesinin yardımıyla yıkıldı. Polisin çevrede aldığı önlem sayesinde yıkılan minarede can kaybı yaşanmadı.

Görüntü Dökümü

-Cami minaresini halatla iş makinesine bağlanması

-İş makinesinin halatla minareyi yıkması

-Çevrede bulunan meraklı vatandaşların görüntüsü

-Polislerin vatandaşları alandan uzaklaştırma görüntüsü

-Binanın yıkılma görüntüsü

-Genel ve detay

Haber-Kamera: Emin BAL/BEYTÜŞŞEBAP (Şırnak),

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

==============================================

KEMER'DE MİNİBÜS, SERVİS MİDİBÜSÜNE ÇARPTI: 2 ÖLÜ, 11 YARALI

Antalya'nın Kemer ilçesinde, minibüsün, otel personelini taşıyan midibüse arkadan çarpışmasıyla meydana gelen kazada 2 kişi öldü, 11 kişi yaralandı.

Kemer'e bağlı Beldibi ve Göynük mahalleleri arasındaki D400 karayolu üzerinde, Mehmet Çatalbaş'ın kullandığı 03 EV 023 plakalı minibüs, Özkan Köse'nin kullandığı 07 C 82203 plakalı 5 yıldızlı bir otelde çalışan personeli taşıyan midibüse arkadan çarptı. Midibüsün refüjdeki beton bariyere çarparak devrildiği kazada, ilk belirlemelere göre 2 kişi öldü, 11 kişi de yaralandı. Kazanın ardından olay yerine çok sayıda sağlık ve kurtarma ekibi sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

Kaza yapan araçlar

Yerde cansız yatan kazazedeler

İtfaiye ekibi detay

Sağlık ekipleri detay

Genel ve detay

Haber: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

===============================================

PASTIRMA VE SUCUĞA RAMAZAN ZAMMI

Pastırma  ve sucuğun ana vatanı olarak bilinen Kayseri'de et fiyatlarındaki dalgalanma nedeniyle  ramazan sofralarının değişmez  yiyeceklerinden pastırmaya kiloda 10 TL, sucuğa ise 5 TL ramazan zammı geldi.

Kayseri'de perakende olarak evlik sucuk 65, normal sucuk 55, sıra ve seçme pastırma 105,Kuşgömü,tütünlük ve bonfile pastırma ise 135 TL'den satılıyor. Kayserinin ramazan ayında en çok satılan et ürünlerinden sucuk içi ise kilosu 55 liradan satışa sunuluyor. Sucuk ve pastırma  batıcısı Yusuf Tilgen, " Ramazan öncesi ete gelen zam ister istemez pastırma ve sucuk fiyatlarını da etkiledi. O nedenle kilo fiyatlarına  5 ila 10 TL arasında zam yapıldı. Aslına bakarsanız pastırma çok pahalı değil. Zira, işlemi ve firesi çok. 1 porsiyon kebap 20-25 TL. Ekmek arası dürüm 10-15 TL. Ama, 100 gram pastırma 10-13 TL. 100 gram pastırma,250 gram ete bedel.Bir insan en fazla yese yese 100 gram, 150 gram pastırma yiyebilir. Olaya böyle bakmak lazım.Pastırma ramazan sofralarının tadımlık et ürüdür."dedi. Yusuf Tilgen, " Sucuk fiyatlarına gelince,1 kilo kıyma 40-50 TL olmuş. Normal sucuk 55 liradan, evlik dediğimiz baharatı fazla olan ve bu yüzden fiyatı farklı olan sucuk ise 65 liradan satılıyor. Sucuktaki girdiler arasında baharak, sarımsak ve ister doğal ister suni bağırsak ve hava şartalına bağlı olarak kurumadan kaynaklanan fireyi de hesap ederseniz ortada anormal bir rakam yok"diye konuştu

Görüntü Dökümü:

---------------

-Pastırma doğranırken görüntü

-Sucuk, peynir, bal, pastırma görüntüsü

-Röportaj

-Genel detay

Haber: Oktay ENSARİ Kamera: Olcay DÜZGÜN  / KAYSERİ,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

===========================================

ERÜ'DEN TÜRKİYE'DE BİR İLK: KALORİSİ AZALTILMIŞ TEREYAĞI

Erciyes Üniversitesi, Türkiye'de ilk defa üniversite sahipliğindeki bir Patenti devir yoluyla ticarileştirdi. Kalorisi azaltılmış prebiyotik kahvaltılık modifiye tereyağı Gülsan A.Ş'ye patent olarak verildi.

Erciyes Üniversitesi kendisine ait patentlerden "Kalorisi Azaltılmış Prebiyotik Kahvaltılık Modifiye Tereyağıö adlı patenti Türkiye'nin köklü ve önde gelen gıda firmalarından Gülsan Gıda San. Tic. A.Ş.' ye devir yoluyla ticarileştirildi. Erciyes Üniversitesi Teknopark toplantı salonun yapılan patent devir teslim törenine Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammet Güven, Gülsan A.Ş Genel Müdürü Mehmet Güldüoğlu, Ürün gelişimine katkı veren Prof. Dr. Mahmut Doğan ve üniversite yetkilileri katıldı.Erciyes Üniversitesi'nin bu başarısıyla ilgili açıklama yapan  Rektör Prof. Dr. Muhammet Güven "Erciyes Üniversitesi'nin devir yoluyla ticarileşen ilk patenti olma özelliğini taşıyan, Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr.Mahmut Doğan'ın geliştirdiği Kalorisi Azaltılmış Prebiyotik Kahvaltılık Modifiye Tereyağı adlı ürün tamamen Erciyes Üniversitesi laboratuvarlarında geliştirilmiştir. Üretilen bilginin sanayiye aktarılması noktasında Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi aracılığıyla başarılı faaliyetler yürüten üniversitemiz, mülkiyeti kendisine ait patentlerden birini geçtiğimiz yıl lisans yoluyla ticarileştirmiş olup üniversitemiz tarihinde ilk defa patentten gelir elde etmiştir. Bu yıl da ticarileştirme faaliyetlerine ağırlık verilmiş olup bu vasıta ile toplumsal kalkınmaya ve katma değerli üretime katkı sağlanmıştır." dedi.

ARGE çalışmaları tamamlanmış olan bu çalışmayı tüketicilere sunabilmek için patent devrinin firma bünyesine gerçekleşeceği firma sahibi Gülsan Gıda Genel Müdürü Mehmet Güldüoğlu ise şunları söyledi: "Son yıllarda kolesterolü artırdığı düşüncesiyle tereyağı tüketiminde azalmanın olduğu biliniyor. İnsanların tükettikleri besin maddeleri ile sağlıklı bir yaşam arasındaki ilişkiyi kavramaya başlamasıyla,  kolesterol ve kalp damar rahatsızlıklarını öne sürerek tereyağı tüketimi sınırlanmıştır. Bunun yanında diyetetik,  kalorisi azaltılmış, düşük yağlı ve lifli gıdaların tüketim eğilimi gittikçe artmıştır. Bizlerde bu sebeple Üniversite-Sanayi iş birliği kapsamında değerli öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Doğan hocamızın geliştirdiği kalorisi azaltılmış prebiyotik tereyağ ile ilgili patentini insanların tüketimine sunmak için firmamız Gülsan Gıda'ya devralıyoruz"

Ayrıca kalorisi yüzünden aşırı kilo veya sağlık açısından tüketimde tereddütlü bireylerin kahvaltılarında çok rahat bir şekilde tüketebilecekleri yeni bir ürün olup, dünyada buna benzer başka bir çalışma yapılmadığını belirten Güldüoğlu, ürünün dünyada ilk olduğunu ve piyasaya sürmek için çalışmalara başladıklarını ifade etti.

Geliştirilen ve Gülsan A.Ş'ye patenti verilen Kalorisi Azaltılmış Prebiyotik Kahvaltılık Modifiye Tereyağı özellikleri,  Prebiyotik özelliği ile daha sağlıklı olup,  %40 oranında daha düşük kalori oranına sahiptir, Daha yumuşak yapısı ile ekmeğe sürümü kolay, ekonomik ve uzun raf ömrüne sahiptir.

Görüntü Dökümü:

------------------------

ERÜ Rektörü Prof.Dr Muhammed Güven'in konuşması

GÜLSAN Genel Müdürü Mehmet Güldüoğlu'nun konuşması

Patente imza töreni

Diğer detay görüntüler

2 dakika 56 saniye/ 329 MB

Haber: -Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

============================================

KADIN ARICIDAN, EV HANIMLARINA 'BU İŞE GİRİN' ÇAĞRISI

Artvin'in Yusufeli ilçesinde Kaçkar Dağı eteklerinde 40 kovanda arıcılık yapan Elif Kırbıyık (42), ürettiği çiçek ballarını satarak aile ekonomisine gelir sağlıyor. Yılda ortalama 300-400 kilo dolayında çiçek balı üreten Kırbıyık, arıcılık mesleğinin kadın işi olduğunu söyledi.

Çevreli köyünde oturan Elif Kırbıyık, katıldığı kursta arıcılığı öğrendi, sertifika aldı. 5-10 dolayında kovanla bal üretimine başlayan Kırbıyık, işini geliştirdi, 40 kovanda çiçek balı üretimine geçti. Kaçkar Dağı eteklerinde arıcılık yapan Kırbıyık, yaz aylarını yaylada geçiriyor. Çoğu zamanını arılarla geçiren Kırbıyık, yılda 300-400 kilogram arasında çiçek balı sağımı yapıyor. Ürettiği balları kilosu 150 ila 400 lira arasında değişen fiyatlarda satan Kırbıyık, aile ekonomisine gelir sağlıyor. Arıcılığın kadın mesleği olduğuna inandığını ifade eden Elif Kırbıyık, "Kadınlar temizlik konusunda titizdir. Arılarda temizliği ve titizliği sever. Ev hanımıydım. Bir iş yapmak istiyordum. Arıcılık kursu açıldığını duydum. 'Neden ben de yapmayayım' dedim. 10 yıl önce eğitimlere katılarak sertifika aldım ve bal üretimine başladım. Bir kaç kovanla başladığım üretimde bugün 40 kovana çıktım. Baharla birlikte yaylaya çıkarak hazırlıklarımı yapıyorum ve yazın bal üretimi gerçekleştiriyorum." dedi. Ürettiği balları satarak aile ekonomisine katkı sağladığını anlatan Kırbıyık, "Ev hanımları  bu işe girmeli. Emek verildikten sonra kazancı da iyi. Aile ekonomilerine ciddi katkı sağlıyor" diyerek ev hanımlarına arıcılık yapmaları çağrısında bulundu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Arıcılık yapan kadın

Kovan detayları

Arıcı kadınla röp.

Ürettiği bal detayları

Haber-Kamera: Nusret DURUR ARTVİN,

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-1 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement